Yakarış

Hayatı bize Sen bağışladın. Ölümden sonraki dirilişten önce yaşadığımızı zannettiğimiz şu dünya hayatında gerçek manada dirilişi de bize Sen ikram ettin.

Batılın çirkinliğinden ve çirkefliğinden nefretimiz de ancak Senin lütfunla oldu.

Dünya hayatındaki en büyük hayır olan hidayet nimetine ulaşmamız için vesileler ve vasıtalar yarattın.

Şirkten tevhide doğru yönelelim diye kalplerden kalplere yolların açılmasını ve köprülerin kurulmasını kolaylaştıran da Sensin.

Ey El-Aziz subhanehu ve teâlâ!

Her alandaki mücadelelerinde tehlil ve tekbirlerle seni daima yücelten muvahhidleri muvaffakiyet ve zaferlerle üstün kılan Sensin.

Şirk ve küfür güçlerinin düzenini bozarak tekerlerine çomak sokan, nifak ve bidat cereyanlarına karşı sarsılmaz bir duruş sergileyerek, batılın tepesine hakkın keskin kılıcını indirmek için ilim deryasından kana kana içip, bozkır çoraklığındaki kalplerin ve zihinlerin hayat bulmasına vesile olan muvahhid ve mücahid alimlerimize muvaffakiyetler ihsan eyle.

Onları; halis niyetleri, doğru sözleri ve ihlaslı amelleri üzere sabit kıl ve koru.

Müslümanlar’ı; yollarda, beldelerde ve pazarlarda bombalandıkları, yakalanıp şehid edildikleri, nefesleri kesen takibatlara maruz kaldıkları, açık veya gizli istihbarat merkezlerinde işkenceler altında inledikleri, zindan hücrelerinde yalnızlığa ve unutulmuşluğa mahkûm edilerek acziyete ve teslimiyete zorlandıkları halde, hiçbir şekil ve surette hezimete uğratmayan Sensin.

Belleri büken, umutları göçertip saçları ağartan zulümler ve belalar karşısında kalplere inşirah ve ruhlara esenlik veren Rabbimiz! Bu zulümlere karşı tüm mustaz’af muvahhidlerin dayanma ve direnme gücünü arttır.

“Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım” (28/Kasas, 24)

Sana ve şerefli Elçi’ne sallallahu aleyhi ve sellem düşman oldukları için tüm muvahhidlerin de düşmanı olan küfür ve şirk taraftarlarını Senin dostlarının eliyle tam bir aşağılanmaya, hezimete ve zillete mahkûm et.

Kendileri için ilah edindikleri Hoca-ı Fendî ve sair elebaşlarının örtülü-açık talimatlarıyla ve din olarak telakki edip tâbi oldukları cıva türü şirk ideolojisi demokrasilerinin gereği olarak Senin dinin uğruna gayret gösteren az sayıdaki muvahhidlere sürekli/sistematik bir düşmanlık besleyerek zarar ve kayıp verdirmeye çalışan ‘Şirke Hizmet’ bendelerinin gücünü kır, kendi aralarındaki düşmanlıklarını alevlendirerek birbirlerini tüketinceye dek devam ettir, ta ki Müslümanlara karşı hainane saldırılarına imkân ve mecal bulamasınlar. Şüphesiz ki Senin hakir ve zelil kıldığın kimseleri, başkalarının aziz kılmaya gücü yetmez.

Asıl duruş yurduna bir geçit ve yol mesafesi gibi olan şu dünya hayatının, kaotik faniliğinde Sana teslim olmanın ve Sana yönelmenin kalplerimize dolduracağı huzur ve güven vesilesiyle bizleri dünyevi endişelerden ve uhrevi korkulardan uzaklaştır.

Senin rızanı elde etme amacı içerisinde lütuf ve ikramınla bizi, özgür ve emin bir akıbete ulaştır.

Ey çölleri vahaya dönüştüren mutlak kuvvet ve kudretin yegane sahibi! Musa’yı aleyhisselam korkudan emin kılan, yalnızlığını gideren ve muhtaç olduğu hayırları kendisine bağışlayan, ey El-Kerim!

İstesek de hesap edip sayamayacağımız sayıda ve ölçüde bizlere de ihsanda, ikramlarda bulundun. Bu nimetlerini hem dünyada hem de ahiret yurdunda zatının yüceliğine ve azametine yaraşır bir şekilde arttırarak devam ettirip kemale ulaştırmanı dileriz.

İbrahim’e aleyhisselam, ihtiyarlık halinde İsmail ve İshak’ı lütfeden, istekte bulunanın ellerini boş çevirmekten hayâ eden ve kendisine güvenenleri asla hayal kırıklığına uğratmayan ey El-Vekil!

Her zorlukla beraber iki kolaylık olduğunu bildirdiğin (94/İnşirah, 5-6) ebedi müjdeyle Müslümanların mahzun gönüllerini aydınlat, yüzlerini sevinçle parıldat, ruhlarını coşkularla sermest eyle, mevzilerini zaferlerle tahkim et ve zindan ehlinin karanlık hücrelerini nurlandır.

Bizi, Senin rızanı umarak bela ve musibetlere sabretmeye, namazı dosdoğru kılanlardan olmaya, verdiğin rızıklardan gizli ve açık olarak Senin yolunda harcamaya, kötülükleri iyiliklerle savmaya muvaffak kıl.

Dünyadaki hayatımızı, her nerede olursak olalım hak üzere hayırlarla bereketlendir, akıbetimizi de güzel eyle.

Bizi, müminlere vadettiğin ebedi saadet yurdunun kapılarında melekler tarafından “…Sabretmenize karşılık size selam olsun!” (13/Ra’d, 24) diye karşılanarak Firdevs cennetleriyle müjdelenenlerden kıl.

Kendisine ilim ve hikmet bağışladığın, kalbini temiz ve duygularını arınmış kıldığın, dili doğru, özü takvalı, ebeveynine mutî, hilm sahibi ve Kitab’a sarılan Yahya’nın aleyhisselam ahlakıyla ahlaklanmış oğullar ihsan eyle bize.

Amerika, Avrupa Birliği, İsrail, Şiizm ve diğer harici küfür güçlerinin şerrinden olduğu gibi, itikadları ve menhecleri hariç, birçok yönleriyle Müslümanlara benzeyen Kemalist, Ateist, Tayyibist ve Fetoist şer ocaklarının örtülü yahut aleni her türlü hile, tuzak ve yıkıcı saldırılarından tüm muvahhidleri koru.

İnsanî değerler ve fıtrat üzerinden kalplere hükmeden Tevhid’i, sadece uhrevi saadete ulaşmanın vesilesi olarak görüp şer’i otorite ve hâkimiyet çabalarının İslam ile bağdaşmadığını ileri sürerek İslam düşmanı tağutî otoritelerin himayesinde ömürlerini zayi etmekle sonsuz helaka doğru akıp gidenlere de hidayet nasip eyle.

Kendilerini zayıf kılıp mahkûm etmek için habis ve menfur kavimlerin basın ve yayın yoluyla icra ettikleri sihrâmiz tezviratların tesiri ve kötü neticelerinden, İslam adına gayret ve hamiyet sahibi olan arınmış ve şerefli müminleri muhafaza et.

Rıza ve hoşnutluğunun vesilesi olan söz ve amellerde ihlas üzere muvaffakiyet, sebat üzere istikrar ve hak üzere istikamet dileriz.

İradeleri zayıf, basiretleri körelmiş, ferasetleri tıkanmış, sözleri etkisiz, gereksiz tartışmalarla nefislerinde sakladıkları riyaseti arzulayarak kibir ve gururlarını açığa çıkaran, ehil ve yetkili olmadıkları halde hakka batıl karıştırmaktan çekinmeyerek küfür önderlerinin hoşuna gidecek fetvalar veren, yönetim ve yasaların kendilerine takdim ettiği ‘şirk ve fısk kıyafetlerini’ giyerek İslam düşmanlarını memnun edip güldüren ve şeytanın sayısız çapta ve markadaki numara, oyun ve telbisatlarına aldanan ilim taşıyıcıları/bilgi hamallarının sapıklığından ve saptırıcılığından Sana sığınırız.

Cennetlerin bedeli ve baharı bekleyen kumrular gibi vuslata hasret güzellerin mehri olarak hayatımızı, emeğimizi, özgürlüğümüzü ve malik olduğumuz her şeyimizi bizden ihlas üzere kabul etmeni niyaz ederek Sana takdim ediyoruz.

Dinlendiği esnada dinleyicisini coşturarak, normal zamanlarda yapılması çirkin görülen ve ancak hafifmeşrep kimselerin yapabileceği bayağılıkları yapmakla kişiyi mutedil sınırlardan çıkaran, ruhları muazzeb kılıp; beyinleri, içinde korkunç bir kıyamet vaveylası kopuyormuş gibi zonklatan şarkı, türkü, çeng-û çegâneye, açık naslara rağmen cevaz vererek kalplerin huzur, sekinet, kuvvet, arınma, saadet ve itminan vesilesi olan Kur’an ve Zikrullah’tan uzak tutulmasına sebep olan sofi meşreplileri de doğruya yönelt, hakka ittiba etmelerini müyesser kıl.

Daveti için Taif’e gittiğinde Rasûlullah’ı sallallahu aleyhi ve sellem taşlayarak kovalayan çocuklar, nasıl ki kavimlerin ve beldelerin irtidat ettikleri riddet döneminde İslam’ın gözüpek mücahidleri oldularsa; bugün, dinlerini önemsemeyen ebeveynlerin, ateş çukurlarından farksız olan şirk okullarına gönderdikleri çocukları da zamanı geldiğinde yiğit muvahhidler olarak tevhid ümmetine ensar ve muhafız eyle.

Senin rızanı umduğumuz az ya da çok, küçük ya da büyük amellerimizi ve sözlerimizi her türlü şirk, nifak ve bidatlardan uzak tutabilmemiz için bizleri ihlas ile mücehhez kıl.

Yusuf’a aleyhisselam beyyine göstererek kendisini kötülük ve fuhuştan koruduğun gibi, kalplerimizi de kulluğun özü ve ruhu olan ihlas ile kuvvetlendir. Bizleri dünya hayatının en değerli ziyneti olan ihlas ile ziynetlendir.

Bize dua etmeyi öğreten ve “…Bana dua edin, duanızı kabul edeyim…” (40/Mümin, 60) diyen ey El-Mucib! Sana dua edebilmenin ayrıca hamd etmeyi gerektirdiğinin şuurunda olan muvahhid kardeşlerimizin dualarını da tıpkı gençliğinde ve ihtiyarlığında yaptığı duaları asla karşılıksız kalmayan Zekeriya’nın aleyhisselam duasına icabet ettiğin gibi yüce katında makbul ve müstecab kıl.

“…Ve ben, Rabbim, Sana ettiğim dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.” (19/Meryem, 4)

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver