Hamd, mutlak hükümran olan Allah’a; salât ve selam, O’nun Rasûlü’ne olsun.
Vitaminler; besinlerde az miktarda bulunan, vücutta üretilemeyen, yağda ve suda eriyebilme özelliği bulunan, eksikliği çeşitli hastalıklara yol açan organik bileşiklerdir.
Vitaminler vücudun enfeksiyonlara karşı bağışıklık kazanması, sağlıklı gelişimi, sindirim fonksiyonları açısından oldukça gereklidir. Ayrıca vücudun karbonhidrat, yağ ve proteini kullanmasını da sağlarlar.
Vitaminler besinlerle belli bir süre tüketilmediği zaman, metabolizmada bozukluklara yol açabilirler. Vücut, her vitaminden gerekli olan miktarın kan dolaşımında sürekli mevcut olmasını sağlar. Suda çözünen vitaminlerin fazlası vücut sıvıları ile atılırken; yağda çözünen vitaminlerin fazlası ise yağ dokusunda depolanır. Yağda çözünen vitaminler vücutta depolandıkları için aşırı dozu zararlı olabilir.
Yağda Çözünen Vitaminler
A, D, E ve K vitaminleridir.
Suda Çözünen Vitaminler
C ve B grubu vitaminleridir.
Suda çözünen vitaminlerden ‘B grubu vitaminleri’ bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır. B vitamini diğer vitaminlerden farklı olarak alt tiplerden oluşmaktadır.
Suda çözünen vitaminlerin vücutta depolanma oranı nispeten düşüktür. Bu, özellikle B vitaminlerinin birçoğu için geçerlidir. B grubu vitaminlerinin eksikliğinin belirtileri kan seviyesi düşük olan bir kişide bazen birkaç günde ortaya çıkar. B12 vitamini bunun dışındadır, çünkü B12’nin karaciğerdeki deposu kişiye en az bir yıl veya daha uzun süre yetebilir.
B grubu vitaminlerinin ortak noktaları olmakla beraber fonksiyon ve vücuda etki mekanizmaları tamamen farklı yapılardadır.
B grubu vitaminleri içinde eksikliği en sık görülen B12 vitaminidir. Diğer alt tiplerinde ise eksiklik çok seyrek gözükür ve istisnai durumlar dışında çoğu zaman vücudun ihtiyacı günlük alınan besinlerle karşılanabilmektedir.
Yapılan kan tahlilleri sonucunda B12 depolarının boşaldığı tespit edilirse mutlaka doktor kontrolünde B12 enjeksiyon (iğne/şırınga) tedavisi yapılmalıdır. Daha sonra beslenmeye dikkat ederek 3-5 ayda periyodik kan tahlili kontrolü yaptırılmalı, düzelme olmadığı tespit edilirse B12 vitamini eksikliğinin asıl nedeni araştırılmalıdır.
B1 vitamini
Kasların ve sinir sisteminin faaliyeti için gereklidir. Yetersizliğinde iştahsızlık, huzursuzluk, bellek zayıflığı ve dikkat azalması görülür.
Buğday, kepek, taze sebze meyve, koyun eti, sığır eti, balıketi, yumurta ve sütte bulunur.
B2 vitamini
Eksikliğinde dilde yanma hissi, ağız çevresi ve dudaklarda kızarma, tahriş, çatlaklar, gözlerde kaşıntı ve yanma hissi, katarakt oluşumu, saçların dökülmesi, çocuklarda büyüme yavaşlaması, kilo kaybı, sindirim sorunları oluşur.
Karaciğer, böbrek, buğday unu, patates, et, süt, yumurta, peynir, kepek, yeşil sebzeler, havuç, fındık, yer fıstığı ve mercimekte bulunur.
B3 vitamini
Yetersiz beslenme sonucu deriyi ve sinir sistemini tutan pellegra adlı hastalık ortaya çıkar. B3 vitamini, hücrelerin oksijeni kullanabilmeleri için gereklidir. Midede sindirimin temel taşları olan asitlerin üretimini sağlar.
Kepek, yer fıstığı, sakatat, kırmızı et, balık, buğday, baklagiller, un, yumurta, süt, limon, kabak, incir, portakal ve hurmada bulunur.
B5 vitamini
Doğada bol olduğu için eksikliğine rastlanmaz. Ayrıca bir miktar bağırsaklarda da yapılmaktadır. Eksikliği kan şekerinde düşme, ellerde titreme, kalp çarpıntısına neden olur.
Karaciğer, kırmızı et, tavuk, yumurta, ekmek ve sebzelerde bulunur.
B6 vitamini
Sinir sistemi ve hormonların çalışmasını düzenler. Vücudun savunma sisteminde rol oynar. Eksikliğinde migren tipi baş ağrısı, kansızlık, ciltte kuruluk, görme problemleri, uyuşukluk, adale zayıflığı ve krampları oluşur.
Karaciğer, böbrek, kırmızı et, balık, yumurta, ekmek ve sebzelerde bulunur.
B11 vitamini
Kırmızı kan hücreleri ve sinir dokularının oluşumunda aktif rol oynar. Hücre bölünmesi için gereklidir. Bu etkisi ile büyümeyi de sağlar. Anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi için de gereklidir. Eksikliğinde iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı, unutkanlık, çarpıntı gibi bazı kalp sorunları oluşabilir.
Karaciğer, böbrek, kırmızı et, ıspanak, marul, yumurta, ekmek, portakal ve muzda bulunur.
B12 vitamini
Besinlerle veya sigara gibi alışkanlıklarla vücuda giren siyanürü etkisiz hâle getirir. Eksikliğinde dilde hassasiyet, şişme, kızarma, hayal görme, depresyon, adalelerde kasılmalar, sinir iltihaplarına bağlı olarak el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yanma şikâyetleri oluşur.
İnsan bedeni 3-5 yıllık B12 vitamini depolayabilir. B12 vitamini sinir tahribatını önler, doğurganlığı sağlar, hücre oluşumunu sağlar, sinir uçlarının normal gelişimini kolaylaştırır, hafızanın güçlenmesine ve öğrenmeye etki eder. Hücrelerin kendini yenilemesini sağlar. Sinir sistemini güçlendirir. Proteinlerin vücut tarafından kullanılmasını kolaylaştırır. Çocukların sağlıklı gelişiminde önemli rol oynar.
Yetersizliği daha çok eksik alıma bağlı değildir. Yaşa veya düzensiz beslenmeye bağlı sindirim sisteminin zayıflamasıyla B12 vitamini emilimi azalır. Bu yüzden B12 eksikliği yaşlılarda daha sık görülebilir. Ve belli bir yaşın üzerindekilerin besinlerden aldıkları B12 vitamini miktarını daha da artırmaları gerekebilir.
B12 eksikliğinde; uzun süreli yorgunluk, yürüme bozukluğu, depresyon, sindirim bozuklukları, bayılmalar, mide bulantısı, kusma, fazla gaz çıkarma, baş dönmesi, uyku hali, baş ağrıları, karaciğer büyümesi, göz bozuklukları, halüsinasyonlar, dil enfeksiyonu, huzursuzluk, zor nefes alma, hafıza kaybı, sinirsel bozulmalar, kalp çarpıntısı, kansızlık, kulaklarda çınlama gibi rahatsızlıklar görülebilir.
B12 vitamini eksikliği çoğu kez kalın sinir liflerinin miyelin kaybıdır. Bunun bir sonucu olarak çoğu zaman dış duyu kaybı fazladır ve şiddetli vakalarda felç olma bile söz konusudur.
B12 vitamininin uzun süreli eksikliği Alzheimer gibi kalıcı sinir sistemi hastalıklarına ortam sağlayabiliyor. Uyuşukluk, kolay hastalanma, çocuklarda iştahsızlık ve gelişimini tamamlayamama gibi durumlara da sebep oluyor.
Her yaş için çok önemli olan B12 vitamini sadece hayvan kaynaklı besinlerde bulunmaktadır. B12 vitaminini en çok içeren gıdalar sırasıyla; dana ciğeri, beyin, böbrek, tavuk ciğeri gibi sakatat çeşitlerinde ve midye, uskumru, balık, peynir, yumurtadır.
Dualarımızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a subhanehu ve teâlâ hamd etmektir.
İlk Yorumu Sen Yap