Selam olsun sana,
Ey beklenen!
Selam olsun sana,
Ey gözlenen!
Selam olsun,
Ey şehidin yaktığı meşâle!
Selam olsun,
Ey dualara nakşedilen umut!
Selam olsun,
Ey davetçilerin dilinde kalplere atılan tohum!
Selam olsun,
Ey göz aydınlığı, gönül gülşeni!
Selam olsun sana,
Ey büyüyecek olan!
…
Büyü ve
Bir kardelen gibi yetiş kışımıza
Cemre olup düş havamıza
Suyumuza ve toprağımıza
Çorak coğrafyamız dursun bahara
Bülbüller ötsün kurumuş bağımızda
Ve sen çocuk,
Doğmamaya ant içmiş şafağın
Sarılıp boğazına,
Müjdesini ver nurlu sabahın
Hira’dan ve Ebu Kubeys tepesinden
Işık taşı, uzayan ve yoran gecemize
Büyü çocuk!
Büyü ki sönsün mumlarımız
Büyü ki yeşersin umutlarımız
Büyü ki tazelensin sevdalarımız
Büyü çocuk!
Tebessüm olup yüzümüze
Destan olup dilimize
Müjde olup sözümüze
Fer olup gözümüze
Derman olup dizimize düş,
Büyü çocuk!
Sevincimiz tekbirlere
Coşkumuz zafer marşlarına karışsın
Bayram geldi sansın sesimizi duyanlar
Sen büyü ki bayram gibi yaşansın bayramlar
…
Büyü çocuk!
Kendin için olmasa bile, bizim için,
Duadan nasır tutmuş avuçlarıyla seni yakaran
Gecenin koynuna bir umut diye seni saklayan
Uzun voltalarda seni konuşan Yusuflar için
Büyü çocuk!
Bir enkaz başında, çaressizce bekleyen babalar için
Dağlardan kekik toplamayı unutmuş
Sokaklardan ceset parçaları toplayan analar için
Sabrıyla, sabrı utandıran mazlumlar için
Büyü çocuk!
Elinde mavzeri, yorgun gözlerle ufka bakan yiğitler için
Kalbi kırık, Muhammed çiçeği yetimler için
Görüş kabinlerinde büyüyen küçük mahpuslar için
Vuslata kurulu, sevdalı yürekler için
Büyü çocuk!
Âl-i Selul işgalinde Kâbe için
Esaret altında Aksa için
Dinmeyen sızı Halep için
Hikmet gülleri solan Yemen için
Ve kibirli uçakların ölüm kustuğu
Rakka için, İdlip için, Bağuz için
Feryadı asumanı saran Arakan için
İlme hasret Bağdat için
Büyü çocuk!
Zulmü temsil eden şu yüksek duvarları
Kedilerin aslanların başında beklediği şu çirkin zindanları
Ve ardı ardına kapanan şu soğuk kapıları
el-Fettah olanın adıyla aç,
Baharı avuçlayıp dağlarından yurdumun
Bahara hasret hücrelere taşı
Demir ve betonun küfüne inat
Kasımpatı, ıhlamur, peygamber çiçeği koksun ellerin,
Büyü çocuk!
Büyü ki ayaklansın virane şehirlerimiz
Gaz değil, pide koksun iftar vakti caddelerimiz
Mütebessim babalarla şenlensin evlerimiz
Papatyadan taç örsün çocuklarına annelerimiz
Bilirim, kalp kırıklığı geçmez yetimin
Ama büyü ki yürekten gülsün yetimlerimiz
Görüş kabinlerinde büyümesin çocuklarımız
Allah için büyü, büyü ki;
Kavuşsun dikenli tellere takılan sevdalarımız
Büyü çocuk!
Siyahlar giyinse de
Taze bir gelin gibi şen olsun Kâbe
Etrafına dikili Kapitalizm putları yıkılsın
Lat’ın, Menat’ın ve Âl-i Selul’un yüzü kararsın
Büyü ki; Muhammed’in yüzü
Ayın on dördü gibi aydınlansın,
Büyü çocuk!
Davud’un Zebur’undan bir zikir tuttursun Aksa’nın kırlangıçları
Başını dayadı mı bir şair eşiğine
İnilti duymasın,
Alnından öpsün secdeye varan misafirlerini
Alnından öpsün mubarek topraklar
Nurettin minberine çıksın bir Selahattin
‘O büyüdü ve bitti’ desin
Ve bitsin utanç içindeki esaretimiz
…
Dinle çocuk!
Dinle ey yaklaşmakta olan!
Sana selam edenden dinle,
Seni müjdeleyenden dinle,
Büyümen bize bahar, onlara matem olacak
Kim mi onlar?
Meydanlarda Rahman’ın
Kapalı kapılar ardında şeytan ayetleri okuyan siyasetçiler mesela,
Rezidanslarda arınan, gökdelenlerde ihale kovalayan züht ehli şeyhler mesela,
Tiyatrocu olacakken ekran vaizi olmuş şaklabanlar mesela,
Her yıl iki umreyi, iki de işçi öldrümeyi aksatmayan mücahid müteahhitler,
Sevinmeyecek mesela;
Üçyüzbir lira fazla kazanmak için, Üçyüzbir insanı diri diri toprağa gömenler,
Babası zengin diye, cinayet işleme özgürlüğü olan züppeler,
Sevinmeyecek mesela
Gözleri aydınlığa kör
Kulakları hakka sağır
Vicdanları zulme duyarsız yarasalar,
Vatan millett naraları atıp
Çocuklarını askerden muaf tutanlar
Vatan kurban istiyorsa;
Ölümü asgari ücretlilere layık bulanlar,
Sen büyüme diye tuzaklar kuracak
Dağları yerinden oynatan hileye başvuracak
Ekini ve nesli ifsad edecek
Mallarını bu yolda harcayacaklar,
Onlar yenilecek çocuk,
Yenilecek ve cehenneme sürülecekler
…
Dinle çocuk!
Dinle ey gözlenen!
Dinle ey yaklaşmakta olan!
Büyüyecek ve dikileceksin Firavun karşısına
Elinde asası olacak Musa Peygamberin,
Nemrud’un sarayını yakacaksın İbrahim ateşiyle
Yandıkça selamete ersin diye insanlık,
Muhammed’in sözü büyüyecek dilinde
Bir daha, bir daha güneş doğacak
‘Ben okuma bilmem’ diyen mustazafların eliyle,
Sonra,
Allahu Ekber diyeceksin en gür sesinle
Sarsılacak Beyaz Saray,
Allahu Ekber diyeceksin
Delinecek Demir Kubbe,
Allaaahu Ekber
Dağılacak NATO, AB ve BM,
Allaaaahu Ekber
Ve yıkılacak Allah’la sınırlaşan parlamentolar…
Sen büyüyeceksin
Mazlumlara şefkatin büyüyecek,
Sen büyüyeceksin
Zalime öfken büyüyecek,
Büyüyecek ve hesabını soracaksın
Kırılan kapıların
Mahremi çiğnenen kadınların
Babasınnı fotoğraflardan seven yavruların
Büyüyecek ve hesabını soracaksın
Mahkemeyi kadıya mülk bilen zalimlerden
Kin ve düşmanlık kusulmuş iftiranamelerden
Cehennemi bir sırıtışla kırılan kalemlerden
Allah’la aldatan insan suretli iblislerden
Hesap soracaksın Tağutlardan, mütreflerden ve müstekbirlerden…
…
Selam olsun
Ey beklenen!
Selam olsun
Ey yaklaşmakta olan!
Selam olsun
Büyü, büyü ki bayramlar mübarek olsun
İlk Yorumu Sen Yap