Her şeyin ancak kendisinin izni ile hükme bağlandığı ve O’nunla birlikte hiçbir hak hükümdarın olmadığı Allah’a subhanehu ve teâlâ hamd olsun. İnsanlara tevhidi ulaştırmakla görevli olan Rasûlü Muhammed Mustafa’ya salât ve selam olsun.
Tüm sistemleri ile bir bütün olan insanı, onun fizyolojik döngüsü oluşturmaktadır. Bu sistemlerin işleyişleri birbirleriyle bağlantılıdır. Örneğin; sindirim sisteminde olan bir sıkıntı, zamanla diğer sistemleri de etkileyebilmektedir.
Tüm vücudu çepeçevre kuşatan ve canlılığın olmazsa olmazı olan ‘kan’, dolaşım sisteminin en esaslı ürünüdür. Bu yazımızda çok sık karşılaşılan ve halk arasında kansızlık diye tabir edilen anemiyi ve bilhassa demir eksikliğine bağlı oluşan anemiyi değerlendireceğiz biiznillah.
Demir mineralinin asıl fonksiyonu kırmızı kan hücrelerinin oluşumunda birincil dereceden sorumlu olmasıdır. Fakat bunun dışında da demir mineralinin bazı görevleri bulunmaktadır. Sinir hücrelerinin birbirleriyle olan iletişimini sağlayan kimyasalların sentezlenmesinde de demir minerali rol almaktadır. Demir, kırmızı kan hücrelerinin akciğerlerden dokulara oksijenin taşınmasını, kasların oksijeni depolamasını ve kullanmasını sağlar. Demirin eksikliği, kanın yapım aşamasının eksik kalmasına sebep olur ve buna bağlı kansızlık oluşur. Bu da hâliyle hastada bir takım rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Demir eksikliğinde vakaların çoğunda başlarda bir belirti görülmez ve o dönemde demir eksikliği ancak kan tahlilleri ile tespit edilmektedir. Demirin daha ciddi eksikliğinde belirtiler oluşmaya başlar. Sıklıkla yorgunluk, hâlsizlik, baş dönmesi, çabuk yorulma, çalışma kapasitesinde azalma, sık hastalanma, iştahsızlık, bulantı, ciltte, göz kapaklarının iç kısmında ve avuçta solukluk, çarpıntı ve nefes darlığı, normalden fazla üşüme, konsantrasyon bozukluğu genel kansızlık belirtileridir.
Pika sendromu diye adlandırılan; çoğu zaman çocukluk hatta bebeklik yaşlarında başlayıp, yetişkinliğe dek devam eden, yenilmeyecek maddelerin (toprak, kâğıt vb.) sürekli olarak yeme arzularının olması özellikle demir, bakır ve çinko eksikliğine bağlı oluşur.
Demire Normalden Daha Çok İhtiyaç Duyulan Durumlar
Hızlı büyüme döneminde oldukları için bebekler ve çocuklarda daha fazla demire gereksinim vardır.
Genç kızların büyüme ve adet kanamalarında kayıplara bağlı demir gereksinimleri artar. Erişkin kadınlarda gebelik, emzirme ve adet kanamaları nedeniyle demir gereksinimi artar.
Bağırsak parazitlerinin bulunması sindirimi etkilediği için demir eksikliğine yol açabilir. Alkol kullanımı, düzensiz beslenme, et tüketmeme, ülser, fazla miktarda çay ve kahve tüketimi, ağır egzersizler ve bazı kronik hastalıklar da demir eksikliğine yol açar.
Demir Eksikliğine Hekimlerin Genel Yaklaşımı
Kansızlık sadece demirin vücuttaki eksikliği anlamına gelmemektedir. Kan tahlilinin anemik olması birçok faktöre bağlı olabilmektedir. Örneğin; demir depoları normal ama demir bağlama kapasitesinin düşüklüğü, B12 vitamini düşüklüğü, folik asit eksikliği, tiroit bezi hastalıkları, talasemi, kurşun zehirlenmesi gibi birçok faktör bulunmaktadır.
Herhangi bir hastalıktan dolayı hastanede kan tahlili sonrası tespit edilen anemiye yönelik araştırılma yapılmaksızın direk demir ilacı başlanmaktadır. Aynı zamanda hassas iki dönem olan gebelik ve bebeklik döneminde, gebe ve doğumdan sonra bebeklere rutin olarak kan ilaçları (demir preparatları) başlanmaktadır. Bunun ispatlanmış bilimsel bir dayanağı bulunmamasına rağmen böylesi bir uygulama neredeyse tüm sağlık sisteminde tartışmasız doğru kabul görmektedir.
Esas nedeni tespit edilmeden üstünkörü verilen kan ilaçları (demir preparatları) hastadaki durumu düzeltemediği gibi vücutta fazla demirin birikimine bağlı hücrelerde toksik etki yapabilmektedir.
Son zamanlarda yapılan çalışmaların sonucunda; tedavilerde kullanılan ortalama demir miktarı hücrelerde on dakika gibi kısa sürede DNA hasarına yol açacak mekanizmaları tetikleyebileceği ispatına varılmıştır.
Demir; vücutta üretilemeyen ve hayat boyu beslenme ile dışarıdan vücuda alınan bir mineraldir. Demire ihtiyacın arttığı durumlarda her zamanki beslenmeden daha çok demirden zengin besinlerin tüketilmesine dikkat edilmelidir. Hematoloji (kan hastalıkları) uzmanı yaptığı detaylı tetkikler sonucu mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gerektiği kanaatine varabilir. (Bu durumda başlanan ilaç demir ilacı değildir böyle durumlarda genelde kan nakli yapılır ve hasta rahatlıkla yürüyebilecek hâlde de değildir.)
Beslenme ve Demir
Demir emilimini azaltan faktörlerden özellikle kaçınılmalıdır. Bu nedenle kahve ve çayın yemekten sonra içilmemesi gerekiyor. Çay, kahve vb. içecekler bitkisel çay eklenerek tüketilebilir. Özellikle çayda bulunan fitat ve tanenlerin demir emilimini azaltmamaları için, çayı açık ve limon sıkılarak içmekte yarar vardır.
Demir emilimini azaltan diğer bir gıda ise ‘süt’tür. Süt, demirin emilebilmesi için gerekli olan midedeki asidik ortamı nötralize etmektedir. Bu da yeterli emilimin olmaması anlamına gelmektedir.
Et, balık ve sakatatlardaki demire ‘hem demiri’ denir. Bu demirin kana geçmesi kolaydır. Bitkisel kaynaklı olan demir ise ‘non-hem demiri’ olarak adlandırılır. Bitkisel kaynaklı olan demir hem demir kadar emilemez. Emilimini arttırmak için C vitamini içeren besinlerle birlikte tüketilmesi gerekir.
Kahvaltıda pişirilen yumurtanın demirinden tam yararlanabilmek için yanında portakal, greyfurt veya domates-biber gibi C vitamini içeren besinlerin tüketilmesi tavsiye olunur.
Kurubaklagil ve tahıllı yemekler; yanında mutlaka bol maydanozlu, marullu, domates ve limonlu salâta ile tüketildiğinde, tahıl ve baklagillerin içindeki demir daha fazla emilir. Ayrıca bu besinler kırmızı et, kıyma, balık ya da tavukla pişirildiğinde demir alımı artmaktadır.
Demir eksikliği ileri boyutta olan kişiler; süt, yoğurt ve ayran gibi kalsiyum içeren gıdaları yemeklerin yanına değil, ara öğünlerde tüketmelidir. Çünkü kalsiyum demir emilimini yavaşlatma özelliğine sahiptir.
Kahvaltılarda 1-2 tatlı kaşığı kadar pekmez günlük demir ihtiyacının çoğunu karşılamaktadır. Özellikle keçiboynuzu pekmezi yüksek demir içerir. Bal, kandaki demir seviyesini artırmak için en ideal besinlerdendir.
Sonuç
Hastaneye götürdüğümüz çocuğumuzun ‘normalin biraz altında çıkan’ kan tahlili değerleri için;
- Sebebi tespit edildi mi?
- Sebebi bilmeden verilen ilaç (demir ilacı veya şurubu) tam olarak neyi ‘tedavi etmiş oldu?’
- Anemide en büyük sebep olan kan kaybı mı, bağırsaklarda bir sorun mu, dışkıda tenya veya parazit mi, kemik iliği fonksiyonlarında bir sorun mu, yoksa beslenme sorunu mu var çocuğun? Bu mutlaka belirlenmeli.
Kesinlikle önce sebebin araştırılıp bulunması gerekir ki tedavi ona yönelik yapılsın. Değerlerdeki düşüklüğün nedeni bulunup düzeltilmediği takdirde verilen şurupla sadece belirtiler bastırılmış ve hücrelere toksik etki yapılmış olunur.
Tüm bunları yapan doktor, itaatinde olduğu sistemin âdeti üzere gerçek olmayan şeyleri ve korkuyu muhatabına aşılamaya çalışır. Anne ve babasına, çocuklarında demir eksikliğinin kalıcı zihinsel engele sebep olacağını ve çocuğunun fiziki geriliğinin olacağını söyleyerek demir ilacı içmesi gerektiğini söyler. Her anemik insan geri zekalı mıdır? Kansızlıkta zihinsel fonksiyonların performansı düşer, konsantrasyon azalır, hâlsizlik hissedilir fakat sürekli zeka geriliği vurgusu klasik yalanlarıdır.
Belirtmiş olduğumuz öneriler dikkate alınmasına rağmen demir eksikliği şüpheniz varsa veya doktor tarafından demir eksikliği/anemi (kansızlık) tanısını aldıysanız mutlaka kansızlığınızın sebebi ve tedavisinin araştırılması için Hematoloji bölümü uzmanına kontrole gidiniz.
Dualarımızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.
İlk Yorumu Sen Yap