SIKILMA HÂLİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla,

Allah’a hamd, Resûl’üne ve onun ehline selam olsun.

Allah’ın izniyle bu ay sizlerle insanın özüyle alakalı ve günümüzde çokça rastladığımız bir problem olan “sıkılmak” veya diğer bir ifadeyle “sıkılma hâli”ni işleyeceğiz. Sıkılma duygusu nedir? Sıkça rastlanılan bir problem demekle neyi kastediyoruz? İnsan hangi durumlarda sıkılır? Sıkıldığında insan kendinde neye bakmalıdır? Bu soruları beraber ele alacağız.

Sıkılmak insanoğlunun hissettiği duygulardan biridir. Sıkılma duygusunu üç kategoride sınıflandırabiliriz. Bu sınıflandırmayla sıkılma duygusunun üç farklı bakış açısından da tanımlanışını görebilirsiniz.

1. Durumsal Sıkıntı: Bir durumun, bir içeriğin veya bir şeyin insanın ilgisini çekmemesi sonucunda içinde hissettiği duygu hâli olarak tanımlanır. Örneğin bir ortamdasınız ve konuşulan konular ilginizi çekmemeye başlar. Siyasetle ilgilenmeyen biri için siyasetten uzun uzun konuşulduğu bir ortam misal olabilir. Kişi dikkatini çekmediği için konudan kopmaya başlar. Zihni ona orada bir şey öğrenemediğini, kendini geliştiremediğini söyler. Bunun sonucunda içinde bir sıkıntı hâli, sıkışmışlık veya daralmışlık duyguları hisseder. Bu his gündelik hayatta ara ara yaşanılan bir duygudur diyebiliriz.

2. Döngüsel Sıkıntı: Rutin bir döngüden kişinin sıkılmasıdır. Kişi bu döngü içerisinde kendisini geliştiremediğini hissettiği durumlarda ortaya çıkar. Yenilikçi olmayan, monoton işlerde kişilerin bu duyguyu hissetmesi çok sık rastlanılan bir durumdur. Kişi rutin yaptığı eylemin hedefinin ve kendisine faydasının farkındalığıyla eylemi tekrarlamadıkça bu duygu giderek yoğunlaşacaktır. Günün sonunda bıkma hâlini yaşayacaktır. Şu tarz ifadeleri duymuşsunuzdur: “Hep aynı durumu yaşamaktan çok yoruldum.”, “Hep aynı sözleri duymaktan çok sıkıldım.”, “Aynı şeyleri yapıp duruyorsun ve bu beni çok bunaltıyor.” Bu tarz ifadeler daha yoğun bir sıkıntı duygusunu ifade eder.

3. Can Sıkıntısı: Bu sıkıntı hâli diğerlerden birçok yönden ayrılmakla beraber ciddi bir boyut taşımaktadır. Zira burada insanın sürekli bir şekilde özünden memnun olmaması, sıkıntı hissetmesi söz konusudur. Sürekli olarak sıkkın, bıkkın, huzursuz, tatminsiz, bunalmış, hatta tükenmiş hissetme hâli mevcuttur. Buradaki duygular çok yoğun ve uzun süre yaşanılmaktadır ve kişi ne yaparsa yapsın bu içinde bulunduğu hâli giderememektedir. Örneğin bir video izler, biraz sıkıntısı gider. Fakat beş dakika sonra tekrar boşluğa düşer, yeni bir haz kaynağı arar. Bir bakar ki videoları kaydıra kaydıra, tweetleri okuya okuya veya fotoğraflara baka baka iki saat geçmiş. Ya da gün içinde sürekli gidip buzdolabını açıp içini inceleyen yetişkinlere rastlamışsınızdır. Yahut o sıkıntı hâline katlanamadığı için kendine ev işi çıkarıp sabahtan akşama kadar temizlik yapan o annelere, anneannelere… Burada büyük bir problem var: Kişi yaşamını ve varlığını bir anlam zeminine oturtmadığı, ulvi bir hedefle yaşamını bağdaştırmadığı için derin bir anlamsızlık hisseder. Hedefsizlik, yönsüzlük, boşluk ve anlamsızlık duyguları içini kaplar. Her durumda karşısına bu duygular çıkar. Bundan dolayı da yaptığı hiçbir şeyden derin bir mutmainlik hâli duymaz. Hiçbir zaman ruhen doymuş ve yolunu bulmuş hissedemez. Başkalarıyla bağ kuramadığı gibi kendisiyle de bağ kuramaz. Kendine gafil kalır, âdeta Allah (cc) ona kendisini unutturur.

Bu durumun kökenlerine baktığımızda psikolojik yönden bir sebebinin şu olduğu görülmektedir: 6-7 yaş öncesinde çocuklar, doğal ve filtresiz olmaları hasebiyle oldukları gibi davranır ve yaşarlar. Fakat yedi yaş sonrası, toplumsal yargılar ve beklentiler devreye girer. Artık çocuk büyümüştür ve ondan beklenilen bir dizi davranış kalıpları vardır. Özellikle İslam’ın emrettiği doğruluk, dürüstlük gibi değerleri kazanmamış çocuklar bu toplumsal dayatmalara kendi benliklerinden ödün vererek uymaya ve o kişilerin sevgisini, takdirini, onayını kazanmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken içlerinde olanı bastırmakta ve bastırdıkça özlerinden uzaklaşmaktadır. Çocuk, kendisi gibi olamadığından, içinden başka bir şey gelirken dışarıdan başka bir şey yapmak zorunda kalmaktadır. İşte yıllarca bu durumun yaşanması sonucunda yetişkinlikte bu durum ağırlaşmaya başlar. Ve sonucunda haz odaklı yaşam, mutmainsizlik, anlamsızlık vb. problemler ortaya çıkmaya başlar.

Sıkılma duygusuyla baş etmek için başvurulan yollar arasında günümüz dünyasında en popüler yol teknolojidir. Teknoloji dünyasının hızlı ve yoğun uyaranlar içermesi, kullanıcıya haz ve keyif odaklı içerikler sunması ve kullanıcının üretim yerine tüketim hâlinde olması insanların teknolojiyi tercih etme sebepleri arasında yer alır. Bu faktörlerin insan üzerinde negatif etkileri oldukça fazladır. Sıkılmamak için ekrana maruz kalınan her saniye, insanı daha sabırsız, tahammülsüz, odaklanamayan, keyif alamayan, duramayan ve düşünemeyen insanlar hâline getirmektedir. Bununla beraber zamanlarını teknolojiyle geçiren insanların bu vakitlerin sonunda sıkılma duygusunu daha fazla yaşadıkları ve büyük bir boşluk hissettikleri göze çarpmakta. İşte buradaki sıkılma büyük bir anlamsızlık sonucu geliştirilen bir bağımlılık ve insanın kendisini uyuşturma çabası üzerine yaşanılan bir hayatın sonucudur. Tüm bağımlılıklar bu başlık altında sayılabilir. Saatlerce dizi, televizyon veya video izleme, sosyal medyada uzun süre vakit geçirme, sıkıldıkça yeme, gezmeyince bunalma, alışveriş yapmadan duramama vb. davranışlar da bunlar arasında sayılabilir.

Sıkıntı hâlini insanın nasıl deneyimlediğinden bahsettik. Peki, bu özelliklerden biri kendinde olan bir insan bu durumu nasıl çözebilir? Bu durumdan kurtulmak isterse neler yapması gerekir? Burada bazı psikolojik çözüm yollarından bahsedebiliriz.[1]

Çözüm Yolları

A. Durumsal Sıkılma

1. Durumsal sıkılma hâlindeki sıkıntı duygusunu yönetmenin ilk adımı sorumluluk bilincidir. Çocukluktan aşılanması gereken bir kavram olan sorumluluk sıkıntı duygusu karşısında insanın elindeki en güçlü silahtır. “Sıkılsam dahi devam edeceğim.” diyerek sebat edebilmek; sürekli gelişim, sabır gibi önemli değerlerin de kazanılmasını sağlayan ana değerlerden biridir.

2. İlgi alanı ve merak uyandıran alanlar üzerine çocukların eğitimlerini yoğunlaştırmak. Bu maddenin asıl katkısı, çocuğun sevdiği şeyi öğrenirken odak süresinin uzamasını sağlamasıdır. Çocukluk döneminde, dikkatini çeken konuları öğrenirken çocuğun odaklanma süresini uzatabilmiş olmak, dijital bir gelecekteki problemlere karşı güçlü bir kalkan edinmiş olmak demektir. Yetişkinlik dönemi içinde ikinci yol olarak ilgi alanlarınızdaki dikkatinizi verme sürenizi uzattıkça odaklanma beceriniz bir kas gibi gelişecektir. Bu da sıkılma, yorulma, bıkma, sebatsızlık, dağılma problemlerini azaltacaktır.

3. Kendine hareket alanı tanımlamak sıkılma oranınızı azaltacaktır. Sıkıldığınızı hissettiğinizde küçük hareketler veya kısa molalarla aktif hareket etmeniz odaklanmanıza yardımcı olacaktır.

B. Döngüsel Sıkılma

1. İlişkilerde yaşanılan davranış ve durumlardan kaynaklanan bunalmışlık hâlini çözmenin en net yolu karşınızdaki kişi ile beklentilerinizi, hak ve sorumlulukları ele alıp üzerine uzlaşmaya varmaktır. Çözülmeyen her sorun bıkma hâlinizi arttıracaktır.

2. Eyyûb (as) örneği üzerinden bu duyguları hissetmenize sebep olan duruma imtihan gözlükleriyle bakmak ikincil kazançlarınızı arttıracaktır. Burada özellikle “Bu durum bana ne öğretmeye çalışıyor?” sorusu o imtihandan nasihat alıp kendinize bu imtihanı rehber kılmanız adına önemli bir sorudur. Bu imtihanların, daralmış kalbinize, Allah’ın (cc) selim kalbe ulaşmanız için size yol göstermesi olabileceğini düşünebilirsiniz.

3. Çocuklarınızla alakalı olarak sizi bu duygulara sürükleyen durumları çözmenin temel yolu onlara otokontrol alanı tanımlamanızdır. Böylece durumu çözmek için sorumluluk alacaklar. Sizin de bu duygu durumunuz otomatik olarak azalacaktır, sorun çözülmese dahi…

C. Can Sıkıntısı

1. Bu türdeki sıkıntı hâlinde insan büyük bir anlamsızlık yaşadığı için hayatına anlam getirecek eylemlere dâhil olmalıdır. Bu eylemlerin anlamları üzerine odaklanmalı ve derinleşmelidir. Bundan dolayı kişinin bunun için çabalaması gerekmektedir. Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Benim hayatıma anlam katacak eylemleri yapmak için derinleşmeye ayıracak vaktim, niyetim ve ilgim var mı?” Bu soruyu cevapladıktan sonra sizin odaklanmanıza ve derinleşmenize engel olacak unsurları hayatınızdan çıkarmanız veya bu unsurlara sınırlı bir zaman diliminde maruz kalmamız gerekmektedir (telefon, sosyal medya vb.) Zihnimizin sadeleşip zamanla daha iyi odaklanabildiği bir süreçte bu eylemlerin anlamları üzerine düşünmeniz kolaylaşacaktır.

2. Tüketim odaklı değil üretim odaklı eylemlere odaklanmaktan ikinci bir yöntem olarak bahsedilebilir. Üreten insan üretimini görür, geliştiğini düşünür, ilgisi ve aldığı mutmainlik hissi artar. Bunun sonucunda devam etme isteği oluşur. Ve böylece hayatında eylemin kendisini sevdiği ve üretebildiği bir alan oluşturur.

3. Sosyal bağlar kurmak bu alandaki üçüncü temel çözüm yöntemi olarak zikredilebilir. Anlamsızlık, hedefsizlik, boşluk hislerinin kurulan güçlü, sosyal bağlarla azaldığı görülmektedir.

Yukarıda zikrettiğimiz çözüm yollarını ele aldığımızda İslam’ın koruyucu ruh sağlığında insanın iyilik hâli için ne kadar kapsayıcı olduğu göze çarpmaktadır. Müslümanların kardeşlik bilinci, insanlara yardım etme bilinci, hayırda öncü olma yarışı, sorumluluk ve irade kavramları, imtihanlara bakış açısı gibi daha sayılabilecek birçok temel yapı taşlarıyla İslam’ın, insanı olabildiğince koruduğunu görmekteyiz. İçinde bulunduğu her duygu, düşünce ve davranış hâlinde Allah’a (cc) başvurabileceği bir kapısı olan insan için ne mutlu ki sığınacak çok büyük bir limanı var. Sıkıntı duygusu da Allah (cc) ile kurulacak bağ için büyük bir yönelme kaynağıdır diyebiliriz.

Bu sayıda sizlerle sıkılma duygusunun hangi durumlarda hissedildiğinden ve bu durumlara dair başvurabileceğimiz çözüm yollarından bahsettik.

Rabbimizden (cc) niyazımız, bizleri öğrendiğimiz ilimle amel etmeye muvaffak kılması ve selim bir kalbe ulaştırmasıdır. Selam ve dua ile…


[1] Öncelikle bu durumun dinî boyutunun araştırmasını tavsiye ederim. Daha sonrasında İslam’ın sunduğu çözüm yollarının yanında iyileştirici ekstra yollar olarak bu sıralanan çözüm yolları uygulanabilir.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver