RIZKI CELBEDEN YİRMİ AMEL

Allah’ın izniyle bu yazımızda rızkı celbeden yirmi amele değineceğiz. Öncesinde Yüce Allah’ın sünnetlerinden bir sünneti hatırlatmakta fayda görüyorum. Allah (cc) kâinatta her şeyi sebep sonuç ilişkisi bağlamında yaratmıştır. Konumuz bağlamında Meryem’in (as) hurma ağacını sallamasına değinen ayeti örnek verebiliriz. Pasajı hatırlayalım:

“Doğum sancıları onu bir hurma ağacına yaslanmaya zorlamış ve ‘Keşke!’ demişti, ‘Bundan önce ölseydim de tamamen unutulup gitseydim.’ (Biri) altından ona seslenmiş ve demişti ki: ‘Üzülme! Rabbin altında bir ırmak kıldı. Hurma dalını kendine doğru silkele! Üzerine yeni çıkmış taze hurmalar dökülüversin. Artık ye, iç ve gözün aydın/için ferah olsun.’ ”[1]

Hurma ağacını yirmi yetişkin erkek dahi sallasa yerinden oynatamazlar. Kaldı ki gebe olup rahatsızlığının şiddetinden ölmeyi temenni eden bir kadının sallaması ile ince bir kavak bile sallanmaz. Bundandır ki İmam Nevevî, Riyâdu’s Sâlihîn isimli eserinde “Velilerin Kerametleri ve Faziletleri” isimli bir başlık açmış ve hemen ilk sıralarda yukarıda paylaştığımız ayetleri aktarmıştır.[2]

Fakat Yüce Allah vereceği rızka bir sebep kılmak istiyor. Evet, Meryem’in bu hareketi ağacı yerinden kıpırdatamasa da rızık için bir çaba göstermesi, bir hareket ortaya koyması isteniyor.

“Sizin için yeryüzünü zelil (üzerinde yaşamaya elverişli) kılan O’dur. O’nun yollarında yürüyün ve rızkından yiyin. Diriliş O’nadır.”[3]

Şöyle bir hikâye dinlemiştim arkadaşımdan:

“Adamın biri biraz hasta ve üzgün bir şekilde evde beklerken, ‘Madem Allah rızka kefildir, ben de her zaman bu saatte rızkımı yerim. Yerimden bile kıpırdamayacağım, bakalım rızkım gelecek mi?’ der.

Biraz sonra komşusu yemek yaptığından bu adama da bir tabak doldurur, kapısını çalar ve kapıdan, ‘Komşum orada mısın, yemek getirdim.’ diye seslenir.

Bizim adam biraz da şaşkınlıkla ses çıkarmadan bekler. Komşu, adamın ayakkabısı dışarıda olmasına rağmen içeriden hiç ses çıkmaması nedeniyle biraz endişelenir. Aralarındaki samimiyetten kapıyı açıp elinde tabakla içeride ufak bir tur atar. Adamı görüp bir sorun olmadığını görünce, ‘Hamdolsun, boş yere endişelenmişim.’ diye mırıldanıp kapıya yönelir. Tam kapıyı kapatmak üzereyken bizim adam, ‘Öhö, öhö!’ diye öksürür. Komşusu tekrar girip yemeği verir.

Adam da, ‘Allah rızkı gönderir göndermesine de bir ‘Öhö, öhö!’ de yapmak gerekiyormuş.’ der.”

Yüce Allah’tan (cc) kendim ve kardeşlerim için dünya ve ahirette afiyet istiyorum. Rabbim bu yazıyı hayırlara vesile kılsın. Allahumme âmin.

1. Kişinin inancında istikamet üzere olması:

“Şayet onlar, (İslam) yolu üzere istikamet ehli olsalardı onlara, (her türlü hayrı kendisiyle elde edecekleri) bol su (yağmur) verirdik.”[4]

2. Günahlardan sakınmak:

Sevbân’dan rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kul, işlediği günah sebebiyle rızıktan mahrum bırakılır.”[5]

3. Akrabalık bağlarını gözetmek:

Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Rızkının genişletilmesini ve ömrünün uzamasını isteyen kişiler anne ve babasına iyi davransın ve akrabalarını da gözetsin.”[6]

4. Takvalı olmak:

“Kim de Allah’tan korkup sakınırsa (Allah,) ona bir çıkış yolu kılar. Ve onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır.”[7]

Alî’den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Her kim ömrünün uzatılmasını, rızkının genişletilmesini, kötü ölümün uzaklaşmasını istiyorsa Allah’tan korksun.”[8]

5. Anne baba ile iyi geçinmek:

Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Rızkının genişletilmesini ve ömrünün uzamasını isteyen kişiler anne ve babasına iyi davransın.”[9]

6. İnfak etmek:

“Mallarını Allah yolunda infak edenlerin misali, yedi başak vermiş ve her bir başakta yüz dâne bulunan tohumun misali gibidir. Allah dilediğine (amelinin karşılığını) kat kat arttırır. Allah (ihsanı ve lütfu bütün varlığı kuşatacak kadar geniş olan) Vâsi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir.”[10]

Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Hiçbir kulun malı, sadaka nedeniyle azalmamıştır. Bir kul, (insanları) affettiği sürece Allah da onun izzetini arttırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterirse muhakkak ki Allah, onun derecesini yükseltir.”[11]

7. Çokça istiğfar etmek:

“Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlanma dileyin. Çünkü o (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğaffâr’dır. (İstiğfarınıza karşılık) üzerinize gökten bolca yağmur yağdırır. Size mallar ve çocuklarla yardımda bulunur, sizin için bahçeler ve nehirler var eder.’ ”[12]

İbni Abbâs’tan (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kim istiğfara yapışırsa Allah bütün darlıklarında ona çıkış ve bütün dertlerinde ona genişlik verir ve onu asla hesap edemeyeceği yerlerden rızıklandırır.”[13]

8. Allah’a itaat etmek:

“Hiçbir nefis, ömrünü tamamlamadan ve rızkını eksiksiz almadan ölmez. O hâlde rızkınızı güzel bir şekilde talep edin. Rızkın gecikmesi sizi, onu Allah’a isyan ederek aramaya sevk etmesin. Çünkü Allah Teâlâ’nın yanında olan (nimetler), ancak O’na itaat ile elde edilir.”[14]

9. Evlenmek:

“İçinizden evli olmayanları, köle ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Şayet fakirlerse, Allah onları ihsan ve lütfundan zengin kılacaktır. Allah (ihsanı ve lütfu bütün varlığı kuşatacak kadar geniş olan) Vâsi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir.”[15]

10. Hicret etmek:

“Kim de Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde barınabileceği çokça belde ve (her konuda) genişlik bulacaktır. Kim de Allah’a ve Resûl’üne hicret etmek için evinden çıkar sonra (yolda) ölürse onun ecri Allah’a aittir. Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.”[16]

11. Hac ile umreyi birlikte yapmak:

İbni Mes’ûd’dan (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Hac ve umreyi beraber yapınız çünkü hac ve umre günahları ve fakirliği giderir. Tıpkı demir, altın ve gümüşün kir ve pasını körüğün giderdiği gibi. Kabul edilmiş haccın sevabı da ancak cennettir.”[17]

12. Dua etmek:

“O’ndan istediğiniz her şeyi size vermiştir. Şayet Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, O’nun nimetlerini saymakla bitiremezsiniz. Şüphesiz ki insan, çokça zulmeden ve pek nankör bir varlıktır.”[18]

Ummu Seleme’den (r.anha) şöyle rivayet edilmiştir:

“Allah Resûlü (sav) sabah namazını kılıp selam verdiği zaman şu duayı okurdu: ‘Allah’ım! Senden yararlı ilim, helal rızık ve kabul edilmiş amel isterim.’ ”[19]

13. Verilen rızıklar için hamdetmek:

“(Yine hatırlayın ki) Rabbiniz, ‘Andolsun ki şükrederseniz kesinlikle arttırırım, nankörlük ederseniz şüphesiz, benim azabım pek çetindir.’ diye ilan etmişti.”[20]

14. Çocuk sahibi olmak:

“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onların da sizin de rızkınızı biz veriyoruz. Şüphesiz onları öldürmek, pek büyük bir günahtır.”[21]

15. Namaz kılmak:

“Ailene namazı emret, sen de onda sabırlı/kararlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz. Biz seni rızıklandırıyoruz. Akıbet takvanındır. (Takvalı olanlarındır.)”[22]

16. Günün erken saatlerinde çalışmaya başlamak:

Umâre ibni Hadîd (rh) Sahr El-Ğâmidî’den (ra) şöyle rivayet etmiştir:

“Nebi (sav) şöyle dua etti: ‘Allah’ım ümmetime gündüzün ilk vakitlerini bereketli kıl.’ O bir seriyye göndereceğinde gündüzün ilk vakitlerinde gönderirdi. Sahr tüccar bir kimseydi ve kervanını sabah erkenden çıkarırdı. Bu yüzden zenginleşti ve malı çoğaldı.”[23]

17. Zekât vermek:

“Allah, faizin bereketini siler, sadakaları ise artırır. Allah, (faizi alışveriş gibi helal sayan) kâfiri ve (faizle muamele eden) günahkârları sevmez.”[24]

Abdullah ibni Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Mallarının zekâtını vermeyen topluma yağmur gönderilmez, hayvanlar olmasa onlara yağmur da yağdırılmaz.”[25]

18. Fakir ve zayıf kimselerle aynı ortamlarda bulunmak:

Mus’ab ibni Sa’d’dan (rh) şöyle rivayet edilmiştir:

“Babam Sa’d (cesur ve varlıklı olduğu için) ashâbın geri kalanına göre kendisinin daha imtiyazlı ve üstün olduğunu düşünürdü. Bunu fark eden Nebi (sav) şöyle dedi: ‘Sizler içinizdeki zayıf olanlarınızdan başka bir sebepten dolayı mı yardım olunduğunuzu ve rızıklandığınızı sanıyorsunuz?’ ”[26]

Ebû Derdâ’dan (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Bana zayıfları çağırın! Çünkü siz ancak zayıflarınız sayesinde rızıklanır ve yardım görürsünüz.”[27]

19. Tartıda hile yapmamak, ticarette düzgün biri olmak:

Abdullah ibni Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve başlarındaki hükümdarların zulmü ile cezalandırılırlar.”[28]

20. İbadetlerle ve dine hizmetle meşgul olmak:

Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle demiştir:

“Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Ey Âdemoğlu! Her durumda kendini bana ibadete ver ki gönlünü zenginlikle doldurup ihtiyacını gidereyim. Fakat böyle yapmazsan ellerini meşguliyetle doldurur ihtiyaçlarını da gidermem.’ ”[29]


[1] 19/Meryem, 23-26

[2] bk. Riyâdu’s Sâlihîn, Dâru İbni Kesîr, 253. Bab

[3] 67/Mulk, 15

[4] 72/Cin, 16

[5] Ahmed, 22438

[6] Ahmed, 13401

[7] 65/Talâk, 2-3

[8] Ahmed, 1231

[9] Ahmed, 13401

[10] 2/Bakara, 261

[11] Müslim, 2588

[12] 71/Nûh, 10-12

[13] Ebu Davud, 1518

[14] Mirkâtu’l Mefâtîh Şerhu Mişkâti’l Mesâbîh, 8/3322

[15] 24/Nûr, 32

[16] 4/Nisâ, 100

[17] Tirmizi, 810

[18] 14/İbrâhîm, 34

[19] İbni Mace, 925

[20] 14/İbrâhîm, 7

[21] 17/İsrâ, 31

[22] 20/Tâhâ, 132

[23] Ebu Davud, 2606

[24] 2/Bakara, 276

[25] İbni Mace, 4019

[26] Buhari, 2896

[27] Ebu Davud, 2594

[28] İbni Mace, 4019

[29] Tirmizi, 2466; İbni Mace, 4107

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver