Allah ile Güçlenmek

Kitap: Allah ile Güçlenmek

Yazar: Mehmet Göktaş

Yayınevi: İstişare

Hamd ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Ancak O’na ibadet eder, ancak O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şahadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür.

“Ey iman edenler! Allah’a yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (3/Âl-i İmran, 103)

Yeni bir kitap tanıtma imkanı veren Allah’a subhanehu ve teâlâ hamdolsun. Bu ay, ‘Allah ile Güçlenmek’ isimli eseri tanıtacağız. Kitabımız genel itibariyle Allah’a tevekkül konusunu ele almaktadır.

Yazar, öncelikle ‘tevekkül’ kavramında yapılan tahriflere değinir. Der ki: ‘Tevekkül sadece anlamında değişiklerle kalmamış, aynı zamanda tevekkül kendi mahallinden alınarak başka mahallerde kullanılmış. Kendisine ait olmayan dünyada tartışılmıştır.’

Daha sonra tevekkül kavramının uğradığı akıbetleri anlatır. İlk olarak mutasavvıfların tevekkül anlayışını ele alır. Bunları birinci grup tevekkül anlayış olarak ele alır. Ve bunu dört madde halinde zikreder. Ondan sonra görüşünü aktarır:

‘Tasavvuf ehlinin, tevekkül ile ilgili ayetleri konunun evveline yerleştirip bundan sonra tamamen Kur’an’dan bağımsız konuyu işlediği görülür’ der.

Daha sonra ikinci gruptakilerin tevekkül anlayışına değinir ve akabinde çeşitli ansiklopedilerdeki tevekkül tarifini aktarır. Akabinde de şu açıklamayı yapar:

‘İkinci görüşün sahiplerinin her ne kadar Kur’an’a uygun açıklamalar olsa bile Kur’an’daki tevekkülü tam olarak ortaya koyduğu söylenemez’ der.

Bunun ardından ‘Kur’an’da tevekkül’ konusunu ele alır. Konuyla ilgili ayet ve hadisleri aktardıktan sonra tevekkülü şöyle tanımlar:

‘Tevekkül; aktif bir ortamın kavramıdır. Yani Kur’an-ı Kerim’de nerede tevekkül kelimesi geçmişse orada mutlaka bir aktivite vardır. Yani ya ortada bir savaş veya Rasûlün ya da bir muvahhidin küfrün önderlerine meydan okuması vardır. Onların kuşandığı bu tevekküle mutasavvıfların yaptığı gibi ne yarım dirhemlik yemeğe meydan okurlar, ne de yarım dirhemlik bir ilaçla tedavi edilecek hastalığa meydan okumazlar. Tam aksine Allah’ı vekil edinmek, O’na dayanmak ve güvenmek biçiminde tevekkül eden Rasûller olsun, muvahhidler olsun, bu üstünlüklerini, farklılıklarını ve avantajlı konumlarını genellikle tevhid mücadelesinde karşılaştıkları engellere karşı küfrü temsil eden güç odaklarına karşı kullandıklarını görüyoruz.’ Tevekkül kavramına farklı ve olumlu yaklaşım tarzı sergiler.

Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir.

 

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver