Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla…
Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.
“(İnsanı hayrete düşüren ve sayısız ayetle donatılmış) göklerin ve yerin melekutuna, Allah’ın yarattıklarına ve ecellerinin yaklaşmış olma ihtimaline bakıp düşünmediler mi? (Buna inanmadıktan sonra) daha hangi söze inanacaklar?”[1]
“Bilmez misin ki göklerin ve yerin hâkimiyeti/egemenliği Allah’a aittir. Allah’tan başka ne bir dostunuz ne de bir yardımcınız vardır.”[2]
Messenger Uzay Aracı yaklaşırken çekilmiş doğal renkleriyle Utarid (2008)
Küçük ve yoğun bir gezegen olan Utarid (Merkür), bizim Ay’ımız gibi büyük ve derin kraterlere sahiptir. Güneş’e çok yakın olduğu için yüzeyi sürekli olarak Güneş’in yaydığı sıcak ışınlarla yanıp kavrulur. Uzun gündüzlerde sıcaklık, gezegenin ekvator bölgelerinde kurşunu eritecek kadar yükselip 429°C’yi bulabilir. Ancak çok ince bir atmosfer tabakası bulunduğundan ısı kolaylıkla uzaya kaçar ve geceleri sıcaklık -173°C’ye kadar düşer. Başka hiçbir gezegende bu kadar sıcaklık farkı görülmez.
Utarid kendi ekseni etrafında oldukça yavaş döner ve bir tam turunu yaklaşık elli dokuz Dünya gününde tamamlar. Güneş’in çevresindeki turunu ise seksen sekiz Dünya gününde tamamlayan Utarid, Güneş’in yörüngesinde dolanan en hızlı gezegendir. Utarid’in azami yörünge hızı saniyede elli km’yi bulur.
Utarid’in Fiziksel Özellikleri
Çap : ~4879 km
Basıklık : 0,009
Kütlesi : ~3,3011 × 10*23 kg
(~0,055 Dünya Kütlesi)
Kütle Çekimi : ~3,7 m/sn2
(Dünya’nın kütle çekimi: ~9,81 m/sn2)
Yoğunluk : ~5,427 gr/cm3
(Dünya’nın yoğunluğu: 5.515 g/cm3)
Eksen Eğikliği : ~0,01*
En Yüksek Sıcaklık : +429°C
En Düşük Sıcaklık : -173°C
Albedo (yansıtma) : 0,11
Utarid, kayaç ve metallerden meydana gelen beş katı karasal gezegenden biridir. Utarid/Merkür, Zühre/Venüs, Dünya, Merrih/Mars ve Irak/Plüton kayalardan ve çeşitli metallerden oluşan katı gezegenlerdir. Birer gaz devi olan Müşteri/Jüpiter, Zuhal/Satürn, Gökmavi/Uranüs, Denizmavi-Neptün gezegenleri ise çoğunlukla sıvı hâldeki hidrojen, helyum ve metan gazlarından oluşur. Büyük bir demir çekirdeğe sahip olan Utarid, Dünya hariç diğer tüm gezegenlerden daha yoğun bir yapıya sahiptir. Bu kadar küçük bir gezegenin böylesi yoğun olabilmesi için Utarid’in gerçekten büyük bir demir çekirdeğe sahip olması gerekir. Dünya’nın demir çekirdeği Dünya’nın toplam hacminin sadece %17’sini oluştururken, Utarid’in çekirdeği, gezegenin toplam hacminin %61’ine denk gelir. Gezegenin sıvı hâlde demirden oluşan çekirdeğinin yaklaşık 3600 km genişliğinde olduğu düşünülmektedir. Gezegeni araştıran astronomlar, gezegen dönerken ne kadar sallandığını ölçmek için gezegene radyo dalgaları yollayıp elde ettikleri verilerle çekirdeğin sıvı kıvamda olduğunu tespit ettiler. Eğer katı bir çekirdeğe sahip olsaydı gezegen kendi ekseni etrafında dönerken sallanmazdı. Ancak Utarid’in dönerken sallanması, içerisinde çalkalanan sıvı bir çekirdeğe sahip olduğunu göstermektedir.[3]
Utarid’in İç Yapısı
Çekirdeği saran, ortalama 600 km kalınlığında yarı erimiş silikadan[4] oluşan bir manto tabakası bulunur. Mantonun yoğunluğu gezegenin çekirdeğine oranla çok daha düşüktür. Gezegenin çapının ortalama %20’sini oluşturan manto tabakası, çekirdeğe nispeten daha incedir. Mantonun üzerinde de ortalama 100 ila 300 km kalınlığında, muhtemelen magnezyum zengini bazalttan, silikatlı ve sülfürlü kayaçlardan oluşan bir kabuk bulunmaktadır. Utarid’in kabuğunun içeriğini net olarak anlayabilmek için 2018 yılında fırlatılan ve 2025 yılında Merkür’ün yörüngesine girmesi planlanan, Japon ve Avrupa Uzay Ajanslarının ortak projesi BepiColombo uzay aracının göndereceği bilgileri beklememiz gerekiyor.[5]
Utarid’in Yüzey Şekilleri
Utarid yüzeyinin en dikkat çeken özelliği tüm gezegen üzerine dağılmış irili ufaklı çarpma kraterleridir.[6] Bu hâliyle gezegenin görünüşü Ay yüzeyine benzemektedir. Ayrıca düzlükler üzerinde yüzlerce kilometre uzunluğunda ve yüksekliği iki üç km’yi bulan kırıklar dikkati çeker. Bunlara, gezegenin soğuması sırasında küçülen hacminin neden olduğu sanılmaktadır. Kırıkların bazı kraterlerin içinden de geçmeleri krater oluşum döneminden daha sonra meydana geldiklerini düşündürür.
Gezegenin koyu bir yüzeyi vardır. Yüzeyin 0,11 albedo (yansıtma) değeri vardır, yani üzerine düşen Güneş ışınlarının ancak yaklaşık onda birini yansıtır.
Atmosfer
Isıyı koruyabilecek yoğunlukta bir atmosferi olmamasından dolayı, Utarid’in yüzey sıcaklığı Güneş Sistemi’ndeki diğer tüm gezegenlerden daha fazla günlük olarak değişir. Bazı ekvatoral bölgelerde gece -180°C’den, gündüz 429°C’ye kadar değişir. Kutup bölgelerinde ise sıcaklık -90°C’nin altındadır.
Utarid’in yüzeydeki kurtulma hızı,[7] gezegenin düşük kütlesi nedeniyle Dünya’nın ancak %40’ı kadardır. Bu düzeydeki bir çekim gücü, gezegen yüzeyindeki 400°C’yi aşan kavurucu sıcaklıklar karşısında aşırı ısınan gazların uzaya kaçmasına engel olamayacak denli güçsüzdür. Bu nedenle Utarid’in çoğunlukla orta ağırlıktaki elementler (oksijen, sodyum, potasyum vs.) içeren son derece seyrek bir atmosferi bulunmaktadır. Bu atmosfer durağan olmaktan çok, Utarid’in üzerinde etkisi güçlü olan Güneş rüzgârı ve yüksek yüzey ısıları nedeniyle gezegen yüzeyinden koparılan ve kısa sürede uzay boşluğunda kaybedilen atomlardan oluşmuş, sürekli yenilenen bir yapıdadır. Bu şekliyle, Utarid’in atmosferini Dünya’nın egzosferiyle (atmosferin en dış katmanı) karşılaştırmak olasıdır. Biraz tefekkür edecek olursak, Utarid aslında ışığa/aydınlığa çok yakın olmanın bedelini ödüyor diyebiliriz. Devasa büyüklükteki ve yüksek sıcaklıkta bir yüzeye sahip olan Güneş’e bu kadar yakın olunca, aşırı ısınan hafif gazlar Utarid’in kütle çekiminden kurtulup uzay boşluğuna, karanlığa, varış yeri belirsiz bir bilinmeze doğru savruluyor. Gezegenin yüzeyine diğerlerine göre daha ağır olan gazlar tutunabiliyor, bu gazlar sayıca az oldukları için dolayısıyla Utarid çok seyrek bir atmosfere sahip oluyor.
Davaların en şereflisi ve en ağırı olan “İslam Davası” da biraz böyle değil midir? İnsan, İslam’la tanışıp kabul ettiğinde, bu dinin sahibi âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a giden dosdoğru yola/sırat-ı mustakime adım atmış oluyor ve bu yolda, nuru bizim gördüğümüz hiçbir ışığa/ışık kaynağına benzemeyen, göklerin ve yerin nuru olan Allah’a (cc) gün geçtikçe daha da yaklaşıyor. Mümin kul, El-Bâri olan Rabbine yaklaştıkça doğal olarak imtihanın ve yüklenilen sorumlulukların ağırlığı da artmaya başlıyor. Rabbimiz tevhid davasının ve bu davaya gönül vermiş Müslimlerin yükleneceği sorumlulukların ağır olduğunu bizlere şu ayetleriyle bildiriyor:
“Şüphesiz ki sana (yükümlülüğü) ağır olan bir söz vahyedeceğiz.”[8]
“Şayet bu Kur’ân’ı, bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, (dağın) Allah korkusundan büzülmüş ve paramparça olduğunu görürdün. İnsanlar düşünsünler diye onlara bu örnekleri veririz.”[9]
“(Hatırlayın!) Hani: ‘Size Kitap ve hikmet verdikten sonra, sizin yanınızda olanı doğrulayıcı bir resûl gelirse ona iman edecek ve yardımcı olacaksınız.’ diye Allah nebilerden söz almıştı. Demişti ki: ‘Bunu ikrar edip bu sözün ağırlığını kabul ettiniz mi?’ Dediler ki: ‘İkrar ettik.’ Dedi ki: ‘Şahit olun! Ben de sizinle beraber şahitlik edenlerdenim.’ ”[10]
İşte sorumluluğu büyük olan bu ağır yük altında, imanı, sebatı ve sabrı hafif olanlar dayanamayıp pes ediyor veya sonunun nereye varacağı belli olmayan başka yollara savruluyor; Allah’ın (cc) yardımı ve mağfiretiyle ayakları yere sağlam basan, imanı, sebatı ve sabrı ağır olanlar ise bu kutlu yolda büyük bir kararlılık ve azimle ilerlemeye devam ediyor. Ve Rabbimiz, yola devam edenlere bu ağır sorumluluklar altında ezilmemeleri ve bu yükü nasıl omuzlamaları gerektiğini öğrenmeleri için şu ayetleriyle yol gösteriyor:
“Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz ki o (namaz ve sabırla yardım dilemek), huşu ehli dışındakilere büyük/ağır gelen bir yüktür. O (huşu ehli) ki; Rableriyle karşılaşacaklarını ve O’na döneceklerini kesin bir bilgiyle bilirler.”[11]
“ ‘Dini (tevhidle) ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.’ diye Nuh’a emrettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim, Musa ve İsa’ya emrettiğimizi sizin için dinde şeriat kıldık. Müşrikleri kendisine davet ettiğin (tevhid) onlara ağır geldi. Allah dilediği kulunu (tevhid ve ayrılıksız din için) seçer ve O’na yönelenleri hidayete erdirir.”[12]
El-Mucîb olan Rabbimizden, tüm Müslimlere ve bu kutlu yola yeni adım atacak tüm kardeşlerimize sabır, sebat vermesini ve bizleri her imtihandan ve zorluktan sonra kendisine yönelen hidayet ehli kullarından kılmasını diler, bu ayki yazımı “Amene’r Resûlü” diye bildiğimiz Bakara Suresi’nin son ayetleriyle noktalamak isterim:
“Resûl, Rabbinden kendisine indirilene iman etti. Müminler de (iman ettiler). Hepsi; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve resûllerine iman ettiler (ve dediler ki:) ‘O’nun resûllerinin arasını ayırmayız.’ (Yine) dediler ki: ‘İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz, senden bağışlanma diliyoruz. Dönüş sanadır.’ Allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez. Herkesin kazandığı (hayır) lehine, yaptığı (günahlar da) aleyhinedir. ‘Rabbimiz! Unutur ya da hata edersek bizleri sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır bir yük taşıtma bize. Rabbimiz! Gücümüz yetmeyen şeyleri bize yükletme. Bizi affet. Bizi bağışla. Merhamet et bize. Sen bizim Mevlamız/dostumuzsun. Kâfirler topluluğuna karşı yardım et bize.’ ”[13] [14]
Allahumme Âmin,
Allahumme Âmin,
Velhamdulillahi Rabbi’l Âlemin…
[1]. 7/A’râf, 185
[2]. 2/Bakara, 107
[3]. Gezegenler – Etkileyici Görsellerle Güneş Sistemimiz, s. 46 / Tübitak Popüler Bilim Kitapları
[4]. Silika; oksijen ve silisyum içeren moleküllere verilen addır. Kaya gezegenlerin tümünün manto ve kabuğunda büyük oranda bulunurlar.
[5]. https://www.kozmikanafor.com/merkur-gezegeni-ozellikleri; İçeriğe ulaşmak için karekodu okutabilirsiniz.
[6]. Meteorların (gök taşlarının) bir gök cisminin yüzeyine yüksek hızlarla çarparak oluşturduğu çukurlara krater denir.
[7]. Kurtulma hızı; bir gök cisminin yüzeyinden kurtulup uzaya çıkmak için gerekli olan minimum hız. Dünya’nın kurtulma hızı yaklaşık 11 km/sn’dir. (1 saniyede 11 km)
[8]. 73/Muzzemmil, 5
[9]. 59/Haşr, 21
[10]. 3/Âl-i İmrân, 81
[11]. 2/Bakara, 45-46
[12]. 42/Şûrâ, 13
[13]. 2/Bakara, 285-286
[14]. Makalemizdeki teknik bilgiler ve sayısal veriler genel olarak Wikipedia İnternet Ansiklopedisi, Merkür maddesinden alınmıştır.
İlk Yorumu Sen Yap