Es-Selamu Aleykum Kıymetli Okurlar,
Gençlerle Muamele köşemizde kaldığımız yere bu sayıda mola verip bir başka konuya temas edeceğiz: İnsan değişir mi? Atalarımızın “Yedisinde ne ise yetmişinde de odur.”, “Huylu huyundan vazgeçmez.” ve benzeri deyimleri gerçeği ne kadar yansıtıyor? İnsan değişirse nasıl değişir? Bu ve benzeri sorulara bugün beraber cevap vermeye çalışacağız.
Peygamberimiz’in (sav) her çocuğun İslam fıtratı üzerine yaratıldığını söylediği hadisi hepimiz biliyoruz. Bu hadisten yola çıktığımızda insanın daha doğduğu ândan itibaren hanîf, tertemiz, bozulmamış bir mizaçta olduğunu görüyoruz. Sağlıklı bir gelişim için birçok kriterden ikisine odaklanacağız: Yaratıldığı özün gelişebilmesi için sunulan gelişim fırsatları ve sağlıklı bir çevre tutumu. Çocuğun özünde sahip olduğu sağlıklı özelliklerin görülmemesi, gelişmesine imkân sunulmaması ve sonrasında kaderî bir imtihan olarak sağlıksız değişkenlerin tutumları (sağlıksız anne, sağlıksız baba, sağlıksız öğretmen, ev ve okul sistemleri vb.) karşımıza çıkıyor. Bunların etkisiyle o tertemiz fıtrat bu sağlıksız çevreyle baş edebilmek için sağlıksız yollar geliştiriyor. Böylelikle fıtrat bozulmaya başlıyor. Bu sağlıksız baş etme yolları çocuk için çıkış yolu oluyor. Ve bu davranışlar, müdahale edilmediğinde kalıcı hâle gelip çocuğun karakterine sirayet ediyor. Daha sonrasında çocuk bu baş etme yollarının kendi karakteri olduğuna inanmaya başlıyor. Kendi özündeki özelliklerini unutuyor. Çünkü zaten özünde olduğu hâliyle kabul, sevgi, saygı görmedi ki değişmek zorunda kaldı. Hâliyle hayatta durumlarla baş ettiği yollar onun sahip olduğunu zannettiği yeni karakteri oldu. Ne demek istiyoruz? Örnekler üzerinden ilerleyelim. Mesela fıtratında samimi ve fedakâr olan bir çocuk aile içinde yeteri kadar sevildiğinde sevilme ihtiyacını en çok Allah’a (cc) yöneltir, zira insani sevgi ihtiyacı karşılanmıştır ve fıtratındaki sevgi ihtiyacı daha ulvi bir sevgiye ihtiyaç duyar. Fakat aile içinde sevilmediğinde sevgi ihtiyacı karşılanmaz. Bu sevgiyi elde edebilmek için çocuk şu doğrultuda davranmaya başlar: “Anne babamın beni seveceği şekilde davranmalıyım ki beni sevsinler.” Eğer anne baba okul başarısını önemsiyorsa çok çalışkan bir çocuk olur. Eğer anne baba uslu çocuk olmasını önemsiyorsa hiçbir şeye sesini çıkarmayan “uslu” bir çocuk olur. Eğer anne baba zekâ veya beceriyi önemsiyorsa birçok beceriye sahip olmaya çalışan bir çocuk olur. Eğer anne baba ev işlerinde, yemekte iyi olmasını önemsiyorsa çocuk pek hamarat, pek titiz olur. Çünkü bunları yaptığı takdirde sevilecek, saygı görecek, takdir görecektir. Çocuk, bu şekilde davranışlar geliştirerek anne babasının sağlıksız tutumuyla baş etmeye çalışır. Bu baş etme yolu zamanla karakterini tanımladığındaki sıfatlara dönüşür: “Ben çok titizimdir. Ben çok çalışkanımdır. Ben çok samimiyimdir. Ben fedakârımdır. Ben gelişmeyi çok önemserim.” Bu ve benzeri birçok sıfat çocuğun özünde de olabilir. Fakat burada bahsettiğimiz daha sonrasında, var olabilmek için kazanmak zorunda kaldığı sıfatlar da olabilir. Bu sıfatların kendi karakteri olduğuna inanmaya başlar. On yıl, on beş yıl beraber yaşadığı bu sıfatları, bu yönlerini nasıl kendinden ayırabilir ki? Böylelikle özünü unutmuş olur, kendine yabancılaşır.
Her insanın kendi aile atmosferinde sağlıksız durumlarla baş etmek için bulduğu yollar birbirinden farklıdır. Burada insan kendi baş etme yollarını düşünmeli ve tespit etmelidir. Bu baş etme yolları yetişkinlik döneminde hâlâ davranışlarımız olarak devam ediyorsa, kendi davranışımız kendi hayatımızı zorlaştırıyorsa değişim bu noktada bir ihtiyaç hâline gelmekte. Zira bu davranışları devam ettirmek yetişkinlik hayatımızda birçok probleme sebep olmakta. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi sevilmek için karşıdakinin isteğine göre yaşayan bir çocuk yetişkin olduğunda yine insanların isteklerine göre yaşamaya devam edecektir. Anne babasının başarıyı önemsemesinden dolayı sürekli çalışan çocuk yetişkin olduğunda başarı peşinde koşacak, sık sık başarısızlık duygusunu yaşayacak ve çoğu işinde çabuk pes edecektir. Ev işleri veya yemek yaptığı takdirde kabul görmüş çocuk yetişkin olduğunda yemek yapmak istemeyecek, hatta ev işlerine elini bile sürmek istemeyecektir. Veya bu özelliklerinde aşırıya gidip onun güçlü yanıymış gibi bununla övünecektir. Bu davranışların sağlıklı bir seviyeye dönüşmesi için insanın çabalaması tam olarak bahsettiğimiz değişimi ifade eder. Tamamıyla bambaşka bir birey olmak değil, sivri olan yanlarımızı itidalli hâle çekmek, sağlıksız olan davranışlarımızın yerine alternatif olanları edinmek… Burada kişi neyin özü olduğunu, değişmesi ve değişmemesi gereken özelliklerini tespit etmelidir. Bu yönlerimizi keşfedebilmemiz için Gençlerle Muamele köşesinde her bir duygusal ihtiyacımızı ve bu duygusal ihtiyaçların bizde oluşturduğu davranışları geçtiğimiz sayılarda ele aldık. Bu yazılar eşliğinde insanın kendisini gözlemlemesi, tanımaya çalışması ve özelliklerini fark etmesi değişimin ilk adımı. İkinci adımda ise değişmesini istediği özellikleri tespit edebilmek için aşağıdaki birkaç soruya cevap vermenizi isteyeceğim:
Hangi özelliklere sahip olmaktan memnunum? | |
Hangi özelliklere sahip olmaktan memnun değilim? | |
Neleri severim? | |
Neleri sevmem? | |
Benden neleri yapmam beklenirdi? | |
Kendim gibi olmaya çalıştığımda beni zorlayan şeyler neler? | |
İnsanlarla ilişkilerimde beni zorlayan şeyler neler? | |
Hangi özelliklerim çevremdeki kişilerde negatif etkiler oluşturuyor? | |
Önümüzdeki üç ay içerisinde bir şeyi değiştirecek olsam ilk hangi özelliğimi değiştiririm? | |
Bu özelliğimin hangi yönlerini değiştirmek istiyorum? | |
Bu değişim için adımlarım neler olmalı? (En az üç adım) | 1. 2. 3. |
Son olarak bir insanın birkaç ayda değişmesi elbette mümkün değildir. Bu çabanın hayatımız boyunca devam edecek bir süreç olduğunu bilmek ve bununla beraber hedeflerimizde planlama yapmak bize iyi gelecektir. Bu ay insanın değişebilmesine dair bazı noktaları sizlerle ele aldık. Sağlıksız baş etme yollarının nasıl edinildiğinden ve değişim için insanın üzerine düşünmesi gereken bazı noktalardan bahsettik.
Rabbimiz (cc) bizi kendisinden razı olduğu kullarından eylesin, gelecek sayıda görüşmek üzere.
İlk Yorumu Sen Yap