Mahremiyet Eğitimi

Mahremiyet eğitimi üzerine birçok yazı okumuş ve haber dinlemişsinizdir. Okudukları nedeniyle kafası karışanlar da elbette olmuştur. Aşağıda alıntı yaptığımız makale, mahremiyet eğitimini nasıl vereceğimize dair bir yol haritası hüviyetindedir. Maddelere geçmeden önce şunu belirtmeliyiz ki bu eğitim, cinsel eğitimden daha kapsamlı bir kavramdır. Cinsel eğitim; çocuğun kendi cinselliğini tanıması, gelişim sürecinde cinsellikle ilgili yaşayacağı fiziksel ve duygusal farklılıkları öğrenmesi yanında anne babasına sorduğu cinsellikle ilgili soru ve cevapları kapsar. Mahremiyet eğitimi ise cinsel bilgilerin yanında daha çok kendisinin ve diğer insanlarının özelinin/özel alanının farkına varması, sosyal hayatın içinde kendi özel alanını koruması, diğer insanların özeline saygı duyması, kendisi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar koyması gibi bilgileri içerir. Mahremiyet eğitimi anne baba tarafından verilir. Bu eğitimin verilmesi çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması adına çok önemlidir.

1. Adım: Özel Alan Tanımlamak

Çocuğun kendi mahremini, özel alanını koruyabilmesi için öncelikle bu alanı çocuğa tanımlamak gerekir. Vücudun kişiye özel olan bölgeleri, bu bölgelerin gizlenmesi gerektiği çocuğa iki yaşından itibaren yavaş yavaş anlatılabilir. Bu özel alan yalnızca cinsel bölgelerden ibaret değildir. Vücudumuzun birçok bölümü mahrem alana dâhildir; fakat özellikle cinsel bölgelerin başkalarından gizlenmesi, anne baba ve doktorlar (anne babamız yanımızdayken) dışında bu bölgeye kimsenin dokunmaması gerektiği çocuğa öğretilmelidir.

Çocuk için tanımlanan özel alan aynı zamanda anne babanın da özel alanıdır. Çocuk, anne babasının özel alanını görmek istediğinde aile izin vermemeli, bu alanların kişiye özel olduğunu belirtmeli ve kimseye gösterilemeyeceğini anlatmalıdır. Çocuğa cinsel organlar, ancak o sorduğunda onun anlayacağı dille ve yumuşakça anlatılmalıdır. Cinsel organlar, çocuk sorduğunda anne baba üzerinden değil; çocuğun kendi cinsel organları, cinsiyeti olan oyuncak bebekler ya da kitaplar üzerinden öğretilmelidir. Bu öğretim, onun doğal merak duygusunun bizim gözetimimizde giderilmesini sağlayacaktır. Böylelikle arkadaşları ile başbaşa kaldığında yanlış bir yolla merakını giderme gereği hissetmeyecektir. Bu şekilde yapıldığında çocuk, kendi özel alanını korumayı, başkalarının da özel alanlarına dokunmamayı ve bakmamayı öğrenecektir.

2. Adım: Odanıza İzin Alarak Girmesi Gerektiğini Öğretmek

Çocuklara dört-beş yaştan itibaren anne babanın odası kapalı ise odaya kapıyı çalarak ve izin alarak girmesi gerektiği öğretilmelidir; çünkü bu oda anne babanın özel alanıdır ve özel alanlara girişte izin alınır. Çocuğun odasına girerken kapısının çalınması çocuğa iyi bir model oluşturacaktır. Alanına saygı duyulması konunun önemini ona öğretecektir. Odaya izinsiz girdiğinde çocuğa “Odamızda giyiniyor olabiliriz, bu yüzden kapı kapalı ise tıklatıp izin alarak içeri girmelisin.” şeklinde açıklama yapılabilir.

3. Adım: Tuvaletin Kapısını Kapalı Tutması Gerektiğini Öğretmek

Çocukların iki yaşında tuvalet alışkanlığını kazanması, en geç dört yaşında tuvalet sonrası temizliklerini yapmayı öğrenmesi beklenir. Anne baba bu dönemleri dikkate alıp çocuğa tuvalet eğitimi verebilir ve eğitimin bir parçası olarak tuvalette yalnız olunması, başkalarının göreceği şekilde tuvaletini yapmaması gerektiği çocuğa anlatılabilir. Anne baba belirlediği bu kurala kendisi uyarsa çocuğun bu kuralı öğrenmesi daha kolay olacaktır. Örneğin, çocuk oturak (lazımlık) kullanıyorsa bu oturak, evin ortak kullanım alanlarına konmamalı, tuvalet ya da banyoda kullanılmalıdır.

4. Adım: Çocuğun Özel Alanlarına Saygılı Olmak

Küçük yaştan itibaren çocukları başkalarının yanında giydirmemek, altlarını değiştirirken bile bir başka odaya götürmek çocuğun mahremiyetine saygıyı gösterir. “Daha küçük”diye düşünerek çocuğu iç çamaşırına varıncaya kadar başkalarının önünde soyup giydirmek doğru değildir. Özellikle dört-beş yaşından sonra çocuğu iç çamaşırı ile yıkamak, iç çamaşırını çıkarırken ve temizlerken gözleri kısarak ya da başı hafif yana çevirerek o alana saygı gösterdiğimizi hissettirmek, çocuklarda mahremiyet duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır. Yedi yaşından sonra banyoda çocukların kendi mahrem alanlarını kendi temizlemelerine fırsat tanımak da mahremiyet duygusunun gelişimi açısından güzel olacaktır. Yine kardeşleri dört-beş yaşından sonra birlikte banyoya sokmamak, sokulması zorunlu olan durumlarda ise onları iç çamaşırları ile yıkamak gerekmektedir. Sağlıklı bir mahremiyet duygusu açısından çocuğun başkalarının önünde elbiselerini çıkarmaması, giyinip soyunmaması gerektiği ayda birkaç defa tekrar edilerek çocuğa hatırlatılmalıdır. Tabi ki anne babanın da çocuğun görmeyeceği bir alanda giyinip soyunması da çocuğun bütüncül bir mahremiyet duygusu geliştirmesi açısından önemlidir.

5. Adım: Çocuğun Cinsel Organlarını Sevgi Objesi Yapmamak

Küçük çocukları cinsel organlarına dokunarak, onları konu yaparak sevmek doğru değildir; çünkü bu durum, onların özel alanlarının ihlalidir. Çocuk, bu şekilde hem mahremiyet ihlaline uğramış olur hem de başkalarının özel alanlarının kullanılarak onlara şaka yapılabileceği inancını edinir. Ayrıca çocukları cinsel organlarını konu ederek sevmek, onları kendilerini kötü niyetli yabancılardan korumak konusunda etkisiz kılabilir. Çocuk, bir başkası özel alanına dokunmak istediğinde bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunun ayrımını yapamayabilir. Bu sebeple bezlemek, pişik kremi sürmek ve temizlemek durumlarında bile abartıya kaçmamak, aşırı baskı uygulayarak silmemek, çocuğun cinsel organlarıyla oynamamak daha doğrudur. Çocuğun cinsel organlarını şaka konusu yapmak, göstermesini istemek ve onlara dokunmaya çalışmak çocuğun cinsel kimlik gelişimi açısından oldukça sakıncalıdır.

6. Adım: İlkokulla Birlikte Özel Mekân Tanımlamak

İlkokul dönemi ile birlikte çocuklar için evde bir çekmece ya da sepet belirlenip çocuğa özel eşyalarını buraya koyabileceği söylenebilir. İlk başlarda çocuklar buraya gerekli gereksiz birçok şeyi koyabilir; ancak zamanla daha seçici davranacaklardır. Onun bu özel alanını anne babanın izin alarak kullanması çocuğun özel alan düşüncesini pekiştirir. Ergenlik dönemi ile birlikte gençler, kilidi olan daha güvenli özel alanlar talep edebilir. Ergenler yalnız kalmak isteyebilirler, çocukluk dönemine göre daha utangaç olabilir ve vücutlarını anne babasından gizlemek isteyebilirler. Onların bu taleplerini normal karşılamak, özel alanlarına izinsiz girmemek, telefonlarını karıştırmamak, günlüklerini okumamak vb. daha doğru bir davranıştır.

7. Adım: Ebeveynle ve Kardeşle Yatakları Ayırmak

Bebeğin yatağının anne baba yatağından ne zaman ayrılacağı tartışmalı bir konudur. Kimi ebeveynlik ekolleri çocuğa dilediği kadar müsaade ederken kimi yaklaşımlar ise daha katı bir yaklaşımla çocuğun odasının ve yatağının ayrılmasını savunmaktadır. Bu konuda genel yaklaşım şu şekildedir: Altı aya kadar çocuk annesi ile yatabilir. Altı aydan sonra ise annesi ile aynı odada yer yatağında ya da beşikte yatabilir. İki yaşla birlikte çocuk yavaş yavaş bağımsızlığını kazanır ve kendi başına yemek yemeye, yolda kendi başına yürümek istemeye başlar. Bu dönem gelişim olarak da çocuğun odasının ayrılabileceği bir zamandır; ancak yalnızlık, anneden ayrılma, karanlık gibi konularda aşırı duyarlı ve kaygılı olan çocukların zorla yataklarını ayırmak doğru değildir. Öncesinde, var olan kaygılar uzman yardımı ile giderilmeli; sonrasında yatak ayrımına gidilmelidir. Birlikte aynı yatakta yatan kardeşlerin yatakları ise dört-beş yaşından itibaren ayrılabilir.

8. Adım: Kız ve Erkek Çocukların Odalarını Ayırmak

Kız ve erkek kardeşlerin ilkokul dönemiyle birlikte odaları ayrılmalıdır; çünkü beraber bulundukları odada giyinip soyunurken, yatarken veya temizlenirken birbirlerinin özel alanını ihlal edebilirler. Ayrıca okulla birlikte çocuklara vücudunun dışında iç çamaşırlarının belki de özel eşyalarının (günlük vb.) bulunduğu bir özel alan da gerekebilir. Bu alanın farklı odalarda olması daha doğru olacaktır. Yer darlığı gibi sebeplerle bu konu ertelenmemelidir. Gerekirse diğer bir odada bir köşe oluşturularak çözüm bulunmalıdır. “Onlar kardeş bir sorun olmaz!”diye düşünmek kadar, bu konuda aşırı kaygılı davranıp endişelerimizi çocuklara hissettirmek de sakıncalıdır.

9. Adım: Özel Alan İhlallerine Tepkinizi Belli Etmek

Çocukla birlikte dışarıda gezerken aniden karşımıza mahremiyet ihlali içeren durumlar çıkabilir. Bu gibi durumlarda çocuğa bir şey demeden onun duyacağı şekilde mahremiyet ihlali yapan kişiye tepki belli edilebilir. Örneğin, arkadaşlarının mahrem alanına şaka amaçlı dokunan kişiye seslice “İnsanların özel yerlerine dokunulmaz.” gibi cümlelerle tepki belli edilebilir. Böylece çocuk anne babanın tepkilerini modelleyerek mahremiyet ihlallerine karşı duyarlı hâle gelir; çünkü çocuklar anne babaların kendilerine değil de başkalarına verdikleri tepkiler yoluyla daha kolay öğrenmektedir.

Mahremiyet eğitimini alan çocuklar kendi özel alanını bilir, bu alanını korur ve başkalarının özel alanlarına da saygı gösterir. Bu durum, aynı zamanda çocuğun sağlıklı bir kişilik gelişimine zemin hazırlar. Cinsel tacizlerin arttığı günümüzde çocukları korumanın ilk adımı, onlara mahremiyet eğitimi vermektir. Bu eğitim sayesinde onlar kendilerinin ve başkalarının özel alanını korumayı öğrenerek daha sağlıklı bireyler olabilirler.

10. Adım: Yabancıları Doğru Tanıtmak

Bakkal, manav, sucu ve diğer yabancıları çocuğumuz sık sık görüyor olabilir. Ancak onlar birer yabancıdır ve onlara hitap ederken asla “ağabey, amca” gibi sıfatlar kullanılmamalıdır; zira bu sıfatlar, kendilerini hiç tanımadığımız insanları bize daha samimi kılmaktadır. Çocuk bu ayrımı yapamadığı için amca dediği insanlara güvenecektir. Buna engel olmak için yabancılara “bakkal bey, hizmetli bey” şeklinde veya isimleri ile hitap etmek yerinde bir tavırdır.

11. Adım: Sevgimizi Şeker Vererek Göstermemek

Hepimizin yakın çevresinde tanıdığı, sevdiği çocuklar vardır. Bununla birlikte bizi daha çok sevsinler diye ya da gönüllerini hoş tutalım diye onlara ha bire şeker vermek, “Gel sana şeker alayım.” demek, hatta “Beni bir kez öpersen sana şeker vereceğim.” diye bir vaatte bulunmak, çocuğu istismara açık hâle getirmektir; zira küçük çocuk klasik olarak koşullanacak ve şeker veren herkesi sizin gibi samimi bir dost sanacaktır. Bu konuda inançlı tüm bireylerin gerek kız çocuklarına gerek erkek çocuklarına birşeyler alarak yakın olmaya çalışmamaları oldukça büyük bir önem arz etmektedir.

12. Adım: Öpmek İçin İzin İstemek

Çocuklarımız, bizim malımız değildir. Onları istediğimiz gibi sıkmak, öpmek vb. davranışlar da mahremiyet eğitimine aykırıdır. Nasıl ki biz yetişkinler bir başkası tarafından sıkıştırılıp öpülmekten rahatsız oluruz, birilerinin dibimize kadar sokulmasından hazzetmeyiz, kaçarız; aynı şekilde çocuklar da böyledir. Onlarla iletişim kurarken belli bir mesafede (aura) durmalı, onları izinsiz kucaklamamalı ve öpmemeliyiz. Özellikle kendi ailemiz dışındaki çocuklarla münasebetimizde buna daha da dikkat etmeli, o çocukları izinsiz öpüp kucaklayarak mahremiyet algılarını yıkmamalıyız. Biz onlar için güvenilir olabiliriz; fakat çocuk bu sevgi gösterisini yabancılar için de genelleyebilir.

Bazen kız çocukları, tanıdıkları erkek yetişkinlere koşup sarılır. Sevgi ve şefkat görmek ister. Böyle bir durumda çocuğun seviyesine eğilip nazikçe ellerini tutup ondan otuz santim kadar uzakta durarak hâl hatır sorabiliriz ve bu kız çocuklarımızın aileleriyle konuşarak yavrularımıza yukarıdaki bilgilerin verilmesini tavsiye edebiliriz.

Bu bilgiler çocuğa verilirken doğal davranmaya gayret edilmelidir. Çocuk korkutulmamalıdır veya Müslim bireylere karşı güvenini zedeleyecek bir yaklaşım sergilenmemelidir. “Filanca amcanı çok seviyorsun. Onu her gördüğünde koşup sarılmak istiyorsun. Bununla birlikte sarılmak yerine yanında durup konuşabilirsin. Kucağına oturmak yerine yanındaki boş sandalyeye oturarak onunla sohbet edebilirsin.” diyerek yavrumuz yönlendirilebilir.

Son olarak, anne ve babaların taciz ve istismar vakalarını engellemek adına yapması ve dikkat etmesi gerekenleri sıralayacak olursak:

Çocuğun cinsiyeti ne olursa olsun bir yabancı ile aynı ortamda yalnız kalmaması gerektiğinin öğretilmesi

Kim olursa olsun zorla “öpme”, “sarılma” gibi eylemlerin yaptırılmaması

Toplu taşımada çocuğun, başkalarının kucağına oturtulmaması

Çocukların küfür, uygunsuz şakalar ve el hareketlerinin olduğu durumlardan uzak tutulması

Sosyal medya kullanımlarının ebeveynler tarafından sürekli olarak takip edilmesi

Çocuğa sık sık birilerinin ona “Bunu kimseye söyleme” şeklinde bir söylemi olup olmadığının uygun bir şekilde sorulması

Her gün sıcakkanlı bir tavırla “Bugün bana anlatmak istediğin bir şey var mı?” sorusunun sorulması

Evinin anahtarını taşıyan çocuğa bunu kimseye söylememesinin tembih edilmesi

Çocuklara bazı durumlarda bağırma, itiraz etme, çığlık atma ve kaçma refleksinin öğretilmesi

Farklı bir eve gidildiğinde çocukların kapılar kapalı olarak yalnız kalıp oyun oynamalarına müsaade edilmemesi ve sık sık kontrol edilmesi olarak özetlenebilir.[1]

Özetle, mahrem olan hak olandır ve ciddiyetle korunmalı, sahip çıkılmalıdır. Aksi durumlarda hak ihlal olunur ve mahremiyet son bulur.

Not: Bu yazı, Pedagoji Derneği’nin hazırlamış olduğu makaleye Adem Güneş ve Kemal Sayar’ın yazıları eklenerek ve uyarlanarak hazırlanmıştır.

 

 

[1]       .   Akcan, Toplumsal Duyarlılık Merkezi Bülteni

 

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver