Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.
Tevhid ve Sünnet Camiası 2007 yılından bu yana inanç ve amel yönünden insanları hakka çağıran bir topluluktur. Bu süreçte davete icabet eden birçok insan oldu. Davetin daha geniş kitlelere ulaşması ile beraber başta Halis Hoca olmak üzere birçok kardeşimiz gözaltına alındı ve tutuklandı.
Tağutların cezaevlerini kullanarak yapmak istedikleri, yıldırma politikasını en üst seviyeye çıkartmak ve insanları davet yapmaktan uzaklaştırmaktır. Camiamıza da bu amaçla yapılan saldırılar hamdolsun ki bekleneni vermedi. Cezaevi süreçleri bizim için birçok hayrı da beraberinde getirdi. 2011 yılının Nisan ayında yapılan operasyon ve akabindeki tutuklamalarla başlayan süreç de Tevhid Dergisinin doğmasına vesile oldu.
Aslında ne yazık ki cezaevlerine bakış açımız sorunlu. Özgürken Allah’ın (cc) dinine hizmet etmemiz gerektiğini söylüyor ve birbirimize bunu öğütlüyoruz, ancak cezaevlerine girdiğimizde ne yapacağımıza dair bir yol haritamız yok. Ve çoğunlukla cezaevlerini vakit geçirilmesi gereken mekânlar olarak görüyoruz. Hâlbuki kulluğun her daim olması gerektiğini Kur’ân ve sünnetten öğreniyor, selefimizin hayatından okuyoruz. Onların cezaevi imtihanında ne yaptıklarını, oradaki çalışmalarıyla da bizlere örnek olduklarına şahitlik ediyoruz. Hizmeti zihnimizdeki kalıplarla algılıyor, kulluğumuzu parçalara böldüğümüz için hayatımızın her ânına şamil kılamıyoruz.
Yine İslami çalışmalar için birçok yolu kullanmak gerektiğini de biliyor, ama çeşitli bahaneler öne sürerek elimizdekilerle yetiniyoruz. Yeni vesilelere, meşru araçlara yönelmekten kendimizi mahrum bırakıyoruz. Dahası, bir yenilik olduğunda buna kuşkulu gözlerle bakıyoruz.
Bu sorunları bilen ve Kandıra Cezaevindeyken Tevhid Dergisinde yayımlanmaya başlayan siyer yazılarım ile ben de bu hayırdan pay sahibi olmaya çalıştım. Hamdolsun.
2012 yılından günümüze kadar Tevhid Dergisi olarak zorlu pek çok süreçten geçtik. 100. sayıya ulaştığımız bu ayda, gelinen bu noktada Hocamızın ve Dergimizin arka planında çalışan kardeşlerimizin emeği çok büyüktür. Allah (cc) amellerini kabul etsin ve onları razı olduğu kullarından kılsın.
Bize düşen de bu hizmetin devam etmesi için çaba göstermek ve meşru yeni yollar ile davetin daha farklı kitlelere ulaşması için azimli olmaktır. Çaba bizden, başarı Allah’tandır (cc).
Duamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdetmektir.
İlk Yorumu Sen Yap