Salgın Hastalıklar Tarihi: Kızamık

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla,

Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.

Es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu,

Aslında başka bir yazı silsilesine başlamak üzere hazırlıklarımı yaptığım bir dönemde, yaşanan bazı hadiseler sonrasında daha güncel bir konuyu detaylıca ele almak istedim. Bu yazıyla birlikte uzun bir yazı silsilesine başlayacağız, salgın hastalıklar tarihine bakmaya çalışacağız. Tarihten bugüne salgın hastalıkların seyri, etkileri, toplumsal, siyasal, kişisel boyutu; çıkardığımız dersler, yaptığımız hatalar, isabet ettiğimiz doğrular, tıbbi değerlendirmeler ve daha fazlasını bu yazı silsilesiyle birlikte incelemeye çalışacağız. Çaba bizden, başarı Allah’tandır (cc).

Yazılardaki tüm hayır ve güzellikler Allah’tan (cc); tüm yanlışlar, eksiklikler ve olumsuzluklar benden, nefsimden ve şeytandandır.

Kızamık Hastalığı Nedir?

Kızamık bir virüs hastalığıdır.

1600’lü yılların sonu 1700’lü yılların başında mikroskopun icadıyla insanoğlu daha önce hiç bilmediği bir dünyanın kapısını araladı. Gözüyle göremediği, ama kendi tarihinden bile eski olabilecek bir canlı âlemiyle tanıştı: Mikroorganizmalar. Bu âlemi yüz yıldan daha fazla inceledi ve 1800’lü yıllara doğru mikrobiyoloji ilmi ortaya çıktı. Gözle görülmeyecek kadar küçük canlıları inceleyen bilim dalı anlamına gelen mikrobiyoloji hakkında en eski tıbbi kaynakların neler olduğu tam bilinmese de İbni Sina’nın (980-1038) kitaplarında “hastalık yapıcı unsurların doğada var olduğu, ama bunların gözle görülüp belirlenemediği” görüşü dikkat çekicidir. Tıp tarihi boyunca uzun yıllar bilinmezliğini koruyan bu âlem, uzun incelemeler ve araştırmalar sonucu, Allah’ın yeryüzüne indirdiği ilim sayesinde, bugün daha detaylı biliniyor, elhamdulillah. Gözle göremediğimiz bu canlılar, toplu iğnenin ucundan milyonlarca kat küçükler. Virüs, bakteri, mantar gibi çeşitli isimleri var. Bir kısmı yararlı olmakla birlikte birçoğu hastalıklara sebep oluyor.

Âlem içinde âlem yaratan Allah ne yüce! Yerin ve göğün görünmez ordularının sahibi Allah ne yüce!

“Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.”[1]

“Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.”[2]

Kızamık, dünya çapında ortaya çıkan ve oldukça bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. Enfeksiyon, ateş, halsizlik, öksürük, nezle, iştahsızlık, göz enfeksiyonu (konjunktivit) ile başlar. Bu belirtilerden sonra ağız içinde beyaz beyaz lekeler/yaralar, vücutta kırmızı döküntüler meydana gelir.

Vücuttaki döküntüler ortaya çıkmadan önceki beş gün ve döküntü sonrası dört gün boyunca kişi başkalarına bu hastalığı bulaştırabilir. Hastalık hava yoluyla bulaşır ve hasta kişiyle aynı ortamı paylaşmak bulaş için yeterlidir. Hastalığın bulaşmasında okullar, yatakhaneler, yurtlar gibi insanların toplu yaşadığı yerler önemli rol oynar.

Kızamık enfeksiyonuna yakalanan her insan hastalığı aynı şekilde geçirmez. Hastalık herkeste farklı ağırlıkta ortaya çıkar. Daha küçük bebekler ve ileri yaştaki insanlar daha ağır atlatır. Hafif geçsin, ağır geçsin kızamık enfeksiyonu vücutta istenen bir enfeksiyon değildir. Çünkü kızamık birçok hayati risk oluşturur. Hastalığın başında görülen gribal semptomlar veya vücuttaki kırmızı döküntüler çok önemli değildir ve bu bulgular geçicidir. Fakat vücut sadece bunlarla hastalığı atlatmaz. Kızamık üç temel hayati organı tehdit eder: Akciğerler (pnömoni/zatürre), kalp (miyokardit, perikardit/kalp zarı enfeksiyonu) ve beyin (ensefalit, menenjit/beyin ve beyin zarı enfeksiyonu). Bu üç organın etkilenmesi ölüm riskini arttırdığı için ölüm yaşam arasındaki fayda zarar dengesi kurulduğunda, ölüm göze alınabilecek bir risk değildir.

Akciğer enfeksiyonu (zatürre/pnömoni) kızamığa bağlı ölümlerin en yaygın nedenidir. Solunum yetmezliği gelişebilir ve kişi nefes alamayacak hâle gelebilir. Bu durumda entübe edilip cihazla nefes alması sağlanır ve bu hastalar yoğun bakım şartlarında takip edilir. Solunum yolları etkilenmesi beş yaşından küçük çocuklarda ve yirmi yaşından büyük yetişkinlerde daha ağır seyreder. Kızamık enfeksiyonu sonrası gelişen akciğer hasarında akciğerlerin yapısı etkilenir (bronşektazi) ve hasar kalıcıdır, kişi hayatı boyunca solunum yolu enfeksiyonlarına yatkın hâle gelir.

Sindirim sistemi etkilenmesi sonrası diş eti iltihabı, bağırsak enfeksiyonu (enterit), karaciğer enfeksiyonu (hepatit), karın içi lenf nodlarında büyüme ve enfeksiyon, apandisit gelişimi görülebilir. Beslenme ve iyi bakım sayesinde diş eti enfeksiyonu ve ishal durumu daha çabuk atlatılabilir. Fakat karaciğer ve dalak gibi organlarda ciddi hasar meydana gelebilir.

Kızamık hastalığı bağışıklık sistemini de etkiler. Kandaki bağışıklık hücrelerin (lenfosit) azalmasına sebep olur. Kızamık hastalığını geçirmek ve ağır atlatmak, diğer enfeksiyonlara karşı elde ettiğimiz bağışıklık yanıtını yok edebilir, ciddi oranda zayıflatabilir veya hafıza bağışıklık hücrelerini tüketebilir.

Kızamık gözleri etkiler, göz yapılarında enfeksiyonlara[3] sebep olur. Görme kayıpları görülebilir, körlük gelişebilir. Kızamığa bağlı gelişen keratit[4] önemli bir körlük nedenidir.

Kızamık kalbi etkileyen bir hastalıktır. Kalbin çevresinde tabaka tabaka bulunan zar yapılarının enfeksiyonu sonucunda (perikardit, miyokardit) kalbin çalışması bozulabilir veya kişinin kalbi durabilir.

Kızamık beyin ve sinir sisteminde ciddi hasar bırakan bir hastalıktır. Yaygın beyin enfeksiyonu oluşturabilir. Ateş, baş ağrısı, kusma, ense sertliği ile başlayan bulgular nöbet, koma ve ölüme ilerleyebilir. Dört çocuktan birinde nörogelişimsel hasar oluşur; davranış bozuklukları, akıl ve zekâ fonksiyonlarında kayıp görülebilir, epileptik nöbetler hayat boyu kalabilir. Üstelik kişi kızamığa yakalanır ve ne kadar ağır geçirirse, hastalığı atlatsa bile önündeki 7-10 yıl içinde ortaya çıkabilecek yaygın beyin enfeksiyonu[5] riski hâlâ devam eder, bu durumun tedavisi yoktur ve ölümcüldür.

Hamile kadınlar ve bebekleri daha büyük risk altındadır. On gebenin altısında yukarıda sayılan ciddi bulgular geliştiği görülmüştür. Ayrıca bebekte gelişim geriliği, erken doğum, düşük, anne karnında bebeğin ölümü, anne ölümü riski önemli ölçüde artar.

Bugün tıbbi tedavilerin ve yoğun bakım şartlarının gelişmesiyle hastalığı kırk elli yıl önceki gibi ağır atlatmıyoruz, elhamdulillah. Rabbimiz (cc),bu gelişimi tıp ilmine nasip etmiş ve tüm insanlığa merhamet etmiştir. Bağışıklık sistemi baskılanmış insanlar, hamileler, A vitamini eksikliği olanlar, beslenme koşulları yetersiz çocuklar, çok küçük bebekler ve ileri yaştaki insanlar hastalığın ölümcül sonuçlarına diğer insanlara göre daha fazla maruz kalmaktadır.

Kızamık Tedavisinde Neler Yapılıyor?

Maalesef tıp ilmi bugün kızamık virüsünü direkt öldüren bir ilaç bulamadı. Bu nedenle hastalığı en güzel atlatma yolu hastalığa hiç yakalanmamaktır.

Hastalığa yakalanan insanlara uygulanan tedavi, destekleyici tedavidir. Solunum yetmezliği geliştiğinde kişi uyutulup entübe edilir. Kalp çalışması bozulduğunda veya durduğunda kalp masajı yapılır, ilaçlarla kalp desteklenmeye çalışılır. Besin desteği ve A vitamini desteği verilir. Organ hasarı gelişirse ilaçlarla desteklenmeye çalışılır, organ yetmezliği gelişmemesi için elden ne gelirse yapılır. Vücutta başka bir enfeksiyon gelişirse o enfeksiyonla en sert şekilde savaşılır, çünkü kişi zaten kızamık gibi ağır bir enfeksiyonu geçiriyorken başka bir enfeksiyonu kaldıramaz ve ölümcül sonuçlar doğurur. Hastanın durumuna göre tedavi listesine eklenen daha birçok tedavi olabilir.

Kızamık Hastalığını Tanımak

Bugün kızamık hastalığını tanımak zor değildir. Ağız ve vücuttaki lekelerle ve kanda bakılan bazı testlerle kızamık hastalığı tanınabilir, fakat maalesef bu durum açıktan ilan edilemeyebilir. Kızamık hastalığı tüm dünyayı ilgilendiren bir hastalıktır. Bir ülkede kızamık tanısı konulduğunda ve bu hastalık birçok kişide görüldüğünde, yani salgın oluşturduğunda dünyaya bildirilmesi gerekmektedir. Diğer hastalıklardan farklı olarak salgın hastalıklar sadece tıbbi bir durum değildir. Ülkelerin ticaretini, turizmini, vize alımını, ülkeye yapılacak yatırımları ve daha birçok durumu etkiler. Siyasi ve ekonomik yönü baskındır.

Kızamık döküntüleri olan bir insana, hatta durumu kötü olup yoğun bakıma yatan hastalara bir hekim, “Kızamık enfeksiyonu geçiriyor.” diyemeyebilir, çünkü ertesi gün tayininin nereye çıkacağını kimse kestiremez. Fakat “Ağır bir virüs enfeksiyonu geçiriyor. Ağır bir virüse bağlı zatürre olmuş. Virüse bağlı döküntülü bir hastalık geçiriyor.” diyebilir. Bunlar yalan ifadeler değildir, hastalığın adını değil, tanımını söylüyordur. Bunları duyan bir kişinin, “Kızamık değilmiş.” şeklinde değerlendirme yapması doğru değildir.

Kızamık ve Vakıamız

Rabbimiz yarattığı her canlıya merhamet etmekte ve onları korumaktadır. Fakat kişisel tecrübelerimden şunu çok net söyleyebilirim ki Rabbimiz Müslimleri çok özel bir şekilde korumakta ve muhafaza etmektedir. Birçok insan bazı hastalıklardan ölmekte iken, bir Müslim çok hafif hasarla veya hasarsız atlatabilmektedir. İbrâhîm’e (as) ateşi serin ve selamet kılan Rabbimize hamdolsun; bu, Allah’ın (cc) muvahhidler üzerindeki çok özel nimetlerindendir.

Kızamığı, Allah’ın yardımıyla, genel istatistiklerden farklı olarak daha hafif atlatacağımızı ön görüyorum, fakat bu bizleri kendi açımızdan tedbir almamaya sevk etmemelidir. Rabbimiz muvahhidleri özel olarak muhafaza etmeyi üzerine aldığı gibi; kişinin de kendisine düşen tedbiri alması, meşru vesilelerin tamamına yapışması gerekir. Ateşin İbrâhîm’e (as) serin ve selamet olması ateşin tabiatını değiştirmediği gibi, Müslimlerin kızamık hastalığını hafif atlatıyor oluşu da kızamık hastalığının seyrini değiştirmez. Tarih boyunca milyarlarca insan bu hastalığa yakalanmış ve milyonlarca insan bu hastalık sonucu ölmüştür.

Değişmez bir sünnetullah: Nimetin şükrünü eda edemeyen zıddıyla cezalandırılır. Rabbimiz üzerimizden bu nimeti çekip alırsa bizi çok zorlu imtihanların beklediği aşikârdır. Dünya tıp tarihi defalarca bu imtihanlara yenilmiş insanlarla doludur.

Rabbim Müslimleri korusun, muhafaza etsin, merhameti ve Eş-Şâfî ismiyle kuşatsın. Bizleri şükreden kullarından eylesin.

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.


[1]. 45/Câsiye, 36

[2]. 1/Fâtiha, 2

[3]. Keratit ve korneal ülserasyonlar

[4]. Göz bebeğinin önündeki şeffaf kubbe şeklindeki doku enfeksiyonu

[5]. SSPE (subakut sklerozan panensefalit) ve akut yayılmış ensefalomiyelit.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver