Ramazan’da Bağışlanmak İçin Ne Yapmak Gerekir

İnsanoğlu, insan olması hasebiyle bazen günahlara, haramlara düşebilir. Kişi ne kadar iyi olursa olsun, ne kadar İslama göre yaşarsa yaşasın, bazen nefsine uyup günah işleyebilir. Fakat Allah yüceliğinden, merhametinden ötürü insanların yaptığı günahları bağışlamak için onlara bazı fırsatlar verir. Eğer kişi bu fırsatların farkında olup güzel değerlendirirse, işlemiş olduğu günahları bağışlanır. Şayet bu fırsatları önemsemez ve güzel değerlendirmezse işlemiş olduğu günahlardan temizlenemez. Hepimizin Allah’ın bize verdiği bu fırsatları iyi bilmesi/öğrenmesi gerekir.

Peygamber şöyle buyuruyor:

“Allahu Teâlâ gündüz vakti günah işleyenin tevbesini kabul etmek için gece vakti elini açar. Gece vakti günah işleyenin tevbesini kabul etmek için de gündüz vakti elini açar. Güneş batından doğuncaya kadar bu devam eder.” (Müslim)

Bu hadiste Allah hem gündüz hem de gece günah işleyeni affetmek için onlara fırsat veriyor. Şayet insan bu fırsatı güzel değerlendirirse Allah onun günahlarını bağışlar.

Ramazan ayı da Allah’ın insanların günahlarını bağışlamak için verdiği bir fırsattır. Eğer insan bu fırsatı güzel değerIendirirse geçmiş günahları bağışlanır. Peygamber şöyle buyurur:

“Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari)

Kişinin günahlarının bağışlanabilmesi için, tevbe ile Allah’a yönelmesi gerekir. Daha önceden yaptığı günahlardan ötürü, sürekli Allah’a istiğfar edip, bağışlanma dilemesi gerekir. Allah’ın kulu bağışlayabilmesi için; ilk başta kulun bağışlanmayı dilemesi gerekir. Kulun bağışlanmayı dilediğinin belirtilerinden bir tanesi de tevbe etmesidir. Tevbenin önemini ve faziletini bilmeyen kişi, tevbeye yönelebilir mi? Elbette yönelemez. Çünkü insan bir şeyin önemini ne kadar bilirse, onunla o kadar amel eder.

Hepimizin amellerindeki, çalışmalarındaki gaye, Allah’ın sevgisini kazanıp, ateşten kurtulanlardan olabilmektir. Bunun için dünyevi birçok lezzetten uzaklaşıp, onları görmemezlikten geliyoruz. Peki, bu amacımıza nasıl ulaşacağımızı biliyor muyuz? İşte bunun yollarından bir tanesi de tevbe etmektir. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Hiç şüphesiz Allah, çok tevbe edenleri ve çok temizlenenleri sever.” (2/Bakara, 222)

Başka bir ayette ise şu şekilde buyuruyor:

“Ey iman edenler, hepiniz Allah’a tevbe edin ki, umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (24/Nur, 31)

Dikkat edilirse Allah bu ayetlerde hem tevbe edenleri sevdiğini hem de tevbe edenlerin kurtulacağını söylemiştir. O zaman çok tevbe ederek bunları elde etmeye çalışmamız gerekir.

Başka bir ayette Allah cennet ehlinin özelliklerini anlatırken onların tevbe edenler olduğunu bildiriyor:

“Onlar, fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp anarlar ve günahlarından dolayı hemen tevbe ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki!? Onlar, yaptıkları kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.” (3/Al-i İmran, 135)

Cenneti isteyen kişilerin Kur’an ve sünnette cennet ehlinin özellikleri olarak zikredilen vasıflarla donanması gerekir. Cennet ehlinin özelliklerinden bir tanesi de ayette belirtildiği gibi tevbe etmektir.

Peygamberimiz şöyle buyuruyor:

“Ey insanlar Allah’a tevbe ve istiğfar edin. Zira ben günde yüz defa tevbe ediyorum.” (Müslim)

Düşünün! Gelmiş ve geçmiş günahları bağışlanan Allah Rasûlü günde yüz defa tevbe ediyorsa; acaba günahlarla kuşatılmış olan bizlerin günde kaç defa tevbe etmesi gerekir? Eğer Allah Rasûlü normal günde yüz defa tevbe ediyorsa, azap kapılarının kapandığı ve rahmet kapılarının açıldığı ramazan ayında kaç defa tevbe eder ve bizim kaç defa tevbe etmemiz gerekir?

İnsan ne kadar günahkâr olursa olsun Allah’ın rahmetinden ümit kesmemesi gerekir. Önüne gelen her fırsatı değerlendirip bağışlanmayı talep etmesi gerekir. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor:

“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, Gafur Rahim’dir/çok bağışlayan, çok merhamet edendir. Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O’na teslim olun; sonra size yardım edilmez.” (39/Zümer, 53-54)

Hadiste Peygamberimiz şöyle buyuruyor:

“Mü’minler Allah’ın azap ve azabının miktarını bilselerdi hiç biri Cennet’i ümit etmezdi. Kâfirler de Allah’ın rahmetinin ne kadar çok olduğunu bilselerdi hiç biri O’nun rahmetinden ümit kesmezdi.” (Müslim)

Rabbim hepimize bu mübarek Ramazan ayını tevbe ve istiğfarla geçirmeyi ve Ramazanın sonunda da bağışlananlardan olmayı nasip etsin… Allahumme âmin

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver