Bugün bir hediye aldım kıymetli bir kardeşimden. Henüz yayımlanmamış bir öyküm vardı. Kendisi ile konuşmuş, resimlerin ne olacağı konusunda düşünmesini istemiştim.
Konuyla alakalı bir resim çizip renklendirmiş ve çerçeveletip göndermiş. Bu nezaketinden ötürü kendisine teşekkür ediyorum.
Resmin ya da öykünün ne ile alakalı olduğuna gelince… Babasına özlem duyan çocuklar için yazıldı bu küçük öykü.
En başından anlatayım olayı. Eee ne yapalım, kadın milletiyiz. Ayrıntılara girmek, başka bir tabirle temele inmek bizim işimiz.
Babası cezaevinde olan çocukların hayatında bir boşluk var malum. O boşluğun içi, her çocukta farklı bir duygu ile doluyor; kimisinin öfke, kimisinin özlem, kimisinin içine kapanıklık, kimisinin kıskançlık…
Bizim evin küçük erkeğinin yüreğindeki bu boşluğu ise “öfke” dolduruvermiş. Tabii bunu epey geç öğrendik. Hatta şaşırdık, “Neden öfke?” diye. “Beni bırakıp gitti çünkü!” diyormuş iç ses. Bu yüzden öfkeleniyormuş.
Bunun çözümü için oyun terapisine başlamıştık birkaç kardeşle. Elhamdulillah faydasını da gördük/görüyoruz. Bu eğitimi alırken bir ilaç söylemişti psikolog hanım. Mahkûmiyetten bahseden bir öykünüz olmalı, demişti, “İçinde kendini bulacağı bir öykü”. Fakat ne yazık ki bunun hiçbir örneği yoktu. Birçok yazara ve editöre yazmıştım konuyu. Tek bir satır dahi karalanmamış bu konuda. Gelen cevaplar hep olumsuzdu.
Ve işte tam da bu sırada, gece uykularının vazgeçilmezi olan kitap okuma saatlerinin birinde ortaya çıktı minik bir öykü. Okunacak kitaplar bitmişti. Kitaplar yoksa, annelerin dilinden dökülen masallar, ninniler, şiirler ve dualar vardı… “Kafesteki Kuş” da böyle bu gecede umut oldu yavruma. Babasını bekleyen tüm yavrulara umut olması duasıyla buyurun satırlara:
KAFESTEKİ KUŞ: BABAM
Yeni yeni açıyordu gözlerini
Belli belirsiz karşısında gördü ikisini
Ne de mutlu görünüyorlardı.
Belli ki biri babası diğeri de annesi.
Gagasındaki yiyeceği bıraktı minik gagaya.
Mmm… Lezzetli bir solucan ha!
Pek de acıkmıştı doğrusu
Baba tarafından doyurulmak pek hoştu.
Yuvası sımsıcaktı,
Annesi yapraklarla hazırlamıştı.
Sarıldı yavrusuna sıkıca,
Merhaba dedi, hoş geldin aramıza.
Yüksekçe bir ağacın üstünde,
Bir arada hep neşe içindelerdi.
Günler akıp gidiyordu
Minik kuş hızla büyüyordu.
Artık uçabildiğine göre
Etrafı keşfetmeliydi babası ile!
Uçmak öyle güzeldi ki
Özgür olmak demekti.
Ama sınırları geçmek,
Çok büyük bir tehlikeydi!
İnsan türü varmış orada,
Sınırların arkasında.
Kafeslerle beklermiş,
Yakalayıp gidermiş!
Bizim minik çok meraklı,
Ama durum gerçekten farklı.
Geçmemeliyim sınırı,
Korumalıyım canımı.
Yeterince yer var zaten,
Koşup uçup eğlenecek.
Ne var sanki sınırın ötesinde,
Merak etmeye değecek?
Fakat ne oldu bir gün bir bilseniz
Anne ve yavru kuşun yerinde olmak istemezdiniz!
Baba kuş yiyecek bulmaya gitmişti,
Ama bir türlü dönmedi.
Küçük kuş ve annesi
Günlerce onu bekledi.
Anne kuş metanetli,
Gelecek yavrum baban, dedi.
Her gece uyumadan
Umutlarını yeşertti.
Bak dedi güneşe hâlâ var,
Ve yuvamız ağaçta.
Şükür olsun ki Allah’a,
Rızkımız her tarafta.
Göreceksin gelecek baban,
Konacak karşı dala.
İşte geldim yavrucuğum,
Deyip sarılacak boynuna!
Hadi bugün de yatalım,
Tatlı rüyalara dalalım.
Uykuda dahi olsa
Yeniden yuva kuralım.
Evet, baba kafesteydi,
Hem de süslü bir kafes!
Yemi ve suyu ise
Kafesten daha enfes!
Fakat boynu büküktü,
Baba pek de üzgündü!
O güzelim kafesin
Kenarına büzüldü.
Yemedi hiç yemini,
Suyunu da içmedi.
Onun bu üzgün hâli
Evdeki çocuğu çok etkiledi.
İri gözleriyle baktı,
Parmağını uzattı.
Onunla oynayınca
Kuş mutlu olur sandı.
Ne yaptıysa olmadı,
Kafese ayna bile taktı!
Türlü türlü yemişler,
İkram etti olmadı.
“Baba!” diye seslendi.
Nesi var sence kuşun?
Yoksa onu sen
Yuvasından mı ayırdın aşk olsun!
Güneşli bir sabahta
Çocuk hâlâ yatakta.
Sanki kuş ona seslendi,
Kalktı hemen ayağa.
Pencereyi açınca
Ilık bir rüzgâr esti.
Çocuk kuşun gözünde
Bir umudu fark etti.
Anladım, dedi çocuk
Bir yuvan olmalı.
Babamı lütfen affet,
Seni oradan ayırdı.
Açtı kafesin telini,
Hadi şimdi uç, dedi.
Hiç bekleme yuvana,
Yavruna kavuş şimdi!
Baba kanat çırptı,
Sonra çocuğa baktı,
Gözlerdeki umudun
Yerini sevinç aldı.
Artık özgürdü baba
Tüm babalar gibi,
Neşeli şarkılarla
Kanat çırparak gitti.
İlk Yorumu Sen Yap