Nöral Terapi

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a

(cc)

, salât ve selam Resûlü’nün

(sav) 

üzerine olsun.

Bu yazımızda da GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) ile ilgili yazı serimize devam edeceğiz ve geleneksel olmayıp tarihi 1920’ye dayanan, aynı zamanda Tamamlayıcı Tıp içerisinde uygulanmakta olan nöral terapi yöntemini ele alacağız inşallah.

Nöral terapi, basit bir tanımla iyileşmenin sağlanması için sinir sistemine etki edilmesi anlamını taşımaktadır. Vücudumuzda bulunan otonom sinir sistemi, geniş elektriksel bir ağ sistemine sahiptir. Bu sinir sistemi vücudun her hücresine ulaşan ve onların çalışmalarını kontrol eden bir biyoelektriksel ağdır. Bu ağdaki bozuklukların tüm hastalıkların temelini oluşturduğu düşünülmektedir.

Nöral terapi de bu bozuklukları düzeltmeye yönelik yapılmaktadır. Bu sebeple özellikle kas iskelet sistemindeki ağrıların giderilmesiyle birlikte hemen hemen tüm hastalıklarda etkili bir tedavidir/yardımcı tedavidir. İlaç tedavisiyle sağlanamayan bu etki sayesinde hastalığı kaynağından tedavi etmek çoğu zaman mümkündür. Elbette ki bu veya diğer tedavilerin hiç biri çoğu zaman tek başına yeterli olamayabilir. Ondan dolayıdır ki nöral terapi bir tamamlayıcı tıp tedavisidir.
Nöral terapi, tamamen farklı biyofiziksel etki ile vücutta kalıcı düzenleme yapmaktadır. Herhangi bir geçici ağrı kesici ilaç uygulaması gibi geçici olarak değerlendirmemek gerekir.

Nöral Terapi Kimlere Uygulanabilir?

Nöral terapi yaşlı ve çocuklar da dahil olmak üzere her yaş grubuna uygulanabilmektedir. Tansiyon, şeker, kalp hastalıkları gibi hastalıklar ve kullanılan ilaçlar, tedaviye engel değildir. Sadece yoğun ilaç ve özellikle de kortizon kullanan hastalarda vücut ciddi bir şekilde baskılandığı için tedavinin etkinliği azalmaktadır. Bu tedaviye başlanacaksa hastanın kullanmakta olduğu kimyasal ilaçların en aza indirgenmesi sağlanmalıdır.

Nasıl Uygulanmaktadır?

Nöral terapi enjeksiyon (şırınga) ile yapılan bir tedavidir. Başta cilt olmakla birlikte, kas, eklem içi, derin doku, vücuttaki tüm yara ve ameliyat izlerine dahi uygulama yapılabilmektedir. Uygulamalar genellikle ince iğne uçları ile yapılmaktadır. Asıl amaç iğne yapmak değil, vücudun sinir ağında biyoelektriksel bir etki oluşturmaktır. İğnenin yapılacağı bölgeler hastaya ve şikâyetine bağlı olarak değişebilmektedir. İğneler bu tedaviyi uygulayan doktor tarafından tespit edilmiş ve “bozucu alan” olarak tabir edilen alanın deri altı/kas/eklem içi bölgesine yapılmaktadır.

Tedavi Süreci Nedir?

Tedavi genelde seanslar hâlinde yapılmakta olup, sıklıkla haftada 2-3 seans şeklinde ya da daha aralıklı olarak uygulanabilmektedir. Hastalığın seyrine göre bazen aylara yayılan seanslar mümkündür. Tedavi süresi hastaya özel değişmekte olup genelde 10-15 seans arası yapılmaktadır. Genellikle birkaç ayda bitirilen tedavi, uzun vadede şikâyetler tekrarlanırsa tedaviye kalınan yerden devam edilebilmekte; çünkü bazen iyileşme sonrası şikâyetlerin kısmen geri gelmesi mümkün olabilmektedir. Bu durum predispozan faktörlerin (hastalığa sebebiyet veren faktörlerin) olmadığını tespit ettikten sonra “bozucu alan” olarak tabir edilen hastalıklı bölgenin daha fazla uygulamaya gereksinimi olduğuna kanaat getirilebilir. Duruma göre seanslara aradan sonra tekrar başlanabilir.

Nöral Tedavinin Yan Etkileri Var mıdır?

Doğal bir tedavi olarak kabul edilen nöral terapi aslı itibariyle vücuda enjekte edilen bir ilaç tedavisi değildir. Nöral terapide kullanılan ilaçlar, çoğunlukla kısa etkili lokal anestetik maddelerden oluşmaktadır. İğnelerde kullanılan bu maddenin otonom sinir sistemi üzerinde oluşturduğu uyarıdan faydalanılır, yani sinir ağına bir uyarı gönderilir. İğne cilde yapılır yapılmaz bu uyarı sinir ağına yayılır ve hasar gören sinirlerin hepsine biyoelektriksel bir akım oluşturulmaya çalışılır. Her seanstan sonra bu biyoelektriksel alanın daha üst düzeylere çıkması hedeflenir.

Nöral terapide kısa etkili anestezik maddeler kullanılmaktadır. Bu lokal anestezik maddelerin nöral terapideki dozu ve kullanım şekli, vücuda kimyasal veya toksik bir madde enjekte edilmesi gibi değerlendirilemez. Yüz yıla yakın bir süredir Avrupa’da uygulanan nöral terapi, günümüzde tüm dünyada tıp otoriterlerince kabul görmüştür. Vücutta sistemin aktifleşmesini sağlayan bu yöntem, doğal bir tedavi olarak kabul görmektedir. Nöral terapi hamileler ve emziren annelerde bile rahatlıkla uygulanabilmektedir. Kullanılan maddeye alerjisi olanlar dışında tespit edilmiş kalıcı hiç bir yan etkisi yoktur ve iyileşme görüldükten sonra genel itibariyle de tedaviler uzun süreli veya kalıcı olmaktadır.

Nöral terapi uygulamasında nadiren de olsa gelişebilen bir sinir teması olursa ilgili sinir bölgesinde kısa süreli huzursuzluk hissi, ilgili eklemde kuvvetsizlik vb. şikâyetler ortaya çıkabilir. Bu durum kalıcı olmamakla beraber metodun kendisine has bir durumdur ve kullanımı zorunlu olan lokal anestezik maddeye bağlı olarak ortalama 15-60 dakikada tamamen düzelme beklenir.

Nöral Terapinin Uygulandığı ve Uygulanmaması Gereken Durumlar

Nöral terapide amaç, çeşitli alanlarda bozulmuş olan yapıların normale döndürülmesi ve uzun süreli iyileşme sağlamaktır. Nöral terapide ağrıya neden olan faktörler ortadan kaldırılmaya çalışıldığı için vücudun kendini yenileme sistemi devreye girer. Kullanılan maddenin yaptığı bir etkiden ziyade vücut, sinir sistemi ağıyla bunu yapmaya çalışır. Böylelikle fonksiyonlarda gittikçe düzelme ve normale dönme beklenir. Haftada 1-2 seans uygulanabilir. Her iki seans arasında en az 3 gün olmalıdır, ancak aralıklı olarak da yapılabilir. Tedavi hastaya göre değişmektedir.

Nöral terapinin etkili olduğu başlıca durumlar:

Migren ve baş ağrıları tedavisi

Boyun, sırt ve bel ağrıları gibi kas kökenli veya fıtık ağrılarının tedavisi

Eklem hastalıkları (menisküs yırtılması, eklem içindeki sıvının azalması, sporcu yaralanmaları)

Sinir basısına bağlı oluşan ağrıların tedavisi

Romatizmalı hastalıkların destek tedavisi

Detoksla beraber bağışıklık sisteminin düzenlenmesi

Kronik tonsillit (geçmeyen boğaz iltihabı) tedavisi

Kronik sinüzit tedavisi

Hormanal bozukluğa bağlı üreme sorunları

Menopoz sıkıntılarının giderilmesi

Âdet düzensizlikleri ve şiddetli adet sancısı tedavisi

Fibromiyalji (yaygın kas ağrıları), devamlı yorgunluk, uykusuzluk hissi ve hâlsizlik tedavisi

Depresyon ve panikatak gibi ruhsal hastalıkların tedavisi

Kronik kabızlık tedavisi (Detoksla beraber)

Bağırsak hastalıkları tedavisi

Yüz felci tedavisi (Bell’s Palsy)

Trigeminal nevralji (yüzde oluşan sinir ağrısı) tedavisi

Düşüp çarpmalara bağlı oluşan ağrılar

Yüz bölgesinde kırışıklığın önlenmesi

Nöral terapi yapılması önerilmeyen durumlar şunlardır:

Myasthenia gravis, Parkinson ve multiple skleroz hastaları

Kalp yetmezliği, II. ve III. derece AV kalp bloğu olan hastalar

Pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar

Kötü huylu kanser hastalığı

Ruhsal hastalığı olanlar

Kısa zamanda ameliyat olunması gereken durumlar

Aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullananlar (İlaç bir hafta süre ile bıraktırıldıktan sonra nöral terapi uygulanabilir)

Tiroit için atom tedavisi alan hastalarda altı ay, tiroit sintigrafisi çektiren hastalarda da iki aydan önce uygulanmamalıdır.

Duamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdetmektir.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver

Nöral Terapi

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a (cc), salât ve selam Resûlü’nün (sav) üzerine olsun.

Bu yazımızda da GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) ile ilgili yazı serimize devam edeceğiz ve geleneksel olmayıp tarihi 1920’ye dayanan, aynı zamanda Tamamlayıcı Tıp içerisinde uygulanmakta olan nöral terapi yöntemini ele alacağız inşallah.

Nöral terapi, basit bir tanımla iyileşmenin sağlanması için sinir sistemine etki edilmesi anlamını taşımaktadır. Vücudumuzda bulunan otonom sinir sistemi, geniş elektriksel bir ağ sistemine sahiptir. Bu sinir sistemi vücudun her hücresine ulaşan ve onların çalışmalarını kontrol eden bir biyoelektriksel ağdır. Bu ağdaki bozuklukların tüm hastalıkların temelini oluşturduğu düşünülmektedir.

Nöral terapi de bu bozuklukları düzeltmeye yönelik yapılmaktadır. Bu sebeple özellikle kas iskelet sistemindeki ağrıların giderilmesiyle birlikte hemen hemen tüm hastalıklarda etkili bir tedavidir/yardımcı tedavidir. İlaç tedavisiyle sağlanamayan bu etki sayesinde hastalığı kaynağından tedavi etmek çoğu zaman mümkündür. Elbette ki bu veya diğer tedavilerin hiç biri çoğu zaman tek başına yeterli olamayabilir. Ondan dolayıdır ki nöral terapi bir tamamlayıcı tıp tedavisidir.
Nöral terapi, tamamen farklı biyofiziksel etki ile vücutta kalıcı düzenleme yapmaktadır. Herhangi bir geçici ağrı kesici ilaç uygulaması gibi geçici olarak değerlendirmemek gerekir.

Nöral Terapi Kimlere Uygulanabilir?

Nöral terapi yaşlı ve çocuklar da dahil olmak üzere her yaş grubuna uygulanabilmektedir. Tansiyon, şeker, kalp hastalıkları gibi hastalıklar ve kullanılan ilaçlar, tedaviye engel değildir. Sadece yoğun ilaç ve özellikle de kortizon kullanan hastalarda vücut ciddi bir şekilde baskılandığı için tedavinin etkinliği azalmaktadır. Bu tedaviye başlanacaksa hastanın kullanmakta olduğu kimyasal ilaçların en aza indirgenmesi sağlanmalıdır.

Nasıl Uygulanmaktadır?

Nöral terapi enjeksiyon (şırınga) ile yapılan bir tedavidir. Başta cilt olmakla birlikte, kas, eklem içi, derin doku, vücuttaki tüm yara ve ameliyat izlerine dahi uygulama yapılabilmektedir. Uygulamalar genellikle ince iğne uçları ile yapılmaktadır. Asıl amaç iğne yapmak değil, vücudun sinir ağında biyoelektriksel bir etki oluşturmaktır. İğnenin yapılacağı bölgeler hastaya ve şikâyetine bağlı olarak değişebilmektedir. İğneler bu tedaviyi uygulayan doktor tarafından tespit edilmiş ve “bozucu alan” olarak tabir edilen alanın deri altı/kas/eklem içi bölgesine yapılmaktadır.

Tedavi Süreci Nedir?

Tedavi genelde seanslar hâlinde yapılmakta olup, sıklıkla haftada 2-3 seans şeklinde ya da daha aralıklı olarak uygulanabilmektedir. Hastalığın seyrine göre bazen aylara yayılan seanslar mümkündür. Tedavi süresi hastaya özel değişmekte olup genelde 10-15 seans arası yapılmaktadır. Genellikle birkaç ayda bitirilen tedavi, uzun vadede şikâyetler tekrarlanırsa tedaviye kalınan yerden devam edilebilmekte; çünkü bazen iyileşme sonrası şikâyetlerin kısmen geri gelmesi mümkün olabilmektedir. Bu durum predispozan faktörlerin (hastalığa sebebiyet veren faktörlerin) olmadığını tespit ettikten sonra “bozucu alan” olarak tabir edilen hastalıklı bölgenin daha fazla uygulamaya gereksinimi olduğuna kanaat getirilebilir. Duruma göre seanslara aradan sonra tekrar başlanabilir.

Nöral Tedavinin Yan Etkileri Var mıdır?

Doğal bir tedavi olarak kabul edilen nöral terapi aslı itibariyle vücuda enjekte edilen bir ilaç tedavisi değildir. Nöral terapide kullanılan ilaçlar, çoğunlukla kısa etkili lokal anestetik maddelerden oluşmaktadır. İğnelerde kullanılan bu maddenin otonom sinir sistemi üzerinde oluşturduğu uyarıdan faydalanılır, yani sinir ağına bir uyarı gönderilir. İğne cilde yapılır yapılmaz bu uyarı sinir ağına yayılır ve hasar gören sinirlerin hepsine biyoelektriksel bir akım oluşturulmaya çalışılır. Her seanstan sonra bu biyoelektriksel alanın daha üst düzeylere çıkması hedeflenir.

Nöral terapide kısa etkili anestezik maddeler kullanılmaktadır. Bu lokal anestezik maddelerin nöral terapideki dozu ve kullanım şekli, vücuda kimyasal veya toksik bir madde enjekte edilmesi gibi değerlendirilemez. Yüz yıla yakın bir süredir Avrupa’da uygulanan nöral terapi, günümüzde tüm dünyada tıp otoriterlerince kabul görmüştür. Vücutta sistemin aktifleşmesini sağlayan bu yöntem, doğal bir tedavi olarak kabul görmektedir. Nöral terapi hamileler ve emziren annelerde bile rahatlıkla uygulanabilmektedir. Kullanılan maddeye alerjisi olanlar dışında tespit edilmiş kalıcı hiç bir yan etkisi yoktur ve iyileşme görüldükten sonra genel itibariyle de tedaviler uzun süreli veya kalıcı olmaktadır.

Nöral terapi uygulamasında nadiren de olsa gelişebilen bir sinir teması olursa ilgili sinir bölgesinde kısa süreli huzursuzluk hissi, ilgili eklemde kuvvetsizlik vb. şikâyetler ortaya çıkabilir. Bu durum kalıcı olmamakla beraber metodun kendisine has bir durumdur ve kullanımı zorunlu olan lokal anestezik maddeye bağlı olarak ortalama 15-60 dakikada tamamen düzelme beklenir.

Nöral Terapinin Uygulandığı ve Uygulanmaması Gereken Durumlar

Nöral terapide amaç, çeşitli alanlarda bozulmuş olan yapıların normale döndürülmesi ve uzun süreli iyileşme sağlamaktır. Nöral terapide ağrıya neden olan faktörler ortadan kaldırılmaya çalışıldığı için vücudun kendini yenileme sistemi devreye girer. Kullanılan maddenin yaptığı bir etkiden ziyade vücut, sinir sistemi ağıyla bunu yapmaya çalışır. Böylelikle fonksiyonlarda gittikçe düzelme ve normale dönme beklenir. Haftada 1-2 seans uygulanabilir. Her iki seans arasında en az 3 gün olmalıdır, ancak aralıklı olarak da yapılabilir. Tedavi hastaya göre değişmektedir.

Nöral terapinin etkili olduğu başlıca durumlar:

Migren ve baş ağrıları tedavisi

Boyun, sırt ve bel ağrıları gibi kas kökenli veya fıtık ağrılarının tedavisi

Eklem hastalıkları (menisküs yırtılması, eklem içindeki sıvının azalması, sporcu yaralanmaları)

Sinir basısına bağlı oluşan ağrıların tedavisi

Romatizmalı hastalıkların destek tedavisi

Detoksla beraber bağışıklık sisteminin düzenlenmesi

Kronik tonsillit (geçmeyen boğaz iltihabı) tedavisi

Kronik sinüzit tedavisi

Hormanal bozukluğa bağlı üreme sorunları

Menopoz sıkıntılarının giderilmesi

Âdet düzensizlikleri ve şiddetli adet sancısı tedavisi

Fibromiyalji (yaygın kas ağrıları), devamlı yorgunluk, uykusuzluk hissi ve hâlsizlik tedavisi

Depresyon ve panikatak gibi ruhsal hastalıkların tedavisi

Kronik kabızlık tedavisi (Detoksla beraber)

Bağırsak hastalıkları tedavisi

Yüz felci tedavisi (Bell’s Palsy)

Trigeminal nevralji (yüzde oluşan sinir ağrısı) tedavisi

Düşüp çarpmalara bağlı oluşan ağrılar

Yüz bölgesinde kırışıklığın önlenmesi

Nöral terapi yapılması önerilmeyen durumlar şunlardır:

Myasthenia gravis, Parkinson ve multiple skleroz hastaları

Kalp yetmezliği, II. ve III. derece AV kalp bloğu olan hastalar

Pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar

Kötü huylu kanser hastalığı

Ruhsal hastalığı olanlar

Kısa zamanda ameliyat olunması gereken durumlar

Aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullananlar (İlaç bir hafta süre ile bıraktırıldıktan sonra nöral terapi uygulanabilir)

Tiroit için atom tedavisi alan hastalarda altı ay, tiroit sintigrafisi çektiren hastalarda da iki aydan önce uygulanmamalıdır.

Duamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdetmektir.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver