Ömrün baharındayım, baharsız bir mahzende
Bir yanım özgür elbet, kanat çırpar göklerde
Sırtlanıp emaneti, baş koymuşum bu yola
Önümde Yusuf Nebi, yürüyorum ardınca
Gömleğimi arkadan lime lime ettiler
Sus ve gizle, dünyadan nasibini al dediler
Allah’a sığınırım davama ihanetten
Zindan daha sevimli, beni çağırdıkları şeyden
Zindan balığın karnı, bizler tutsaklarıyız
Zinnunca konuşur dil, sahile çok yakınız
İbrahim ateşidir, Nemrut’lar odun taşır
Rahmet-i ilahiyle serin selamet zindan
Şimdi seher vaktidir, zindanda direniş var
İstiğfar pınarında, arınmaktadır zindan
Gecenin kıyamından cepheye kıyam taşır
Sabır ve namaz ile direnmektedir zindan
Zaman içinde zaman, mekan içinde mekan
Bir hayalin sırtında, uzağı yakın zindan
Öyle bir dipsiz kuyu yalnızlığı zindanın
Tek çıkışı var; o da Allah’ın ipi Kur’an
Hikmet ehli der ki; diriler kabri zindan
Bir sağanak misali, belalar yurdu zindan
Dostlarını tanıtır, düşmanın sevindirir
Özünde olan neyse dışa taşırır zindan
Bir imtihan kozası ipek gibi örmekte
Çileyi ilmek ilmek yüzlere nakşetmekte
Saç ve sakal bir gergef, beyaz iplikse hasret
Çizgi çizgi hasreti dokuyor zalim zindan
Evlat candır, gözüne, aydınlıktır yerleşir
Yar canandır, kalbine, bir kör düğüm işlenir
Bir ömre sığmayan büyük sevdalar
Bir zarfa ve kabine sığar mı gaddar zindan
Buruk tekbirleriyle bir bayram sabahında
Sevincin dibeğinde hüzünle döver zindan
İşte böyle bir günde, bir volta esnasında
Kendinle söyleşirsin bir yürek sızısıyla;
Vuslat kokulu bir yel eser mi dersin zindan
Hazanımız bahara döner mi dersin zindan
Şerha şerha yarılmış kurak toprağımızda
Bir kardelen çiçeği çatlar mı dersin zindan
Anlımıza yazılan şu ayrılık yazısı
İlah-i bir lutufla uçar mı dersin zindan
Dua ile takdirin şu garip çekişmesi
Semaya dua evvel varır mı dersin zindan
Suya açılır gibi O’na açılan eller
Kana kana rahmetten içer mi dersin zindan
Secdelerden arşa uzanan nurlu yollar
Rıza-î ilahiye çıkar mı dersin zindan
İlk Yorumu Sen Yap