Küçük bir ajandam var.
Okuduğum kitap özetlerini yazıyorum bu ajandaya.
Birkaç arkadaşıma kaynak taraması için vermiştim.
Ve:
“Kitap okur gibi notlarınızı okuduk. Kısacık ve bilgilendirici.”
dediler.
Bu notları sizinle de paylaşmak istedik.
İlk olarak 0-6 yaş aralığından başlayalım.
Buyurun satırlara:
- Yavrun senin yanında ise hep güvende hisseder kendini.
- Emme dönemi bitene kadar seninle yatmalıdır. Ki duyguları gelişsin.
- Yanında yatıramıyorsan da güvenli bağ için geceleri elini temas ettir ve yatağını sana erişebileceği şekilde düzenle.
- Çocuk sadece fiziksel ihtiyaçlarının giderilmesi için ağlamaz. Duygusal yoksunluk yaşayınca, seni özleyince, korkunca, kendini yalnız hissedince de ağlar.
- Anne göğsü güven verir çocuğa. Anneye bağlanır çocuk bu sırada. Bu nedenle süt yoksa da iki yıl göğüsle temas olmalıdır.
- Emme refleksi yirmi dört aydır. Otuz aya kadar azalarak devam eder. Bitmeden evvel aşırı artar. Bu, duygusal ihtiyacı giderme çabasıdır.
- İhtiyaçlar, duygusal ve fizyolojiktir. Duygusal ihtiyaçları vaktinde giderirsen güven duyar/hırçın olmaz. Yeterince giderirsen ruhsal duyumsama sağlar.
- Herkesin yaratılışı (mizaç) farklıdır. Çocuk sürekli engellenirse mizacı bozulur.
- Bağlanma iki yıl sürer. Ayrılma ise yavaştır. Bir buçuk yıl devam eder.
- Birçok insanın asık suratlı, mutsuz, üzgün görüntüsünün ardında çocuklukta edindiği hisler vardır.
- Çocuk 0-4 yaşta fiziksel ve duygusal ihtiyacını karşılayan bir kişi ile bağlanır. Bağlandıkça güven duygusu gelişir.
- Anne çalışıyorsa bakıcı ile de bağlanabilir. Sonra tekrar anneye bağlanma gerçekleşir.
- Çok kişi ihtiyaç gidermemelidir. Çocuk kaygı yaşar. Çoklu bağlanma sendromu oluşur. Bu sebeple annenin çocuğa tesiri de olmaz.
- Gece çılgınca ve sebepsiz ağlamaların tek sebebi bağlanamamadır.
- Anneyle bağlanınca duygu dünyası gelişir. Babayla kurulan ilişki de ise iradesi gelişir. İrade, kendini ve duygularını yönetmedir.
- Anne baba engelleyici ise çocuk onlara bağlanamaz. Bağlanmayınca tesirleri olmaz. Söz dinlemez.
Ruha dokunursan bağlanırsın.
Ruha dokunmak için tene dokunmalısın.
Göz teması kurup değerlilik hissini oluşturmalısın.
Sesini yumuşak tutmalısın ki duygularına erişebilesin.
- Uyku fiziksel ihtiyaç gibi görünse de duygusal ihtiyaçtır. Yeme, içme, gezme fizikseldir. Duygusal ihtiyaç da anne ile giderilebilir.
- Altı yaşına kadar çocuk her şeyi kendi kendine öğrenir. Konuşma, yürüme, eşyayı tanıma kendi kendine öğrenilir.
- 3,5 yaştan itibaren yeniden doğar çocuk. Buna ruhsal doğum denir. İçinde bulunduğu dünyayı fark eder ve iletişim kurmaya başlar. Öncesini hatırlamaz. Sadece hislerini hatırlar. 0-3 yaş aralığında ona kendini kötü hissettirmemeye gayret edilmelidir.
- 0-4 yaşta “hayır” kelimesi hırçınlık oluşturur. Fazla kullanılmamalıdır.
- Çocukla vakit geçirmek illa oynamak değildir. Önemli olan çocuğu hayatın içine dahil etmektir. Birlikte yemek yapmak, çamaşır katlamak, mescitte ders dinlemek bu kabuldendir.
- 1. Güven: Anneyle bağlanınca oluşur.
- 2. Güven:Eşyayı rahat elleyince gerçekleşir.
- Yeme problemi duygusal bir sorundur. Baskı varsa anne ile bağ kurulmamışsa çocuk yemez.
- Evde kurallar koyulurken sadece çocuk için olmamalıdır. Tüm aileyi kapsamalıdır. Bu aidiyeti zedeler.
- Çocuğa ölüm anlatılırken “Allah diledi” denmemelidir. Trafik kazası, hastalık gibi sebeplere vurgu yapılmalıdır.
- Çocuğa yapılan en büyük zulüm onu hızlandırmaktır.
- Çocuk sallayarak uyutulmamalı, çocuk hafif hafif dokunarak, ninni söyleyerek, hikâye okuyarak uyutulmalıdır.
- Anaokulunda amaç düzen alışkanlığı kazandırmak, zamanı planlamayı öğretmek ve sıra kavramını vermektir. Evde de anneler üç yaştan sonra bu üç özelliği kazandırmaya çalışmalıdır.
- Aşağılarsan mahcubiyet ve utanma hissini zedelersin. Vicdanını kaybeder.
- Çocuk eteğinden ayrılmıyorsa sana doymamıştır. Onunla vakit geçirilmelidir. Duygularına hitap edilmelidir.
- Çocuğun ihtiyacı ne ise o verilmelidir. Ne az ne çok. Cips onun ihtiyacı değildir. Verip bağımlı yapılmamalıdır.
- Ebeveyn baskısı nedeniyle ağlayan çocuğa kızılmamalıdır. Aksine o ağlarken duyarsız kalınmamalıdır.
- Çocuğun hataları hoşgörü ile karşılanmalıdır ki rahatlasın.
- Çocukta kaygı oluşturulmamalıdır. Bu kişiliğine zarar verir. (Ağlarsan giderim. Senin annen olmam. Git öcüler yesin seni.)
- Çocuk kısıtlanmamalıdır. Koşsun, tırmansın. Zihnî gelişim için bu şarttır.
- Çocuk senin malın değil. Aziz bir misafirindir.
- Çocuğun duygularına da bedenine de saygı duyulmalıdır. Ağladığında: “Ağlanacak ne var?” demek duygularına; onu izinsiz öpmek bedenine saygısızlıktır.
- Değer verilmeyen çocuk yılışır. Sevilmek için saçmalar. Çocuğa kendini değerli hissettir!
- Sürekli unutkanlık, geçmişi unutma çabasıdır aslında. Bu da kaygılı bir ruh hâlinin sonucudur.
- On iki yaşından önce Allah’ın azabı, gazabı ve imtihanından bahsedilmemeli; şefkat ve merhametinden bahsedilmelidir.
- Erdemli davranışlar öğrenilmez. Görür ve taklit eder.
- Çocuğun hatası ortaya çı__karılmamalıdır, yüzüne vurulmamalıdır. Aksi taktirde duyarsızlaşır.
- Her gün otuz dakika sessizlik oyunu oynanmalıdır. Böylelikle dürtüsellik azalacaktır. O saatte herkes kendini dinlemeli, kitap okumalı, sessiz oturmalı veya sessizce bir şeylerle meşgul olmalıdır.
- Çocukta önce alan kavramı oluşturulmalıdır ki düzen kavramı oluşsun. (Masa altında yuva yapmak alan kavramı için ideal bir oyundur. (3 yaş))
- Hataya karşı özür dilenmeli ve bunda gecikilmemelidir.
- Sürekli müdahale etmek, onun işine karışmak, çocuğun özgürlüğünü kısıtlar. Çocuk hem dürtüsel olur hem yetenekleri körelir.
- 0-6 yaş sorun çözmenin, iletişim kurmanın, olayları ele alış tarzının öğrenildiği yaştır.
Nasıl öğrenir çocuk bunları?
Taklit ederek.
Kimi taklit ederek?
Anne ve babayı!
- 0-6 yaş aralığında öğrenilenler 6’dan sonra öğrenilenlerden daha çoktur.
- İnsani değerler 0-6 yaşta öğrenilir. Dostluk, şefkat, sabır, dürüstlük, sözünde durma, yalan söylememe, cömertlik, yaşayarak aşılanmalıdır.
- 0-6 yaşta çocuğun işi oyundur. Oyunla hayat dünyası gelişir, paylaşmayı öğrenir. (Zamanla)
İlk Yorumu Sen Yap