Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun… Salât ve selam Muhammed b. Abdullah’a, onun ailesine, ashabına ve din gününe kadar onun getirdiği hidayete tâbi olanların üzerine olsun…
Bu bölüme kadar Ulumu’l Kur’an’a özel olan meseleleri işledik. Bu yazımızla beraber, kitabımızın ikinci ünitesine başlayacağız. Bu ünite genel olarak ‘Kur’an’ın Senediyle Alakalı Mevzuları’ incelemektedir. Ünite altı bölümden oluşmaktadır:
• Birinci, ikinci ve üçüncü bölümler: Mütevatir, Ahad ve Şaz kıraatler bahsini incelemektedir.
• Dördüncü bölümde Allah Rasûlü’nden nakledilen bazı kıraat örnekleri verilmektedir.
• Beşinci ve altıncı bölümde ise, sahabe ve tabiinden Kur’an kıraati konusunda meşhur olanlara değinilmektedir.
•••
Zemzemi’nin rahimehullah bu konu ile alakalı söylediklerini aktarmadan önce Kıraat ilmi hakkında birtakım bilgileri paylaşmamız daha isabetli olacaktır. Burada Kıraat ilminin manasından, Meşhur Kıraat imamlarından ve günümüzde kıraatlerin durumundan bahsetmeye gayret edeceğiz. Estaizubillah…
Kıraat İlmi Nedir?
Kıraat ilmi Kur’an ilimlerinin altında incelenen önemli ve geniş konulardan biridir.
Kıraat (القراءات) kelimesi lügatte; (قراءة) mastarının cemisidir. (قراءة) Okuyuş, (القراءات okuyuşlar anlamına gelir.
Kıraat ilminin ıstılah anlamı konusunda farklı tanımlar yapılmıştır:
Ebu Hayyan el-Endülüsi (H.745) şöyle der:
عِلْمٌ يُبْحَثُ فِيهِ عَنْ كَيْفِيَّةِ النُّطْقِ بِأَلْفَاظِ الْقُرْآنِ
“Kur’an’daki lafızların nasıl nutkedilmesi gerektiğinin bahsedildiği bir ilimdir.” [1]
Zerkeşi, (H. 794) Kıraat ilminin tanımı konusunda şöyle der:
وَالْقِرَاءَاتُ هِيَ اخْتِلَافُ أَلْفَاظِ الْوَحْيِ الْمَذْكُورِ فِي كتابة الْحُرُوفِ أَوْ كَيْفِيِّتِهَا مِنْ تَخْفِيفٍ وَتَثْقِيلٍ وَغَيْرِهِمَا
“Kıraat, harflerin yazılışında veya hafifletme, ağırlaştırma ve bunun dışındaki birçok (okuma şekillerinde) zikredilen vahyin lafızlarının değişkenliğidir.” [2]
Kıraat ilminde otorite sayılan İbnu’l Cezeri (H. 833) bu konuda şöyle der:
القراءات علم بكيفية أداء كلمات القرآن واختلافها بعزو الناقلة
“Kıraat, Kur’an kelimelerinin eda keyfiyetini ve bu kelimelerdeki ihtilafı ravilerine nispet ederek bildiren bir ilimdir.” [3]
Bu tanımlardan yola çıkarak Kıraat ilmini şöyle tanıtabiliriz:
a. Kıraat ilmi, Kur’an’daki lafızların nasıl nutkedilmesi gerektiğini inceler. Kıraat ilmi bu yönüyle tecvid ilmini kapsamaktadır.
b. Kıraat ilmi, Kur’an’ın nasıl yazılması gerektiğini inceler. Durak yapmaya veya geçmeye işaret eden alametler, hemzenin yazılışı, med yapılan yerlerin belirlenmesi, kasr, harekeleme ve noktalama gibi hususlar onun konusudur.
c. Kıraat ilmi, Kur’an’daki kelimeleri nutkederken Kıraat âlimlerinin arasındaki ihtilafı ve görüşlerin dayandığı rivayetleri inceler.
Kıraat İlmi Nasıl Oluşmuştur?[4]
Kıraat ilmi Allah Rasûlü dönemine kadar dayanmaktadır. Allah Rasûlü kendisine vahyedilen Kur’an’ı arz veya sema yoluyla, özel veya genel olarak hem kadın hem de erkek sahabelere öğretiyordu. Aşağıdaki rivayetler Allah Rasûlü’nün ashabına Kur’an eğitimi verdiğini göstermektedir:
Harise b. en-Nu’man’ın kızı anlatıyor:
مَا حَفِظْتُ ق، إِلَّا مِنْ فِي رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، يَخْطُبُ بِهَا كُلَّ جُمُعَةٍ
“Ben Kaf suresini ancak Allah Rasûlü’nün ağzından ezberledim. O her Cuma günü bu sureyle hutbe verirdi.” [5]
İbn Mesud anlatıyor:
كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُعَلِّمُنَا الِاسْتِخَارَةَ فِي الأُمُورِ كُلِّهَا، كَمَا يُعَلِّمُنَا السُّورَةَ مِنَ القُرْآنِ
“Allah Rasûlü bize Kur’an’dan bir sure öğrettiği gibi her işimizde istihare yapmamızı öğretiyordu.” [6]
Enes anlatıyor:
جَاءَ نَاسٌ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالُوا: أَنِ ابْعَثْ مَعَنَا رِجَالًا يُعَلِّمُونَا الْقُرْآنَ وَالسُّنَّةَ، فَبَعَثَ إِلَيْهِمْ سَبْعِينَ رَجُلًا مِنَ الْأَنْصَارِ، يُقَالُ لَهُمْ: الْقُرَّاءُ، فِيهِمْ خَالِي حَرَامٌ، يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ، وَيَتَدَارَسُونَ بِاللَّيْلِ يَتَعَلَّمُونَ، وَكَانُوا بِالنَّهَارِ يَجِيئُونَ بِالْمَاءِ فَيَضَعُونَهُ فِي الْمَسْجِدِ، وَيَحْتَطِبُونَ فَيَبِيعُونَهُ، وَيَشْتَرُونَ بِهِ الطَّعَامَ لِأَهْلِ الصُّفَّةِ وَلِلْفُقَرَاءِ
“Bazı insanlar Allah Rasûlü’ne gelip ‘Bizimle beraber Kur’an ve sünnet’i öğretecek kişiler gönder.’ dediler. Allah Rasûlü onlara ensar’dan yetmiş kişi gönderdi. Onlara ‘kurra’ denilirdi. Aralarında benim dayım Haram da vardı. Onlar Kur’an okur, geceleri ilim öğrenmek için kendi aralarında ders yapardı. Gündüz ise, su taşır mescide koyarlardı. Odun toplayıp satar ve onunla suffa ehline ve fakirlere yiyecek satın alırlardı…” [7]
Sahabeler Allah Rasûlü’nden Kur’an öğrenmeye gayret etmiştir. Allah Rasûlü Kur’an ayetlerini okurken harfleri nasıl telaffuz ettiğini, kelimeleri nasıl eda ettiğini ve nerelerde durak yaptığını hassasiyetle takip etmişler ve bu gibi hususları Allah Rasûlü’nden telakki etmişlerdir. Hem Allah Rasûlü hayatta iken hem de vefatından sonra insanlara Kur’an öğretmişlerdir.
Allah Rasûlü’nün insanlara Kur’an öğretmesi için Medine’ye gönderdiği Musab b. Umeyr, Yemen’e gönderdiği Ebu Musa el-Eş’ari ve Muaz b. Cebel buna örnek olarak zikredilebilir.
Allah Rasûlü’nün vefatından sonra Kur’an hıfzı ve kıraati konusunda uzman olan sahabeler Allah Rasûlü’nden telakki ettiklerine göre tabiin’e Kur’an tefsiri ve kıraati konusunda dersler vermiştir. Sahabenin eğitiminden geçen tabiin, kendilerinden sonra gelen nesle öğrendiklerini ulaştırmışlardır.[8]
Böylece Allah Rasûlü’nden nakledilen tefsir ve kıraatler, sonraki nesillere ulaşmıştır.
Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, kıraat farklılıklarıdır. Bunun hakkında Zurkani şöyle demektedir:
“Sahabenin Allah Rasûlü’nden Kur’an kıraatini alması farklı farklıdır. Onlardan kimisi Kur’an’ı Allah Rasûlü’nden bir vecihle aldı. Kimisi iki vecihle aldı. Kimisi ise daha fazla vecihle aldı. Sonra sahabe kıraatlerde farklı derecelerde iken bulundukları yerlerden ayrılıp, başka beldelerde bulundular. Tabiin sahabeden, etbau’t tabiin de tabiinden Kıraat ilmini alırken ortaya çıkan ihtilaf, işte bu sebeptendir. Bu ihtilaf Kıraat ilminde derinleşen, kurallarını ve sınırlarını belirleyen ve geldiği şekliyle yayan meşhur Kıraat imamlarına varıncaya kadar böyle devam etti. Kıraat ilminin gelişmesi ve ihtilafların sebebi böyle olmuştur…” [9]
Kıraat İmamları[10]
Sahabeden ve ondan sonra gelen nesillerden Kıraat ilmi ile iştigal etmiş olan birçok kimse vardır. Hatta bazı âlimler sadece kıraat âlimlerinin biyografilerini inceledikleri Tabakat kitapları yazmışlardır.[11]
Biz bu bölümde sadece meşhur olan on dört kıraat âliminden ve onların meşhur ravilerinden bahsetmeye çalışacağız.
1. İmam Nafi[12]
Ebu Ruveym Nafi b. Abdurrahman b. Ebu Nuaym el-Leysi. Aslen İsfehanlı olan İmam Nafi, Hicri 70 yılında doğmuş ve Hicri 169 yılında vefat etmiştir. Kıraat ilmini Medine’de yetmiş kadar tabiinden almıştır. Kıraat konusunda Medine’nin imamı olarak tanınmıştır.
Kendisinden ilim aldığı hocalarından bazıları şunlardır: Ebu Cafer Yezid b. Ka’ka’, Şeybe b. Nesah, Abdurrahman b. Hürmüz, Yezid b. Ruman. Kendisinden Kıraat ilmini öğrendiği bu âlimler ise, bu ilmi Ebu Hureyre, Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Ayyaş gibi sahabilerden almışlardır. Zikrettiğimiz bu sahabiler ise bu ilmi, Zeyd b. Sabit, Ubeyy b. Ka’b ve Ömer b. Hattab’tan, onlar da Allah Rasûlü’nden almışlardır. Bu sened ile İmam Nafi’nin kıraati Allah Rasûlü’ne dayanmaktadır.
İmam Nafi, birçok beldede birçok kişiye Kıraat ilmini öğretmiş ve yetmiş seneden fazla ders vermiştir. Onun kıraatini rivayet eden birçok öğrencisi vardır. Ancak bunlardan en meşhur olanları aşağıdakilerdir:
• Kalun lakabı ile tanınan Ebu Musa İsa b. Mina en-Nahvi (H. 120-220) Kalun () güzel/iyi anlamına gelmektedir. Bu kelimenin Yunanca bir kelime olan ‘kala’ kelimesinden geldiği ve Kalun’un da aslen Yunan biri olduğu söylenmektedir. Kıraatinin güzelliğinden dolayı Hocası Nafi’ kendisine bu lakabı vermiştir. Kalun, İmam Nafi’den birden fazla kez kıraati okumuş ve öğrendiklerini yazmıştır.[13]
• Verş lakabı ile tanınan Ebu Said Osman b. Said el-Mısri (H. 110-197). Verş kelimesi İmam Sağani’nin belirttiğine göre sütten yapılan beyaz renge sahip bir yiyecektir.[14] Verş çok beyaz bir tene sahip olduğu için kendisine böyle bir lakap verilmiştir. İmam Nafi’nin yanında baştan sona dört defa Kur’an’ı hatmederek Kıraat ilmini öğrenmiştir. Daha sonra Medine’den Mısır’a gitmiş ve orada kıraat hocalığı yapmıştır.[15]
Said b. Mansur anlatıyor:
“İmam Şafii’nin şöyle dediğini duydum: ‘Medine ehlinin kıraati sünnettir.’ Kendisine ‘Nafi’nin kıraati mi?’ diye sorulduğunda ‘Evet.’ dedi.”
2. İmam İbni Kesir[16]
Ebu Muhammed Ebu Ma’bed Abdullah b. Kesir ed-Dari.[17] Hicri 45 senesinde doğmuş, Hicri 120 senesinde Mekke’de vefat etmiştir. Kıraat konusunda Mekke’nin imamı olarak kabul edilmiştir. Arap dilinde fesahati, güzel kıraati ve vakarı ile tanınmıştır. Aynı zamanda Allah Rasûlü’nün hadislerini rivayet eden sika bir ravidir. Rivayet ettiği hadislerden bazıları Buhari ve Müslim’in Sahih kitaplarında mevcuttur.
Allah Rasûlü’nün sahabesinden Abdullah b. Zubeyr, Enes b. Malik, Ebu Eyyub el-Ensari ile karşılaşmış ve onlardan kıraat öğrenmiştir.
Kendisinde Kıraat ilmini alan ve rivayet eden birçok talebesi vardır. Ancak onun kıraatini rivayet eden iki meşhur âlim vardır:
• El-Bezzi lakabıyla tanınan Ahmed b. Muhammed b. Abdullah b. Kasım b. Ebu Bezze (H. 170-250) Dedesi Ebu Bezze’ye nispet edilerek kendisine el-Bezzi denmiştir. El-Bezzi Mescid-i Haram’da imamlık ve müezzinlik yapmıştır. İbn Kesir’den direkt olarak değil, İkrime b. Süleyman, Abdullah b. Ziyad gibi İbn Kesir’in talebeleri vasıtasıyla bu kıraati öğrenmiştir. Daha sonra bu kıraatin en meşhur ravilerinden olmuştur.[18]
• Kunbul lakabıyla tanınan Muhammed b. Abdurrahman b. Halid el-Mahzumi (H. 195-291) Kunbul () şiddetli ve sert adam anlamına gelir.[19] Kendisi sert bir yapıya sahip olduğu için böyle lakaplanmıştır. Kunbul Kıraat ilmini İbn Kesir’in direkt kendisinden değil onun öğrencileri vasıtasıyla almıştır. Hatta El-Bezzi’den ders aldığı rivayet edilir. İbn Kesir’in kıraatini rivayet eden en meşhur ravilerdendir.[20]
3. İmam Ebu Amr[21]
Ebu Amr Zebban b. el-Ala b. Ammar el-Basri. Hicri 68 senesinde Mekke’de doğmuş, Hicri 154 senesinde Kufe’de vefat etmiştir. Enes radıyallahu anh ile karşılaşmış ve ondan hadis rivayet etmiştir. Sadece Kıraat ilmi konusunda değil aynı zamanda hadis, Arap edebiyatı ve tarihi konusunda da bilgi sahibi olan bir âlimdir. Kıraat âlimleri arasında en fazla hocası ve talebesi olan âlim Ebu Amr’dır. Çünkü Ebu Amr babasıyla beraber Haccac’ın zülmünden kaçmış ve bu esnada sığındığı Mekke, Medine, Kufe ve Basra’da birçok âlimden kıraat dersi almıştır. Ebu Cafer, Asım, Mucahid, Ata, Said b. Cubeyr, Yahya b. Ya’mer, Ebu’l Aliye başlıca hocalarındandır.
Kendisinden Kıraat ilmini alan birçok kişi olmakla beraber onun kıraatini rivayet eden iki talebesi vardır:
• Ed-Duri ismiyle meşhur, Ebu Amr Hafs b. Ömer el-Ezdi ed-Duri ed-Darir (H. 150-246) Dur Bağdat’ın güneydoğusunda bir yerdir. Oraya nispetle kendisine ed-Duri denmiştir. Ed-Duri kıraatleri öğrenmek için yolculuklar yapmış ve kıraatlerin birçoğuna vakıf olmuştur.[22]
• Es-Susi ismiyle tanınan Ebu Şuayb Salih b. Ziyad b. Abdullah es-Susi (H. 183-261). Sus, Ehvaz civarında bir yerdir. Oraya nispetle kendisine es-Susi denilmiştir.[23]
Ed-Duri ve Es-Susi bu kıraati direkt Ebu Amr’dan değil, Ebu Amr’ın önde gelen talebelerinden Ebu Muhammed Yahya b. El-Mubarek el-Adevi el-Yezidi (H. 202) vasıtasıyla öğrenmişlerdir. Bu âlimin el-Yezidi diye isimlendirilmesinin sebebi Abbasi sultanlarından el-Mehdi’nin dayısı Yezid b. Mansur’un oğluna ders vermesinden dolayıdır.
4. İmam İbni Amir[24]
Ebu İmran Abdullah b. Amir b. Yezid b. Temim b. Rebia el-Yahsubi. Hicri 21 veya 28 senesinde doğmuş, H. 118 senesinde ise vefat etmiştir. Tabiinin meşhurlarındandır. O dönemde hilafetin merkezi olan Şam bölgesinin kıraat imamıdır. Emevi camisinde senelerce imamlık yapmış ve Ömer b. Abdulaziz halife olmasına rağmen ona tâbi olmuştur. Kıraat konusunda dersler vermiş ve Dimeşk’in kadılık görevini üstlenmiştir. Muaviye b. Ebi Süfyan, Vasile b. El-Eska’, Numan b. Beşir, Ebu’d Derda gibi sahabelerden kıraat öğrenmiştir. Osman’ın radıyallahu anh ya bizzat kendisinden ya da arkadaşı Muğire b. Ebi Şihab’tan da ders aldığı nakledilmiştir.
Kıraatini rivayet eden iki meşhur ravi vardır:
• Hişam ismiyle maruf Hişam b. Ammar b. Nasir b. Meysere es-Sulemi (H. 153-246) Dimaşk’in hatibi, müftüsü ve muhaddisidir. Dimeşk’te kıraat ile alakalı dersler vermiştir. İnsanlar ondan kıraat ve hadis dersi almak için başka yerlerden Dimeşk’e gelmişlerdir. Buhari, Ebu Davud, Nesai ve İbni Mace onun rivayet ettiği bazı hadisleri kitaplarına almıştır. Hişam, İbni Amir kıraatini direkt kendisinden değil, Eyyub b. Temim et-Temimi, Arrak b. el-Mirri, Yahya b. El-Haris ez-Zumari, İbni Amir yoluyla almıştır.[25]
• İbni Zekvan şeklinde meşhur olan Abdullah b. Ahmed b. Bişr b. Zekvan el-Kuraşi el-Fihri (H. 173-242). Dımeşk’te ders veren meşhur kıraat imamlarındandır. Aynı zamanda Dımeşk camisinde imamlık yapmıştır. İbni Amir kıraatini Eyyub b. Temim et-Temimi vasıtasıyla öğrenmiş ve bu kıraatın en meşhur ravisi olmuştur.[26]
5. İmam Asım[27]
Ebu Bekr Asım b. Ebu’n Necud el-Kufi. Hicri 127 yılında vefat etmiştir. Tarih kitaplarında imam Asım’ın doğum tarihi ile alakalı bir bilgi yoktur. Tabiinden olup, salih ve sika bir kimsedir. Ali, İbni Mesud, Ubeyy b. Ka’b, Zeyd b. Sabit ve Osman’ın radıyallahu anh ashabından Ebu Abdurrahman es-Sulemi gibi meşhur kıraat âlimlerinden ders almıştır. Hocası Ebu Abdurrrahman es-Sülemi’nin vefatından sonra onun yerine geçmiş ve Kufe’de kıraat dersleri vermiştir.
İmam Ahmed’in oğlu Abdullah anlatıyor:
“Babama Asım hakkında sordum. Dedi ki: ‘Salih, sika ve hayırlı bir adamdır.’ Ona kıraatler içinde kendisine en güzel gelenin hangisi olduğunu sordum, ‘Medine ehlinin kıraati’ şeklinde cevap verdi. ‘Eğer bu kıraat olmasaydı?’ diye sordum, ‘Asım’ın kıraati’ diye cevap verdi.”
İmam Asım’ın kıraatini vasıtasız olarak kendisinden nakleden iki meşhur ravi vardır:
• Şu’be ismiyle tanınan Ebu Bekr Şu’be b. Ayyaş b. Salim el-Kufi (H. 95-193). Kur’an’ı üç defa İmam Asım’a arz etmiş ve ondan kıraat öğrenmiştir. Şu’be Ehli Sünneti temsil eden ve bu yolda mücadele vermiş olan bir âlimdir. Kendi döneminde çıkan ‘Kur’an mahluktur.’ fitnesinde bir sünnet imamının takınması gereken tavrı almış ve demiştir ki:
“Her kim Kur’an’ın mahluk olduğunu söylerse, o bizim yanımızda kâfirdir, zındıktır, Allah düşmanıdır. Onunla beraber oturmayız ve onunla konuşmayız.” [28]
• Hafs olarak tanıdığımız Ebu Ömer Hafs b. Süleyman b. El-Muğire b. Ebi Davud el-Esedi el-Kufi (H. 90-180). Hafs, İmam Asım’ın evlatlığıdır. Şu anda bizim elimizde yaygın olan Mushaflar imam Asım’ın kıraati olup Hafs kanalı ile nakledilenlere göredir. Birçok cerh ve tadil âlimi Hafs’ın hıfzının Şu’be’den daha iyi olduğunu söylemiştir.[29]
6. İmam Hamza[30]
Ebu Ammare Hamza b. Habib ez-Zeyyat el-Kufi. Hicri 80 yılında Kufe’de doğmuş, H. 156 yılında ise vefat etmiştir. Zeytinyağı ticareti yaptığından dolayı kendisine ‘ez-Zeyyat’ denmiştir. Bazı sahabeleri görmüş olması ihtimallidir. Sadece Kıraat ilminde değil, Arap lügati, hadis ilminin konularında da bilgi sahibidir. Yaşadığı dönemde zühdü ve ahlakıyla tanınmıştır. Kendisinden Kıraat ilmi öğrendiği birçok hocası vardır. İmam Asım ve el-A’meş’ten sonra Kufe’nin kıraat imamı olmuştur. Onun kıraatini rivayet eden iki meşhur ravi bulunmaktadır:
• Halef ismiyle tanınan Ebu Muhammed Halef b. Hişam b. Sa’leb el-Bağdadi el-Bezzar (H. 150-229). On yaşında iken Kur’an’ı ezberlemiş, on üç yaşında ise ilim talep etmeye başlamıştır. Hamza kıraatini Suleym b. İsa, Abdurrahman b. Ebu Hammad vasıtasıyla öğrenmiştir.[31]
• Hallad ismiyle tanınan Ebu İsa Hallad b. Halid eş-Şeybani (H. …-220) Kıraati direkt Hamza’dan değil, Suleym b. İsa vasıtasıyla almıştır.[32]
7. İmam Kisai[33]
Ebu’l Hasen Ali b. Hamza b. Abdullah el-Kisai en-Nahvi. Hicri 120 senesinde Kufe’nin bir köyünde doğmuş ve H. 189 senesinde Rey bölgesinde vefat etmiştir. Birçok âlimden kıraat dersi almıştır. Kendisinden arz yoluyla Kıraat ilmini aldığı Hamza ez-Zeyyat’tan sonra Kufe’de kıraat imamı olarak kabul edilmiştir. Sadece Kıraat ilminde değil nahiv ilmi konusunda da Kufelilerin imamıdır. Arap lügati konusunda önemli bir yere sahip olan el-Halil b. Ahmed el-Ferahidi (H. 100-170) kendisinden nahvi öğrendiği hocalarındandır. İmam Ahmed, Yahya b. Main, Ebu Ubeyd gibi âlimler kendisinden hadis rivayet etmiştir.
Kendisinden vasıtasız olarak kıraat nakleden iki meşhur ravi vardır:
• Ebu’l Haris olarak tanınan el-Leys b. Halid el-Bağdadi (H. …-242). Kisai’nin önde gelen talebelerinden sika bir ravidir.[34]
• Ed-Duri ismiyle meşhur olan Ebu Amr Hafs b. Ömer el-Ezdi ed-Duri ed-Darir (H. …-246) Bu âlim aynı zamanda İbni Amr’ın kıraatini nakleden ravidir. Yukarıda İbni Amr ile alakalı zikrettiğimiz bölüme müracaat edebilirsiniz.
8. İmam Ebu Cafer[35]
Ebu Cafer Yezid b. el-Ka’ka’ el-Mahzumi el-Medeni. H. 130 senesinde vefat etmiştir. Küçük yaşta iken Allah Rasûlü’nün eşi Ummu Seleme’ye getirilmiş ve Ummu Seleme onun başını okşayıp, hayır dualarda bulunmuştur. Tabiinden olup Kıraat ilminde büyük yeri vardır. İbni Abbas, Ebu Hureyre ve Ubeyy b. Ka’b’tan ders almıştır. Kendisi aynı zamanda kıraat âlimlerinden Nafi’nin hocasıdır. Sika bir ravi olup az da olsa rivayet ettiği hadisler vardır. Medine’de insanlara fetva verir ve kıraat konusunda insanların imamı sayılırdı.
Ebu Cafer’in kıraatini kendisinden vasıtasız olarak aktaran iki meşhur ravisi vardır:
• İbni Verdan olarak tanınan Ebu’l Haris İsa b. Verdan el-Medeni (H. …-160). İbni Verdan aynı zamanda Nafi’den de ders almış sika bir ravidir. Nafi’nin ravisi Kalun İbni Verdan’a talebelik yapmıştır.[36]
• İbni Cemmaz olarak tanınan Ebu’r Rebi’ Suleyman b. Müslim b. Cemmaz ez-Zühri (H. …-170). İbni Cemmaz da aynı şekilde İmam Nafi’den kıraat konusunda dersler almış hem İmam Nafi’nin hem de İmam Ebu Cafer’in kıraatine göre dersler vermiştir.[37]
9. İmam Yakub[38]
Ebu Yusuf Yakub b. İshak b. Zeyd el-Hadrami el-Basri. Hicri 117 senesinde doğmuş ve Hicri 205 senesinde vefat etmiştir. Yakub, babası dedesi ve dedesinin babası gibi seksen sekiz yaşında vefat etmiştir. Bu onun biyografisini inceleyen âlimlerin dikkat çektiği ilginç bir tevafuktur. Yakub; İbni Muhaysin, Hamza ve Kisai gibi kıraat âlimlerinden ve Mücahid’den ders almıştır. Kıraat konusunda bilgi sahibi olduğu gibi, nahv, lügat ve şiir konusunda da ilim sahibi bir âlimdir.
Kıraatini nakleden iki meşhur ravi vardır:
• Ravh ismiyle tanınan Ebu’l Hasen Ravh b. Abdulmumin b. Abde El-Huzeli en-Nahvi (H. …-234). Sika bir imam olup İmam Buhari’nin kendisinden hadis rivayet ettiği bir ravidir.[39]
• Ruveys ismiyle tanınan Ebu Abdullah Muhammed b. el-Mutevekkil el-Lu’lui el-Basri (H. …- 238).[40]
10. İmam Halef
Ebu Muhammed Halef b. Sa’leb b. Halef el-Bağdadi. H. 150 yılında doğmuş, H. 229 yılında ise Bağdat’ta vefat etmiştir. Henüz küçük yaşlarında güçlü zekasıyla tanınmıştır. On yaşında iken Kur’an’ı ezberlemiştir. On üç yaşında iken ilim talebine başlamıştır. Birçok kıraat âliminden ders almıştır. Yukarıda zikrettiğimiz Hamza ez-Zeyyat’ın kıraatini rivayet eden meşhur ravilerdendir.
Kıraatini nakleden iki meşhur ravi vardır:
• Ebu Yakub İshak b. İbrahim b. Osman b. Abdullah el-Mervezi (H. …-286). Halef’in katipliğini yapan ve ondan kıraatini ve görüşlerini rivayet eden sika bir ravidir.[41]
• Ebu’l Hasen İdris b. Abdulkerim el-Haddad el-Bağdadi (H. 199-292).[42]
11. İmam Hasan el-Basri[43]
Ebu Said el-Hasen b. Ebu’l Hasen el-Basri. Hicri 21. Yılda Ömer’in radıyallahu anh hilafeti döneminde doğmuştur. Hicri 110 yılında ise vefat etmiştir. Ali, Semure b. Cundub ve Ummu Seleme radıyallahu anh ile karşılaşmıştır. Yaşadığı asrın en hayırlılarındandır. Basra’nın imamıdır. Hakkı açıklamada hiç kimsenin kınamasından ve vereceği zarardan korkmaz, emirlerin yanına girdiğinde onlara bazı şeyleri emreder ve bazı şeylerden nehyederdi. Hikmetli sözleri ve öğütleri ile meşhur olmuştur.
Onun kıraatini rivayet eden iki meşhur ravi vardır:
• Ebu Nuaym Şuca’ b. Ebu Nasr el-Belhi el-Bağdadi (H. 120-190). Hasan el-Basri’nin önde gelen arkadaşlarından sika ve salih bir zattır. İmam Ahmed’e kendisi hakkında sorulduğunda ‘Hayret doğrusu! Onun gibisi nerededir bugün?’ demiştir.[44]
• Ebu Amr’ın kıraatini rivayet eden ed-Duri aynı zamanda Hasan el-Basri’nin de kıraatini nakletmiştir.
12. İmam İbni Muhaysin[45]
Ebu Abdullah Muhammed b. Abdurrahman b. Muhaysin el-Mekki. Hicri 123 yılında vefat etmiştir. Arap lügati konusunda zamanının en bilgili imamlarındandır. İbni Kesir ile aynı dönemde Mekke’de kıraat dersleri vermiştir.
Onun kıraatini nakleden meşhur iki ravi vardır:
• İbni Kesir’in kıraatini rivayet eden el-Bezzi aynı zamanda İbni Muhaysin’in kıratini de rivayet etmiştir.
• İbni Şenebuz olarak tanınan Ebu’l Hasen Muhammed b. Eyyub el-Bağdadi (H. …-328) Irak’ın kıraat dersi veren, ilim talebi için birçok beldeye giden sika bir ravidir. Kunbul kendisinden ders almıştır.[46]
13. İmam Yahya el-Yezidi
Ebu Muhammed Yahya b. El-Mubarek el-Yezidi el-Adevi el-Basri. Hicri 138 senesinde doğmuş, 202 senesinde ise vefat etmiştir. Yukarıda zikrettiğimiz Kıraat âlimlerinden Ebu Amr’ın önde gelen talebelerindendir. Ebu Amr’ın vefatından sonra onun yerine geçerek kıraat dersleri vermiştir. Arap lügati ve edebiyatı konusunda da ilim sahibi bir âlimdir.
Onu kıraatini nakleden iki meşhur ravi vardır:
• Ebu Eyyub Suleyman b. Eyyub b. El-Hakem el-Hayyat el-Bağdadi (H. …- 235)[47]
• Ebu Cafer Ahmed b. Ferah el-Bağdadi (H. …-303)[48]
14. İmam el-A’meş[49]
Ebu Muhammed Suleyman b. Mihran el-Kufi. Hicri 60 senesinde doğmuş 148 senesinde ise vefat etmiştir. Kıraat ilmini İbrahim en-Nehai, Asım, Mucahid, Ebu’l Aliye, Hamza ez-Zeyyat gibi âlimlerden almıştır. Kendisi aynı zamanda hadis ilminde de imamdır. Bu konuda Said b. Cubeyr gibi birçok âlimden hadis öğrenmiş ve Ebu Hanife, Süfyan es-Sevri, Süfyan b. Uyeyne ve Abdullah b. Mubarek gibi birçok âlime hadis hocalığı yapmıştır.
Kıraatini nakleden iki meşhur ravi vardır:
• Muttavvi’i olarak tanınan Ebu’l Abbas el-Hasen b. Said el-Basri (…-371).[50]
• Eş-Şenebuzi olarak tanınan Ebu’l Ferec Muhammed b. Ahmed b. İbrahim el-Bağdadi (H. 300-388).[51]
Günümüzde Kıraatler
Yukarıda zikrettiğimiz kıraatlerden üç tanesi günümüzde yaygındır. Bu üç kıraat şunlardır:
a. Ebu Amr Kıraati: Bugün en az kullanılan kıraattir. Bu kıraat Sudan’ın bir kısmında tutunmuş bulunmaktadır.
b. Nafi Kıraati: Verş rivayetiyle olan Nafi kıraati, günümüzde Mısır hariç, Kuzey Afrika’da tutunmuş bulunmaktadır. Mısırlılar Verş’in rivayetini kabul etmekle beraber, daha kolay ve pratik olduğu için Hafs’ın rivayetini kullanmaktadırlar. Kuzey Afrika’da Verş’in rivayetiyle Nafi Kıraati üzerine basılmış Mushaflar bulunmaktadır.
c. Asım Kıraati: Bugün İslam âleminin büyük çoğunluğu Kur’an’ı Hafs’ın rivayetiyle Asım kıraatine göre okur ve Mushafları buna göre bastırırlar.
[52]
Hatırlatma!
Kur’an ilimleriyle ilgilenen kardeşlerimize, bu ilmin öncüsü olan Selef-i Salihin’den bir demet sunarak yazımızı sonlandırmak istiyoruz.
Hasan El-Basri şöyle der:
“Kur’an okuyucular üç gruptur. Bir grup, Kur’an’ı ticaret metaı edinmiştir. Bir grup, Kur’an’ı okuma kurallarına riayet etmiş, ancak yaşama kurallarına riayet etmemiş, onunla insanlara büyüklük taslamış, valilerden para toplamıştır. Allah sayılarını azaltsın. Fakat Kur’an okuyucuların birçoğu böyledir. Üçüncü grup ise, Kur’an ilacını alıp kalplerinin hastalığına kullanmışlardır. Bunlar abalarına bürünüp seccadeleri üzerine dikilen, okurken kalplerini korku saran kimselerdir. Bunlar var ya! Düşmanlara karşı zafer bunlarla kazanılır, yağmur bunların hatırına yağar. Vallahi bu tür Kur’an hafızları kibrit’i ahmerden (altın) daha azdır.” [53]
Abdullah b. Muhammed b. İsmail anlatıyor:
“Kays kabilesinden Ebu Abdullah anlattı: Bir gece el-Hasen’in yanında kaldım. Gecenin bir vaktinde namaza kalktı. Namazında sabaha kadar şu ayeti tekrar etti durdu:
وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَا
‘Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız.’ [54]
Sabah olunca ‘Ey Ebu Said! Sabaha kadar bu ayetin ötesine gitmedin?’ dedik. O ‘Bu ayette büyük ibret var. Gözümü nereye kaldırsam, nereye çevirsem mutlaka bir nimet gördüm. Görmediklerimiz ise daha çok.’ dedi.” [55]
Yahya b. Main der ki:
“Muhammed b. Fudayl’ı şöyle derken işittim: ‘Allah’ın Kufelilerden belaları Hamza dışında biri sebebiyle defettiğini sanmıyorum. İnsanlar mescidden dağılana kadar Kur’an okur, sonra kalkıp dört rekât namaz kılar, sonra yine öğle ile ikindi arasında namaz kılar, sonra akşamla yatsı arasında yine namaz kılardı. Bazı komşuları onun gece boyu uyumayıp namaz kıldığını, Kur’an okuma sesini işittiklerini anlattılar.'” [56]
Nafi’ anlatıyor:
“Ebu Cafer vefat edip yıkanınca insanlar boğazıyla göğsü arasında Kur’an sayfası gibi bir şey gördüler. Oradakilerin hiçbiri bunun Kur’an nuru olduğunda şüphe etmedi.” [57]
•••
Kıraat ilmiyle alakalı yaptığımız bu girişten sonra Zemzemi’nin kıraatler hakkında söylediklerini ele almaya çalışacağız. Gelecek sayıda buluşmak duası ile…
Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.
[1] . Bahru’l Muhit, 1/26 (Ebu Hayyan el-Endülüsi, Daru’l Fikr)
[2] . El-Burhan 1/318
[3] . Muncidu’l Mukri’in ve Murşidu’t Talibin s. 9 (İbnu’l Cezeri, Daru’l Kutub el-İlmiyye)
[4] . El-Kıraat ve Eseruha fi’t Tefsir ve’l Ahkam s. 54. (Muhammed b. Ömer b. Salim); Mukaddimat fi Ulum el-Kıraat s. 52 (Dr. Ahmed Halid Şükri, Dr. Ahmed Muhammed el-Kudat, Dr. Muhammed Halid Mansur, Daru Ammar) Menahilu’l İrfan, 1/336.
[5] . Müslim, 873; Ebu Davud, 1100; Nesai, 1411.
[6] . Buhari, 1109; Ebu Davud, 1538; Tirmizi, 480; İbn Mace, 1383.
[7] . Buhari, 3064; Müslim, 677. Bi’ri Maune kıssasını ele alan hadisin bir bölümü.
[8] . Beşinci ve altıncı bölümde sahabe ve tabiinden Kur’an tefsiri ve kıraati konusunda meşhur olanları incelemeye çalışacağız, inşallah.
[9] . Menahilu’l İrfan 1/337. Bazı tasarruflarla alınmıştır.
[10] . Bkz. el-Mukaddimat fi’l Kıraat s. 83; el-Mevsuatu’l Kur’aniyye el-Mutahassise 342; Fi Ulum el-Kıraat Medhal ve Dirase ve Tahkik s. 74 (Dr. Es-Seyyid Rızık et-Tavil, Mektebetu’l Faysaliyye); Menahilu’l İrfan 1/368; Tefsir Usulü s. 107 (Prof. İsmail Cerrahoğlu)
[11] . Bu âlimlerden bazıları şunlardır:
İmam Zehebi olarak tanınan Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed ed-Dimeşki (H. 673-748) ‘Marifetu’l Kurra el-Kibar ala et-Tabakat ve’l A’sar’ isimli bir eser kaleme almıştır.
İbn’ul Cezeri olarak tanınan Ebu’l Hayr Muhammed b. Muhammed b. Ali eş-Şafii (H. 751-833) bu konuda ‘Gayetu’n Nihaye bi Marife el-Kurra’ isimli ansiklopedik bir kitap yazmıştır.
İlk Yorumu Sen Yap