Kitabın Yazarı: Faruk FURKAN
Yayınevi: Tevhid Basım Yayın
Basım Tarihi: 1. Baskı, Mayıs/2019
Sayfa Sayısı: 193
Ebat: 13,5 X 21,0 cm
Kitap Hakkında
Allah’ın (cc), kullarına rızıklarını temin etmeleri için meşru kıldığı yollardan bir tanesi de ticarettir. İlk günden bu yana insanlar çeşitli ticaretler yaparak hayatlarını devam ettirmişlerdir. Her ne kadar farklı meslek grupları olsa da istisnasız herkes bir yönüyle ticaret alanına dâhil olmuştur. Artık ticaret, hayatın vazgeçilmez bir yaşam döngüsüdür. Allah (cc) insanlara bahşettiği bu nimetten dolayı yalnız kendisine ibadet edilmesini ve şükredilmesini istemiştir:
“Kureyş’in kendi aralarında ülfet içinde yaşamaları sebebiyle, yaz ve kış (aylarında ticaret amaçlı yaptıkları) yolculukların sağladığı rahatlık (için), bu evin Rabbine ibadet etsinler, (bu nimetine şükretsin ve O’nu birlesinler).”[1]
İnsanlar asırlar boyu, ticaret yapmak için çeşitli yöntemlere başvurmuştur. Bazen uzun kervan yolculuklarına çıkmış, bazen de çeşitli panayırlar kurmuşlardır. Farklı ürünleri farklı şekillerde alıp satmışlardır. İslam geldiğinde bu yöntemlerin bazılarını uygun kabul ederek yapılmasına müsaade etmiş, bazılarını ise aykırı kabul ederek yapılmasını yasaklamıştır. İşte vahiy, hayatın her alanını tertip edip düzenlediği gibi ticaret alanını da en ince detaylarına kadar düzenlemiştir.
Kur’ân-ı Kerim’de en uzun ayetin ticaretle ilgili olması bu gerçeği ortaya koymaktadır.[2] Bununla birlikte sünnet kitaplarında bu alana dair bablar açılması ve bu bablar altında uzun uzadıya ticaret hukukundan bahsedilmesi, İslam’ın bu alana verdiği önemi de açıkça göstermektedir.
Asrımıza geldiğimizde hayatın her alanında olduğu gibi cahiliye sistemleri bu alanı da ifsad etmiştir. Kapitalist dünya, kurduğu ekonomik düzenle bu ümmeti de sultası altına almıştır. Ticareti şeytani bir akılla farklı metodlar kullanarak faiz, tekelcilik, aldatma gibi haramlarla bir araya getirmiş ve bu haramlardan soyutlanamaz bir hâle bürümüştür. Kendisini İslam’a nispet edenler ise günahlara bulaşmadan bir ticaret yapmanın mümkün olmadığına çoktan ikna olmuştur.
Allah Resûlü’nün (sav) vadettiği üzere hak yolda seyreden bir topluluk mutlaka olacaktır. Bu topluluk her alanda olduğu gibi bu alanda da haktan ayrılmayacaktır. Bugün de böyle bir topluluk mevcuttur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ticaretini şer’i ölçüler dairesinde yürüten, faiz gibi habis günahlara iltifat etmeyen, adaletle ve doğrulukla helal kazanç sağlayan Müslimler vardır ve olmaya devam edecektir.
Ancak her yerde olduğu gibi işinde de Allah’ın (cc) kanunlarını hâkim kılmak isteyen Müslimlerin illaki bazı öğütlere ihtiyacı vardır. Müşriklerden çokça tevarüs eden ve her daim kendisine dayatılan tüm bu kötülüklerden sakınması için daimî bir hatırlatıcının bulunması mübremdir.
İşte Faruk Furkan Hoca’nın kaleme aldığı “Ticaret Ehli Müslimlere Nasihatler” kitabı aynı gayeden yola çıkarak satırlara dökülmüştür. Son asırda ticaretle ilgili doğru yolu gösteren bir tabela niteliğinde karşımıza çıkar. Bilhassa asrımıza hitap edecek nitelikte sunduğu öğütlerle şeytanın amansız tuzaklarından sakındırır. Kıyısından köşesinden de olsa ticaret yapan her Müslim’in muhakkak okuma listesinin başında yer alması gerekir.
Kitap evvela okuyucuya birinci ağızdan hitap ederek “Ahir Zamanda Ticaret” başlığıyla başlar. Çünkü aynı paralelde malın ve haramların çoğalması bir ahir zaman özelliğidir. Bu yüzden ahir zamanda iman üzere ticaret yapmak kolay değildir. İnsanların tek amaçları mal çoğaltmak olduğu için hiçbir dinî veya insani ilke tanımamaktalardır. Müslim tacir hangi kapıyı açsa Allah (cc) ve Resûl’ünün (sav) yasakladığı bir haramla yüz yüze gelmektedir. Hem üreticiler hem tüketiciler mutlaka bir noktada kişiyi harama yönlendirmekte ve oluşturdukları masiyet potasında eritmek istemektelerdir. Yazar buradan yola çıkarak Müslim tacire hitaben der ki:
“Bu konuda sen sen ol, sakın ha bu potada eriyenlerden ve ticareti hayatının temeli kabul edip İslami davadan taviz verenlerden olma!”[3]
Günümüzde Müslimlerin bazıları neredeyse hayatlarının tamamını ticarette geçiriyor. Gecesi gündüzü iş veya işle ilgili meseleler oluyor. Dinlerine hizmet edecek vakit ayırmıyorlar. Onlara göre ticaretten tamamen soyutlanmadan takvaya erişmek mümkün olmadığından nakî bir yaşam sürmeye kalkışmıyorlar bile.
Bazıları ise her işi birtakım dinî bahaneler öne sürerek bırakıyor. Çalışıp rızık temin etmeyi terk edip hayatlarını acizlik içinde sürdürüyorlar. Eşlerini, çocuklarını başkalarına el açacak hâle düşürüyorlar. Nefislerinde olan tembellik ahlakını takva/zühd kılıfıyla örterek yaptıklarının meşru olduğunu iddia ediyorlar.
İşte yazar tam burada, vasat çizgide seyretmek isteyenlere birbirinden güzel öğütler veriyor. Kuyumcu titizliğinde yerleştirdiği başlıklar altında kalbe dokunan nasihatler ediyor. Şeytanların uğrak yerleri olan çarşı pazarlarda okuyucu nazarında Allah’ın sınırlarının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Kitapta bu öğütleri daha etkileyici kılan, hayırlı geçmişimizden örnekler verilmesidir. Zira insan, yaşanılan örneklerden daha çok etkilenip harekete geçer. Bu yüzden yazar, Allah Resûlü’nün (sav), Ashab-ı Kiram’ın (r.anhum) ve onlardan sonra gelen örnek şahsiyetlerin ticari yaşamlarından bahsederek, harama bulaşmadan ticaret yapmanın mümkün olduğuna okuyucuyu ikna eder.
Günümüzde helal ticaretin en zor yanı faiz meselesidir. Çünkü bugün faiz, günlük hayatta neredeyse nüfuz etmediği bir alan bırakmamıştır. Bir toz gibi en ücra köşesine kadar ulaşmıştır. Ticaret ehli Müslim bu kıskaçta ya Allah’tan korkup harama bulaşmadan ticaretini sürdürecek ya da kılıcını kalkanını alıp Allah’a (cc) düşmanlığını ilan edecektir. Bu yüzden yazar, faiz meselesini uzunca ele almıştır. Ayet ve hadisler ışığında ciddi uyarılarda bulunmuştur. Kişiyi düşünmeye davet etmiştir:
“Faizin en büyük günahlardan olduğunun bir diğer delili de şu ayettir:
‘Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve şayet müminlerseniz faizi terk edin. Şayet (faizli işlemleri) bırakmadıysanız (o hâlde) Allah’a ve Resûlü’ne savaş ilan edin!’ ”[4]
Bu ayeti Allah için bir kere, sonra bir kere, sonra bir kere daha okuyun…
Neden mi?
Çünkü Allah (cc), Kur’ân’ında başka günahlar için böyle ağır bir ifade kullanmamış ve diğer cürümleri işleyenlere ‘Ben ve Resûl’üm, sizinle savaş hâlindeyiz.’ dememiştir. İşte bundan dolayı bu ayeti önemsemek ve önemseyebilmek için de tekrar tekrar düşünerek okumak gerekir.”[5]
Tabii faizi hayata çokça müdahil eden pos cihazı meselesine değinmeden de geçmemiştir. Bu konu üzerinde oluşan yanlış düşünce ve yargıları izale etmiştir. Bu şeytan işi cihazın kullanılmasının haramlığına dair delilleri ortaya koymuştur. Böylelikle kötülüğe giden yolların kapısını tamamen kapatmıştır.
Son olarak yazar, kitabın özeti mahiyetinde sona yerleştirdiği “Ticaretle Alakalı Muhtelif Nasihatler” başlığı altındaki sıralı öğütlerle Allah’ın (cc) razı olacağı bir tacir olmanın yolunu adım adım göstermiştir. Tanıtması bizden, okuması sizden…
Kitaplarda buluşmak üzere. Allah’a ısmarladık…
[1]. 106/Kureyş, 1-3
[2]. bk. 2/Bakara, 282
[3]. Ticaret Ehli Müslimlere Nasihatler, Faruk Furkan, Tevhid Basım Yayın, s. 10
[4]. 2/Bakara, 278-279
[5]. Ticaret Ehli Müslimlere Nasihatler, Faruk Furkan, Tevhid Basım Yayın, s. 10
İlk Yorumu Sen Yap