Es-selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu,
Hamd, bizleri hakikatin nuruyla aydınlatan Allah’a, salât ve selam, hakkı öğreten Resûl’üne olsun.
Yaşadığımız çağ, görüntü ve sesin en keskin silahlardan biri hâline geldiği, hakikatin ise suretler arasında kaybolduğu bir zamandır. Dijital dünya, her gün yeni bir hüviyete bürünürken gördüğümüz dijital içeriklerin hakikat mi, yoksa maharetli bir yanılsama mı olduğu sorusu zihinlerimizi meşgul etmektedir. Oysaki insanoğlunun en kadim arayışı, hakkın peşine düşmek ve hakikat üzere yaşamaktır. Ayrıca Rabbimiz (cc) imanın kemali ve toplumsal birliğin sağlanması için hakkın tavsiye edilmesini bizlere öğütlemiştir.[1]
Gerçek ile kurgu arasındaki sınırların bulanıklaştığı bu çağda, müminler olarak bu teknolojiyi nasıl anlamalı, hangi bakış açısıyla değerlendirmeli ve hangi ilkesel duruşu benimsemeliyiz? Bu yazıda, deepfake’in mahiyetini, etkilerini ve bu fitneye karşı nasıl bir tavır almamız gerektiğini irdeleyeceğiz, inşallah.
Deepfake Nedir ve Nasıl Çalışır?
Deepfake (telaffuzu: dipfeyk) kelimesi, “deep” (derin) ve “fake” (sahte) kelimelerinin birleşiminden oluşur. “Deep” kelimesi, yapay zekânın bir alt dalı olan derin öğrenme (deep learning) teknolojisini ifade ederken, “fake” kelimesi İngilizcede sahte, gerçek olmayan şeyleri tanımlar.
Bu teknoloji, bir kişinin yüzünü, sesini veya hareketlerini bir başka videoya yerleştirerek, gerçeğinden ayırt edilmesi zor içerikler oluşturmak üzerine kurulmuştur. Eğlence sektöründen siyasete kadar birçok alanda kullanılmakta olup, özellikle manipülasyon ve dezenformasyon amacıyla kötüye kullanımı büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Deepfake çalışmasının ilk adımı, öncelikle bir kişinin görüntülerini “öğrenme” aşamasına dayanmaktadır. Algoritmalar, hedef kişinin tüm yüz ifadelerini, ses tonunu ve küçük jestlerini kaydeder. Bu işlem bir dizi algoritmik sorgulama filtresinden geçer ve en sonunda bu bilgilerle sahte/yapay bir video üretilir. İnsan yapımı bu teknoloji, her geçen gün daha da gelişmekte ve gerçek ile sahtenin/suniliğin ayrımını neredeyse imkânsız hâle getirmektedir.
Biraz daha teknik bir dilde aktaracak olursak; deepfake teknolojisi, Çekişmeli Üretici Ağlar (GAN – Generative Adversarial Networks) adı verilen yapay zekâ sistemlerini kullanır. Bu sistemde iki yapay sinir ağı, tabiri caizse birbiriyle yarışır. Üretici (Generator) ağ, gerçek görüntüleri analiz ederek benzer görüntüler üretmeye çalışır. Kişinin yüz hatları, mimikleri, ses özellikleri gibi karakteristik özelliklerini öğrenir. Ayırt edici (Discriminator) ağ ise üretilen görüntünün gerçek mi sahte mi olduğunu tespit etmeye çalışır. Bu iki ağ sürekli birbirleriyle rekabet hâlinde çalışarak zamanla daha gerçekçi sonuçlar üretir. Sistem çok sayıda görüntü üzerinde eğitilerek kişinin karakteristik özelliklerini öğrenmiş olur.
Deepfake videolar genellikle ya yüzleri değiştirir ya da yüz ifadelerini manipüle eder. Yüz değiştirmede, -şekildeki üst temsilde[2] olduğu üzere- soldaki yüz başka bir kişinin suratına yerleştirilir. Yüz manipülasyonunda ise -şekildeki alt temsilde olduğu gibi- soldaki yüzün ifadeleri noktasal olarak sağdaki yüz tarafından taklit edilir.[3]
Deepfake olası tehditleri
Hakikatin bulanıklaşması → Gerçek ve sahte arasındaki sınır bulanıklaştıkça güvenilir bilgiye ulaşmak zorlaşır.
Dijital iftiraların yaygınlaşması → Kişilerin itibarı sahte video ve ses kayıtlarıyla yok edilebilir, masum insanlar iftiraya uğrayabilir.
Toplumsal güvenin sarsılması → Deepfake içerikleri, bireyler ve devletler arasında fitneye yol açarak güven ortamını zedeler.
Hukuki ve ahlaki çıkmazlar → Adalet sisteminde delil kabul edilen kamera ve ses kayıtları güvenilirliğini yitirebilir.
Kişisel ve kurumsal güvenlik zafiyetleri → Ses ve görüntü taklitleriyle banka dolandırıcılığı, kimlik sahtekârlığı gibi suçlar artabilir.
Bilgi kirliliği ve manipülasyon → Deepfake, propaganda ve sahte haberlerle kamuoyunu yanıltmak için güçlü bir araç hâline gelebilir.
İnsan onurunun zedelenmesi → Bireylerin mahremiyeti ve kişilik hakları hiçe sayılarak manipülatif içeriklerle saygınlıkları yok edilebilir.
Dinî değerlerin tahrifi → İnanç ve ahlaki değerler, deepfake yoluyla çarpıtılarak toplum üzerinde olumsuz etki oluşturabilir.
Psikolojik ve sosyal etkiler → Sürekli şüphe içinde yaşamak bireylerde kaygı bozukluklarına yol açabilir, toplumda paranoya ve güvensizlik ortamı oluşabilir.
Teknolojik güç dengelerinin değişmesi → Yapay zekâ destekli deepfake teknolojisi, kötü niyetli kişiler veya devletler tarafından silah olarak kullanılabilir.
Gerçeklik çağının sonu mu geliyor?
Deepfake, dijital gerçekliğin bittiği yer mi, yoksa sadece algımızın yeniden şekillendiği bir dönem mi? Teknoloji gelişmeye devam ederken, bizim de sorgulama yetimizi tazelememiz ve güncellememiz gerekiyor. Sanal ortamda paylaşılan her içeriğin güvenilirliğini doğrulamak ve eleştirel düşünmek artık hiç olmadığı kadar önemli.
Bu durum esasında geçmişte de böyleydi. İlkel yöntemlerle derin sahtecilik yapanlar/münafıklar vardı. Rabbimiz (cc) mutlak hikmet sahibi ve müminlere dost olmasının bir tecellisi olarak özelde Nebi’sine genelde İslam ümmetine şöyle buyurmuş ve yol göstermişti:
“İnsanlardan öylesi vardır ki; dünya hayatına dair söyledikleri senin hoşuna gider/sözleriyle seni etkiler. O, kalbinde olanın (iyilik, güzellik, ıslah) olduğuna dair Allah’ı şahit tutar. Oysa o, düşmanın en beter olanıdır.”[4]
Bu ayet günümüzdeki deepfake teknolojisinin meydana getirdiği duruma işaret eder gibidir. “Düşmanın en beteri” tabiri ise gerçekten bu teknolojiyi daha da düşündürücü kılmaktadır. Çünkü bu teknoloji de görünüşte hoşa giden, etkileyici ama özünde gerçek olmayan içerikler üretir. Batılın elinde bir tür dijital münafık rolü oynar. Toplumun huzurunu kaçırır, güven ortamını erozyona uğratır.
“Onları gördüğünde cüsseleri/kalıpları hoşuna gider. Konuşacak olsalar sözlerini dinlersin. Onlar, (kendi başına ayakta duramayan, meyve vermeyen,) duvara yaslanmış kütük gibilerdir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. (Dış görünüşleriyle cesur, özü sözü bir görünseler de iç dünyalarında korkak ve her şeyden ürken bir yapıları vardır.) Asıl düşman onlardır, onlardan sakın. Allah, onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar?”[5]
Bu ayet de dış görünüşün aldatıcılığına dikkat çeker. Deepfake teknolojisi batıl emeller için kullanıldığında tam da bunu doğurur: dışarıdan çok gerçekçi görünen ama özünde sahte olan suretler.
Çözüm yolu ise nettir: Gelen her bilgiyi araştırmak, doğruluğunu teyit etmek. Bu, günümüzde deepfake içeriklere karşı da en etkili yöntemdir diyebiliriz.
“Ey iman edenler! Fasık biri size bir haber getirdiğinde, onu (iyice araştırıp doğru olup olmadığını) açıklığa kavuşturun. Ta ki bilmeden bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmayasınız.”[6]
Tüm bu ayetler, modern teknolojinin var ettiği sorunlara karşı 1400 küsur yıl öncesinden bugüne ışık tutar niteliktedir. Bize düşen, bu ilahi rehberliği günümüz şartlarında doğru yorumlayıp uygulamaktır.
Sonuç olarak
Deepfake teknolojisi, hakikati çarpıtma ve insanları yanıltma potansiyeliyle modern çağın en büyük fitne araçlarından biri olarak değerlendirilebilir. Bu teknolojiye yaklaşırken, kişisel önyargılardan ve duygusal reflekslerden arınmış, objektif bir bakış açısı geliştirmek azami derecede önem arz ediyor. İnsanların kişisel çıkarları veya ön yargıları, deepfake içeriklerin meydana getirdiği yanılsamaya kapılmalarına neden olabilir. Bu yüzden, dijital içerikleri eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirme ve doğru bilgiye ulaşma sorumluluğumuz her zamankinden daha önemlidir.
Peki, başka ne gibi tedbirler alınmalı ve ne gibi çözümler sunulmaktadır? Bu teknolojinin faydalı yanları nasıl kullanılabilir? Bu yapay zekâ modeline dair avantajlar, zorluklar ve etik çerçeveler hakkında neler söylenebilir? Bu sorulara bir sonraki yazımızda daha detaylı yer vereceğiz, inşallah.
Rabbimiz (cc) bizleri ilkel veya çağdaş tüm yalan, aldatma ve fitnelerden muhafaza etsin. Hakkı hak bilip ona tabi olmak; batılı batıl bilip ondan uzaklaşmakla rızıklandırsın.
[1] bk. 103/Asr, 3
[2] Resim ve makalenin kaynağı, https://www.gao.gov/assets/gao-20-379sp.pdf
[3] Anlaşılması için örnek bir videodur: https://www.youtube.com/watch?v=-768yziBkQI
[4] 2/Bakara, 204
[5] 63/Munafikûn, 4
[6] 49/Hucurât, 6
İlk Yorumu Sen Yap