“Allah her şeyde ihsanı emretti. Öldürürken ihsanla öldürünüz. Hayvanı keserken ihsanla kesiniz. Biriniz bıçağını bilesin ve keseceği hayvanı rahatlatsın.”[1]
Allah’ın adıyla,
Peygamber (sav)’in hikmetinin kendisinde ifadesini bulduğu hadisleri incelemey devam ediyoruz. Nevevi (rh)’ın kırk hadisinin on yedinci hadisini bu yazımızda ele alacağız.
Hadise ilk baktığımızda kulluğa ve gündelik yaşama dair önemli bir mesele dikkatimizi çekiyor, Allah (cc) ihsanı her şeyde gerekli ve zorunlu kılmıştır. İhsan konusunu geçen yazılarımızda komşuluk ilişkisini anlatırken incelemiştik. İhsana ilişkin şu tanıma ulaşmıştık:
İhsan, en genel tanımıyla kötülük yapmanın zıddıdır. Bazen bu kötülük yapmamak ve iyilik davranışı peyda oluveren bir zararı gidermek olur, bazen güzel söz söylemek olur, bazen de haktan ve adaletten şaşmadan insafla davranmak olur.
Kullukta ihsan, Allah’ı (cc) görüyormuşçasına O’na kulluk etmek, Allah’ı görmüyor olsak bile O’nun bizi gördüğünün farkında olarak davranmaktır. Müminin bütün hayatı da netice olarak Allah’a kulluk olunca diyebiliriz ki ihsan hayatın her alanında Allah’ın bizi gözettiğinin farkında olmaktır. Bu yönüyle ihsan; İslam ve iman basamaklarından sonra dinin üçüncü basamağıdır ve muhsinlerden olmak Allah (cc) yanında özel bir derece ve mertebedir.
“Allah her şeyde ihsanı emretti.”
Peygamberimizin (sav) bu ifadesi umumiyet ifade eder. Bir genelleştirme söz konusudur. Mümin itikadını ihsan ile Allah’ın gözetiminde inşa eder. Ahlakını ihsan ile Allah’ın istediği ve razı olduğu şekilde düzenler. Sosyal ilişkilerde Allah’ın gözetimi yine merkezdedir. Allah rızasını gözetir. İhsan, başından sonuna, gizlisinden açığına, gecesinden gündüzüne hayatın kendisiyle boyanacağı bir boyadır. Bu İslam yanında o kadar önemlidir ki pek çok münasebetle ihsana vurgu yapılır. Cibril hadisinde ihsan vurgusunu ve komşuluk ilişkilerine dair hadiste ihsan sorumluluğunu hatırlayacaksınız. Ayetlerden de bazı örnekler okuyabiliriz:
“Kulluğunuzu en güzel şekilde yerine getirin. Çünkü Allah muhsinleri/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanları sever.”[2]
“Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiliği (ihsanı), yakın akrabaya vermeyi emreder.”[3]
Her Konunun İhsanı Kendisine Özeldir
Burada vurgulamamız gerekir ki her şeyin ihsanı kendisine göredir. İhsanın sınırlarının çizilmesi bizim kendi nefsimize bırakılmış değildir. Örneğin zina yapmış bir evlinin ispat edildikten sonra recmedilmesi ihsandır. Biz bunu kendi nefsimizde böyle kabul edelim veya etmeyelim Allah (cc) tarafından böyle tayin edilmiştir. İhsan üzere yapalım diye Allah’ın ahkâmını değiştirmek yetkisi elimizde değildir. Tam tersini söylememiz de mümkündür; ihsan adına, bize emredilenden fazlasını yaparak şeriatın söylediklerinin üzerine ekleme yapmak da ihsandan değildir. Sopa cezası vurulması gereken yerde öldürmek, taşlamak ihsan kabîlinden olmaz. Yüz çevirilmesi gereken insana yönelmek, ilgi gösterilmesi gerekene arka dönmek ihsandan olamaz.
Her ameldeki ihsanı bilmek amele dair bilgiye ve şer’i yönlendirmelere sahip olmakla mümkündür. Bir amelin cahili olan kimsenin o işi istenildiği gibi ihsan üzere yapması pek mümkün ve muhtemel değildir. Her amelin fıkhını öğrenip ihsana riayet eden insan bunu yapmaya devam ettiğinde muhsinlerden olabilir. Allah (cc) muhsinlerin amelini elbette zayi etmez.
“Öldürürken ihsanla öldürünüz.”
Öldürmeden kasıt, bize zarar vermiş/verecek olan bir hayvanın öldürülmesi olabileceği gibi savaş zamanında kâfirin öldürülmesi de olabilir. Her ikisinde ihsan emredilmiştir. Bu durumda ihsan, öldüreceğimiz varlığa müsle[4] yapmadan, işkence etmeden öldürmektir. Nitekim Allah Resûlü (sav) bazı hususi hadislerle ölülere müsle yapılmasını yasaklamıştır. İslam savaş hukukunun temel ilkelerinden biri budur.
“Hayvanı keserken ihsanla kesiniz. Biriniz bıçağını bilesin ve keseceği hayvanı rahatlatsın.”
Bir hayvanı keseceğimiz zaman kesme usulümüzü hadisten almalıyız. Kesimin bir adak, kurban veya sadece et için yapılması fark etmeksizin hayvana eziyet vermeden, en güzel şekilde yerine getirilmesi gerekir. Hatta Allah Resûlü (sav) konuyu daha iyi anlayalım diye açıkça örneklendirmiştir. Bıçağın keskinleştirilmesi ve hayvanın rahatlatılması kesme işlemi esnasında ihsandır.
Allah’ım, bizleri muhsinler divanına yaz. Âmin.
Selam ve dua ile.
[1]. Müslim, 1955
[2]. 2/Bakara, 195
[3]. 16/Nahl, 90
[4]. Öldürülen insanın bedeninden bazı organları kesmek, parçalamak, beden bütünlüğüne zarar vermek.
İlk Yorumu Sen Yap