Kitabın Adı: Günahların Ahiretteki Karşılığı
Kitabın Yazarı: Ahmed Ferid El-Mısrî
Tercüme: Mustafa Öztürk
Yayınevi: Polen Yayınları
Basım Tarihi: 2007
Basım Yeri: İstanbul
Sayfa Sayısı: 112
Ebat: 13.5 x 21 cm (Roman Boy)
Kitap Hakkında
Kâinatın ve içindekilerin tamamının -gerek canlı gerek cansız – yaratıcısı El-Hâlık olan Allah, her şeyi imtihan endeksli yaratmıştır. İblis’in, kalbindeki marazların açığa çıkması ile Âdem (as) zatında “insan”la başlattığı düşmanlık, sunnetullah gereği kıyamete kadar sürecektir. İblis, Rabbine verdiği söze binaen1 insanla olan savaşını her daim vermiş, sırat-ı mustakimin üzerine oturup insanları Er-Rahîm olan Rabbin yolundan batıl yollara saptırma görevini başarıyla yerine getirmiş ve getirmeye de devam edecektir:
“Andolsun ki İblis, (onların çoğunu saptıracağına dair) zannında haklı çıktı. Müminlerden bir grup hariç, ona uydular.”2
İblis, insi dostlarına verdiği vahyin etkisiyle “insan”a her şekilde yaklaşır. Nitekim kulu, Rabbine karşı itikadi/fikrî, lafzi veya amelî olarak isyana götürecek tüm alternatifleri değerlendirerek vazifesini yapar.
İnsan, Kur’ân’ın kaydıyla “zalim, cahil, unutkan, nankör ve aceleci”dir. “Takva ve fücur”un fıtratına birlikte kodlandığı insan, ne yazık ki Rabbinin tüm hüccet ve nimetlerine rağmen “fücur”a meyleder. İşte bu meyil neticesinde ortaya çıkan her bir durumun adıdır, günah… Şirk, küfür, haram… hepsini kapsar.
Kur’ân ve sünnet ise her bir günaha karşılık/ceza biçmiştir. Dünyada ve ahirette olmak üzere…
İblis… Günahlarla insanı azaba düçar kılmakla yetinir mi? Günah çukurunda debelenen insana “Allah’ın sevgi ve rahmetiyle” yanaşır. Sakınan, ama vesveselere sinesini açmış insana ise “Allah’ın korkutuculuğu” ile… Neticede Allah’a (cc) kulluğu Allah’ın Resûlü’nden (sav) öğrenmeyen her insanı bir şekilde saptırır.
Seleften bazıları şöyle demiştir:
“Her kim sadece sevgi ile Allah’a kulluk ederse muhakkak ki o, zındık olur. Her kim sadece korku ile Allah’a kulluk ederse o, Harici olur. Her kim sadece umutla Allah’a kulluk ederse o, Mürcie olur. Ancak sevgi, korku ve ümit ile kulluk eden, tevhid ehli mümin olur.”
Günahlar, günahların cezaları, günahkârların durumu ve onlara karşı takınılması gereken tavırlar mubin olan Kitap’ta ve sarih olan sünnette varid olmasına rağmen ne yazık ki feylesofların pak İslam medeniyetini zehirlemeleriyle beraber bu konular çapraşık bir hâl almıştır. “İman ve amel” ilişkisi üzerine çıkan ihtilaflar da bu meseleyi etkilemiştir.
Ehl-i Sünnet’in yanında günahların hem dünyada hem de ahirette karşılığının olduğu sabittir ve bu eser, günahların ahiretteki karşılığını konu almıştır. Yazarın ayrıca aynı yayınevinden çıkan “Günahların Dünyadaki Karşılığı” isimli bir çalışması da mevcuttur.
Yazar, kitabın ilk bölümünde zaman ve mekân fark etmeksizin insanların ortak olarak muhatap olduğu bazı günahları zikredip Kur’ân ve sünnette bunların cezalarını nakleder:
Zekât vermeyen, iyiliği başa kakan, malı yalan yeminle satışa çıkaran, kibirlenen, tevbe etmeden ölen, ganimet malından çalan, resim ya da heykel yapan, görmediği rüyayı görmüş gibi anlatan, kulak hırsızlığı yapan, arazi gasp eden, ahdini bozan, iki yüzlülük yapan, ihtiyacı olmadığı hâlde dilenen ve faiz yiyen kimselerin cezalarını anlaşılır delillerle anlatır.
Yazar, kitabın ikinci bölümünde günahların cehennemdeki cezalarını özel olarak ele alır. Bu bölümde; bidat sahibi, Resûlullah (sav) adına yalan söyleyen, Allah’a (cc) isyan konularında büyüklere yahut devlet reislerine itaat eden, yetim malı yiyen, haksız yere bir mümini öldüren, zalimlere yardımcı olan, açılıp saçılan, intihar eden, “emr-i bi’l ma’ruf” yapmasına rağmen isyan ehli olan, riyakâr olan, canlılara eziyet eden ve Allah’ı gazaplandıran konuşmalar yapan kimselerin cehennemdeki cezalarını nakillerle aktarır.
Yazar, kitabın üçüncü bölümünde ise günah işlemeye yol açan etkenlere dair nasihatlerde bulunur:
Günahlar ve isyanlar sahiplerinin yakasına yapışır, onları bırakmaz ve böylece cehennemde de onların azap görmelerine sebep olur. Şüphesiz ki günaha yol açan etkenleri bilmek, kalbi günahlara karşı tedavi etmeye ve onları terk etmeye yardımcı olur. Zira hastalığın tedavisi, ona yol açan etkenleri ortadan kaldırmakla olur.
Günaha yol açan bazı etkenler şöyle sıralanabilir:
İman zayıflığı ve takva eksikliği
Allah’ı (cc) tanımamak, emir ve yasaklarını bilmemek
Allah’ın (cc) affına güvenip bağışlanma hayallerine dalmak
Şüphe ve arzuların çokluğu
Kötü arkadaşlar ve günahkâr kimselerle içli dışlı olmak
Bu etkenlerin tedavisi ise şu şekildedir:
İmanı güçlendirmek, kalbi takva ve Allah (cc) korkusu ile diriltmek
Allah’ı (cc) tanımak, isim, sıfat, emir ve yasaklarını öğrenmek
Allah’ın (cc) affı konusunda “ümitli olmak” ile “boş hayallere dalmak” arasındaki farkı görmek
Hakkı delilleriyle öğrenmek, fitnelerden korunmak, Kur’ân ve sünnete sarılmak
Salih insanlarla bir arada olmak, ilmiyle amel eden âlimlerin hayat hikâyelerini öğrenmek
Unutulmamalıdır ki, her günah kalpte bir leke bırakır. Her leke de başka günahlara sevk eder. Günahkârların en hayırlısı ise Rabbi ondan emanetini almadan günahlarından dönen, tevbe eden ve salih amel işleyendir.
Rabbimiz! Bizleri şeytanın ve nefsinin fitnelerine karşı koru…
Rabbimiz! Bizlere günahlarımızın farkına varmayı, nasuh tevbe etmeyi ve tevbelerimizi salih amellerle desteklemeyi nasip eyle…
Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, şüphesiz ki sen çok merhametli ve tevbeleri çokça kabul edensin…
Allahumme âmin.
Dua ikliminde buluşmak dileğiyle…
1. 7/A’râf, 16-17
2. 34/Sebe’, 20
İlk Yorumu Sen Yap