Hamd ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Ancak O’na ibadet eder ve ancak O’ndan yardım dileriz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şahadet ederim ki, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem O’nun kulu ve Rasûlü’dür.
”Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır bir şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (3/Âl-i İmran, 103)
Yeni bir kitabı tanıtma imkanı veren Allah’a subhanehu ve teâlâ hamdolsun. Bu ay tanıtımını yapacağımız kitap ‘İslam’a Davette 55 Esas’ isimli kitap olacak.
”Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” (3/Âl-i İmran, 104)
Evet, müminlerden iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran bir topluluk bulunmalıdır. Çünkü mümin; amaçsız, sorumsuz ve başıboş değildir. Yaratılış gayesi itibari ile Allah’ın subhanehu ve teâlâ yeryüzündeki halifesidir. Rabbine karşı sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklarından en önemlisi de iyiliği yaymak, kötülüğü defetmektir. Ve yeryüzünü imar etmektir. Başka bir ifade ile Allah’ın subhanehu ve teâlâ hükümlerine boyun eğmek ve diğer insanların da Allah’ın hükümlerine boyun eğmesi için mücadele etmektir. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda birçok ayetin olması Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem hayatının her aşamasında iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmanın olması, bu konunun önemini gösterir. Ki bu görev Peygamberlerin en önemli görevidir. Müminlerin de görevi Peygamberleri örnek almaktır. Özellikle; Müslümanların toplumdan dışlandığı, İslamî değerlerle alay edildiği ve özellikle de kitle iletişim araçları vasıtasıyla marufun hor görüldüğü, münkerin meşrulaştırıldığı günümüzde, bu davet görevi Müslümanlar için de ciddi bir önem kazanmıştır. Bu dinin ihyası sağlıklı bir davetle mümkündür. Davetin olmadığı topluluklar ölü topluluklardır. Bir çiftçi düşünün… Eğer tarlasına ürün ekmişse; yağan yağmurun, esen rüzgarın, doğan güneşin, kararan havanın, değişen iklimin onun nezdinde ayrı ayrı önemi vardır. Eğer ekin ekmemişse, onun için bu iklim değişikliklerinin çokta bir önemi yoktur. Davet yapan topluluklar ile yapmayanların durumu da böyledir… Davet yapan topluluklarda her zaman imanın zirvede olması vardır. Direniş vardır… Mücadele vardır… Cihad vardır… Çünkü davet yapan toplulukların bir hedefi, bir hesabı ve bir amacı vardır. Ancak davet yapmayan topluluklar ölü topluluklardır.
Bu sebepten ötürü ‘İslamî Davet’in’ en güzel şekilde yapılabilmesi için bazı prensiplere, kurallara ve esaslara dikkat edilmesi gerekir. Bu ay tanıtımını yapacağımız bu kitap, davet konusunda 55 esasa dikkat çekmiştir. Bunlar davet esnasında davetçinin dikkat etmesi gereken konulardır. Çünkü davetçinin Allah’a, Peygambere, Kur’an’a, ailesine, nefsine ve davet ettiği topluluklara karşı bir takım sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklara davet esnasında azami derecede önem vermesi gerekir. Bu ayki kitabımız da, bu konuda davetçinin dikkat etmesi gereken bu esasları konu edinmiştir. Eğer bu konuda müminlere yardımcı olabiliyorsak ne mutlu bizlere… Şüphesiz ki, başarı Allah’tandır. Duamızın sonu Allah’a hamd etmektir.
İlk Yorumu Sen Yap