Millet-î İbrahim

Kitabın Künyesi

Kitabın Adı: Millet-î İbrahim

Kitabın Yazarı: Ebu Muhammed El-Maqdîsî

Yayınevi: Beyaz Minare

Yayın Tarihi: Aralık/2015 (İlk basım 1997 Ebabil Yayınları)

Basım Yeri: Ankara

Sayfa Sayısı: 137

Cilt/Kâğıt: Karton Kapak, Kitap Kâğıdı

Yazara Dair

Asıl adı Asım b. Muhammed b. Tahir El-Berqawî olan ve daha çok Şeyh Ebu Muhammed El-Maqdîsî olarak tanınan yazar 1958 yılında hâlen Filistin otoritesinin idaresinde bulunan Batı Şeria’nın Nablus şehri yakınlarındaki Berqa köyünde doğdu. Ailesi 1960’lı yılların başlarında Kuveyt’e göç etmiştir. Maqdîsî ileriki yıllarda üniversite eğitimini Irak’ın Musul şehrinde tamamlamıştır.

Bir yandan Hicaz bölgesindeki muhtelif beldelerde ilim tahsilini sürdürürken diğer taraftan İslam coğrafyasındaki İslami hareketlerle ilgilenmiş ve bu sebeple birçok kez Afganistan ve Pakistan’a seyahatlerde bulunmuştur. Bu seyahatlerinde katıldığı davet derslerinin bir semeresi olarak ilk kitabı olan “Millet-i İbrahim”i yazmıştır.

Şeyh Maqdîsî 1992 yılında yerleştiği Ürdün’de Afgan cihadına katılmak isteyen gençlere dersler vermeye devam ederken bu faaliyetleri yasa dışı ilan edilerek birden fazla kez tutuklanmıştır. Sonraki tutuklanmalarının nedenleri arasında 1994 yılında Filistin’de siyonistlere karşı silahlı mücadelenin meşru olduğunu belirten fetvası ve takip eden yıllarda işgalci Amerikan ordusuna karşı cihadın meşru ve gerekli olduğu yönündeki fetvaları gerekçe olarak gösterilmiştir.

Şeyh Maqdîsî, ilim ve cihad şeyhleri arasında çağdaşlarına nazaran oldukça üretken bir âlimdir. Şu ana kadar yayınlanmış yirmiden fazla kitabı ve iki yüzü aşkın risalesi bulunmaktadır. “Millet-i İbrahim”, Şeyh Maqdîsî’nin Türkçeye çevrilmiş ve 1997 yılında Ebabil Yayınları tarafından birinci baskısı yapılmış olan ilk kitabıdır.

Şeyh Maqdîsî’nin “Millet-î İbrahim” isimli bu kitabı ayrıca Kürtçe çevirisiyle Türkiye’de ilk olarak Tevhid Dergisi’nde bölüm bölüm yayınlanmaktadır.

Türkiye’de büyük bir ilgi ve beğeniyle karşılanan ve okunan Şeyh Maqdîsî’nin kitaplarından bazıları şunlardır:

Büyük Ortadoğu Projesi, Demokrasi Dindir, Otuz Risale (Tekfirde Aşırılıktan Sakındırma), Tağutların Destekçileri Hakkında Şüphelerin Giderilmesi, Zindan Arkadaşlarım ve (Çocuk Eğitiminde Nebevî Yöntem ve) Fesad Medreseleri.

Millet-î İbrahim: İnsanlık Hayatının Amacı Ve Anlamı

Yazarın bu kitabı ülkemizde ilk baskısının yapıldığı dönemde (1997 yılı) Vela ve Bera akidesine dair yayınlanmış nadir eserlerden biri olması hasebiyle de ayrı bir önemi haizdir.

Yazar kitabının başlarında “Millet-î İbrahim”in özelliklerini şeri temelleriyle ortaya koyarak tanımını ve izahını yapar. Millet-î İbrahim’e tabi olmanın tevhid ve sünnete tabi olmayı hedefleyen her bir mümin için zorunlu bir istikamet olduğunu belirtir. Millet-î İbrahim’in insanlar arasında tarih boyunca hak ve hidayet üzere bulunan yegâne taife olduğu gerçeğini açık ve akıcı bir dille izah eder.

İbrahim’in aleyhisselam Milleti ile Muhammed’in sallallahu aleyhi ve sellem muvahhid ümmeti arasında itikad açısından hiçbir fark olmadığını geçmiş dönemlerde yaşamış âlimlerin eserlerinden yaptığı alıntılar ve güncel pratik örneklerle okuyucularına takdim eder. Birçok müfessirin de açıkladığı üzere Allah subhanehu ve teâlâ Resûlullah’a başka hiçbir peygambere değil, Kur’an’da yegâne örnek olarak sadece tevhid önderi İbrahim’e tabi olmasını emretmekle tevhidin önem ve değerini olabildiğince güçlü bir şekilde vurgulamıştır.[1] Bu tabiiyet emriyle aynı zamanda tevhid önderi İbrahim’in Allah katındaki önem ve değeri daha net anlaşılmaktadır.

Şirkten ve müşriklerden uzak durmak ile Allah subhanehu ve teâlâ, Allah’ın dini ve dostlarıyla dost olmanın zaruretini ve Millet-î İbrahim’in zayıflıkta da üstünlükte de değişmeyen tavrının “Tevhid üzere istikamet” olduğunu açıklar.

Safların ayrışması ve zorluklarla karşılaşıldığı durumlarda Millet-î İbrahim’in geçmişte nasıl bir tavır gösterdiğini ve benzer durumlarda günümüzde nasıl tavır takınılması gerektiği hususunu irdeler. Gerici ve yobaz putperest kavimlerin eziyet ve işkencelerine karşı Millet-î İbrahim’in göstermesi gereken azim ve sebatı anlatır. Geçmiş asırlarda yaşamış büstperest atalarını kör bir taklitçilikle taklit eden çağdaş gerici ve zalim müşriklerin alay ve saldırganlıkları karşısında Millet-î İbrahim’in vakar ve izzetini gözler önüne serer. Çağdaş müşriklerin ilah edindiği putlara yöneltilecek aşağılama ve eleştiri ile onlara açıkça küfretme gibi tavırlar arasında nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem örnekliğinde bir perspektif sunar. Kitabın ana teması olan vela ve bera konusunu da ayrıca bir bölümde incelemiştir yazar. Vela ve bera çerçevesinde muvahhidlerin müşrikler karşısındaki tutumuna dair örneklemeler yapar. Kendilerini davetçi sıfatıyla tanıtan birçok insan için adeta bir patinaj alanı olan takiyye sorununa da irdeler Şeyh Maqdîsî.

Millet-î İbrahim’in günümüzdeki garipliği ve tağutların muvahhidlere yönelik ifsad ve bozgunculuk metodlarını da deşifre eder.

“Böylece mesele net bir biçimde ortaya çıkmıştır.

Ya Allah’ın şeriatı ya da cahillerin hevaları.

Üçüncü bir seçenek söz konusu değildir. Dosdoğru şeriat ile değişken hevalar arasında orta bir yol yoktur.

İşte yol budur… Var mı yürüyecek yiğit?”

  

[1]       .   16/Nahl, 123

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver