Allah’ın adıyla…
Bizleri yeni bir sayıyla buluşturan, ‘Din nasihattir’ vazifesini yerine getirmemize olanak sağlayan ve bizleri dininde kardeş kılan Rabbimize hamdolsun. Salât ve selam, Nebimiz Muhammed Mustafa’ya, onun temiz ailesine, ashabına ve kıyamete kadar tâbilerinin üzerine olsun.
”Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez hâlde çıkardı ve belki şükredersiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.” [1]
İnsanda aslolan cehalettir. Dünyaya geldiğinde onun tek bir sıfatı vardır; ‘hiçbir şey bilmeyen’… Öğrenmeyi kolaylaştırmak için göz, kulak ve kalple donatılmıştır. Akledip mükellef bir varlık olmaya başladığında Rabbi ona yol gösterir. Öğrenmesi gerektiği, öğrenme araçları, öğrenmenin keyfiyeti ve öğrendikleriyle nasıl amel edeceği tüm tafsilatıyla insana gösterilir.
Rabbinin öğüdüne kulak veren ve öğrenme yoluna giren Mümine üç şeyi okuması emredilir. Kitap, evren ve insan… Kur’an’dan ilk inen ayetler/A’lak suresi dikkatle okunduğunda üç okumanın ilk beş ayette yer aldığı görülür.
”Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir alaktan/embriyodan yarattı. Oku senin Rabbin kerem sahibidir. O ki, insana kalemle öğretti. İnsana bilmediklerini öğretti.” [2]
‘Oku!’ hitabına muhatap olan Nebi, ümmiydi. Okuma yazma bilmediği gibi henüz ortada okuyabileceği bir kitap da yoktu. Peki Nebi (sav) neyi, nasıl okuyacaktı? Allah’ın evrende yarattığı ve O’nun (cc) büyüklüğüne, Rabbliğine, egemenliğine, eşsiz sanatına delalet eden ayetleri okuyacaktı. Güneşi, ayı, dağları, canlıları…
”Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır.” [3]
İkinci ayet, insana işaret etti. İnsanın yaratılışına, geçirdiği evrelere, bir hücreden ibaretken ilah-i elin onu nasıl şekillendirip kusursuz bir eser hâline getirdiğine işaret… İnsana, yokluktan varlığa, varlıktan tekamüle doğru seyreden sürecini okuması emredildi. İnsan nefsi Allah’ın (cc) ayetleriyle donatılmıştır. Düşünen, akleden insan için nefsindeki her hâl, bedenindeki her gelişme, okunması gereken başlıbaşına bir ayettir.
”Onlara, ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki böylece onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?” [4]
Sonra insana bilmediklerini kalemle öğreten Allah’ın cömertliği anlatılmıştır. Kalemle öğreten Allah… Kalem ve onun yazdığı satırlar Allah’ın (cc) insanlar üzerindeki sayısız nimetlerinden biri ve önemli olanlarındandır. O denli önemlidir ki Allah (cc) kaleme ve yazdıklarına yemin eder.
”Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına yemin olsun ki: Sen, Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin.” [5]
İlk vahiy, insanın önüne okuması için üç şey koymuştur. Biz, yazımızda bu üçünün arasından kalem ve satır satır yazdıkları üzerinde duracağız. Okumanın önemi, ne olduğu ve nasıl olması gerektiği sorularına cevap arayacağız.
Kitap Okumanın Önemi
Toplum olarak kitap okumayla aramızın iyi olduğu söylenemez. Yapılan araştırmalar insanların televizyon karşısında ortalama altı saat, internet karşısında üç saat geçirdiğini gösteriyor. Kitaba ise günde bir dakika, yılda ise ortalama altı saat ayırıyor.
Bu verilere göre kitap okumaktan uzak bir toplum içinde yetişiyoruz. Hâl böyleyken, kitap okuma alışkanlığı kazanma ve okumayı sevme toplumdan öğrenilecek bir davranış olmuyor. Okumayı sevmek ve alışkanlık hâline getirmek için kişinin özel çaba göstermesi gerekiyor. Okumanın kültür hâlini aldığı bir ortamda yetişen insan için kitap; ekmek-su gibi temel gıda olarak düşünülüyor. Açıkçası bu yazı onlara ikinci dereceden seslenen bir yazı. Yazımızın asıl muhatabı, böylesi bir ortamdan mahrum olarak yetişmiş, okumayı sevmek ve alışkanlık edinmek için özel çaba göstermesi gerekenler!
Kitap Okumak Neden Önemlidir?
• Kitap; insanı, hayvani yönlerinden kurtarıp, insani yönlerini öne çıkaran bilginin elde edilme araçlarındandır. İnsanın yaşamı boyunca elde edeceği en güzel alışkanlık kitap okuma; en değerli sermaye de okumadan hasıl olan bilgidir. Kitap, okul gibidir. Öğrencisini yumuşaklık ve merhametle eğiten bir öğretmen gibi; adım adım terbiye eder. Okunulan her kitap, şahsiyet binasına konulmuş bir tuğla gibidir. Kitap okuma alışkanlığı olan insanların çoğu, nerede nasıl davranmaları gerektiğini bilir, ona göre davranırlar.
• Kitap, zihin ve kalbin beslenme kaynağıdır. Beden, ihtiyacı olmayan besini almadığında zayıflar, hastalanır, sahibine fayda sağlamadığı gibi yük hâline gelir. Kalp ve zihin de böyledir. Bilgi, düşünme ve üretme faaliyetini yapmadığında hantallaşır, dış saldıralara açık hâle gelir ve sahibini yormaya başlar.
• ‘Kitap, farklı âlemlere açılan bir penceredir.’ Allah (cc), insanı mükemmel bir şekilde yaratmıştır. İnsanın kalp, gönül ve zihni, içinde yaşadığı hayatın darlığının aksine çok geniştir. Birçok insanın daralması, stresi ve anlamsız can sıkıntıları küçük bir dünyaya hapsedilmiş olarak yaşamasındandır. Kitaplar, duvarları yıkan, ufukları genişleten, farklı âlemlere tanıklık etmeye olanak sağlayan yardımcılardır.
Abdullah ibni Mubarek’e: ‘Neden bizimle beraber oturmuyorsun?’ diye sorulduğunda ‘Ben sahabe ve tabiinle oturmayı daha çok seviyorum.’ der ve kitaplarına işaret ederdi. Sahabe ve Tabiin rivayetlerini okumayı, onların siyretlerini anlatan sayfalar arasında dolaşmayı onlarla birlikte yaşamak, onların âleminde gezinmek olarak düşünüyordu.
• ‘Kitap, insanın zekasını açar.’ Okumak ve okudukları arasında muhakeme yapmak, kişinin zihnini güçlendirir, beynin çalışma mekanizması olan nöronların bağlantı sayısını arttırır. İnsan duyduğu ve okuduklarını daha iyi anlar, muhakeme yapar ve bilgiden bilgi üretme melekesini kazanır. Bunun adı da dinde fakihleşmektir.
Bunu bedenin çalışma sistemine benzetebiliriz. Bedenin spor ve antrenmanla çalıştırılması güçlenmesini, güzel görünmesini ve sağlıklı olmasını sağlar. Kitap okuma, beyin ve kalbin sporudur. Anlama ve anlatma melekesinin gelişip güzelleşmesine katkı sağlar.
• Kitap okuyan insanlar güzel konuşur; konuştukları, insanlar tarafından dinlenir. Konuşmayı güzel ve zengin kılan, kelime hazinesinin genişliğidir. Okuyan insanlar, geniş bir kelime hazinesine sahip olduklarından, anlamlı ve muhataplarının anlayacağı şekilde konuşurlar. Tekrara düşmedikleri ve muhatabı yormadıkları için beğeniyle dinlenirler. Kitap okuma alışkanlığı edinmemiş insanlar sathi düşünür sathi konuşurlar. Aynı kelimelerle konuştukları için konuşma anlamını yitirir. Yeni şeyler söyleseler dahi, aynı kelimelerle konuştuklarından muhataplarını yorar ve bıktırırlar.
• Kitap okumak, odaklanma melekesi kazandırır. Okuyan insanlar, anlama faaliyetinin temel taşlarından olan konsantrasyon konusunda sıkıntı yaşamazlar. Yoğunlaşma ve dikkat sayesinde bilgiye bilgi ekleyerek yeni şeyler üretir, insanlığa fayda sağlarlar. İslami çalışma içerisinde yer alıyorlarsa öneri ve yapıcı eleştirileriyle davaya katkı sağlar, ortaya çıkan hizmetlerde pay sahibi olurlar.
• Okumak, tecrübe kazandırır ve okuyanı olgunlaştırır. Okuyan, iki hayat yaşayan insan gibidir. Biri kendi hayatı, diğeri okuduğu kitaplardan öğrendiği hayatlardır. Binlerce belki on binlerce farklı tecrübe ve düşünme neticesini harmanlar; hikmet, basiret ve feraset olarak yaşamına aktarır.
• Kitap, samimi, vefalı ve yakın bir dosttur. İnsanlar seni yalnız bırakır ama kitap bırakmaz. Arkadaşlarına her zaman ulaşamazsın, kitap ise ona dokunduğun her an sana arkadaşlık etmeye hazırdır. Okurken paylaştığın sırları asla ifşa etmez. Arkadaşı kitap olanın, hayat yolculuğu keyifli ve sakin geçer. En sıkıntılı durumlarda dahi sığınacak bir limanı vardır kitap okuyanın.
• Kitap okuma alışkanlığı, insanı boşluktan ve değersizlikten kurtarır. İnsanı yıpratan ve hayatını anlamsız kılan şey boşluk, malayani işlerle uğraş ve bunların doğurduğu hiçlik ve değersizlik duygusudur. Okuma insana artı değerler katar. Zihni ve bedeni, faydalı şeylerle uğraşmaya yöneltir. İnsan hayatına ve çevresine değer kattıkça kendisi de değerlenir.
Kitap Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazanılır?
Yetiştiği ortamda kitap okuma alışkanlığı kazanmamış insanlar için okumak zordur ve yorucudur. Okumadan, yorulmadan, emek harcamadan elde edilen bilgi onlar için daha caziptir. Böyle insanların kitap okuma alışkanlığı kazanması ve kitapları sevmesi mümkün müdür? Evet, mümkündür. Allah (cc), insanı bir tabiat ve fıtrat üzere yaratmıştır. İnsan, bir şeyi yaptıkça alışır, alıştıkça âdet edinir ve onu yapmaktan ötürü huzur duyar. Alıştığı şeyi yapmadığında anlam veremediği bir huzursuzluk hisseder. Kitap okuma alışkanlığı için bazı adımlar atılır ve sebat edilirse bir ay gibi kısa bir süre içerisinde kitap okumak hayatın bir parçası olur. Alışkanlık edinmek için bazı adımlar atılmalıdır. Şöyle ki;
• Başlangıçta her insanın okuyabileceği, akıcı, sürükleyici, duygusal yönü güçlü roman, hikaye ve öykü tarzı kitaplar seçmek.
• İlgi duyulan konular ve merak ettiğimiz sorulara cevap verecek nitelikte kitap soruşturmak ve tavsiye üzere kitap edinmek.
• Günün belli bir saatini ‘Okuma saati’ olarak tayin edip, bir ay boyunca bu saate riayet etmek. Yarım saat okumayla başlayıp, belli bir zaman sonra bir saate çıkarmak. Ve daha fazlasına ihtiyaç duyup, okumaktan zevk aldıkça okuma saatlerini arttırmak.
• Ortamlarda okunan kitapla ilgili konuşmak ve öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmak.
• Mümkünse okuma arkadaşlığı yapacak arkadaşlar seçip, haftanın bir günü bir araya gelerek okuma programını kontrol edip, kitapların değerlendirmesini yapmak.
Hangi Kitabı Okumalı?
• Seçici olmak ve tavsiye üzere kitap okumak:
Kitap, ehliyet sahibi, samimi niyetle ve sahih akide sahibi bir yazarın kalemiyle yazılmışsa seçici olmak gerekmeyebilir. Çünkü, en iyi olanı okumasanız da iyi bir kitap okumuş olursunuz. Her eline kalem alanın yazı yazdığı, yazmanın bir ticaret ve kazanç kapısı olduğu, yazılanların denetlenmediği bir ortamda seçici olmak hayati öneme sahiptir. Böylesi ortamlarda rastgele kitap okumaktan doğacak zarar, hiç okumamaktan doğacak zarardan çok daha büyük olacaktır. Cehalet/hiç bilmemek, giderilmesi mümkün bir ayıp, şifası muhtemel bir hastalıktır. Yanlış bilmek yani mürekkep cehalet, tedavisi mümkün olmayan müzmin bir rahatsızlıktır.
Bu nedenle; kitaplar seçilerek okunmalı, tavsiye üzere kitap edinilmelidir. Ehliyet sahibi insanların hazırladığı kitap okuma listelerinden birini edinmek ve listeye göre okuma yolculuğu yapmak iyi bir başlangıç olacaktır.
Nasıl Okumalı?
• Bir asıldan yola çıkarak okumalı. Kişi, öğrendiği bilgilerin sıhhatini test edip sağlamasını yapacağı asıllar ve ilkelere sahip olmalıdır. İnsanı geliştiren, istikamet üzere ilerlemesini sağlayan ve Kur’an’ın ifadesiyle ‘güzel bir bitkinin yetişmesi’ gibi insanı yetiştiren okuma, ilkeli okumadır. Eleksiz okuma, okuyanı savurur. Doğru-yanlış çizgisi ve istikamet eksenini kaybeder insan.
Bu nedenle Kur’an ve sahih sünnet okumalarına ağırlık vermeli, temel besin kaynağı kabul edilerek sürekli okumalar yapılmalıdır. Vahiy dışında, vahyi anlamamıza yardımcı olan kitaplar; Kitap-Sünnet eleğinden geçirilerek okunmalıdır.
• Elimize aldığımız kitabın yazarına, kitabın içindekilere ve arka kapak yazısını okuduktan sonra kitaba başlamak. Hiç bilmediğimiz bir şeyden elde edilecek istifadeyle, bildiğimiz ve tanıdığımız bir şeyden elde edeceğimiz fayda farklı olacaktır.
• Rastgele okumalardan kaçınarak, bir hedef doğrultusunda okumalar yapmak. Niçin okuduğumuzu ve okuma neticesinde ne umduğumuzu belirleyerek okuma yapmak, okuma kalitesini arttırır.
• Kitabı okurken not almak, okuma kalitesini arttıran etkenlerdendir. Not almanın farklı yolları vardır.
Bazen kitabın önemli yerlerini çizer, düşüncelerinizi kitap sayfasının kenarlarına not edersiniz.
Bazen kitabın sonuna eklenmiş boş sayfalara kitaptan önemli gördüğünüz notlar alarak hem şahsi bir fihrist oluşturmuş hem de notlarınızı derlemiş olursunuz.
Kimi insanlar notlarını kitap haricinde almayı tercih ederler. Defter tutarak veya mustakil sayfalara not alıp dosyalar oluşturarak okumalar yaparlar.
Teknolojinin gelişmesi ve vakit darlığı sebebiyle; kimimiz sesli notlar almayı ya da önemli görülen yerlerin fotoğrafını çekmeyi daha uygun görüyorlar.
Faydalı bilgi, kalıcı olan bilgidir. Bilgiyi kalıcı kılmak, insanın özel çabasıyla mümkündür. Bu yollardan biri de not almaktır.
• Kitap okurken alınan notların belli aralıklarla okunması ve yeni bilgilerle karşılaştırma yapılması gerekir. Alınmış notların okunmasının Birçok faydası vardır:
■ Bilgiyi kalıcı kılar.
■ Önceki bilgilerimizle karşılaştırıp, yeni bilgi üretmemizi sağlar.
■ Okuma serüveninde yolu kısaltır. Kalıcı bilgi zaman kazandırır. Aynı şeyleri okuyarak vakit kaybetmenize engel olur.
• Kitap bölümlere ayrılmalı ve her oturuşta bir bölüm okunmalı sonra ara verilmelidir. Allah (cc) insanı bütünü parçalara ayırarak anlayacak bir tabiatla yaratmıştır. İnsan, büyük parçayı bölüp parçalayarak hazmedecek hâle getirir ve bedenine sindirir.
Ele aldığımız kitabı bölüm bölüm ayırmalı, her seferinde bir bölümü okumalı, önemli yerlerin altını çizmeliyiz. Bölümü bitirdikten sonra altını çizdiğimiz yerlere bir daha göz atmalı ve kitabı kapatmalıyız. Birkaç dakika okuduğumuz bölümü zihnimizde canlandırmalı, hayali bir tekrar yapmalı daha sonra ikinci bölüme geçmeliyiz. Böylece tabiatımıza uygun bir okuma yapmış olacağız.
Ne Zaman Okumalı?
Okuma bir zihin faaliyetidir. Zihin ne kadar berrak olur ve zinde olursa anlama faaliyeti o denli güçlü olur. Allah (cc) etkileyici bir okuma için gece uykusundan sonra yapılacak okumayı tavsiye etmiştir.
”Şüphesiz gece faaliyetinin etkisi daha fazla, sözleri daha kuvvetlidir. Çünkü gündüz sana uzun bir meşguliyet vardır.” [6]
Zor, uzmanlaşma içeren, Kur’an’ı anlama ve düşünmeye yönelik okumaların bu saatlerde yapılması daha etkili olacaktır.
Allah’ın (cc) tavsiye ettiği saatte okuma ve ibadetten mahrum olanlar, günün erken saatlerini değerlendirmelidirler.
Allah Rasûlü (sav) der ki:
”Allah’ım! Benim ümmetimin erken vakitlerini bereketli kıl.” [7]
Beden ve zihnin yorgun olduğu zamanlarda yapılan okumalar, faydası ve bereketi az olan okumalardır. Birçok kardeşimizin akşam iş dönüş zamanlarını okuma vakti olarak tayin etmiş olmaları, okumanın kalitesi açısından bir kayıptır.
Hangi Ortamda Okumalı?
Kitap okumanın mekanı olmaz. Kitap okumayı sevenler için kitap azık gibidir. İhtiyaç duyulan her yerde kitap okunabilir. Ancak kitap, içeriği ve nevine göre zor ve kolay içerikte olabilir. Kolay kitaplar, her yerde okunabilir. Yolculukta, iş yerinde, toplu taşıma araçlarında… İçeriği ağır, anlaşılması sukunet, konsantre ve düşünmeyle mümkün olan kitaplarsa her yerde okunmaz, okunmamalıdır. Böylesi kitaplar için bedenin zindeliği, seçilen zamanın uygunluğu ve mekanın suküneti önemlidir.
Çocuklara Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırma
Yazı içinde değindiğimiz gibi, okuma alışkanlığı kazanmada zorluk çekenler; kitap okuma ortamından mahrum olan insanlardır. Bunlara bilgi yetimi demek doğru olacaktır. Çocuklarımızın böyle olmaması ve birçoğumuzun yaşadığı zorlukları yaşamaması için neler yapabiliriz?
• Evde ebeveyn ve yaşı büyük kardeşlerin hep beraber kitap okuduğu bir saat olmalıdır. Küçükleri zorlamadan ve katılmaları yönünde baskı uygulamadan evde ortam oluşturulmalıdır. Görsel olarak, okumanın hayatın bir parçası olduğu çocuklara hissettirilmelidir.
• Babanın kontrolünde cemaatle kılınan namaz sonrasında bir sayfa Kur’an okuyup, mealini her gün evden bir bireyin okumasını sağlamak.
• Evin farklı yerlerinde kitap bulundurmak. Mutfakta, yatak odasında, salon ve oturma odalarında çocuğun görebileceği yerlere kitap yerleştirmek.
• Çocuğumuzun ilgi alanlarını tespit edip, ilgi alanına hitap eden çocuk kitaplarını temin etmek ve çocuğun okumasını teşvik etmek.
• Çocuklarımıza kitap hediye etmek, çocuğumuzun arkadaşlarına alacağı hediyelerin kitap olmasını sağlamak.
• Okumayı öğrenmiş ve seri okumaya başlamış çocuklarımızdan bize kitap okumalarını rica etmek. Bize yardımcı olduğunu düşünerek değer hissedecek ve ona değer katan kitap okumayı sevecektir.
• Okumayı bilmeyen çocuklarımıza sevdikleri ve beğeniyle dinledikleri kitapları her gün düzenli olarak okumaya çalışmak.
• Çocuk dergilerine abone olup eve düzenli yayınlar almak. Çocuk dergilerinde var olan etkinlik ve renkli dünya çocuklara okumayı sevdirecektir.[8]
• Gezi planları ve beraber vakit geçirilen zamanlarda kitap fuarlarını gezme ve beraberce kitap satın alma.
• Okuduğu kitabı bize anlatmasını istemek. Anlatımını beğeni ve ilgiyle dinlemek. Onu zorlamayan ve cevaplaması kolay sorular sorarak kitabı anladığını hissettirmek.
Mümin ebeveynlerin temennisi; Allah’a (cc) salih bir kul, İslam toplumuna yararlı bir birey yetiştirebilmektir. Bu temiz ve ulvi gayeyle çocuk yetiştirenlerin, evlatlarına katabilecekleri en önemli değer ve meziyet, kitap okumayı sevdirmek ve kitaplarla arkadaşlık etmeyi öğretmektir.
•••
Allah’tan niyazımız, Kur’an’ı ve bizleri iman, salih amel ve istikamete yönlendirecek faydalı kitapları bizlere sevdirmesi ve öğrenmeyi kolaylaştırması, öğrendiğimiz ve öğrettiklerimizde Rabbani olmayı müyesser kılmasıdır.
İlk Yorumu Sen Yap