Göz Zinasından Sakınmak

 

Allah’a hamd, Rasûlü’ne salât ve selam olsun…

İnsanı hem dünyada hem de ahirette zelil kılan, hüsrana uğramasına sebep olan iki şey vardır. Bu ikisini düzelten, Rabbine karşı hakiki bir kul olur. Bu ikisinde problem yaşayan, kulluğunu yerine getirme noktasında problem yaşar. Ondan dolayı bu iki şeyin öğrenilmesi ve güzel bir şekilde düzeltilmesi gerekir. Bunlar; şehvetler ve şüphelerdir. İtikadının veya menhecinin doğruluğunda şüphe duyan kimse sağlıklı hiçbir şey yapamaz. Kafası sürekli karışıktır. Ortaya atılan en küçük itikadî veya menhecî bir fitnede hemen meyledenlerden olur. Hakeza kalbi şehvetlerle çepeçevre kuşatılmış olan kimsede böyledir. Şehevi duyguları, onun dinini güzel bir şekilde yaşamasına veya sorumluluklarını ihsan üzerine yerine getirmesine müsade etmez. Bu yazıda kulluğu zedeleyen şehvetler üzerinde durmaya çalışacağız inşallah.

Şehevi duygular kişinin ayağının kaymasında etkin rol oynar. Bu sebepten ötürü son derece dikkat edip kontrol altına almak gerekir. Şehevi duygular kişinin kendi kontrolünde değilse şeytanın kontrolündedir. Şeytanın kontrolünde olan şehevî duygular ise insanı hüsrana uğratır.

Şehevi duyguları kontrol altına almanın birçok yolu vardır. Her birimizin ihtiyaç oranında bunları öğrenmesi gerekir. Bunlardan bir tanesi gözü koruma altına almaktır. Göz, bir nevi kalbin penceresidir. Gördüğü ve şehveti tahrik eden şeyleri kalbe aktarır. Kalp eğer arınmış salih bir kalp ise gözü uyarır ve ondan yüz çevirmesini sağlar. Eğer kalp salih değilse, bundan etkilenir ve vücudu haram işlemeye sevk eder. Yani göz bir nevi zinanın mukaddimesi görevini görür. Gözlerini koruma altına alan zinadan korunur.

Allah subhanehu ve teâlâ şöyle buyuruyor:

“Müminlere de ki: ‘Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini de korusunlar, böylesi onlar için daha temizdir.’ ” (24/Nur, 30)

“Mümin kadınlara da de ki: ‘Gözlerini (haramdan) sakınsınlar.’ ” (24/Nur, 31)

Peygamber sallalahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Ademoğluna zinadan nasibi takdir olunmuştur. O mutlaka buna erişir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayakların zinası yürümektir. Kalbe gelince o, arzu eder ister. Cinsel organı ise bunu ya gerçekleştirir ya da boşa çıkarır.” (Buhari)

Bu naslar hem mümin erkeğe hem de mümin kadına gözlerini koruma altına almaları gerektiğini öğretiyor. Birçok kişinin zinaya düşme sebebi, gözlerini koruma altına alamamalarıdır. ‘Bir bakıştan bir şey olmaz’ denmemelidir. Her şey ilk bakışla başlar. Harama bakmak zinanın başlangıcıdır. Zina ise onun akabinde gerçekleşen bir eylemdir.

Kasıtsız olarak gerçekleşen ilk bakıştan kişi sorumlu tutulmaz. Tekrar dönüp bakmak ise kişiyi Allah katında sorumlu tutar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Ali’ye radıyallahu anh şöyle diyor:

“Harama arka arkaya bakma. Birinci bakış hakkındır. Fakat ikinci bakış hakkın değildir.” (Tirmizi)

Allah subhanehu ve teâlâ dinde bir şeyi yasakladığında, beraberinde ona götüren şeyleri de yasaklamıştır. Haram olan şeylerden sakınmamız gerektiği gibi ona götüren şeylerden de sakınmamız gerekir. Allah subhanehu ve teâlâ şöyle buyuruyor:

“Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (17/İsra, 32)

Ayete dikkat edilirse Allah subhanehu ve teâlâ ‘zina etmeyin’ demiyor, “Zinaya yaklaşmayın” diyor. O zaman bizim, bizi zinaya yaklaştıran şeylerden sakınmamız gerekir. Zaten zinanın mukaddimelerinden sakınan, zinadan da sakınmıştır.

Göz Zinasıyla En Çok Karşılaştığımız Yerler

İçerisinde yaşadığımız toplum İslamî bir toplum olmadığı için birçok yerde göz zinası ile karşılaşmamız mümkündür. Ondan dolayı tek tek göz zinası ile karşılaştığımız yerleri anlatmamız mümkün değildir. Fakat bunların içerisinde önemli gördüğümüz bazı yerleri zikredelim inşallah.

Televizyon: Dinine ve ailesine karşı hassas olan ve buna önem veren bir kimsenin evinde televizyonun bulunması düşünülemez. Çünkü televizyon toplumun hem itikadının hem de ahlakının bozulması konusunda etkin rol oynuyor. Birçok itikadî, menhecî ve ahlakî bozukluğu insanlar televizyondan öğreniyorlar. Bu haramlardan bir tanesi de göz zinasıdır. Televizyonla ilgili özellikle şeytanın sağdan yaklaştığı bir noktaya dikkat çekmek gerekir. Bazen gündemden haberdar olmak gerekir düşüncesi ile haber izliyoruz. Fakat farkında olmadan haber izlerken göz zinasına düşüyoruz. Çünkü haber sunuculuğu yapanlar genellikle bayan oluyor. Veya haberi verilen olay kadınlar hakkında olabiliyor. Buna gazeteyi de örnek verebiliriz. Gazetede haberlere bakarken kadınların resimlerine bakmamamız gerekir. Bu göz zinasıdır. Eğer haber okumak bizi göz zinasına düşürüyorsa haber izlemeyeceğiz veya okumayacağız. Çünkü haber izlemek veya gazete okumak gözün zinasını meşrulaştırmaz. Ondan dolayı kendimizi kandırmamamız gerekir.

İnternet: Bugün birçok âlim televizyonun zararlarını, insanlar üzerinde olumsuz etkilerini anlatınca Müslümanlar evlerinde olan o putu attılar. Bunun yerine bilgisayar alıp, internete bağlandılar. Bu ise daha büyük bir şerri beraberinde getirdi. Çünkü internet ortamı küfür ve haramlarla doludur. Bu haramlardan bir tanesi de göz zinasıdır. İnternetin her sayfası göz zinasıyla karşılaşmaya müsait. Hele bir de insan tek başına internet ile baş başa kalırsa çok büyük bir imtihanla karşı karşıya kalmış demektir.

İnsanı günah işlemekten alıkoyan iki ahlak vardır. Bunlar; Allah korkusu ve hayadır. Allah korkusu her yerde insanı günahtan alıkoyar. Haya ise Allah korkusunun olmadığı fakat yanında Müslüman kardeşleri olduğu zaman kişiyi günah işlemekten alıkoyar. İnternette tek başına kalanın Allah korkusu zayıf ise harama düşmesi kaçınılmazdır. Çünkü Allah korkusu bitmiş ve yanında haya edeceği herhangi biri olmayan kimseyi günahtan alıkoyacak hiçbir şey yoktur.

Sokaklar: Sokakların kötü durumunu anlatmaya gerek yok sanırım. Hayatında bir kere sokağa çıkmış birisi dahi sokakların kötülüğünü, mevcut olan ahlaksızlıkları rahatlıkla farkedebilir. Sokaklarda en çok karşılaştığımız günahlardan bir tanesi de göz zinasıdır. Parklar, caddeler, marketler, pastaneler vs. göz zinasına maruz kaldığımız yerlere örnek verilebilir.

Ebu Saîd El-Hudrî’den rivayet edilen sahîh bir hadîste Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:

” ‘Yollarda oturmaktan sakının’, buyurmuştur. Onlar: ‘Ey Allah’ın elçisi, yollarda oturmamız bizim için bir ihtiyaçtır, oralarda konuşuruz’, dediler de, Allah Rasûlü: ‘Eğer mutlaka oturacaksanız yolun hakkını verin’, buyurdu. Onlar: ‘Ey Allah’ın elçisi, yolun hakkı nedir?’ diye sordular, şöyle buyurdu: ‘Gözü sakınmak, eziyeti defetmek, selama karşılık vermek, iyilikle emredip kötülükten menetmektir.’ ” (Buhari, Müslim)

Taşıma araçları: Bugün birçok işimizi otobüse, metrobüse, minibüse, tramvaya vs. binerek hallediyoruz. İşe giderken, gelirken, ziyaretlere giderken vs. arabası olan araba ile arabası olmayan ise toplu taşıma araçlarını kullanarak işlerini hallediyor. Bunlarla yolculuk yapanlar bilir. Durakta bekleyişten ta araçtan ininceye kadar göz zinası ile karşı karşıyayız.

Rabbim bizi korusun.

Çözüm:

Bunları okuduktan sonra şunu düşünüyor olabilirsin. ‘Peki, ne yapacağız evden çıkmayalım mı?’ Eğer işimiz yoksa evimizden çıkmanın bir gereği yok zaten. Eğer çıkmaya mecbur isek şunlara dikkat edebiliriz;

1. Hassasiyet/Dert edinme: Bu konuyu kendimize gündem edinmeliyiz. Sürekli kendimize göz zinasına karşı dikkatli ol diye telkinde bulunmalıyız. Bunu kendimize dert edinirsek azaltmamız mümkün olur. Derdi olmayanın ise bunlardan kaçınması mümkün değildir. Dert edinecek olan da ancak ahiretini düşünendir. Ahiret ile ilgili bir derdi olmayanın buna önem göstermesi mümkün değildir.

2. Tek kalmamak: Mümkünse tek başımıza gezmemeye, bir yere gitmemeye dikkat etmeliyiz. Her daim yanımızda salih kardeşlerimiz olmalı ki ayağımızın kayacağı yerde bize ‘dur’ desinler. Tek olan kişi ile şeytan beraberdir. İki ve daha fazlasından ise şeytan uzaktır. Eğer düşünürsek şunu fark ederiz ki, hepimizin en çok günah işlediği zamanlar tek olduğu zamanlardır. Salih ortamlarda veya salih arkadaşımızla beraber olduğumuz zaman genellikle günah işlemeyiz. Ondan dolayı tek kalmamaya, tek gezmemeye dikkat etmemiz gerekir.

3. Zikir: Normal zamanlarda dilimiz zikirle ıslak olmalı. Fırsat buldukça Allah’ı zikretmeliyiz. Ta ki bu gibi durumlarda Allah’ı hatırlayıp günahtan vazgeçebilelim. Eğer biz Allah’ı normal zamanlarda hatırlarsak Allah subhanehu ve teâlâ da bu gibi durumlarda bizi hatırlar ve şeytana karşı bize yardım eder.

4. Mushaf veya kitap taşımak: Her daim Kur’an’ımız veya kitabımız yanımızda olsun, ta ki böyle bir tehlike ile karşılaştığımızda açalım ve onları okuyalım. Gözümüz onunla meşgul olduğu için başka şeyleri görmeyecektir. Veya umulur ki okuduğumuz şeyler bize etki eder ve harama bakmaktan vazgeçeriz.

5. Dua etmek: Dua, müminin silahıdır. Dua, şeytana karşı korunmanın en etkili yollarından bir tanesidir. Allah subhanehu ve teâlâ kuluna yardım edince şeytan da dahil kimse ona galebe çalamaz. Bu tür haramlara düşmemek için Allah’ın yardımına çok ihtiyacımız var. Bazen Allah subhanehu ve teâlâ kuluna yardım ederken bazı şeyleri vesile kılar. Dua da o vesilelerden bir tanesidir. Dua ederek Allah’tan yardım talep edip acziyetimizi ona yönlendirmemiz gerekir Allah kendisine kalkan elleri boş çevirmez. Sözlü olarak sürekli Allah’a şu duayı yapabiliriz:

‘Rabbim gözümü zinadan alıkoymam için bana yardım et. Senin yardımın olmadan benim bunu başarmam mümkün değildir.’

Tıpkı Yusuf’un aleyhisselam Aziz’in karısı kapıları kapatıp onunla baş başa kaldığında Allah’a sığındığı gibi…

Rabbimden diliyorum ki bu yazıyla ilk başta benim amel etmemi, sonrada bunu okuyan kardeşlerimin amel etmesini sağlasın.

Duamızın sonu Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver