Sahabe Hakkındaki İnancımız

Kitabın Yazarı: Prof. Dr. Muhammed b. Abdullah el-Vuheybî

Yayınevi: Guraba Yayınları

Basım Tarihi: 2012

Sayfa Sayısı: 112

Ebat: 115 X 165 mm

Kitap Hakkında

Sahabe, Allah’ın (cc) seçtiği ve Allah Resûlü’nün (sav) etrafında topladığı özel zümredir. Allah (cc) onları bu dine layık görmüş ve onları tevhid ehli kılmıştır:

“Hani o kâfirler, kalplerine asabiyeti, cahiliye asabiyetini koymuştu. Allah da, Resûl’ünün ve müminlerin üzerine sekinetini indirmiş ve onları takva kelimesi (olan Lailaheillallah’a) bağlı kılmıştı. (İşin aslı) onlar da buna layık ve ehil kimselerdi. Allah, her şeyi bilendir.”[1]

Sahabe, geçmiş kutsal kitaplarda ve peygamber toplumlarında özlemle anılan kutlu nesildir. Kâfirler için dert, Müslimler için devadır:

“Muhammed, Allah’ın Resûlü’dür. Onunla beraber olanlar, kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlilerdir. Onları; rükû edenler, secde edenler ve Allah’ın lütfunu ve rızasını elde etmek isterken görürsün. Alametleri, yüzlerinde secdeden oluşan izdir. Bu, onların Tevrat’taki sıfatıdır. İncil’deki sıfatlarıysa filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşıp gövdesi üzerine doğrulmuş bir ekin gibidir ki bu, çiftçilerin hoşuna gider. (Onların bir ekin gibi güçlenip çoğalması örneği) kâfirleri öfkelendirmek için verilmiştir. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere, bağışlanma ve büyük bir mükâfat vadetmiştir.”[2]

Onlar, ancak kendilerine tabi olunmakla kurtuluşun mümkün olduğu hidayet kandilleridir:

“Muhacir ve Ensar’dan öncüler, ilkler ve onlara ihsan üzere tabi olanlar (var ya)! Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlar için altından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. En büyük kurtuluş budur işte.”[3]

“Şayet onlar (misli misline), sizin iman ettiğiniz gibi inanırlarsa hidayete ererler. Yüz çevirirlerse onlar ancak bir ayrılık içinde olurlar. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O (işiten ve dualara icabet eden) Es-Semi’, (her şeyi bilen) El-Alîm’dir.”[4]

Sahabeyi sevmek veya buğzetmek tamamen akidevi bir mesele olduğundan sahabiler kendi aralarında birbirlerinin kadrini bilmiş, onlardan sonra gelenler de sahabenin kadir ve kıymetini korumaya özen göstermişlerdir. Ne ki bir yerden sonra birtakım oluşumlarda sahabeye insanüstü özellikler atfedilmiş, dolayısıyla bu hususta şirk kapıları aralanmıştır. Daha sonraları ise bu anlayışın tam karşısında sahabeyi yeren, hak ettikleri saygıyı göstermeyen ve onların güvenirliliğini zedelemeye çalışan oluşumlar da baş göstermiştir. Kitabımız bu iki taifenin karşısında yer alarak sahabenin adil olduğuna dair Kur’ân ve Sünnetten deliller zikretmiş, sövme ve hakaret etme hakkında bazı başlıklar açmış ve son olarak sahabe tarihini inceleme esaslarına dair bilgiler paylaşmıştır.

Elbette ki onlar da insandır ve hataları olmuştur, bununla birlikte genel anlamda insanlığın en hayırlı topluluğu kabul edilmişlerdir. Biz insanlara örnek gösterilen kişilerin de bizim gibi insan olmaları, hata yapmaları lazım ki onlarda kendimizi ve bize örnekliklerini bulabilelim. Eksiklikten ve kusurdan münezzeh olan ise sadece Allah’tır (cc).

Allah’tan (cc) bizleri ve o kutlu nesli bağışlamasını ve onlara karşı kalplerimizin tertemiz olmasını diliyoruz:

“(Muhacir ve Ensar’dan) sonra gelenler derler ki: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz! Şüphesiz ki sen, (şefkatli olan) Raûf ve (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’sin.”[5]

Bir sonraki kitap tanıtımımızda görüşmek üzere, Allah’a (cc) emanet olunuz…


[1]. 48/Fetih, 26

[2]. 48/Fetih, 29

[3]. 9/Tevbe, 100

[4]. 2/Bakara, 137

[5]. 59/Haşr, 10

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver