DİJİTAL HİCRET

Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.

Bir önceki yazımızda hicretin dijital boyutunu ele almış ve dijital dönüşümün esasında sadece teknolojik adaptasyon değil, aynı zamanda manevi bir hazırlık ve dönüşüm süreci olduğuna değinmiştik. Yine son tahlilde, dijital dünyanın getirdiği imkânlardan faydalanırken, bu süreci İslami değerler doğrultusunda yönetmenin önemine değinmiştik. Bu yazımızda ise dijital dönüşümü gerçekleştirmek için bazı tavsiyelerde bulunacağız.

Dijital dönüşüm için tavsiyeler

1. Kaynak Bilinci Edinmek

Dijital platformlarda yer alırken doğru bilgiye ulaşmak ve bu bilgiyi sorgulamak elzemdir. İslami ilimler, tefekkür ve fıkıh bilgimizi arttırarak, dijital mecrada karşılaşacağımız çeşitli bilgi kirliliklerinden korunabiliriz. Güncel konular hakkında güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeli ve İslam’ın öğretilerine uygun bir duruş sergilemeliyiz. Aynı zamanda kaynak bilinci olmadan bir konuya yaklaşmayı Rabbimiz (cc) bize yasaklamış ve dikkatli olmamızı tavsiye etmiştir:

“De ki: ‘Eğer doğru söylüyorsanız (içinde hiçbir şüphe olmayan kesin) kanıtınızı getirin.’ ”[1]

“Bilgin olmayan şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz ve kalp (gördüğünden, duyduğundan, niyetlenip azmettiğinden) bunların hepsinden sorumludur.”[2]

“Kişinin her duyduğunu aktarması ona yalan olarak yeter.”[3]

2. Dijital Mahremiyet

Dijital dünyada gizliliğimizi korumak hem İslami hem de kişisel bir gerekliliktir. Sosyal medya ve diğer platformlarda mahremiyetimizi koruyarak, bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Paylaşımlarımızı yaparken İslam’ın ahlak ilkelerine uymaya dikkat etmeli, özel bilgilerimizi ve kişisel verilerimizi gereksiz yere ifşa etmemeliyiz. Dijital hicreti gerçekleştirelim derken modern cahiliyenin durağına takılmayalım!

Dijital dünya, kimi güzelliklerin yanında mahremiyetimizi tehdit eden bir alan olarak da karşımızda duruyor. Mahremiyet, Rabbimizin bizlere emanet ettiği ve saygı göstermemiz gereken bir haktır. Sosyal medya ve diğer dijital mecralarda bilinçli bir tavır sergilemek; paylaşacağımız şeyleri, özel hayatımıza dair hassas noktaları, fütursuzca açığa vurmamak bu nedenle önemlidir.

Mahremiyetimizi gözetmeden, bilinçsizce yapılan paylaşımlar bazen yalnızca bizi değil, ailemizi ve toplumu da etkileyecek sonuçlar doğurabilir.

Ebû Berze El-Eslemî’den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ey diliyle iman ettiğini söyleyen, fakat kalbine iman girmeyen insanlar topluluğu! Müslimlerin gıybetini yapmayınız. Onların ayıplarını araştırıp durmayınız.Çünkü kim onların ayıplarını araştırırsa Allah da onların ayıplarını araştırır. Allah (cc) kimin ayıbını araştırırsa onun ayıbını evinde dahi olsa açığa çıkarır.”[4]

Bu nedenle dijital mahremiyeti korumak, izzet ve haysiyetin bir gereği, İslam’ın nezaketine sadık kalmanın bir sonucudur.

Dijital hicreti gerçekleştirme niyetindeyken, dikkat etmediğimiz takdirde modern cahiliyenin durağında kaybolabiliriz. Çünkü günümüz dünyasında nice insan, dijital mecralarda gizliliğe dair hassasiyet göstermeyip kimi zaman manen zayıflayıp çökmektedir. Rabbimiz (cc), tehlikeden korunsunlar diye müminleri uyarmış, “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun!”[5] buyurarak bizi her türlü zararlı etkiye karşı uyanık olmaya davet etmiştir.

Dijital dönüşüm sürecinde ilmin ve mahremiyetin muhafazası, müminin izzetine yaraşır bir duruş sergilemesi adına son derece mühimdir. Allah (cc) her şeyin en doğrusunu bilendir.

3. Günümüzün Dijital Muhacirleri

Sosyal medya, Müslimlerin kendilerini ifade edebileceği ve İslam’ı yayabileceği büyük bir imkân sunmaktadır. Ancak bu araçları kullanırken zaman yönetimine dikkat etmeli, faydasız içeriklerle vakit kaybetmemeli ve paylaşım/yorum yaparken her bir hareketimizin/paylaşımımızın bir kul hakkı ve ahiret sorumluluğu doğurduğunu unutmamalıyız. Zamanı israf etmeden, sosyal medya kullanımında bilinçli tercihlerde bulunmalıyız.

Esasında sosyal medyanın tehlikesi üzerine biraz daha durabiliriz. Çünkü özellikle sosyal medya eliyle gerek dünyada gerek Müslimlerin arasında bilinçsiz bir dijital hicret çoktan yaşanmış durumda! Bakınız; bilinçsizce yazılan yorumlar, fake (sahte) hesaplar arkasına saklanmış yüzsüzler ve inançlara olan manipülatif saldırılardan ötürü gerçek manada bir toplumsal kimlik erozyonu yaşanmaktadır. Bundandır ki İslam gerçek hayattaki tavır ve davranışlarla sanal ortamdaki tavır ve davranışları ayırt etmemektedir. Öyleyse dijital hicret genelinde, sosyal medya özelinde ve ifsad edilmek istenen toplum ekseninde; Nebi’nin (sav) şu hadisini kendimize serlevha edinmeliyiz:

Abdullah ibni Amr’dan (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Asıl Muhâcir Allah’ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir.”[6]

Sosyal medyada; altın hükmündeki zamanımızı israf etmek, yalan haber yaymak, toplumu manipülasyon ve algı yönetimiyle fuhşa ve münkere teşebbüs ettirmek, ırkçılığı yaymak… yasak ve haram olan şeylerdir. Modern dünyanın dijital hicretini başarabilmek için bu ve benzeri hasletleri terk etmekle başlamalıyız…

4. Aileyi Bilinçlendirmek

Günümüz dünyasında, evlatlarımızın zihin ve gönül dünyasını tehdit eden yeni bir maraz belirmiştir: Dijital obezite. Bedenin aşırı gıdayla yüklenmesi nasıl ki sağlığı bozuyorsa, evlatlarımızın zihinleri de dijital âlemde saatlerce vakit geçirerek aynı biçimde hırpalanmaktadır. Bu dijital âlem, her daim dikkatleri çeken türlü uyarıcılarla dolup taşmakta; oyunlar, sosyal medya ve türlü eğlence unsurları çocuklarımızı esir alırcasına hayatlarına nüfuz etmektedir. Neticede dikkat dağınıklığı, uyku problemleri, yalnızlaşma ve ahlâkî kayıplar baş göstermektedir.

Böyle bir çağda evlatlarımızı bu marazdan korumak, dijital âlemin nimetlerini ölçülü bir şekilde kullanmayı öğretmek biz ebeveynlerin omuzlarında olan ciddi bir sorumluluktur.

“Ey iman edenler! Nefislerinizi/Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taş olan ateşten koruyun. O (ateşin) üzerinde sert, güçlü melekler vardır. Onlar, emrettiği şeylerde Allah’a isyan etmez ve emrolundukları şeyi yaparlar.”[7]

Aile içinde sağlıklı bir denge kurmak, evlatlarımızın ruh ve akıl sağlığını muhafaza etmek için birlikte hareket etmeli, dijital mecraları faydalı bir şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız. Unutulmamalıdır ki bu yükümlülük her şeyden evvel bizimdir, onları dijital obezitenin pençesinden çekip almak evvelâ bizim vazifemizdir.

5. Dijital Dünyanın Hedeflerine Değil, Kendi İslami Hedeflerimize Odaklanmak

Dijital dünyanın hedefleri peşinde koşmak yerine, bizler kendi İslami hedeflerimize sımsıkı sarılmalıyız. Zira bu araçlar, doğru bir niyet ve şuurlu bir yönlendirmeyle İslam davasına hizmet eden kıymetli bir vesile hâline gelebilir. Yapay zekâdan tutun da teknoloji dünyasındaki diğer imkânlara kadar her birini, İslami eğitim araçları geliştirme, Kur’ân öğrenimini kolaylaştırma, daveti yayma ve insanlığın hayrına projeler üretme yolunda kullanabiliriz. Bu araçları hayatımıza dâhil ederken, onları birer maksat değil, hayırlara vesile olacak araçlar olarak görmeliyiz.

Bu süreçte, hedeflerimizi Allah’ın (cc) rızasına odaklanarak belirlemeli; şöhret, makam ya da dünya menfaatinden ziyade, ebedî saadeti gaye edinmeliyiz. Dijital dönüşümde yöneleceğimiz her adımda, İslam’ın temel hedeflerini gözetmeli ve Allah’ın (cc) razı olacağı bir yol haritası çizmeliyiz ki hem bu dünyada hem de ahirette kazançlı çıkalım. Dijital âlemde kaybolmamak için İslam’ın rehberliğine sımsıkı sarılmalı, her ânımızda niyetimizi tazeleyerek bu yolda sağlam adımlarla ilerlemeliyiz.

6. Dijital Detoks ve İçsel Arınma[8]

Dijital dünyayla sürekli iç içe olmak farkında olmadan zihinlerimizi ve kalplerimizi yorabilir, ruhlarımızı yıpratabilir. Bu sebeple, dijital âlemden mümkün mertebe uzaklaşmalı, Rabbimize yönelme; tefekkür ve ibadetle arınma ihtiyacı duyarız. İşte bu arınma, gönüllerimizi dinlendirip ruhumuzu beslemenin en güzel yoludur. Zira insan, fâni dünyada ne kadar dijitalleşse de aslî olan manevi huzuru yalnızca Rabbine yaklaşarak bulabilir.

“Onlar ki; iman edip, kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain/huzur ve güven içinde olanlardır. Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.”[9]

Dijital dönüşümde muvaffak olabilmek, teknolojiyle dengeli bir bağ kurmak ve onu yalnızca bir vasıta olarak görmekle mümkündür. Kalplerimizi diri tutarak, maneviyatımızı koruyarak ve Rabbimize (cc) sığınıp duamızı eksik etmeyerek dijital âlemde de doğru yolda kalabiliriz.

Rabbimizin (cc) bizleri ve nesillerimizi çağın beraberinde getirdiği her türlü fitneden koruması, eşlerimizi ve çocuklarımızı muttakilere birer imam/öncü kılması duasıyla…


[1] bk. 27/Neml, 64

[2] 17/İsrâ, 36

[3] Müslim, Mukaddime, 5

[4] Ebû Davud, 4880

[5] bk. 66/Tahrîm, 6

[6] Buhari, 10

[7] 66/Tahrîm, 6

[8] Bu konuda daha detaylı bir okuma için Kulluk Afetleri, Halis Bayancuk, Tevhid Dergisi, S 111 yazılarına göz atmanızı tavsiye ederim.

[9] 13/Ra’d, 28

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver