Kalp İsrafı

Her türlü hamd Allah’a mahsustur. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizdeki kötülüklerden Allah’a sığınırız. Salât ve selam; ümmetin Nebisi, hidayet önderimiz ve rehberimiz Muhammed Mustafa’nın (sav) Ehl-i Beyt’inin, ashabının ve tüm Müslimlerin üzerine olsun.

İnsan, saçıp savurur. Sonra savurmuş olduğu şeyleri toplamakla uğraşır. Belirli bir çizginin etrafında döner durur. Kalbini de aynı şekilde özensiz ve israf ederek kullanır. Onun israfı hiçbir şeyin israfına benzemez. Çünkü o düzeldiğinde tüm vücudun düzelmesine vesile olandır. Bozulması da tüm dengeyi alt üst eder.

Nu’mân ibni Beşîr’den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o iyi/doğru/düzgün olursa bütün vücut iyi/doğru/düzgün olur, o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.”[1]

Tüm vücudun denge noktasıdır kalp. Bu sebeple onu dengeli şekilde ve doğru yerlerde kullanmak gerekir. Ayrıca hayatımızın pek çok meselesi orada döner. Sevgiyi, hüznü, kırgınlığı, hayal kırıklığını daima ona nispet ederiz. Vücudun annesi gibidir âdeta. Başımıza ne gelirse gelsin soluğu onun kapısında alırız. Dört odacığı olduğu söylenir, ancak insana dair manen çok daha fazlasını içinde tutar. Bize düşen onu ne ile doldurduğumuza, orada kimi sevdiğimize ve neleri dert edindiğimize dikkat etmek olacaktır. Çünkü kalp, dünyaya dair ne kadar meselenin meskeni olursa o kadar yıpranır ve bozulur. Bozulan kalp yön duygusunu kaybeder. Yönünü kaybeden insan ise huzursuzluk girdabında ruhsal yorgunluklarla mücadele etmek zorunda kalır. Kalp, dünya çalılıklarına her takıldığında zarar görür. Bilinçsiz bir şekilde çalılıklardan kurtarmaya çalışmak onun daha fazla zarar görmesine sebep olacaktır. Doğru bir ilk müdahale kalbin sıhhatini arttıracak ve onu tedavi edecektir. Bu yöntem hiç şüphesiz Kur’ân ve Sünnete tabi olmak ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain kılmaktır. Çünkü Rabbimiz (cc), ayetinde şöyle buyurur:

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِۜ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ

“Onlar ki; iman edip, kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain/huzur ve güven içinde olanlardır. Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.”[2]

Mademki onun şifası budur, kalbe bunu sünnete uygun bir şekilde vermek gerekir. Çünkü boş sözü, hak olan sözle değişmek ve fani dünyayı ahirete tercih etmek de bir kalp israfıdır. Aynı şekilde Allah’a yakınlaştırmayan ya da hayatımıza hiçbir faydası olmayan her iş, her söz, her amel ve her insan bir kalp israfına yol açar. Ve yıllardır sözlerle üzerine şiirler yazdığımız sevgi meselesi de böyledir. Çünkü kalbin içinde hâkimiyet kuran duygu sevgidir. Onu kime karşı kuvvetlendirirsek kalp ağzına kadar onunla dolar. Ameller bunu doğrular. Çünkü kalp kimi seviyorsa kişi onu razı etmeyi arzular. Bunun için sebepler arar. Kalbi yaratan, onu çeşitli duygularla donatan, bu duygularla kalpleri birbirine ısındıran Rahmân buna en layık olan değil midir? Öyleyse kalbin israfından Allah’a sığınırız. Onu en temiz ve en hayırlı duygularla doldurmayı Rabbimizden isteriz.


[1]. Buhari, 52; Müslim, 1599

[2]. 13/Ra’d, 28

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver