BİR RAMAZAN DÜŞÜ

Es-Selamu Aleykum Kıymetli Okurlar,

Gençlerle Muamele köşemizde Ramazan öncesinde başladığımız insanın değişimiyle alakalı konular üzerine konuşmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ramazan’ın insanın terbiye ve değişiminde önemli bir rol oynaması hasebiyle öncesinde “İnsan değişir mi?” konusunu ele aldık. Daha sonra değişim ve dönüşüm bağlamında kulluk yolculuğunun doğasını konuşmuştuk. Bu sayımızda, geçtiğimiz Ramazan ayında elde ettiğimiz kazanımların/değişimimizin kalıcı hâle gelmesini sağlayan nedir ve ben kendimle olan muamelemi iyileştirmek için bu noktada ne yapmalıyım, sorularına cevap arayacağız.

Konfor alanında yaşamaya alışmış insan kendi isteğiyle en temel ihtiyacından art arda otuz gün boyunca vazgeçer. Gün içinde açlığın nefsini zorladığı durumlarda oto kontrolünü sürdürmeye devam eder ve hedefine (iftara kadar oruçlu kalabilme) ulaşmak için kendini zorlar. Böylelikle sahip olmadığını zannettiği iradesi ortaya çıkar. Zira işlediği günahlardan veya başka sebeplerden dolayı insan kendini iradesi zayıf zanneder. İşte oruçla insanın iradesi güçlenir, zorluklara dayanıklılığı (psikolojik sağlamlık/esneklik) artar. Bu bir aylık eğitim süreci birçok alışkanlığından vazgeçemeyeceğine inanan veya deneyip deneyip vazgeçemediği için pes eden insanlara şunu öğretir: Aslında kendimi zorladığımda yapabiliyorum. Öncesinde net bir hedef belirledim. Hedefime odaklandım. Ve hedefime odaklandığımda onun için elimden geleni yaptım. İşte gerçek değişim! İşte gerçek başarı! Bu düşünce kalıbıyla değiştiremediğimiz birçok şeyin üzerine gidebiliriz. Zira çoğu zaman insan, zihninde düşlerle yaşıyor. Oysa ki hayatta düşlerle değil, gerçeklerle yaşıyoruz. Ramazan’dan aldığımız bu öğreti ise insanın yolculuğundaki en büyük gerçeklerden biri. Bu inancı zihnimize sabitlemeliyiz. Yıl içinde değiştiremediğimiz her şey için kendimize Ramazan’ın gölgesinde aldığımız irade terbiyesi eğitimini hatırlatmalıyız.

Peki, soru şu: Bir sonraki Ramazan’a kadar benim hedefim ne?[1] Hangi özelliğiniz, düşünceniz veya davranışınız için gelecek sene Ramazan geldiğinde “Ben geçen seneden beri şu … yönümü değiştirmeye uğraştım.” demek isterdiniz?[2]

Ramazan’ın insana bir diğer getirisi ise bu süreçte gözünü, dilini, kulağını, elini haramdan korumaya çalışmış olan kişinin zihninin sadeleşmesi ve kalbinin incelmesidir. Daha pak ve duru bir ruh, daha hissedebilen ve etkilenen bir kalp… belki de kulluğumuzun tüm alanlarında en temel ihtiyaç duyduğumuz iki şey. Katılaşan kalplerin duygusal anlamda insanı boğmasından kurtulan ve birçok uyarandan dolayı karmakarışık bir zihnin sadeleştiği Ramazan sonrası çok kıymetli bir zaman dilimi. Bu evrede ilk olarak bu hâli fark etmek önemli bir adım. Aşağıdaki sorular üzerine düşünmek faydalı olacaktır. Ben şu ân daha öncesinde olmadığım bir arınma hâlindeyim.

1. Bu hâl bana neler hissettiriyor?

2. Bu hâl bana neleri kolaylaştırıyor?

3. Bu arınma hâlinden önce nasıl davranırdım?

4. Şimdi nasıl davranıyorum?

5. Bundan sonra nasıl davranabilirim?

Bu sorular üzerine düşünen insanın zihninde birçok yeni düşünce oluşacak. Bu düşünceleri özellikle bir alana yoğunlaştırmamız gerektiğini düşünüyorum. Zira yukarıda bahsettiğimiz faydalar (iradenin güçlenmesi, psikolojik sağlamlığın artması, kalbin incelmesi, zihnin sadeleşmesi) insanın zihnindeki “Yapamayacağım, yapamıyorum. Başarısızım, zayıfım.” inançlarını değiştiren en temel yapı taşları. Hayatımız değiştiremediğimiz şeylerin üzerinde bir kısır döngü hâlinde ilerliyorsa özellikle bu soru üzerine kafa yormamız gerekiyor.

Daha öncesinde yapamadığımı düşündüğüm şeyleri bu hâl üzeri iken yaptım. Peki, bundan sonra nasıl yapabilirim?

Bunu düşündükten sonra hedefini belirleyen ve planlama yapan kişi bu durumu kalıcı hâle getirmek için uğraşmalıdır. Kendiyle olan muamelesini iyileştirmek, sahip olduğu bazı yönleri değiştirmek isteyen insanın en temel ihtiyacı bu arınma hâlini devam ettirmesidir. Bu hâli devam ettirebilmek adına İslam’ın bize öğrettiği birçok yol vardır. Bu yolları hayatımıza geçirmek önemli. Özellikle de insanda oluşturduğu arınma hâlinin değişimi üzerindeki etkisini gördükten sonra. Hayatımızın belki de en kıymetli zamanını bir düşe mi çevireceğiz? Ramazan’a sırtımızı dönüp gitmeyi hangimiz ister?[3] Bu açıdan Ramazan ayı bana altın otunu çağrıştırdı. Altın otu hem sağlık hem beslenme hem de estetik açıdan birçok alanda kullanılabilen göz alıcı bir bitki, ama en önemli yanı tüm mevsimlerde solmadan canlı bir şekilde kalabiliyor olması. Ancak onun için bile belli bir bakım ve çaba gerekli. Aynı Ramazan’ın bize getirdiği onca etkileyici değişim gibi ve yine aynı bu değişimleri kalıcılaştırmak için gereken bakım ve çaba gibi…

Elbette Ramazan’ın insan üzerine birçok hikmetli etkisi mevcut. Bizim konumuz insanın değişimiyle alakalı olması hasebiyle birkaçına değinmekle yetindik. Bu ay Ramazan sonrasında insanın elde ettiği olumlu psikolojik değişimi ele aldık. Bu değişimleri devam ettirebilmek için insanın kendisine sorması gereken bazı sorular üzerine konuştuk. Rabbimizden (cc) niyazımız bizi doğru yola iletmesi ve ayaklarımızı sabit kılmasıdır. Gelecek sayılarda görüşmek üzere…


[1] 1. Adım: Burada net, somut ve tek bir hedef belirlemek önemli.

               2. Adım: Daha sonrasında bu hedefi gerçekleştirecek adımları listelemeli ve aylar üzerinden taksim etmeli.

               3. Adım: Her ayın hedefi belli olduktan sonra o ay yapılması gerekenler listelenmeli.

               Fakat unutmayalım, az ama devamlı amel kaidesiyle hareket ederek net bir hedefe odaklanmamız gerekmekte.

[2] Bu doğrultuda kendine hedef koymada veya plan yapmada zorlanan kişilerin ilim ehli kıymetli hocalarımızdan veya psikoloji alanındaki uzmanlardan yardım almalarını tavsiye ederim.

[3] Daha detaylı bilgi için bk. Ramazan Şuurunu Hayatımıza Nasıl Yansıtabiliriz?, Emre Acar, Tevhid Dergisi, S 124, s. 18

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver