ÇOCUKLARDA DUYGUSAL İHTİYAÇLARI ANLAMAK: BEŞ SEVGİ DİLİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın (cc) adıyla,

Sevgi, insanoğlunun ortak ihtiyaçlarından biridir. Ve her bireyin içinde doldurulmak için bekleyen sevgi depoları bulunmaktadır. Bu depo dolu olduğunda hayatımızda bir denge, bir uyumluluk hâli oluşur. Dolu olmadığında da tam aksi durumların olabileceğini düşünebiliriz. Sevgi ihtiyacı ortak olsa da herkesin sevgiyi alma ve sevildiğini hissetme şeklinin farklı olduğunu görmekteyiz. Buradaki farklılık her bireyin yaradılış gereği kendi mizacına uygun davranmasından kaynaklanmaktadır.[1] Fıtratların farklı olması, görülen muameleleri algılayış şeklimizi de değiştirmektedir. Bu durum yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da bu şekildedir. Yani çocuklarında karşısındaki yetişkinden gördüğü sevgiyi alma şekilleri farklılaşmaktadır. Bu yazımızda sevgi dillerinden, çocuklarda yer alan sevgi dillerini nasıl fark edebileceğimizden ve sevgi diline uygun davranılmasının faydalarından bahsedeceğiz.

Beş sevgi dili, Gary Chapman[2] tarafından ortaya atılmış bir kuramdır. Bu kurama göre insanların sevgiyi alma ve ifade etme şekilleri beş gruba ayrılmıştır:

1. Fiziksel Temas

Bu sevgi diline sahip kimseler dokunmaya ve temas etmeye yatkın kişilerdir. Çocuklarda da bu şekildedir. Sevgi dili fiziksel temas olan bir çocuk sarılmaktan, öpmekten, temas içeren davranışlarda bulunmaktan hoşlanmakta ve kendisi de sevgiyi bu şekilde almaktadır. Bu sevgi dilinin genelde kız çocuklarında veya kadınlarda olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. Fakat böyle bir durum söz konusu değildir. Burada yalnızca temas şekilleriyle ilgili bir farklılık mevcuttur. Yani kız çocukları, sarılmaktan, öpmekten hoşlanırken erkek çocukları da güreş, at binmece gibi hareketli oyunlardan hoşlanırlar. İkisinde de temas vardır, fakat fıtrat gereği çocukların alış şekillerinde farklılıklar gözükmektedir.

Bazen çocuğunuzun temasa dair taleplerine cevap veremediğinizi hissettiğiniz ânlar olabilmektedir, çünkü temas etmeyi ebeveyn olarak sevmiyorsunuzdur. Bu noktada farklı sevgi dillerini deneyerek bu eksiği kapatmak çok da işe yarar bir yöntem olmayacaktır. Yalnızca tek bir sevgi diline sahip olmasak da baskın sevgi dili fiziksel temas olan bir çocuğunuz varsa burada yapılacak şey fedakârlık ve kendini geliştirmedir. Ebeveyn olarak bazı ufak adımlar atarak ve zorlansak da çocuğumuz için fedakârlık yaparak bu yönümüzü geliştirmeye çalışmalıyız. Bunun için;

Öncelikle ebeveyn olarak kendinize temas ederek, dokunarak başlamanız gerekmektedir. Elinize, kolunuza dokunarak, kendinize sarılarak, masaj yaparak bu duruma alışmaya çalışabilirsiniz. Temasa uzak kalarak büyüyen bir yetişkinseniz ilk etapta bunun size zor gelmesi çok normaldir. Her sevgi dili, bünyemizde bulunduğu için ufak adımlarla daha iyi bir noktaya geleceksinizdir.

İkinci olarak da çocuğunuzla muamelede küçük planlar yaparak ilerlemektir. Bu hem sizi zorlamayacak hem de süreci kolaylaştıracaktır.

Burada tüm sevgi dilleri için dikkat edilmesi gereken en önemli meselelerden biri de şudur: Çocukta baskın olan sevgi dili hangisiyse çocuğa olan öfke kesinlikle o dilde yansıtılmamalıdır. Yani sevgi dili fiziksel temas olan bir çocuğunuz varsa ve ona öfkelendiğinizde fiziksel olarak şiddet gösteriyorsanız bu çok tehlikelidir. Şiddet her çocuk için kesinlikle olmaması gereken bir durumdur, fakat çocuğun sevgi dili fiziksel temas olduğunda bu durum onun için çok daha yıpratıcı olacaktır. Çocuk için sevgiyi ve güveni yıkan bir durum hâline gelecektir. Ve dokunulmaya ihtiyacı olduğu zamanlarda kaçınmaya başlayacaktır. Bu sebeple fiziksel temas sevgi diline sahip çocuklarda çok daha dikkatli olmak gerekmektedir.

2. Olumlama Sözleri

Bu sevgi dilinde ise sözlü veya yazılı olarak övgü, takdir ve destekleyici ifadeler çok önemlidir. Bu çocuklardan genelde şu cümleler duyulmaktadır: “Babam beni seviyor, çünkü geçen gün bana çok değerlisin, dedi.”, “Annem arkadaşıma yardım ettiğim için bu davranışımı çok beğendiğini söyledi.” Görüldüğü gibi gelen sözel bir ifade karşısında çocukların hissettiği değerlilik inancı fark edilmektedir. Bu çocuklar güzel söz duymaya çok daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Ebeveyn olarak kendilerini iyi hissettirecekleri ifadeleri bolca kullanmak gerekmektedir. “İyi ki varsın kızım, teşekkür ederim oğlum, seni seviyorum…” gibi ifadeler basit ama sevgi dili olumlama sözleri olan çocuklar için inanılmaz bir motivasyon kaynağıdır. Burada dikkat edilmesi gereken kısım sadece başarıya değil, çabaya ve gayrete de takdir ve övgüde bulunmaktır. Bununla birlikte gerçek dışı övgü ifadelerinden de kaçınmak gerekir. “Harikasın, mükemmelsin, süpersin…” gibi abartılı ifadeler gerçekçi olmadığı gibi çocuk için olumsuz bir benlik algısı oluşturabilmektedir. Övgü ve takdir ifadelerinin sürekli bir şekilde ve abartılı olması çocuğu sürekli onay bekleyen ve bunu bulamadığında da kendinde bir sorun olduğunu düşünen biri hâline getirebilmektedir. Bu sevgi diline sahip olan çocuklara da öfkeyi sözel ifadelerle vermek çok yıpratıcı olmaktadır. Onları sert bir şekilde eleştirmek, hakaret etmek, tehditkâr söylemlerde bulunmak, alaycı ve küçümseyici ifadeler kullanmak çocuklarda yıkıcı bir etki oluşturabilmektedir.

3. Kaliteli Zaman Geçirme

Kaliteli zaman geçirmek; odaklanarak, ânda kalarak ve göz temasında bulunarak yapılan her türlü aktivite anlamına gelmektedir. Maksat etkinliklerle doldurmak, sürekli farklı şeyler üretip çocuğa sunmak değildir. Bu sevgi diline sahip çocuklar için önemli olan nicelik değil, niteliktir. Sürenin de ciddi bir önemi yoktur, burada dikkat edilmesi gereken kısım ebeveynin ânda kalabilmesidir. Geçiştirmeden, alelade bir tutum sergilemeden; anda kalıp, samimi ve içten davranmak çocuğun ihtiyacı için yeterlidir. Yoğun hayatı olan ebeveynler için zaman oluşturabilmek elbette kolay bir şey olmayacaktır. Fakat buna dair niyet ederek ve plan yaparak işe başlanmalıdır. Niyet ve planla birlikte vakit oluşacaktır. Zorlanan ebeveynlerin veya yoğun bir tempodan eve gelip de çocuğuyla vakit geçirmeye başlayacak ebeveynlerin, öncelikle kendilerini sakinleştirecek ve rahatlatacak rutinler oluşturması süreci kolaylaştırabilir. Oflayarak, esneyerek, “hı hı” gibi söylemlerle ve en önemlisi de bir elimizde telefon varken çocukla vakit geçirmeye çalışıyorsak; bu sevgi deposunu doyurmada pek de etkili olmayacaktır.

4. Hediyeler

Birçok çocuk hediye almayı sever, fakat sevgi dili hediye olan çocuk için bu durum bir merasim gibidir. Önce açmadan bir sevinç gösterisi yapar, sonra paketini inceler, yavaş yavaş açar, herkese gösterir, saklar… Hediyeyi alıyor olmak, henüz görmeden onun için yeterli olmuştur aslında. Aynı şekilde kendisi de en ufak bir şey dahi olsa paketleyip, sevdiklerine götürmek ister. Evde bulduğu eşyaları, hazırladığı kartları öğretmenine götürmek isteyen çocuklar bu kısma örnek verilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus hediyelerin maddi olarak düşünülmemesidir. Ebeveynin hazırladığı bir meyve tabağı, çocuğunuz okuldan gelmeden önce hazırladığınız en sevdiği kurabiye, uyandığında baş ucunda bir notla uyanması gibi jestler, bu sevgi diline sahip çocuklar için yeterli olacaktır. Sürekli maddi hediye verilen çocuklar, yaşamlarında daha fazla maddeci ve marka düşkünü olmaktadır. Bu sebeple burada dengeyi kurmak ve hediye seçimlerini buna göre yapmak kritik öneme sahiptir.

5. Hizmet Davranışları

Bu sevgi diline sahip çocuklar da kendileri için bir şeyler yapıldığında sevildiklerini hissetmektedir. Bazıları için sıradan olan eylemler, bu sevgi dilinde çok kıymetlidir. Beslenmesini hazırlamak, yatağını toplamaya yardım etmek, ödevi noktasında yardımcı olmak gibi basit şeyler dahi bu sevgi dilindeki çocuklarda için “seviliyorum” inancı geliştirir. Ve genelde bu çocukların, “Bana şunu getirir misin?”, “Benim için bunu yapar mısın?” gibi söylemleri bulunmaktadır. Burayı çocuğa sorumluluk vermemek veya ayağına her şeyi getirerek hizmet etmek olarak anlamamak gerekir. Hatta hizmet etmeyi abartırsak maalesef çocuk benmerkezci, bencil ve insanları kullanan biri hâline de gelebilir. Bu noktayı şu şekilde ayırmamız gerekir: Sorumluluk da vereceğiz, fakat arada jestler de olacak. Çocuğun yapabileceği şeylerde fırsat vereceğiz, ama aynı zamanda destekleyici olacağız. Ebeveyn ve çocuk ilişkisi zaten içerisinde hizmeti barındırmaktadır. Fakat burada bahsedilen hizmet şefkatle, sevgiyle ve özenle yapılan davranışları kapsamaktadır. Bu kısımda dikkat edilmesi gereken ise koşullu bir şekilde bu hizmeti yapmamaktır: “Eğer ödevini yaparsan sana en sevdiğin kurabiyeden yaparım.” gibi. Bu tarz bir cümle ve uygulama maalesef hizmet davranışının yerine geçmez. Ayrıca hizmet davranışlarını başa kakar şekilde yapmak çocuklar için yıkıcı olmakta; sevgiyle ve özenle yapmak doyurucu olmaktadır.

Nasıl fark edeceğiz?

Yetişkinlerde de çocuklarda da sevgi dillerini fark etmek, kişiyi gözlemlemekten geçmektedir. Karşımızdaki kişinin davranışlarını, taleplerini, isteklerini ve beklentilerini fark edersek, bizden neyi nasıl almak istediğini de anlamış oluruz. Bunun için de şu sorular göz önünde bulundurulabilir:

Çocuğum bana sevgisini nasıl ifade ediyor?

Diğer insanlara (arkadaş, öğretmen, akraba…) nasıl ifade ediyor?

En çok neyi talep ediyor?

En çok neden şikâyet ediyor?

Bu sorular çerçevesinde çocuğunuzu gözlemlemek işinizi kolaylaştıracaktır. Fakat şunu unutmamalıyız ki her sevgi dili çocuklarda bulunur, ama aynı zamanda bunlarla birlikte bir iki tanesi daha baskındır. Bu sebeple bütün sevgi dilleri için bir şeyler yaparken, baskın sevgi dillerine daha fazla ağırlık vermek gerekmektedir.

Sevgi deposu dolarsa;

Çocuğun sevgi dillerini fark edip yeterli şekilde doyurursak kendini daha fazla güvende hissedecektir. Çünkü sevildiğini hisseden çocuk hem özgüven sahibi olur hem de dünyaya karşı güvende hisseder. Güvende hisseden çocuğun, zorluklarla baş etme gücü artacaktır. Herhangi bir zorluk karşısında baş edebilecek gücü kendisinde bulacaktır. İlişkilerine daha olumlu, sakin ve dingin bir şekilde yaklaşacaktır. Geleceğe umutla bakacağından dolayı potansiyelini ve yeteneklerini de daha iyi şekilde kullanacaktır. Ve yeteri kadar sevgi alan çocuk, disipline ve yönlendirmeye de daha açık olacaktır. Sınırları kolay alacak veya sınır konduğunda da sevilmediğini hissetmeyecektir.

Konumuz çocukların sevgi dilini anlayıp, ona uygun davranmak olsa da şu unutulmamalıdır ki ebeveynlerin sevgi deposu boşsa bunu çocuğa vermek çok da kolay olmayacaktır. Çocuğun sevgi deposunu doldurmak istiyorsak, önce ebeveyn kendisi için bir çaba içerisine girmelidir. Ve çocuğun ebeveynden sevgi dilini sunmayı öğrendiğini de göz ardı etmememiz gerekir. Ebeveyn ne kadar sunarsa çocuk da gelecekteki ilişkilerinde bu beceriyi daha kolay kullanacaktır.

Selam ve dua ile…


[1] “De ki: ‘Herkes tıynetine/mizacına/meşrebine uygun hareket eder. Rabbiniz kimin daha doğru yolda olduğunu en iyi bilendir.’ ” (17/İsrâ, 84)

[2] Çocuklar için Beş Sevgi Dili, Chapman, G. (2018), Koridor Yayıncılık

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver