Kitap Tanıtım: Sahîh-i Müslim Muhtasar

Kitabın Yazarı: Ebu’l-Hüseyin Müslim ibnu’l-Haccac

Yayınevi: Karınca Polen Yayınları

Basım Tarihi: Aralık 2020

Sayfa Sayısı: 1166

Ebat: 165 X 235 mm

Kitap Hakkında

“Allah Resûlü’nün (sav) sünnetini öğrenmek; en kıymetlinin en kıymetli sözleri olan hadis kitaplarına başvurmakla mümkündür.” demiş Buhari (rh). Bir önceki yazımızda Sahîh-i Buhari’yi tanıtmıştık. Bu ay tanıtacağımız kitap ise Sahîh-i Buhari’den hemen sonra gelen Sahîh-i Müslim kitabıdır.

İslam tarihinde sahih hadis kapsamında yazılmış birçok hadis kitabı olmasına rağmen “Sahiheyn” denilince akıllara evvela Sahîh-i Buhari ve Sahîh-i Müslim gelir. Bu iki kitap, İslam ümmeti tarafından öyle hüsnü kabul görmüştür ki asırlardır Müslimler kütüphanelerinden eksik etmemiş; ilim talebeleri Kur’ân-ı Kerim’den hemen sonra ezberlemeye çalışmış; âlimler, bu kitaplara uzun uzadıya şerhler yapmış ve üzerlerine yüzlerce kitap yazmışlardır.

İmam Müslim (rh) H 204 yılında, Horasan’ın dört büyük şehrinden biri olan Neysabur’da dünyaya gelmiştir. Zengin ve aynı zamanda ilim sahibi bir ailede yetişmiştir. İyi bir eğitimci olan babasından, küçük yaşlarda eğitim almış, henüz on iki yaşında hadis öğrenmeye başlamıştır. Beldesindeki Yahya ibni Yahya gibi meşhur âlimlerden hadis tahsil ettikten sonra birçok hadis âlimi gibi o da hem hac farizasını yerine getirmek hem de ilim talep etmek için Hicaz’a giderek rıhleye başlamıştır. Mekke, Medine, Basra, Bağdat, Kufe, Mısır gibi ilim merkezlerine yolculuk yaparak İsmail ibni Ebu Üveys, Said ibni Mansur, Ahmed ibni Hanbel, Ebu Zürr’a Er-Razi, Abdullah ibni Abdurrahman Ed-Darimi… gibi birçok hadis âliminden ders almış, hadis dinlemiştir. Ebu İsa Et-Tirmizi, İbni Huzeyme, İbni Ebu Hatim… gibi talebelerinin olması, ne kadar büyük bir âlim olduğunu açıkça göstermektedir. Hayatı ilim yolunda geçen imamın, vefatı da yine ilim yolunda olmuştur. Kendisi bir hadis araştırması yaptığı sırada H 261’de, elli yedi yaşında vefat etmiştir.[1]

İmam Müslim’in (rh), ilimde önde gelenlerden biri olmasını sağlayan en meşhur hocası İmam Buhari’dir (rh).[2] İmam Buhari Neysabur’a geldiğinde meclisine katılmış, ilminin derinliğinden dolayı kendisinden etkilenmiş ve uzun bir süre yanından ayrılmamıştır. O vakitten sonra sadık talebesi olmuştur. Buhari’ye muhabbetinden dolayı muhaliflerine karşı hocasını savunmuş, meclislerini terk etmiş, aldığı hadisleri onlara iade etmiş, onlara reddiyeler yazmıştır.[3] İmam Buhari’ye olan sevgisini göstermek için kanaatimce şu rivayet yeterlidir:

“Ahmed Hamdün El-Kassar dedi ki: Müslim ibni el-Haccac’ın Buhari’nin yanına geldiğini ve Buhari’yi alnından, gözleri arasından öpüp şöyle dediğini gördüm: ‘Beni bırak da ayaklarını öpeyim ey üstatlar üstadı, ey muhaliflerin efendisi, ey hastalıkları hususunda hadisin tabibi.’ Sonra ona meclis kefareti hadisine dair soru sordu, Buhari de ona hadisin illetini söyledi. Bitirince Müslim, ‘Seni kıskanan kişi dışında kimse sana buğzetmez. Dünyada senin gibi birisi olmadığına şahitlik ederim.’ dedi.”[4]

Böylelikle Buhari ve Müslim, döneminin iki ilim kapısı olmuşlardır. Âlimler sahih hadis konusunda bu iki âlimi diğer âlimlerin önünde tutmuşlardır. Çünkü onların bu alandaki yetkinliği noktasında kimse ellerine su dökememiştir.[5] Öyle ki her iki kitapta yer alan hadisleri “müttefekun aleyh” diye vasıflandırarak muhaddisler ittifakını beyan etmişlerdir.[6]

İmam Müslim demek, Sahîh-i Müslim demektir.[7] Yirmiden fazla eseri olmasına rağmen en çok teveccüh edilen eseri budur. Çünkü alanında yazılmış ilk nadir kitaplardan biri olması, senetlerinin güvenirliliği, kitap ve baplarının tertip ve düzeni[8], mücevher değerinde tahkik ve tetkikleri, nakillerin telhis ve ihtisarı, dağınık rivayetlerin disiplin içerisindeki zaptı… ve daha nice ihtiva ettiği güzel özellikler bu kitaba maddi manevi muazzam bir değer yüklemiştir. Bu yüzden büyük veya küçük olsun Sahîh-i Buhari ve Sahîh-i Müslim’in olmadığı her kütüphane eksik bir kütüphanedir.

Âlimlerimiz bu kitapların değerinden olsa gerek bazı özelliklerini göz önünde bulundurarak birbirlerine kıyas ve tercih etmişlerdir. Genellikle Sahîh-i Buhari, sahihlik konusunda Sahîh-i Müslim’e tercih edilmiştir. Çünkü hadislerin sıhhati noktasında Buhari’nin daha âlim olması, rivayetlerinin daha az tenkide uğraması, eserini daha çok hadisten derlemesi, üzerine daha uzun yıllar çalışma yapması ve bilhassa sahih hadisin şartları konusunda hadis rivayet edenlerin aynı dönemde yaşamış olmasını yeterli görmeyip birbirini görmüş olmasını da şart koşması başlıca sebepleri olmuştur.

Bununla birlikte Sahîh-i Müslim kitabı, tabiin ve etbau’t tabiinin sözlerine ve muallak rivayetlere daha az yer vermesi, bir hadisi senet ve lafız olarak birçok yerde değil de yalnız ilgili yerde daha kapsamlı vermesi, hadisin diğer rivayet yollarını bulundurup bunları güzel bir şekilde sıralaması, kitap ve bapların daha tertipli olması da Sahîh-i Buhari’ye tercih edilme sebepleri olarak zikredilmiştir.

Takdim ettiğimiz Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 7275 hadisten 1879 hadis ve 1268 baba ihtisar edilmiştir. Senetlerin uzun bölümleri silinip yalnız ilk ravinin ismi yazılarak ve hadislerin açıklamalarına yer vermekten kaçınılarak, okuyucu yalnızca hadislerle baş başa bırakılmıştır. Böylelikle kişi doğrudan Allah Resûlü’nün (sav) sözleriyle muhatap olmaktadır. Ayrıca hadislerin Arapça metinlerinin verilmesi ilim talebelerinin ezberlemesi veya aslına müracaat etmesi için büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Normal bir okuyucu için kitabın hacmi büyük gözükse de neredeyse yarısını bu Arapça metinler oluşturduğu için okunması gayet hızlıdır ve kolay ilerlemektedir.

Bu vakte kadar okunan gereksiz bilgileri bir düşünün; romanlar, hikâyeler, dergi köşeleri, gazete kupürleri, WhatsApp durumları, tweetler… Artık üzerimize hücum eden tüm bu bilgilerin karşısına bir “Dur!” tabelası koyup bir öze dönüş hareketi başlatmak gerek. Ebedî kurtuluşun anahtarı Allah Resûlü’ne (sav) ittiba etmekse, okumak için onun sözlerini öncelemeliyiz. Özellikle, Ehl-i Hadis metodunun takipçileri olarak ciltler dolusu hadis külliyatlarını okuyamasak da takdim ettiğimiz Sahîh-i Müslim’in muhtasarını okumaya güç yetirebiliriz.

Kitaplarda buluşmak üzere…

 


[1]. Sahih-i Müslim Şerhi el-Minhâc, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Karınca Polen Yayınları, 1/73-77; Sahîh-i Müslim Muhtasar, İmam Müslim, Karınca Polen Yayınları, s. 61-62; El-Bidâye Ve‘n-Nihâye, İbni Kesir, Daru’l Fikri, 11/33-35

[2]. “Hatib dedi ki: ‘Müslim, Buhari’nin yolunu takip etmiş, onun ilmi birikimini incelemiş ve onun usulünü de izlemiştir.’ Darakutni dedi ki: Buhari olmasaydı, Müslim ne gider ne de gelebilirdi.” (bk. Sahih-i Müslim Şerhi el-Minhâc, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Karınca Polen Yayınları, 1/76)

[3]. Konuyla ilgili en meşhur kıssa şudur: “Günün birinde Zühri, meclisinde bulunanlara, ‘Kim Kur’ân’ın telaffuzu meselesinde Buhari ile aynı kanaatte ise bizim meclisimizden uzaklaşsın.’ dedi. Meclistekiler arasında Müslim ibni El-Haccac da vardı. Müslim derhal yerinden kalkıp evine gitti ve Zühri’den işittiklerinin tamamını toplayıp, bir araya getirdi ve onları kendisine gönderdi. Zühri’den rivayette bulunmayı büsbütün terk etti. Sahih’inde olsun, başka eserlerinde olsun ondan hiçbir rivayet nakletmedi. Aralarındaki bu ayrılık daha da derinleşti. (bk. Sahih-i Müslim Şerhi el-Minhâc, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Karınca Polen Yayınları, 1/76)

[4]. Sahih-i Müslim Şerhi el-Minhâc, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Karınca Polen Yayınları, 1/76

[5]. Ahmed ibni Seleme dedi ki: ‘Ebu Zurr’a ve Ebu Hatim’i, sahihi bilmek hususunda Müslim’in her ikisinin çağdaşları olan diğer meşayihten (hadis âlimlerinden) önde tuttuklarını gördüm.’ (bk. Sahih-i Müslim Şerhi el-Minhâc, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Karınca Polen Yayınları, 1/78)

          Nesai, onun hakkında, ‘Ümmet, bu iki kitabın sahih olduğu ve onlardaki hadislerle amel etmenin vacip olduğu üzerinde icma etmiştir.’ der. (bk. Sahîh-i Müslim Muhtasar, İmam Müslim, Karınca Polen Yayınları, s. 62)

          Hâkim, En-Nisaburi’de, ‘Gök kubbenin altında Müslim’in kitabından daha sahih hiçbir kitap yoktur.’ der.

[6]. Sahih-i Müslim Şerhi el-Minhâc, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Karınca Polen Yayınları, 1/77

[7]. “Hafız Ebu Ali En-Neysaburi dedi ki: ‘Gök kubbesi altında hadis ilminde Müslim’in kitabından daha sahih bir kitap yoktur.’ ” (bk. Sahih-i Müslim Şerhi el-Minhâc, İmam Muhyiddin en-Nevevî, Karınca Polen Yayınları, 1/79)

[8]. Bugün elimizdeki Müslim nüshalarında bulunan bab başlıkları İmam Nevevi tarafından konulmuştur.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver