UMRE GÜNLÜĞÜM

Misafirler vardır hayatımızda evimize konuk olurlar. Kimi habersizdir, Allah ne verdiyse ikram ederiz. Atamız İbrâhîm (as) bir hayvanı kesip getirmiş misafirlerine, ikramımıza Halil İbrahim sofrası deriz. Yine de daha iyisini yapsaydık, diye hayıflanırız. Zira misafire yedirmeyi İslam’ın en hayırlı amellerinden sayarız.

Misafir olduğumuzda ise biz nasıl ihtimam gösterdiysek benzer bir muameleyle karşılaşırız. Kapı önünde karşılanır, baş köşede ağırlanırız. Haberliyse ziyaretimiz birçok ikramla karşılaşırız. Ev sahibi bizi memnun etmek için çabalar. Bu ilgiden utanırız.

Bir de öyle bir misafirlik vardır ki eşsizdir.

Ne gittiklerinize benzer ne sizin ağırladıklarınıza.

Karşılandığınız kapı Bâbu’s Selâm kapısıdır.

Gözünüze ilk ilişen manzara Ev’in kalabalıklığıdır.

Burnunuza gelen koku misk ve amber karışımıdır.

Gözlerinizin gördüğü yapı atalarınızın inşasıdır.

İçeri süzülünce Sahn’da yer gösterirler size.

Bakışlarınız kalakalır cennetten gelen süslere…

Ev’in sahibi oldukça cömerttir.

İlk ikramı, evini gezdirmesidir.

Dört köşesini döner döner seyredersiniz.

Bakmaya doyamaz dokunmak da istersiniz.

Elinize değer gülün, amberin, miskin kokusu

Ömür boyu yıkamasam da elimde kalsın kokusu.

Her adımınızı attıkça günahlarınızı döker,

Bu dönüşlere Ev Sahibi, “tavaf” der.

Bir tavaf köle azad etmektir.

Köle azad eden azad-ı cehennemdir.

Her uzvunu nasıl kurtardıysan kölenin

Tavafla kurtulacak ateşten, günahkâr bedenin.

İkramı bununla da bitmez Ev Sahibi’nin.

Her vakit ezanla durursun huzurunda.

Gözlerin yerde değil, Evin cephesinde, avlusunda

Bu namazı sakın kıyaslama başka mesciddekilerle.

Beyt’te kıldığın bir namaz yüz bin namaza denk hadislerde.

Selam verir ellerini semaya doğrultursun

Bunu bana nasip ettin ya, der gözyaşına boğulursun

Dilin hamdeder, sen ağlamaktan yorulursun.

Su ikram eder sana, bildiğin sulardan değil

Yorgunluğunu da alır hüznünü de,

Şimdi, Ey Râkiîn ve Ey Sâcidîn! Allah’ın Evi’nde yeniden saygıyla eğil.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver