Beğenilme ve Onaylanma İhtiyacı

Es-Selamu Aleykum,

“Evladımın yerinde ben olsam” temalı uygulamalarımızla değişim ve dönüşüm için beraber adım attığımız Gençlerle Muamele köşemizde bu ay da siz değerli okuyucularımızla buluşmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu sayımızda sizlerle “beğenilme ve onaylanma ihtiyacı” üzerine konuşacağız, yine gözlerinizi gençliğinize çevirmenizi isteyeceğiz. Bu yolla beğenilme ve onaylanma ihtiyacının sizlere ve çocuklarınıza hissettirdiği duygu, düşünce ve davranışları anlamlandırmaya çalışacağız.

Amacımız, “İslam’ın söylediği hak ve sorumluluklar üzerinden tesis edilmiş sağlıklı bir ilişki kurmak” demiştik. Ve bir ilişki tesis ederken temel adımımız farkındalık ve anlayış olmalıdır, diye bahsetmiştik. Beğenilme ve onaylanma ihtiyacı insanın yaradılışından gelen bir ihtiyaçtır. Fıtratta olan ihtiyaçları reddetmek veya bastırmak yerine onları olduğu gibi kabul etmek gerekir. Daha sonrasında bu ihtiyaçları helal yollarla karşılamaya çalışmamız gerekir. O hâlde yazımızda öncelikle beğenilme ve onaylanma ihtiyacımızın çocukluktan yetişkinliğe kadar nasıl bir seyir izlediğine beraber bakacak, sonra da bu ihtiyacı gençlik döneminde helal ve sağlıklı yollarla nasıl karşılayabileceğimizi konuşacağız.

Genellikle iki üç yaşla beraber gelen ayrışma çocuklarda “Artık ben bir şeyler yapabiliyorum.” evresini başlatır. Hâliyle bağımsız yapılan her eylem bir takdir, bir beğeni ve onaya ihtiyaç duyar. Beğenilen ve onaylanılan eylemler pozitif olarak pekişir, fakat bastırılan veya reddedilen davranışlarda ise direnç ortaya çıkar. Ya da farklı fonksiyonel davranışlara dönüşür. Bu dönemde çocuklar, “Bak, ben ne kadar güçlüyüm. Bak, ben ne kadar iyiyim.” gibi ifadelerle kendini göstermek ister. Daha sonrasında beğenilme ve onaylanma ihtiyacı okul çağıyla birlikte artık başarı ve başarısızlık üzerinden devam eder. İhtiyaç aynı ihtiyaçtır. Fakat artık karşılanma usulü değişmiştir. Bu dönemde çocuklar okuldaki başarılarını ailelerine anlatırlar. Okulda her yaptıklarını, sosyal ortamlardaki deneyimlerini aileleriyle paylaşarak ailelerinin onaylarını ve takdirlerini almaya çalışırlar. Bu evre size ailesinin gözüne girebilmek için derslerinde başarılı olmaya çalışan çocukların büyüdüğü nesillerden ve onların okuldaki başarıları, çalışkanlıklarıyla gurur duyan ailelerden dolayı tanıdık gelebilir. (Şimdi ise çocuklarının videolardaki performanslarıyla, fotoğraflardaki fotojenik görüntüleriyle gurur duyan aileler var.) Okul çağı sonrasında gençlik döneminde artık bağımsızlaşma, kendi kararlarını alma ve yetkin olma ihtiyaçları da ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaçlarla beraber yetkinliklerini ve bağımsızlıklarını onaylayan, kendi aldıkları kararlarda onları takdir eden ve onaylayarak arkalarında duran bir aile ve sosyal çevreye ihtiyaç duymaktalardır. Bu dönemde gençler ailelerinden yeteri kadar onay ve beğenilme ihtiyacını karşılayamazsa sosyal çevresine yönelir. Arkadaş ortamında eylemlerinin kabul edildiğini, kararlarının onaylandığını, desteklendiğini ve kendisinin beğenildiğini hissettiğinde artık arkadaş ortamı ailesinden daha ön planda olmaya başlar. Ve genelde arkadaş ortamında bu ihtiyacını karşılayan gençler aileleriyle daha fazla çatışma yaşamaya başlar. Çünkü bu ihtiyacını ailesi karşılamamıştır. Tam tersine dışarıda başka insanlar (arkadaşlar) karşılamıştır. Bundan dolayı ailelerine öfke duyabilirler. Aynı zamanda kendilerinin beğenilmediğini ve onaylanmadığını hisseden gençler aileleri tarafından kabul görmediklerini, sevilmediklerini ve reddedildiklerini düşünebilirler. Bundan dolayı aileleriyle daha da çatışmalı ilişkiler kurabilirler. Beğenilmediğini hisseden gençler aileleriyle beraber oturmak, onlarla sohbet etmek istemeyebilirler. Kendimizden pay biçecek olursak beğenilmediğimizi hissettiğimiz bir ortamda o insanlarla oturmak ister miyiz? Peki, ya eşimiz sürekli kararlarımızı irdelese, desteklemese ve karşı çıksa o zaman mutlu bir şekilde hareket edebilir miyiz? Veya biz kendimizi beğenebilir miyiz? Arkadaşlarımız bizi çok severken annemizin veya babamızın bizi sevmediğini hissetsek o zaman anne ve babamıza, “Dışarıdaki insanlar beni seviyorken siz neden beni olduğum gibi sevmiyorsunuz?” diye sormak istemez miyiz? Hâliyle bu dönemde beğenilme ve onaylanma ihtiyacı sağlıklı bir yolla karşılanmadığında birçok zorlu duruma sebep olabilir. Yetişkinlikte ise bu ihtiyacın şu şekilde karşılandığını görmekteyiz: İyi bir meslek sahibi olma, iyi bir ekonomik güce sahip olma, ünlü olma, insanların sevdiği biri olmak için aşırı fedakârlıklar yapma, hayır diyemeyen biri olma… Hâliyle bu süreçlere dönüp baktığımızda onaylanma ve beğenilme ihtiyacının hayat boyu bizimle beraber olduğunu görmekteyiz. “Peki, bu ihtiyaç doğru ve sağlıklı bir şekilde nasıl karşılanır?” sorusunu sorduğunuzu duymaktayım. Fakat bu sorudan daha önce tarihsel olarak yeni nesillerin bu ihtiyaçla nasıl imtihan edildiğini sizinle paylaşmak istiyorum.

Tarihsel olarak bu ihtiyacı incelediğimizde şöyle bir yorumda bulunabiliriz: Teknolojinin gelişmediği eski çağlarda insan onaylanma ve beğenilme ihtiyacını ailesinin gözüne girmek, onlar tarafından takdir edilmek ve gurur duyulmak için çabalıyordu. Teknoloji geliştikçe bu ihtiyacın karşılanma yolları değişti. Aileleri tarafından yeterince beğenilme, onaylanma ve kabul görmeyen gençlerin önüne teknolojik gelişim çağının açtığı bambaşka yollar arasında bireyselcilik ve egoizm vardı. Kapitalist sistemin sürekli olarak desteklediği ben merkezci ve hedonist mutluluk odaklı bir nesil yetişti. Aynı zamanda yoğun derecede yalnızlık ve mutsuzluk hisseden bu nesil toplumdan ayrışmış, toplum içinde sosyal ve psikolojik izolasyon yaşarken hâliyle kendini ailesine ya da topluma beğendirmek gibi bir gayret içine girmemektedir. Bu dönemde teknolojinin öne sürdüğü, önce televizyon ekranları; daha sonrasında Instagram, YouTube, TikTok gibi sosyal medya uygulamaları devreye girdi. Gençler bu mecralarda beğenilme ve onaylanma ihtiyacını karşılayabilecek pek çok haram yola başvurdu. Kişisel fotoğrafların bulunduğu Instagram hesapları, yemek, gezi ve benzeri konulu videoların bulunduğu YouTube hesapları; şarkı, dans ve benzeri shortsların bulunduğu TikTok hesapları ve daha niceleri… Günün sonunda paylaştıkları gönderilerin kaç beğeni aldığı, kaç yorum yapıldığı, kaç kez retweetlendiği üzerine saatlerce düşünen; defalarca kontrol eden ve beğeni, takipçi sayısı az diye içine kapanan daha da ciddi bir vakada intihar eden gençler… Tüm bu uygulamaların gençlerin beğenilme ve onaylanma ihtiyacını egoistçe beslediğini görmekteyiz. Zira bu uygulamaların çoğunda beğenme tuşu varken beğenmeme tuşu yoktur. Eğer beğenmeme tuşu veya ikonu olsaydı o uygulama birkaç ay içinde ya kapanır ya da kullanıcı sayısı düşerdi. Zira bu uygulamaları kullanan insanların temel amacı diğer insanlar tarafından beğenilmek ve onaylanmak. Sözün kısası, çağımızda bu ihtiyacın karşılanma usülleri çok farklılaştı. O hâlde bize düşen, çocuklarımızın bu ihtiyaçlarını helal ve sağlıklı yollarla karşılamak. Bu ihtiyacı doğru bir şekilde karşılamanın en temel yolu da öncelikle bu ihtiyacı anlamak ve kendi gençlik dönemimizde bunu nasıl yaşadığımızı hatırlamak.

Peki şimdi siz gençlik çağınıza dönüp baktığınızda bu ihtiyacınızla ilgili neler yaşadınız? Gelin, bunu yine sorular sorduğumuz ve cevaplarını kaleme alabileceğiniz bir tablo üzerinden inceleyelim. Soruları gençlik döneminizi düşünerek cevaplamanızı isiyorum:

1. Beğenilmeye ve onaylanmaya ihtiyaç duyduğunuz durumlar, yönleriniz, davranışlarınız nelerdi?

2. Bu yaptığınıza karşılık ailenizin tutumu ne oldu? Onlar size nasıl karşılık verdiler?

3. Bu eyleminiz karşısında ailenizin verdiği tutum yerine nasıl bir tutum sergilenmesini isterdiniz?

1. Soru2. Soru3. Soru
   
   
   
   
   
   

Sizlerin de not aldığı gibi pek çok onaylanma ve beğenilme ihtiyacı duyduğunuz durumları deneyimlemişsiniz. Bu durumların bazılarında çok destekleyici tutumlarla beslenmişsiniz. Fakat bazılarında bu ihtiyacınızı karşılayamayan ve sizi sevilmediğinize, onaylanmadığınıza, beğenilmediğinize inandıracak tutumlara maruz kalmışsınız. Bu deneyimler herkes için biricik olmakla beraber elbette ki zorlayıcı da. Bunun farkındayız. İşte bu noktada zorlandığımız yerlerden sıkıca tutunarak ayağa kalkmalıyız. Gençlerimizin ve evlatlarımızın aynı zorlukları, aynı zor duyguları yaşamamaları için incindiğimiz yerden iyileştirmeye çalışmalıyız. Aşağıdaki uygulama tam olarak bunun için. Sizlerden;

1. Evlatlarınızın onaylanmaya ve beğenilmeye ihtiyaç duyduğu yönlerini ve eylemlerini düşünmenizi istiyorum. İlk sütuna bunları yazabilirsiniz.

2. Ardından ikinci sütuna bu yönlerini ve eylemlerini siz nasıl karşıladınız? Bu soruyu düşünerek, takındığınız tutumu yazmanızı istiyorum.

3. Son sütunda “Düşünmeden otomatik olarak verdiğiniz tepki yerine bilinçli bir ebeveyn olarak çocuğunuzun bu ihtiyacına karşılık şimdi nasıl davranmayı düşünüyorsunuz?” sorusunun cevabını yazmanızı istiyorum.

1. Soru2. Soru3. Soru
   
   
   
   
   
   

Yukarıdaki uygulamada fark ettiğiniz gibi evlatlarınızın pek çok güçlü yanı var. Ve bu güçlü yanlar biz gördükçe daha da parlayacak. Bizim onları destekleyen, onaylayan ve beğendiğimizi gösteren tutumumuz gençlerimiz için sağlıklı bir kaynak olacak. Bu kaynakla beslenecek ve büyüyecekler. Hayatın doğal akışı içerisinde düşünmeden ve otomatik pilotta verdiğimiz birçok tutum var. Genelde bu tutumlar geçen sayımızda bahsettiğimiz, içinde büyüdüğümüz ailenin diliyle hareket etmekte. Fakat öğrendiğimiz bu dilden sıyrılabilmemiz mümkün. Zaten siz değerli okuyucularımız bu dilden sıyrılabilmek, farkındalık sahibi ebeveynler olabilmek ve yeterince iyi ebeveynlik yapabilmek için burada bizimlesiniz. Bunun için bu yazıyı okuyor, uygulamaları yapmaya çalışıyor, sorular üzerine derince düşünüyorsunuz. İşte sizinle birlikte bu yazımızda insanın beğenilme ve onaylanma ihtiyacı üzerine bir yolculuğu daha sona erdirdik. Sohbetimiz boyunca insanın hayatında dönem dönem beğenilmek ve onaylanmak için ne gibi davranışlar sergilediğini gördük. Daha sonrasında bu ihtiyacı meşru olmayan yollarla karşılayan gençlerin neler yaşadığından bahsettik. Ardından siz gençken beğenilmek ve onaylanmak için neler yaptığınızı, bu durumlarda nelere nelere maruz kaldığınızı ve size nasıl davranılsaydı daha iyi hissedeceğinizi konuştuk. Bu uygulamadan hareketle kendi incindiğimiz yerden çocuklarımızı iyileştirmek hedefiyle yola çıktık. Ve son uygulamamızda evlatlarımızın güçlü yanlarını, onlara bilinçsizce verdiğimiz tepkileri ve yeterince iyi ebeveyn olarak vereceğimiz sağlıklı tutumları belirledik. Bu ilimlerin sahibi olan Allah’a (cc) dua ederek yazımızı bitiriyoruz. Tüm ilmin sahibi olan âlemlerin Rabbi! Bizleri yeterince iyi ebeveyn olan ve bu uğurda çabalayan, çabasıyla annelik ve babalığıyla cennete giden salih ve saliha kullardan kılman duası ile…

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver