Kişiye Özel Sebeplerin Hadis Rivayetine Etkisi

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla,

Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.

Bir önceki sayımızda sahabenin birbirinden farklı hadis rivayet etme nedenlerini işlemeye başladık. Yaşam süresinin ve mekânın hadis rivayetine etkilerinden söz ettik. Bu ay, kişiye özel sebeplerin rivayet sayısını nasıl etkilediğine bakacağız, inşallah…

3. Kişiye Özel Sebepler

İslam’ı seçmesi çok erkene dayanan, Allah Resûlü (sav) ile pek çok ortamda bulunan, uzun ömürlü veya ilmî muhitte yaşayan nice sahabi vardır. Ancak bu sahabiler arasında da rivayet sayıları az olanları görüyoruz.

Örneğin,

Alî ibni Ebî Tâlib (ra). İlk Müslimlerden olmasının yanında, Allah Resûlü’yle akrabadır, onun (sav) evinde yetişmiştir; kızı Fâtıma (r.anha) evlenmiş, damadı olmuştur; yanından ayrılmamış ve önemli görevler üstlenmiştir. Sahabenin ileri gelen âlimlerinden ve fakihlerindendir. Uzun müddet Medine’de kalmıştır. H 40 yılında da şehit olmuştur. Yani Allah Resûlü’nden sonra yirmi dokuz otuz sene yaşamıştır. Tüm bu niteliklere rağmen Alî’den (ra); Bakiy ibni Mahled’in Müsned’ine göre 500, İmam Ahmed’in Müsned’ine göre ise 804 hadis aktarılmıştır.

Sa’d ibni Ebî Vakkâs (ra). İlk Müslimlerdendir. Cennetle müjdelenen on sahabeden biridir. Muhâcirlerin en son vefat edeni olduğu, H 54, 55 veya 58 tarihinde vefat ettiği söylenmiştir. Yani, Allah Resûlü’nden (sav) sonra kırk beş sene kadar yaşamıştır. Tüm bunlara rağmen, rivayet ettiği hadis sayısı Bakiy ibni Mahled’in Müsned’ine göre 271, İmam Ahmed’in Müsned’ine göre 194’tür.

Demek ki rivayet sayısındaki farklılık, sadece yaşam süresine ve mekâna bağlanamaz. Bunun yanında her sahabiye özel başka sebepler bulunabilir ve bunlar rivayet miktarını etkilemiş olabilir. Hâliyle rivayet azlığı/çokluğu yaşam süresi ve mekânla ilgili olabildiği gibi o sahabiye özel diğer sebeplerle de ilgili olabilir.

Bazen de hem yaşam süresi ve mekân hem de o sahabiye özel bir durum rivayet miktarını etkilemiş olabilir. Sebepleri zikrettiğimizde buna dair de bazı örnekler göreceğiz, inşallah…

Bu sebepleri şu başlıklar altında özetleyebiliriz:

a. Meşguliyetin Etkisi

Bazı sahabiler halifelik, valilik, kadılık, komutanlık gibi idari sorumluluklar üstlenmişlerdir. Bu sahabiler vakitlerinin ve enerjilerinin ekserisini, ümmetin sorunlarına çözüm üretmek, ihtiyaçlarını karşılamak, işlerini yönlendirmek/yönetmek, aralarındaki davaları sonuca bağlamak, iç karışıklıkları önlemek, cihada katılmak, orduyu yönetmek, kâfir ve münafıklarla mücadele etmek, beldeleri fethetmek, şehirler inşa etmek gibi devlet idaresi ve siyasî işleri için harcamışlardır. Böyle olunca da hadis rivayet etmeye fazlaca vakit ve imkân bulamamışlardır.

Bu hususa işaret eden rivayetlerden biri Ömer’in (ra) şu sözüdür:

“Yönetici olmadan önce İslami ilimlerde bilgi sahibi olun.”[1]

Yani, yönetici olup sorumluluklar üstlendikten sonra ilim öğrenme fırsatı kısıtlıdır. Bu ilim öğretme için de geçerlidir.

Yine, Mekhûl’ün (rh) aktardığı şu rivayet buna işaret eder:

“Muâz ibni Cebel hastalığından dolayı acılar içindeydi. Yanında Yezîd ibni Amîra Ez-Zubeydî vardı. Yezîd onun bu hâline ağlamaya başladı.

Muâz ona dedi ki: ‘Neye ağlıyorsun?’

O dedi ki: ‘Ben sana her gün soru sorardım. Artık buna imkân bulamayacağım. Buna ağlıyorum.’

Muâz, ‘Şüphesiz ilim ve iman iki parıltı kaynağıdır. Kalk ve onu bulmaya çalış, peşini sür.’ dedi.

Yezîd, ‘Onu kimin yanında arayayım?’ dedi.

Muâz, ‘Şu dört kişinin yanında ara: Uveymir Ebu’d Derdâ, Abdullah ibni Mes’ûd, Selmân El-Fârisî ve Abdullah ibni Selâm. Onun hakkında ‘Cennetteki on kişiden onuncusudur.’ denirdi.’ dedi.

Yezîd dedi ki: ‘Peki, Ömer ibni Hattâb?’

Muâz, ‘Ona hiçbir şey hakkında sorma, çünkü onun sana vakit ayıramayacak şekilde işleri vardır.’ dedi.”[2]

Dört Raşid Halifeyi düşünelim:

Ebû Bekir (ra) H 13. yılda vefat etmiştir. Allah Resûlü’nden (sav) sonra yaşadığı bu kısa dönemde halifelik yapmıştır. Halife olduğu iki yıllık süre içerisinde de yalancı peygamberler, mürtedler ve zekât vermeyenlerle mücadele etmiştir. Ayrıca Kur’ân-ı Kerim’in iki kapak arasında toplanması onun döneminde olmuştur.[3]

Ömer (ra) H 23. yılda şehit olmuştur. Ebû Bekir’in (ra) hilafetinde idari meşguliyetleri olmuştur. On yıldan fazla süren hilafet devrinde ise beldelerin fethi ve idari düzenlemelerle meşgul olmuştur.[4]

Osmân (ra) H 35. yılda şehit olmuştur. Ebû Bekir ve Ömer (r.anhuma) hilafetlerinde idari meşguliyetleri olmuştur. On iki yıl süren hilafet devrinde fetihler, mushafların çoğaltılması ve son yıllarda iç karışıklıklarla/fitnelerde meşgul olmuştur.[5]

Alî (ra) H 40. yılda şehit olmuştur. İlk üç halife döneminde idari bir görev almamış, herhangi bir savaşa katılmamıştır. Daha çok ilmî faaliyetlerle meşgul olmuştur. Halife olduktan sonra da Osmân’ın (ra) şehadetiyle birlikte daha da büyüyen fitne olaylarıyla karşı karşıya gelmiştir. Beş yıl süren hilafet devrini iç karışıklıklarla mücadele ederek geçirmiştir.[6]

Yine, Ebû Ubeyde Âmir ibni Abdullah ibni El-Cerrâh’ı (H 18) düşünelim. Kendisi Aşere-i Mübeşşere’dendir, sahabenin kibârından/büyüklerindendir, Allah Resûlü (sav) tarafından Yemen’e muallim olarak gönderilmiştir. Ancak rivayet ettiği hadis sayısı on dörttür. Çünkü Ebû Ubeyde (ra) Ebû Bekir (ra) devrinde maliye işleriyle ilgilenmiş, ayrıca kumandanlık yapmıştır. Ömer (ra) devrinde ise vefatına kadar Şam’ın fethiyle ve idaresiyle meşgul olmuştur. Hadis rivayeti ve fetva işlerini ordusunda yer alan Muâz ibni Cebel (ra) gibi bazı sahabiler yürütmüştür.[7]

Bunun karşısında bazı sahabiler ise kendilerini ilme ve hadis rivayetine adamışlardır. Yani, başka sahabiler, devlet işleri, ticaret ve ibadetle meşgulken bu sahabiler vakitlerinin ve enerjilerinin çoğunu bu iş için harcamışlardır. Belli günlerde hadis meclisleri oluşturmuşlar, birçok talebe yetiştirmişler, tahdis üslubu kullanarak aktardıklarını Allah Resûlü’ne (sav) nispet etmişlerdir… Ümmetin yönetim işlerini bazı sahabiler üstlendiği gibi Allah Resûlü’nün (sav) hadislerini rivayet işini de bu sahabiler üstlenmişlerdir. Böyle olunca kendilerinden rivayet edenler artmış, Allah Resûlü’nün (sav) sünneti en fazla bu sahabiler eliyle ümmete ulaşmıştır. Ebû Hureyre, Âişe Annemiz ve İbni Ömer (r.anhum) gibi muksirun sahabiler buna örnek olarak zikredilebilir.

“Ebû Hureyre’nin, bildiği hadisleri başkalarına öğretmek amacıyla Cuma günleri imam camiye gelinceye kadar bir meclis kurup cemaate hadis dersi yaptığı da bilinmektedir.[8] Yine Abdullah b. Abbas’ın çok kalabalık öğrenci topluluklarına hadis dersleri verdiği, tâbiûnun ileri gelenlerinden pek çok muhaddisin kendisinden hadis aldığı[9] ve ayrıca Câbir b. Abdullah’ın da camide hadis dersi yaptığı bildirilmektedir.[10][11]

Hâliyle onların rivayetlerinin diğerlerine oranla fazla oluşu çok normaldir.

Hem idari hem de ilmî meşguliyeti olmayan bazı sahabiler de vardır. Onlardan kimisi ticaretle veya kendi işleriyle meşgul olmuştur. Kimisi de ilmî çalışmaları daha ehil gördükleri sahabilere havale edip ibadet ve zühde meyletmişlerdir. Böyle olunca da bu sahabiler vasıtasıyla rivayet diğerlerine göre daha az olmuştur.

Örneğin, Zubeyr ibni Avvâm (öl. 36/656) ve Abbâs ibni Abdulmuttalib (öl. 32/652) halk arasına pek karışmamış, ziraatle meşgul olmuş, insanlar ilmî ve dinî ihtiyaçlarını diğer sahabiler vasıtasıyla gidermiştir. Saîd ibni Zeyd (öl. 51/671) ibadete düşkün, içe kapanık biriydi.[12] Yine çok hadis bilen sahabilerden olmasına rağmen[13] Abdullah ibni Amr eğitim faaliyetlerinden çok ibadetle meşgul olmuştur.[14]

(Devam edecek, inşallah.)

Gelecek sayımızda buluşmak duası ile…

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.


[1]. Buhari, Kitabu’l İlm, 15. babta muallak olarak; Darimi, 256

[2]. Mustedrek, 335

[3]. bk. El-Bidâye ve’n Nihâye, 6/425 vd.

[4]. bk. age. 7/34 vd.

[5]. bk. age. 7/238 vd.

[6]. bk. age. 7/360 vd.

[7]. bk. Sahabe ve Hadis Rivayeti, s. 146

[8]. Hakim, El-Mustedrek, I, 108; Zehebî, Siyer, II, 611; Kandemir, “Ebû Hureyre”, DIA, X, 163

[9]. Hakim, El-Mustedrek, III, 537-538; İbn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, 111, 180-181

[10]. İbn Hacer, Tehzibu’t-Tehzîb, 1, 350; bk. Karataş, “Mukillûn ve Hadis Sayıları”, https://www.mustafakaratas.com/?p=detay&id=102 (Erişim: 3 Ekim 2023)

[11]. Sahabe Dönemi Hadis Rivayetinde Tesebbüt, İklâl ve İksâr, s. 128

[12]. bk. Sahabe ve Hadis Rivayeti, s. 147

[13]. bk. Buhari, 113

[14]. bk. Mine’n Nebiy ile’l Buhârî, s. 45

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver