Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.
İnsanın en güzel erdemlerinden olan dürüstlük, şeytanın yok etmeye çalıştığı güzel ahlaklardandır. Şeytan, dürüstlüğün düşmanı olan ikiyüzlülükle insanlığı tamamen esir alıp ahlaksızlaştırmaya, aslından uzaklaştırmaya devam etmektedir. Sıradan her insan dürüstlükten ve dürüst olduğundan bahseder, ancak dürüstlüğün hangi kriterlere göre yerine getirileceği çok da umurunda değildir. Aynı şekilde her koşulda ikiyüzlülüğe karşı olduğunu söylese de bunu sürekli diri tutması, insanın iman ve amelde sınıfta kaldığını göstermektedir.
Kişinin kulluğunu ve sosyal hayatını güvenceye alan dinimiz; Allah’a (cc) karşı kullukta, insani ilişkilerde, dava mücadelesinde, siyasette, ticarette vb. hayatın her alanında dosdoğru olmamızı emretmektedir.
Ebû Amr (veya Ebû Amre) Sufyân ibni Abdullah şöyle dedi:
“ ‘Ey Allah’ın Resûl’ü! Bana İslam’ı öylesine tanıt ki onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim.’ dedim. Resûlullah, ‘Allah’a inandım, de, sonra da dosdoğru ol!’ buyurdu.”[1]
Dosdoğru olmak “İman ettim.” dedikten sonra Rabbimizin (cc) emrine ve nehyine uygun bir şekilde yaşamaktır. Çünkü dosdoğru olmak, Allah’a imanın gereği ve ispatıdır. Dosdoğru olmak ne kadar zor ise de kişi Allah’tan yardım isteyip, karakteristik özelliklerini kabul edip, eksiklerini ıslah etmek için çabalarsa bu erdeme ulaşabilecektir.
İkiyüzlü olmak ise bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmak ve özü sözü bir olmamaktır. Bu hâl ise dosdoğru olmaya münafidir.
İkiyüzlülüğün temelinde insanın egosu yer almaktadır. Şer’i olarak “kibir” dediğimiz bu durum, bir erdem olan dürüstlüğü yerle bir etmektedir. İkiyüzlü kişiler egolarını tatmin etmek için adamına ve ortamına göre şekilden şekle girmektelerdir. Onurlarını korumaya çalışsalar da aslında ne oldukları belli olmayan, ilkesiz, omurgasız bir şekilde yaşamaktalardır. Bu yönüyle insanlığı kandırdıklarını düşünseler de bir şeyi unutmaktalardır: Rabbimiz (cc) içimiz ve dışımızdaki her şeyden haberdardır. Ahirette enfüsi ve afaki her şey açığa çıkacaktır:
“(Günah işlediklerinde) insanlardan gizleniyorlar da Allah’tan gizlenmiyorlar. (Oysa Allah) razı olmadığı işi kurguladıkları gece onlarla beraberdir. Allah, onların yaptıklarını (çepeçevre kuşatan) Muhit’tir.”[2]
“İnsanlardan öylesi vardır ki: ‘Allah’a iman ettik.’ der. Allah’ın dini uğruna eziyete uğradığında da, insanların ezasını Allah’ın azabına denk tutar. Şayet Rabbinden bir zafer/yardım gelecek olsa: ‘Kuşkusuz biz, sizinle beraberdik.’ derler. (İyi de) Allah, âlemlerin sinesinde olan (iman ve nifağı) en iyi bilen değil midir? (Bunu da mı bilmiyorlar?)”[3]
“Kesinlikle Allah, iman edenleri de münafıkları da bilir (ve imtihanlarla insanların da bilmesini sağlar).”[4]
Hiçbir şey Rabbimize gizli kalmazken neden insanoğlu ikiyüzlülüğü ahlak edinmektedir? Samimi olmak, erdemli bir şekilde yaşamak varken neden sefaleti ve hainliği tercih etmektedir? Olduğu gibi görünmek, açık sözlü olmak varken sözü neden eğip bükmekte, farklı şekillere girerek aldatanlardan olmaktadır? İki cihanda kazanmak varken neden kaybettiren ikiyüzlülüğü tercih etmektedir?
İmanın kalbe yerleşmemesi, Rabbimizin (cc) her şeyden haberdar olduğunun unutulması, ahiret ve hesap bilincinin azalması veya yok olması bu sonucu doğurmaktadır.
İkiyüzlü insanlar, toplumun en tehlikeli ve en şerlileridir. Bu insanlar toplumdaki güveni, birlik ve beraberliği, yardım ve dayanışmayı temelden zedelerler. Yalan ve iftira atarak huzuru bitirirler. Gıybet meclisleriyle toplumu birbirine düşürürler. Seninle karşılaştıkları zaman da hiçbir şey yapmamış gibi takvalı, samimi görünürler. İşte bu insanlar bu yönüyle en tehlikeli insanlardır.
“İnsanların madenler (gibi cins cins) olduklarını görürsünüz. Onların cahiliye döneminde en iyi olanları –dini iyi öğrendikleri takdirde- İslam döneminde de en iyileridir. Yine siz, bu (yönetim) işinde en iyi kişilerin, o işten hiç hoşlanmayanlar olduğunu görürsünüz. İnsanlar içinde en kötü kimselerin de ikiyüzlüler olduğunu görürsünüz ki onlar, bir gruba bir yüzle, diğer gruba da başka bir yüzle giderler.”[5]
İkiyüzlülük, genelde tartışma esnasında veya muhakeme ortamlarında açığa çıkmaktadır. Kişi, iddia ettiği konularda haklı çıkmak ve rezil olmamak adına, gerek o ortamda gerek başka ortamlarda, sözünü değiştirebilmektedir.
Hakeza itaat etmek zorunda olduğu baba, emir sahipleri, patronlar vb. kişilerin yanında söylediğine kafa sallayıp onların yanından uzaklaştığında sözü değiştiriyorsa bilelim ki bu da ikiyüzlülüktür.
“Muhammed ibni Zeyd’den rivayet edildiğine göre bazı kişiler, dedesi Abdullah ibni Ömer’e, ‘Biz idarecilerimizin yanına giriyor ve yanlarından çıktığımız zaman onlara söylediklerimizin tam tersi sözler söylüyoruz.’ dediler. O da şöyle dedi: ‘Bu yaptığınızı biz, Resûlullah zamanında ikiyüzlülük sayardık.’ ”[6]
Toplumumuzda çokça karşılaştığımız; korkağın cesur, cimrinin cömert, cahilin âlim, tembelin çalışkan, ahlaksızın ahlaklı, kâfirin imanlı gibi görünmesi ise ikiyüzlülüğün ta kendisidir.
Esmâ (r.anha) şöyle dedi:
“Bir kadın, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Benim bir kumam var. Kocamın bana vermediği bir şeyi, verdi diye kumama karşı gösteriş yapsam bunun bana bir günahı olur mu?’ diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah (sav), ‘Kendisine verilmemiş bir şeyle doymuş görünen kişi, iki sahte elbise giyerek gösteriş yapan kimse gibidir.’ buyurdu.”[7]
İkiyüzlülüğün akıbeti, bütün kötü ahlaklarda olduğu gibi ateştir. Ateş ise azabın en çetinidir. Kırk derecelik sıcaklarda insanlar neredeyse ağlayacak ve hiçbir şey yapamayacak duruma gelirken derecesini bilmediğimiz cehennem ateşine nasıl sabredecektir? Elbette sabredemeyecek ve kendisini kurtarmak için malını, evladını, ailesini ve dahi sahip olduğu ne varsa fidye olarak sunmak isteyecektir. Ancak bunların hiçbiri geçerli değildir. O gün ahirette bu pişmanlığı yaşamamak adına şu ân elimizdeki fırsatı değerlendirip dürüst olsak, olduğumuz gibi görünsek olmaz mı? Güzel neticenin de kötü neticenin de hepsi, bizim tercihimize bağlıdır.
Ammâr ibni Yâsir (ra), Allah Resûlü’nün (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
“Bu dünyada ikiyüzlü olanın, Kıyamet Günü ateşten iki dili olur.”[8]
Sonuç olarak, ikiyüzlülük münafıkların özelliklerindendir. Münafıklar imanda, amelde, ahlakta, siyasette, mücadelede, ticarette, insani ilişkilerde aldatan, yalan üzerine hareket eden, içi dışı bir olmayan ikiyüzlülerdir.
“(İman ve küfür) arasında tereddüt içindelerdir. Ne (tam olarak) bunlardan (müminlerden) ne de onlardandır (kâfirlerden). Kimi de Allah saptırmışsa sen ona bir yol bulamazsın.”[9]
Rabbim (cc) bizleri, olduğu gibi görünen, erdemli ve dürüst insanlardan eylesin. İkiyüzlülükten, insanları aldatmaktan muhafaza etsin. Allahumme âmin.
Davamızın sonu, âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdetmektir.
Bir sonraki yazımızda görüşme ümidiyle…
[1]. Müslim, 38
[2]. 4/Nisâ, 108
[3]. 29/Ankebût, 10
[4]. 29/Ankebût, 11
[5]. Buhari, 5598
[6]. Buhari, 6642
[7]. Buhari, 5219; Müslim, 2130
[8]. Ebu Davud, 4873
[9]. 4/Nisâ, 143
İlk Yorumu Sen Yap