Allah’ın adıyla…
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salât ve selam O’nun Resûl’üne olsun.
Önceki yazılarımızda “motivasyon”, “kendinin ve ânın farkında olmak” konularını işlemiştik. Bu sayımızda ise “hedef” konusunu motivasyon çerçevesinde incelemeye çalışacağız.
Yazı dizimizin bu bölümüne bir önceki sayının son satırlarında sorduğumuz sorulardan yola çıkarak başlamak faydalı olacaktır. Ânın gereklerini nasıl belirleyip yol alacağız? Bir işteki öncelik sıramız nasıl belirlenecek? Üstlendiğimiz sorumluluk için hangi zamanda hangi adımları atmamız gerekiyor? Bu ve benzeri soruların cevabı bizi direkt olarak “Hedef” kavramına götürüyor.
Hedef belirlemenin yaşamdaki önemi hepimizin malumudur. Motivasyon perspektifinden bakarsak eğer; hedefsizlik, eşittir hayat motivasyonunun eksikliği demektir. Şayet varmak istediğimiz menzil belli değilse gereksiz yollarda savruluruz. Hedef olarak belirlenen olgular, herkesin hayata tutunduğu gayesini yansıtmaktadır. Ana hedefimiz ne ise aslında hayatta ona uygun adımlar atarız ve bu bizim kimliğimizi yansıtır. Özellikle her Müslim’in kendisine “Nereye gitmek istiyorum? Benim hedefim ne?” diye ciddi bir şeklide sorması, kısa ve uzun vadeli hedefler belirlemesi gerekir.
İnsanlar çocukluk çağından itibaren sorumluluk aldıkça, belli zorlukları aştıkça özgüven sahibi olur ve yeni hedeflere yönelir. Eğer belirlediğiniz, gücünüzün üstünde olmayan hedefleriniz yoksa, hayatta yeni şeyler deneyimlemiyor yani başarma duygusunu tadamıyorsunuz, demektir. Bu da daha fazla hedefsizliğe ve beraberinde özgüven ile motivasyon eksikliğine götürüyordur sizi. Hedefsizlik demek, dört gözle beklediğiniz bir yolculuğunuz ve serüveniniz yok, demektir. Bu da hedefsizliğin, motivasyon eksikliğinin temel kaynaklarından biri olmasını açıklar.
Peki, hedef nasıl belirlenir? Nelere dikkat etmeliyiz? Öncelikli olarak bir önceki sayımızda bahsettiğimiz gibi kendinizi tanıyarak bu yola başlamalısınız. Neler en büyük heyecanı sizde uyandırıyorsa o yola yönelmek, hedefinizi o doğrultuda belirlemek ve ona uygun adımlar atmak daha sağlıklı olacaktır. İnsan olarak yapmayı en çok sevdiğimiz hususlar, aslında icra ederken en rahat yaptığımız ve kendimizden en emin olduğumuz şeylerdir. Bu yüzden hedef belirlerken yeteneklerinizi göz ardı etmemelisiniz. Güzel yaptığınız ve fıtratınızda var olan eğilimler, şeyler neler ise onları geliştirmek üzere hedefler belirlemek ve ana hedefinize o yol üzerinden varmak, sizi daha mutlu hissettirecektir. Bu yol, size sevimli ve kolay geldiği için kısa vadedeki hedeflerinizi kolaylıkla başarma imkânı sunacak ve başarma duygusunu daha fazla yaşama imkânı elde ettiğiniz için motivasyon düşüklüğüne kolay bir şeklide engel olacaksınız.
Belirlediğimiz hedeflere uygun olan ihtiyaçlarımızın neler olduğunu belirlemek ve hangi sırayı gözetmemiz gerektiğine dair karar verip program yapmak; oluşabilecek belirsizlikleri ve kaygıyı azaltacaktır. Bu durumu bir hadisi delil alarak açıklayabiliriz:
Peygamber (sav) Muaz ibni Cebel’i Yemen’e gönderirken aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
“ ‘Sana halledilmek üzere bir mesele getirildiği zaman nasıl hüküm verirsin?’
‘Allah’ın Kitabı’na göre hüküm veririm.’
‘Ya aradığını Kur’ân’da bulamazsan?’
‘O zaman Resûlullah’ın sünnetine göre hükmederim.’
‘Ya sünnette de o meseleyle ilgili bir hüküm bulamazsan ne yaparsın?’
‘Ya Resûlullah, bu durumda aklımla, kendi içtihadımla hükmederim…’ ”[1]
Bu hadisi “hedef” başlığı altında incelediğimizde görüyoruz ki Muaz ibni Cebel (ra) zorlu bir görev üstlenmiştir, ancak karşılaşacağı durumlara dair uygulayacağı yol haritası bellidir. Muaz ibni Cebel hangi aşamalara riayet edeceğini belirlemiş ve bu adımlara uygun bilgi ve donanıma sahip olarak yola koyulmuştur. Bu durum bizler için örnek teşkil etmelidir. Bizlerin de tam olarak ihtiyaç duyduğu mesele budur. Neye göre adımlarımızı atacağız ve bu hedef için hangi meziyetler biz de olmalı?
Başka bir yardımcı ayak olarak, hedef belirlerken hedefimizi ana ve ara hedefler ya da uzun veya kısa vadeli hedefler şeklinde ayırmak bize destek olacaktır. İnsan, tabiat itibarıyla âni adaptasyon süreçlerinde başarılı olamayabilir. Bunun yerine zamana yayılmış, parçalara ayrılmış değişimler, yaradılışımıza daha uygundur. Rahmân olan Allah (cc), Kurân ayetlerini indirirken aralıklarla indirmiş, insanlardaki dinî değişimleri dahi zamana yayarak uygulamıştır. Bu da kendi istediğimiz değişimleri elde etmede uygulamamız gereken yolu gösteren bir delildir. Değişimler, hedeflere varmak zaman alır; bu sebeple de uygulanabilecek parçalara bölünmelidir.
Bir örnek üzerinden ilerleyelim inşallah: Bir Müslim hedef olarak Allah’ı (cc) razı etmeyi ana maksat olarak belirlemiş olsun. Sonrasında doğal olarak bunu hangi amellerle yapabileceğine dair araştırmaya girmelidir, yani ara hedefler belirlemelidir. Tam da bu esnada kendini ve özelliklerini bilmek, ona yeni ufuklar açacaktır. Eğer hareketli bir tabiata sahipse, masa başında çalışmak yerine örneğin infak dağıtma ekibi gibi hareket hâlindeki birimlere katkı sağlamalı ki bir zaman sonra yaptığı iş ona külfet olarak gelmesin ve motivasyonu düşmesin. Örneğin, bir ablamız çocuk masalları yazarken saatlerin nasıl geçtiğini anlayamıyorsa bu ablamız ana hedefe giden yol olarak ara hedefini İslami çocuk eserleri vermek olarak belirlemelidir. Bu konuda kendini eğitmek için kısa vadeli hedefler belirlemeli ve kendini geliştirmelidir.
Tüm bunlara rağmen ara hedeflerimizi uzun zaman tekrar tekrar gerçekleştirdiğimizde sıkılma, bıkkınlık gibi can sıkıcı duygular hissedebiliriz. Peygamber Efendimizin de (sav) buyurduğu gibi her amelin bir fetret devri vardır.[2] Bunun normal olduğunu kabul etmek, kendimizi kınamak yerine bolca dua etmek bize o zamanlarda yardımcı olacaktır. Bunlara ek olarak böyle bir kısır döngüye girmemek adına sadece bir iş kolu üzerinden ilerlemek yerine yeteneklerinize ve kişiliğinize uygun birkaç iş alanını belirlemek yardımcı olabilir. Yukarıda örnek olarak verdiğimiz ablanın, aynı zamanda çocuklar için kitap okuma kulüpleri kurması ya da çocuklara yazarlık atölyesi vererek geleceğin İslam yazarlarının yetişmesine destek olması gibi alternatif iş kolları üretmesi yararına olacaktır.
Kısaca özetlemek gerekirse hedefsizlik, motivasyon eksikliğinin ana sebeplerinden biridir. Bunu aşmanın başlıca yolu, kendini tanıyarak bulunulan ân içerisinde gereken neyse ona uygun ana ve ara hedefler belirlemektir. Eğer şimdiye kadar hiç hedefiniz olmadığını düşünüyorsanız ve “Nasıl hedef koyulur, Emin değilim.” diyorsanız, yanılıyorsunuz. Yaşamsal günlük aktivitelerimiz aslında birer hedef belirleme ve ona uygun motivasyonla gerekeni yapmak üzerine ilerler. İlk sayıdaki “acıkma” örneğini hatırlayın. Biz, bu hedef odaklı çalışan beyin yolağını doğduğumuzdan beri kullanıyoruz. Yapmanız gereken sadece daha ciddi işler için bu yolağı aktive etmek, yani daha ciddi hedefler belirlemektir. Buna da en sevdiğiniz ve yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız işleri planlayarak başlayabilirsiniz. Başarıya ulaştıkça beyninizin dopamin sistemi, hedef odaklı çalışmayı ödül olarak algılayacak ve zamanla daha istikrarlı bir şekilde hedefine uygun adımlar atan biri olmaya başlayacaksınız. Hatalı yapmaktan ya da başaramamaktan korkmayın. Allah (cc), yolda harcadığımız emeklerimize değer verecek, sonuca varıp varmadığımıza değil. Düşseniz dahi yerden kalkabilmek için kendinize nazik davranın ve tekrar hedefler belirleyin. Değişim için zaman gerektiğinin ve küçük adımlarla başlamanın elzem olduğunu unutmayın.
Son olarak birkaç pratik bilgi paylaşmak istiyoruz. Umulur ki Rahmân’ın izniyle hedef konusunda zorluk çeken Müslimlere faydalı olur:
Kısa ve uzun vadeli hedeflerinizi belirlerken ka-pasitenizi, kişilik özelliklerinizi yabana atmayın. Örneğin, ana hedefiniz kitap okuma alışkanlığı elde etmekse, okuma serüveninize sevdiğiniz türleri okuyarak başlayın. İlk karar ânının heyecanıyla ara hedefiniz için “Günde otuz sayfa okurum.” diye karar verdiyseniz, bunun yarısını hedef olarak belirleyerek yola koyulun. Unutmayın, küçük adımlarla başlamak, istikrarı getirir. Hazır olduğunuzu hissettiğinizde hedefinizi yavaş yavaş arttırın.
Yatmadan önce, bir sonraki gün için yapılan yazılı planlar sizi rahatlatacak ve daha rahat uykuya dalmanızı sağlayacaktır.[3] Beyininiz uyuma saatlerinizde, yatmadan önce verdiğiniz komutlara yani yarınki planlara hazırlanır. Bunun için ertesi günün planlarını yatağınıza yatmadan hemen önce yazın.
Hedeflerinizi, günlük ya da varsa aylık, yıllık planlarınızı yazıya dökün. Zihnimiz bazen abartmayı sever. Yazıya dökmek, işlerin zihninizdeki kadar karmaşık olmadığını göstereceği için stres seviyenizi azaltacaktır.
Zamanınızı planlamak ya da veriminizi arttırmak için Pomodora tekniğini ya da Boosted, Focus To-Do, Forest gibi beğendiğiniz, hedefiniz için attığınız adımları takip edebileceğiniz aplikasyonları telefonunuza indirip, teknolojiden yararlanabilirsiniz.
Çevrenize, yapmanız gereken sorumluluklarınızı size hatırlatacak hatırlatıcılar yerleştirin. Örneğin, metroda sıra beklerken okumasanız da yanınızda muhakkak bir kitap bulundurun. Siz farkında olmasanız da bu, bilinç altınıza okumanız gereken bir kitap olduğu konusunda baskı yapacaktır.
Verimli çalıştığınız zaman dilimlerini belirlemeye çalışın, yapmaktan zorlandığınız adımları, öncelik olarak daha dinç olduğunuz ilk başlama evresinde halletmeye çalışın. Acil olan işlerinizin size daha fazla baskı yapacağını unutmayın.
Teslim etmeniz gereken işlerinize göre belirlenmiş bir son gün varsa, bu son günün bir önceki gününü kendiniz için son teslim zamanı olarak hayal etmek ve ona uygun adımlar atmak, işlerin birikmesini engellemek adına yardımcı olabilir. Böylelikle son ânda çıkabilecek sürprizlere karşı her zaman yedek zamanınız olur.
Hedefe ulaşmak için farklı stratejiler geliştirmekten korkmayın. Kitap okumakta zorlanıyorsanız sesli kitap dinleyebilirsiniz ya da oturup ilim çalışmakta zorlanıyorsanız ilginizi çeken konuları internetten telefonunuza indirip dinleyebilirsiniz. Amaç hedefe ulaşmaksa, esnek olmayı başarabilmeliyiz. Meşru olan her yol kendi içinde kıymetlidir.
Barış Özcan’ın YouTube kanalı üzerinden izleye- bileceğiniz konuyla ilgili farklı videolar bulunmakta. Videoların çok olması nedeniyle kafası karışanlar, öncelikli olarak “Zamanı ve hayatı yönetmenin Japoncası” adlı videosuna bir göz atabilirler.
Selam ve dua ile…
İlk Yorumu Sen Yap