Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla,
Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.
Günümüz dünyası birçok yönden gelişirken, bu gelişmelerle beraber bazı değerleri de kaybetmiştir. Kaybedilen değerler gün geçtikçe çoğalırken bu değerleri gelecek nesillere aktarmak da zorlaşmaktadır. Bu değerlerden biri de bu ayki yazımızda bahsedeceğimiz mahremiyettir.
Mahremiyet, “mahrem” kelimesinden türemiş Arapça kökenli bir kelimedir; gizlilik, bir şeyin (mahrem) gizli hâli, bir şeyin gizli yönü anlamlarına gelmektedir.[1] Mahremiyet eğitimi ise bilinenin aksine yalnızca cinsellik eğitimi değildir. Aynı zamanda duyguların yönetilmesi, anlamlandırılması ve sınırların belirlenebilmesiyle birlikte diğer insanların sınırlarına saygı duymayı öğrenmeyi de içerir.[2]
Mahremiyet Eğitimi Neden Verilmelidir?
Çocuklarımıza mahremiyet eğitimi vermek birçok yönden fayda sağlayacaktır. Bu eğitim, çocuklara kendisinin veya karşı cinsin özelliklerini öğrenme, bununla birlikte cinsiyete ilişkin rolleri anlama ve kabul etme gibi amaçlar kazandırır.[3] Mahremiyet eğitimi alan çocuk, kendisini daha iyi tanıyacaktır. Duyguları, düşünceleri, bunlara bağlı olarak davranışlarını nasıl yönlendireceği, sınırları, bedeni gibi, kendine dair pek çok özelliği daha iyi tanıyacak ve daha sağlıklı bir kişilik geliştirebilecektir. Aynı zamanda bu eğitim, sorumluluk bilinci kazanmasına katkı sağlayacaktır. Gereken durumlarda “Hayır!” diyebilme cesareti göstererek, duygusal ve fiziksel sorumluluğunu kendisi üstlenebilecektir. Belki de en önemlisi, çocuklarımıza bu eğitimi vermek cinsel istismar, taciz ve suistimalleri engelleyebilmek adına katkı sağlayacaktır.
Mahremiyet Eğitimi Nasıl Verilmelidir?
Çocuğa mahremiyet eğitimi verme yetkisi ebeveynin, yani anne babanındır.[4] Çocuklar bu eğitimi öğretmenden, teyzeden/haladan, babaanneden, psikologdan vb. kişilerden alamazlar. Mahremiyet eğitimi bizzat çocuğun bakımını sağlayanlar tarafından verilebilecek bir eğitimdir. Çünkü ebeveynler, çocuğun ilk öğretmenleri ve çocuğu dış etkilerden koruyabilecek ilk kişilerdir.
Mahremiyet bilinci çocuğa 0-6 yaş döneminde kazandırılır. 0-2 yaş döneminde elbette çocuğa eğitim verilmesi pek mümkün değildir. Fakat bu dönemde çocukta bu bilincin oluşması adına, anne baba çocuğun mahremiyetine gösterdiği saygıyla, çocukta bu bilinci oluşturmanın temellerini atmaya başlayabilir. Bu dönemde bebeklerin özel bölgelerine, bakım verenleri saygı duyarsa; bebek iki yaşından sonra bu bölgelerin gizlenmesi gerektiğini öğrenecektir. Çocuğun bezini ulu orta yerlerde almamak, üstünü değiştirirken yine aynı şekilde umuma açık, insanların olduğu yerlerde bunları yapmamak; çocuğumuzun mahremiyetine gösterdiğimiz saygı alanına girer. Yine çocuğun bez değişimi sırasında, krem sürerken veya temizlenirken uzun uzadıya bu işlemin yapılmaması, çocuğun cinsel organıyla oynamasına müsaade edilmemesi ve bu sürecin bir oyun hâline getirilmeden hızlı bir şekilde yapılması daha faydalı olacaktır.
Bebeklikten itibaren dikkat edilmesi gereken bir husus da çocuğun cinsel organlarının sevgi objesi hâline getirilmemesidir. Çocuklarımızın cinsel organlarına ihtiyaç dışında dokunulmamalı, öpülmemeli, sözlü sevgi ifadeleriyle “öperim, yerim, severim…” gibi kelimeler de çocuğun özel alan ihlaline girmesi sebebiyle kullanılmamalıdır. Yine toplumumuzda sıkça karşılaştığımız ve erkek çocukların cinsel organlarının teşhir edildiği “sünnet” gösterileri de çocuğun mahremiyetini zedeleyen olaylardan biridir. Aynı zamanda bu tarz davranışlar ve ifadeler çocukta yanlış bir sevgi anlayışı geliştirebilir. Bebeklik ve çocuklukta iyi ve kötü dokunuş ayırt edilemeyeceği için, herhangi birinden gelen kötü dokunuşu çocuk fark edemeyecektir. Çünkü çocuk için bu durumu, ebeveynleri veya akrabaları normalleştirmiş olacaktır. Ve çocuk, sevmenin bu şekilde olduğunu, kendisine bu biçimde yaklaşımlarda bulunan insanların onu sevdiği için böyle yaptığını hatalı bir şekilde öğrenecektir. Bu sebeple bebeklerin cinsel organlarını sevmek, dokunmak, teşhir etmek gibi olumsuz davranışlarda bulunulmamalıdır.
İki üç yaş sonrası, çocuğun tuvalet alışkanlığı kazanmaya başladığı dönemdir. Öncelikle çocuklarda mahremiyet eğitiminin, tuvalet eğitimiyle başladığını söyleyebiliriz. Tuvalet eğitimi, mahremiyet eğitimi için kritik noktalardan biridir. Çocuğun özerklik kazanmaya başladığı bu dönemde yaşanan sorunlar kişiliği önemli ölçüde etkileyebilmektedir.[5] Öncelikle bu yaşlardan itibaren kardeşlerle banyo yaptırmamak, anne baba olarak banyo yaptırdığımız veya tuvalet için yanında beklediğimiz zamanlarda doğrudan cinsel organlarına bakmamak gerekir. Bu dönemde çocuklara temizlenmeleri öğretilmelidir. Banyo yaptırırken cinsel organlarını temizlemesini çocuğa öğretmek ve kendisinin temizlenmesine müsaade etmek daha iyi olacaktır. Ve bazı çocuklarda, bu dönemde cinsel organlarını gösterme isteği olabilir. Böyle bir durumda çocuk istese dahi buna izin verilmemelidir. Anne baba, böyle bir tavır karşısında koruyucu rolünü üstlenerek, çocuğa engel olmalıdır. Yine bu yaş dönemlerinde odaların özel alan olduğu çocuğa öğretilebilir ve anne baba ile çocuğun odası ayrılabilir. Anne babanın odasına girerken kapı çalmayı öğretmek ve çocuğumuzun odasına girerken de kapıyı çalarak girmek mahremiyet eğitimi için yapılabilecek önemli adımlardandır.
Beş altı yaş itibarıyla farklı cinsiyette olan çocukların odalarının ayrılması mahremiyet açısından önemlidir. Eğer böyle bir imkânımız bulunmuyorsa evin içinde çocuklarımız için özel alanlar oluşturabiliriz. Kalabalık, çekirdek aile dışında bireylerin de bulunduğu evlerde bu duruma çok daha dikkat edilmesi gerekir. Toplumumuzda yer alan birçok vakanın “Onlar kardeş, bir şey olmaz.” anlayışı yüzünden ortaya çıktığı unutulmamalıdır. İsteklerini sözlü olarak kolaylıkla ifade ettikleri bu dönemde başkaları tarafından öpülmeyi, başkalarının ona sarılmasını istemediklerinde; ebeveynlerin bu durumu anlayışla karşılaması ve çocuğa baskı yapmamaları gerekir. Yine bu dönemde çocuğa “İç Çamaşırı Kuralı”[6] adı verilen yöntem öğretilebilir. Bu kurala göre; çocuğa iç çamaşırının örttüğü bölgelerini, ebeveynlerinden başka kimsenin görmemesi ve dokunmaması gerektiği öğretilir. Soyut düşüncenin henüz gelişmediği çocuklarda, bu kuralla beraber öğrenme daha kolay hâle gelebilir.
Uygularken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?
Bu adımları ve yöntemleri uygularken göz önünde bulundurulması ve dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır:
- Öncelikle cinsiyeti ve cinselliğiyle ilgili soru soran çocuklara karşı abartılı tepkiler vermekten, çocukları terslemekten kaçınmamız gerekir. Bu noktada soru soran çocuk bizi korkutmamalıdır, çünkü soru soran çocuk, bu merakı sayesinde öğrenebilir. Çocuk, kendisinde yer alan bu doğal merakını ve kafasındaki soru işaretlerini bizlerden karşılamazsa, erişebildiği güvenilir olmayan kaynaklardan bunları öğrenmeye çalışacaktır.[7] Bunu engellemek adına sorulara karşı vereceğimiz cevaplarda kaygılanmayarak, çocuğumuzun gelişimine uygun yanıtlar verebiliriz. Çocuğun cinsel içgüdülerini arttıracak, daha fazla merak uyandıracak, yaşını ve kavrama düzeyini aşacak cevaplar olmamasına özen göstermeliyiz. Basit, anlaşılır ve aklını karıştırmayacak açık cevaplar, kafasındaki soru işaretlerini giderecektir.[8]
- İkinci olarak, bu eğitimi verirken çocuklara karşı yargılayıcı, suçlayıcı ifadelerden kaçınmalı ve kendi özel bölgelerini utanç kaynağı olarak görmelerine sebebiyet vermemeliyiz. Kendini utanç kaynağı olarak gören bir çocuk, ileriki yaşantısında özgüven sorunları ve çekingenlik problemleri yaşayabilir.
Son olarak, günümüzde dikkat edilmesi gereken bir konu da çocukların internet sebebiyle eriştikleri uygunsuz içeriklerdir. Çocukların izledikleri videoların ve oynadıkları oyunların içerikleri, gelişim düzeylerine uygun olmayabiliyor. Günlük hayatta mahremiyetin sınırlarını daha somut çizebilirken, mahremiyeti yönetmek daha kolayken; bu, dijital dünyada daha zor bir hâl alabiliyor. Bu noktada ebeveynlerin daha bilinçli ve tabiri caizse uyanık olması gerekiyor. Çocukların erken yaşta ve bilinçsiz bir şekilde sosyal medya kullanımları, çocukları istismarcıların kolay ulaşabildikleri bir hedef hâline getiriyor.[9] Bir diğer mesele ise, “Dijital Mahremiyet” bilincidir. Dijital mahremiyet, ebeveynlerin fiziksel hayatta olduğu gibi sosyal medyada da çocukların mahremiyetine saygı göstermesi anlamına gelir. Günlük yaşantımızda bu hususa dikkat ederken sosyal medya hesaplarımızda bunu gözetmiyor, çocuklarımızın her hâlini, umuma açık bir şekilde paylaşıyorsak bu, çocuğumuzun mahremiyetine saygı duymadığımızı gösterir. Özetle, verdiğimiz mahremiyet eğitiminin fayda vermesini istiyorsak, çocuğa her alanda saygı göstermemiz gerekir. Bu saygıyı ilk öğretmenleri olan ebeveynlerinden öğrenen çocuğun, yaşantısında bunu uygulaması çok daha kolay olacaktır.
Selam ve dua ile…
[1]. Diler, R. “Mahremiyet Eğitimi ve Önemi”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2/1 (Haziran 2014): 69-98
[2]. Güneş, A. (2019). Nezaket ve zarafet için mahremiyet eğitimi, s. 16
[3]. Güneş, A. (2017). Cinsel İstismar Olgusu ve Mahremiyet Eğitimi. İnsan ve Toplum, 7 (2), 45-69
[4]. Burada kasıt, çocuğun bakımını üstlenen kişilerdir, çocuğun anne babası yoksa onunla ilgilenen kişi ebeveyn konumundadır.
[5]. Aile Çalıştayı. (2018). Mahremiyet Eğitimi. ILM Academicians, s. 32
[6]. İç Çamaşırı Kuralı’nı öğretmek için “Kiko ve El” kitabından faydalanılabilir.
[7]. B. Ç. Sevcan. (2020). Mahremiyet ve Cinsel Eğitiminin Önemi. Türk ve İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi. 7 (27), 101-111
[8]. Adler, A. (2020). Çocuk eğitimi, s. 161
[9]. Bostancı, M. (2019). Dijital Ebeveynlerin Sosyal Medyada Mahremiyet Algısı. AJIT-e: Academic Journal of Information Technology, 10 (38), 115-128
İlk Yorumu Sen Yap