Muksirûn Sahabiler ve Hadis Rivayeti

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla,

Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.

Muksirûn sahabilerin çok hadis rivayet etme nedenlerini işlemeye devam ediyoruz. Geçen sayımızda Enes ibni Mâlik’in (ra) çok hadis rivayet etme nedenleri üzerinde durduk. Bu sayımız ise muksirûn sahabilerden Âişe Annemiz (r.anha) hakkında olacaktır, inşallah…

4. Âişe Annemizin (r.anha) rivayetleri neden çoktur?[1]

Bu sayımızda bir sebep üzerinde duracağız, inşallah:

a. Âişe Annemizin (r.anha) Allah Resûlü’nün eşlerinden biri olması rivayet sayısının artmasını sağlayan etkenlerdendir.

Yüce Allah, Peygamber’in (sav) eşlerine hitaben şöyle buyurur:

“Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti (Nebi’nin açıklaması olan Sünneti) hatırlayın. Şüphesiz ki Allah, (lütuf ve ihsan sahibi, en küçük şeylere ilmiyle nüfuz edip haberdar olan) Latîf, (her şeyden haberdar olan) Habîr’dir.”[2]

Allah (cc), Nebi’sinin zevcelerine kendi evlerinde Kitap ve hikmetten okunanları hatırlamalarını emir buyurmaktadır. “Allah’ın ayetleri” ile kastedilen, Kur’ân-ı Kerim’dir. Bundan başka Resûlullah’ın (sav) okuduğu şeyler de Sünnettir. Allah (cc) Sünnete hikmet demiştir.[3]

Sahabeden Mahmûd ibni Lebîd (ra) müminlerin anneleri hakkında şöyle der:

“Resûlullah’ın (sav) eşleri Resûlullah’ın (sav) hadislerini çokça ezberlerdi. Ama bu konuda Ummu Seleme ve Âişe’nin (r.anhuma) bir benzeri yoktu. Âişe (r.anha) vefat edene dek Ömer ve Osmân zamanında fetva verirdi. Peygamber’den (sav) sonra Resûlullah’ın ashâbının büyüklerinden Ömer ve Osmân, ona birilerini gönderir ve ona sünnetleri sorarlardı.”[4]

Allah Resûlü (sav) eşlerine vakit ayırır, onlarla ilgilenir, sırası gelen eşinin evinde gecelemeden önce diğer eşlerini de mutlaka ziyaret ederdi.[5] Hatta Allah Resûlü (sav) bir yolculuğa ya da savaşa çıkacağı zaman kura çeker, eşlerinden birini veya birkaçını yanında götürürdü.[6] Böylece eşleri hem Medine içinde hem de Medine dışında Allah Resûlü’nü (sav) görebiliyorlardı.

Âişe Annemize gelince, o (r.anha) sekiz sene beş ay veya dokuz yıl Allah Resûlü’yle evli kalmıştır.[7] Âişe Annemiz Allah Resûlü’nün (sav) en çok sevdiği eşidir.[8] Vefat edeceğini anlayınca son vakitlerini Âişe Annemizin (r.anha) yanında geçirmek istemiş ve onun yanında vefat etmiştir.[9] Allah Resûlü’nün eşlerinden Sevde Annemiz (r.anha) yaşlandığı için sırasını Âişe Annemize vermiştir.[10] Yani Allah Resûlü (sav) diğer hanımlarının yanında bir defa gecelerken, Âişe Annemizde iki gece kalmıştır. Bu da Âişe Annemizin Allah Resûlü’yle daha fazla vakit geçirdiği anlamına gelir. Yine Âişe Annemiz Allah Resûlü’yle beraber Uhud,[11] Hendek,[12] Ben-i Kureyza,[13] Ben-i Mustalik[14] gazvelerine, Hudeybiye Antlaşması’na, Veda Haccı’na ve bunun dışında bazı seferlere katılmıştır.[15] Bir eş olarak Allah Resûlü’yle birlikteliği, Sünnet bilgisinin çok olmasını sağlamıştır. Hem hanım sahabiler hem de Peygamberimizin (sav) eşleri arasında en fazla hadis bilen/rivayet eden Âişe Annemizdir.

İmam Zuhrî şöyle der:

“Bütün insanların ilmi toplansa sonra da Nebi’nin (sav) zevcelerinin ilmi toplansa Âişe’nin ilmi onların hepsinden geniştir.”[16]

Âişe Annemizin (r.anha) rivayetlerinde Allah Resûlü’ne yakınlığının izleri açıkça görülebilmektedir. Şöyle ki:

Sahabilerin ortak rivayetleri çoktur. Yani aynı hadisi birçok sahabi işitip rivayet edebilmektedir. Ancak Âişe Annemizin rivayetlerine baktığımızda çok az kişinin işittiği veya kimsenin bilmediği nadir konuları da içermektedir. Bu konular Âişe Annemizden (r.anha) rivayet edilmeseydi Sünnetin önemli bir alanında eksiklik olurdu ve bu derinden hissedilirdi. Bundan dolayı sahabenin ileri gelenleri Âişe Annemize çokça rücu etmişler veya ona sorulmasını tavsiye etmişlerdi.

Aişe annemizin neredeyse her alana dair Allah Resulü’nden rivayetleri vardır.

Hem nadir konulara hem de neredeyse her alana dair hadis aktarabilmesinde Allah Resulü’nün eşi olmasının büyük bir etkisi vardır.

Âişe Annemizin rivayetleri üzerine yapılan bir çalışmanın konu dağılımına dair ulaştığı neticeleri okumakta fayda var:

“Onun rivayetlerinin konu dağılımının çeşitliliği de öğrenme-öğretme gayretinin sonucudur. Doktora çalışmamızda, 2630 rivayetini okuyup, konularına göre sınıflandırarak 686 tekrarsız rivayetinin olduğunu saptadık.[17] Yaptığımız sınıflandırma sonucunda, sayıca en kabarık olan konu başlığının, ‘ibadetler’ olduğunu gördük. Özellikle namaz ve gece namazı konularında rivayet sayısı fazlaydı. Ayrıca ibadetlerle ilgili, hemen hemen her konuda, rivayeti mevcuttu.

İbadet konularına dair rivayetlerinin dağılımını; Namaz 74, Gece Namazı 27, Dua 31, Oruç 25, İtikâf 4, Hac 30, Kurban 6, Zekât 3, Mescit 2 şeklinde belirledik. 686 rivayetin 202’si ibadetler başlığındaydı.

Rivayetlerinin konuları arasında önemli bir başlık da temizliktir. Özellikle Hayız ve Gusül konularında, rivayetlerinin sayısı ve önemi artar. Buhârî’nin (v.256/870) Sahih’inde, Hayız kitabında aktardığı rivayetlerin 25 tanesi Âişe’ye dayanır. 2 tanesi ondan aktarılan bilgiler, diğerleri bizzat onun rivayetidir. Buhârî’nin bu kitabında, sahabe râvisi Âişe olmayan rivayetler ise 13 adettir.[18]

Temizlik konularına dair rivayetlerin dağılımını; Gusül 20, Hayız 16, Abdest 13, Tehâret 5, Teyemmüm 1, Elbise Temizliği 4, şeklinde belirledik. Temizlik ana başlığındaki rivayetlerin sayısı, 59’dur.

Rivayetlerini incelerken belirlediğimiz diğer konu başlıklarındaki rivayet adetleri; Emir, Yasak, Tavsiye 68, Ahkâm 39+27[19], Gayb 38, Eşler Arası Diyalog 31, Genel Davranışlar 29, Müjde-Uyarı 25, Kuran 23, Ümmetine Karşı Tutumu 18, Vefat 17, Ahlak 15, Tıp 15, Siyaset 15, Yeme İçme 14, Cenaze 13, Âişe’ye Dair 13, Kılık-Kıyafet 10, Nikâh-Talak 10, Savaş 10, Âişe validemizin yorumları 12, Akrabalık 7, Süt Akrabalığı 5 şeklinde belirlendi.

Konu sayısının çokluğu, rivayetlerinin konu çeşitliliğini sergiler.”[20]

Allah Resûlü’nün eşi olarak, Âişe Annemizin Sünnete dair derin bilgisinin ve dikkatli gözleminin kanıtlarını şu rivayetlerden de anlayabiliriz:

Sa’d ibni Hişâm ibni Âmir Medine’ye gelir ve İbni Abbâs’a Allah Resûlü’nün (sav) kıldığı vitir namazı hakkında soru sorar. İbni Abbâs ona şöyle der:

“ ‘Resûlullah’ın vitri konusunda yeryüzündeki herkesten daha iyi bilen birisini sana göstereyim mi?’

Ben, ‘Kim?’ deyince İbni Abbâs, ‘Âişe! Ona git ve sor. Sonra bana gel ve onun verdiği cevabı bana da anlat.’ dedi.

Ben, Âişe’ye, ‘Ey Müminlerin Annesi! Resûlullah’ın ahlakından bana bilgi versen?’ dedim.

‘Sen Kur’ân okumuyor musun?’ dedi.

‘Okuyorum.’ dedim.

‘Allah Resûlü’nün ahlakı Kur’ân’dı.’ dedi. Ben de (bu özlü cevaptan sonra) yanından ayrılmaya ve (artık) ölene kadar kimseye bir şey sormamaya karar verdim, ama sonra aklıma geliverdi, ‘Resûlullah’ın gece namazını da bana bildirsen?’ dedim.

O, ‘Sen, Muzzemmil Suresi’ni okumuyor musun?’ dedi.

‘Okuyorum.’ dedim.

‘Yüce Allah, bu surenin başında gece namazını farz kıldı. Bunun üzerine Allah Resûlü (sav) ve ashâbı bir yıl gece namazı kıldı. Allah, Muzzemmil Suresi’nin sonunu on iki ay semada tuttu. Nihayet Yüce Allah bu surenin sonundaki hafifletmeyi indirdi. Böylece gece namazı farz olduktan sonra nafileye dönüştü.’ dedi.

Ben, ‘Ey müminlerin annesi, Resûlullah’ın (sav) vitir namazını bildirsen?’ dedim.

‘Biz, kendisinin misvakını ve abdest suyunu hazırlardık. Allah, onu geceleyin uyandırmayı dilediği zaman onu uyandırırdı. Kendisi misvaklanır, abdestini alır, sonra dokuz rekât namaz kılardı. Bu namazda ancak sekizinci rekâtta otururdu ve Allah’ı zikreder, O’na hamd ve dua eder sonra selam vermeden ayağa kalkarak dokuzuncu rekâtı kılar, bunun arkasından oturur ve Allah’ı zikreder, O’na hamd ve dua eder, sonra bize sesini duyuracak şekilde selam verirdi. Selam verdikten sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı. Ey evladım, işte bu namaz on bir rekâttır. Allah’ın Peygamberi (sav), yaşı ilerleyip vücudu et büründüğünde vitir namazını yedi rekât kıldı. O iki rekâtı da daha önce yaptığı gibi yaptı. Ey evladım, işte bu namaz da dokuz rekâttır. Allah’ın Peygamberi (sav) bir namaz kıldığında onu devamlı kılmayı severdi. Bu nedenle uykusu ağır bastığında veya rahatsızlandığında gündüz on iki rekât namaz kılardı. Allah’ın Peygamberi’nin (sav) bir gecede Kur’ân’ın tamamını okuduğunu, bütün bir gece sabaha kadar namaz kıldığını ve Ramazan ayı dışında bir ayı tamamen oruçlu geçirdiğini bilmiyorum.’ dedi.

Bu konuşmanın arkasından İbni Abbâs’ın yanına vardım ve Âişe’nin söylediklerini ona anlattım.

O da, ‘Doğru söylemiş, Eğer onun akrabası olsaydım veya yanına girseydim bunları bizzat kendi ağzından dinlemek için ona giderdim.’ dedi.

Ben de, ‘Eğer senin onun yanına girmediğini bilseydim ben de onun anlattıklarını sana anlatmazdım.’ dedim.”[21]

Abdulaziz ibni Cureyc’den şöyle rivayet edilmiştir:

“Âişe’ye (r.anha), ‘Resûlullah (sav) vitir namazında ne okurdu?’ diye sordum. Dedi ki: ‘Birinci rekâtta A’lâ Suresi, ikinci rekâtta Kâfirûn Suresi, üçüncü rekâtta İhlâs ve Muavvizeteyn, yani Felak ve Nâs Surelerini okurdu.’ ”[22]

“Ebû Seleme ibni Abdurrahman (rh), Âişe’ye (r.anha), ‘Resûlullah’ın (sav) Ramazan’da namazı nasıldı?’ diye sordu. Âişe (r.anha) şöyle dedi: ‘Resûlullah (sav) ne Ramazan’da ne de başka zaman on bir rekâttan fazla gece namazı kılmıştır. Önce dört rekât kılardı. Bu rekâtların güzelliğini ve uzunluğunu sorma gitsin! Sonra dört rekât daha kılardı. Bunların da güzelliğini ve uzunluğunu sorma gitsin! Sonra üç rekât kılardı.’ (Âişe dedi ki:) Ben, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Vitir kılmadan uyuyor musun?’ diye sordum.’ ‘Ey Aişe! Benim gözlerim uyur, ama kalbim uyumaz.’ dedi.”[23]

Şerik El-Hevzenî’den (ra) şöyle rivayet edilmiştir:

“Bir gün Âişe’nin yanına girmiştim. Kendisine gece Resûlullah’ın (sav) uykudan uyanınca hangi duayla başladığını sordum. O da, ‘Sen bana senden önce kimsenin sormadığı bir soruyu sordun.’ diyerek sözünü şöyle sürdürdü: ‘O, gece uyandığında on defa Allahu Ekber, on defa Elhamdulillah, on defa da Subhanallahi ve bihamdihi, on defa da Subhane’l Meliki’l Kuddûs der, on defa istiğfar eder, on defa da Lailaheillallah der. Sonra da on defa,

اَللَّهُمَّ إِنِّي اَعُوذُ بِكَ مِنْ ضِيقِ الدُّنْيَا، وَضِيقِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ

‘Allah’ım dünyanın ve Kıyamet Günü’nün sıkıntısından sana sığınırım.’ der ve teheccüd namazına başlardı.”[24]

Âişe’den (r.anha) şöyle rivayet edilmiştir:

“Temizlik yaparken, taranırken, ayakkabısını giyerken, hasılı bütün işlerinde mümkün olduğu kadar sağdan başlamak, Allah Resûlü’nün hoşuna giderdi.”[25]

Âişe’den (r.anha) şöyle rivayet edilmiştir:

“Peygamber (sav) her gece yatağına girdiği zaman iki avcunu birleştirip açar, sonra onlara üflerdi. Avuçlarına İhlâs Suresi’ni, Felak Suresi’ni ve Nâs Suresi’ni okurdu. Sonra yapabildiği kadar ellerini vücudunda gezdirirdi. Önce başına, yüzüne ve ön tarafına sürerdi. Bunu üç kez tekrar ederdi.”[26]

Âişe’den (r.anha) şöyle rivayet edilmiştir:

“Allah Resûlü (sav) cünüplükten dolayı gusül abdesti aldığı zaman önce ellerini yıkardı. Sonra namaz için abdest alır gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya batırıp, onlarla saç diplerine suyun gitmesini sağlardı. Daha sonra başına üç avuç su dökerdi. En sonunda ise bütün bedenine su tutardı.”[27]

Devam edecek, inşallah…

Gelecek sayımızda buluşmak duası ile…

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.


[1]. bk. Öğrenen-Öğreten-Uzmanlaşan Model Şahsiyet: Aişe Validemiz, Sehal Deniz Kotan, Müminlerin Annesi Hz. Aişe, Uluslararası Sempozyum Bildirileri, s. 175-184; Âişetu Ummu’l Mu’minîn, Heyet, ed-Dureru’s Seniyye, s. 200-210; Sîretu’s Seyyide Âişe Ummi’l Mu’minîn, Seyyid Suleyman en-Nedvî, s. 241-264

[2]. 33/Ahzâb, 34

[3]. bk. İbn Teymiyye Tefsiri, 1/509

[4]. Et-Tabakât, İbn Sa’d, 2/375

[5]. bk. Ebu Davud, 2135

[6]. bk. Buhari, 2593; Müslim, 2879

[7]. bk. Buhari, 5133; Müslim, 1422

[8]. bk. Buhari, 3662

[9]. bk. Buhari, 1389; Müslim, 2443

[10]. bk. Buhari, 2593; Müslim, 2879

[11]. bk. Buhari, 2880; Müslim, 1811

[12]. bk. Ahmed, 25140

[13]. bk. Ebu Davud, 2671

[14]. bk. Buhari, 4750

[15]. bk. Sîretu’s Seyyide Aişe Ummi’l Mu’minin, Seyyid Suleyman en-Nedvi, s. 90-91

[16]. Hakim, Müstedrek, 6734

[17]. Tezimizde temel kaynak seçilen Tayâlîsî ve Ahmed b. Hanbel’in Müsned’lerinde, sened veya lafız farkı sebebiyle farklı rivayet şeklinde kaydedilen, rivayetler sayılırken ayrı sayılan rivayetlerden, aynı olay veya konu hakkında olduğu kanaatine ulaştıklarımızı tek rivayet sayarak bu sayıya ulaştık. Bu sınıflandırma, tezimizin sonunda ek olarak yer alacaktır.

[18]. Buhari, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail b. İbrahim, Sahîh-i Buhârî, Mektebetü’l-İslamî, İstanbul, 1979, c. 1, s. 76-85.

[19]. Ahkam konusu ile direkt bağlantılı olan rivayetleri bu başlık altında toplandığı halde, başka başlıklar altında yer alıp hüküm içeren birçok rivayetle karşılaşıldı. İşte namaz, oruç, hac vb. başlıklarda geçen ama ahkama dair olan rivayetler, +27 olarak ifade edildi. Bu sayı sonuçta tekrarsız tespit için yapılacak toplama işlemine dahil edilmedi

[20]. Öğrenen-Öğreten-Uzmanlaşan Model Şahsiyet: Aişe Validemiz, Sehal Deniz Kotan, Müminlerin Annesi Hz. Aişe, Uluslararası Sempozyum Bildirileri, s. 176-177

[21]. Müslim, 746

[22]. Tirmizi, 463

[23]. Buhari, 1147; Müslim, 738

[24]. Ebu Davud, 5085

[25]. Buhari, 426; Müslim, 268

[26]. Buhari, 5017

[27]. Buhari, 248; Müslim, 316

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver