Vakarlı Olmak

 

Vakar, ağır başlı olmak, yerine uygun davranmak demektir. Yerine göre konuşan, yeri göre susan, yerine geldiğinde tebessüm eden kişi vakarlı kişidir.

Vakar, herkes tarafından sevilen ve sahibinin hürmet görmesini sağlayan bir ahlaktır. Vakarlı kişi söz ve davranışlarında kibre düşmemeli, bilakis son derece mütevazi olması gerekir. Vakar ve tevazu bir arada bulunduğunda tam bir erdem meydana gelir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem son derece vakarlı, ciddi ve izzet sahibi bir kişiydi. Fakat bununla beraber mütevazi, yumuşak huylu ve alçak gönüllü birisiydi.

Kişinin tevazu göstermesi derecesini, konumunu düşürmez. Bilakis Allah subhanehu ve teâlâ katındaki derecesini daha da yükseltir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Bir kimse Allah için tevazu gösterirse, Allah onun derecesini yükseltir. Kim de kendini beğenip kibir gösterirse, Allah onu alçaltır.” (Müslim)

Allah için tevazu gösteren kişinin insanlar nezdinde derecesi yükselmeyebilir fakat Allah subhanehu ve teâlâ katında derecesi muhakkak yükselecektir. Önemli olan da insanlar nezdinde değil Allah katında kişinin derecesinin yükselmesidir.

Allah subhanehu ve teâlâ kendi katında değerli olan kullarından bahsederken şöyle diyor:

“Rahmanın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller kendilerine sataştıklarında: ‘Size selam olsun’ der geçerler.” (25/Furkan, 64)

Allah subhanehu ve teâlâ has kullarının özelliklerini anlatırken ilk başta vakarı zikrediyor. Bu da vakarın Allah katındaki değerini gösterir.

Vakar, elde edilmesi kolay olan bir ahlak değildir. Mücadele ve sabırla ancak elde edilir. Bir çok kişinin beraber yaşadığı mekanlarda ise vakarın elde edilmesi daha da zordur. Fakat toplu yaşanıyor diye vakarın elden bırakılmaması gerekir. Bilakis birçok insanın beraber yaşadığı yerlerde buna daha çok dikkat etmek gerekir ki ilişkiler saygı ve sevgi üzerine olsun. Bir insan mütevazi olduğunda başkalarının sevgisini, vakarlı olduğu takdirde de insanların hürmet ve saygısını kazanır.

Vakarın Gitmesine Neden Olan Davranışlar

Vakarı zedeleyen, kişide vakarın gitmesine neden olan birçok davranış vardır. Bunların hepsini zikretmeyeceğiz sadece yaygın olan ve toplu yaşanan yerlerde sıkça karşılaşılanlardan bazılarını yazmaya çalışacağız.

Aşırı Şaka Yapmak

Buna hem el, hem de dil ile yapılan şakalar dahildir. Yerli yerinde yapılan şaka, ortamı güzelleştirdiği gibi kardeşliği de pekiştirir. Gereksiz yerde ve çok şaka yapmak ise kardeşliğin zedelenmesine, saygınlığın ve vakarın yok olmasına neden olur.

İbn Abbas’tan radıyallahu anh rivayeten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Kardeşinle tartışma ve şakalaşma.” (Tirmizi)

Peygamberimizin sallallahu aleyhi ve sellem bu hadiste yasaklamış olduğu aşırı şaka yapmaktır. Şakanın hepsini yasaklamak değildir. Çünkü hem Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hem de sahabesi yerine ve zamanına uygun bir şekilde şaka yapmışlardır.

Çok şaka yapmak, vakarın ve heybetin gitmesine neden olduğu gibi kişinin insanlarla ilişkisinin bozulması da sebebiyet verir. Çok şaka yapan kişinin insanlarla ilişkilerinde bir düzensizlik olur. Bazen araları çok iyidir. Bazen de yerinde olmayan uygunsuz bir espri yaptığı için araları bozulur.

Yerli yerinde şaka yapmak insanlar için bir lütuf olur. Nasıl ki sahabe, Peygamberimizin  sallallahu aleyhi ve sellem yaptığı şakaları lütuf olarak kabul ediyordu. Aynı şekilde ağırbaşlı olan kişilerin yaptığı şakalarda o şekilde algılanmaya başlar.

Çok Gülmek

Aişe’den radıyallahu anha rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

“Rasûlullah’ın küçük dili görünecek şekilde kahkahayla, katıla katıla güldüğünü hiç görmedim. O, sadece tebessüm ederdi.” (Buhari, Müslim)

Yani, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dili görünecek kadar ağzını açıp çirkin bir şekilde kahkaha atarak gülmezdi. Aksine ya tebessüm ederdi ya da -en fazla- azı dişleri görünecek şekilde gülerdi. Bu da Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem vakarından ve ağır başlılığından kaynaklanmaktadır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bizim için örnektir. Onu örnek almamız gerekir.

Sürekli veya kahkaha ile gülenin insanlar nezdinde bir değerinin ve saygınlığının olmadığı, olsa da belli bir zaman içinde gittiği görülür. Yerli yerinde tebessüm eden, insanlar tarafından sevilir ve değer kazanır. Ağırlığını, saygınlığını korumak isteyen kişilerin fazla gülmemesi gerekir.

İmam Maverdi şöyle der: ‘Mizah, ateşin odunu bitirdiği gibi saygınlığı bitirir. Mizahı çok olanın heybeti azalır. Mizahı az olanın heybeti çok olur.’ (Edebu’d Dünya ve’d Din)

Çok Konuşmak

Müslümanın üzerine gerekli olan dünya ve ahiretine faydalı olan konuşmalar yapması ve bu gibi ortamlarda yer almasıdır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden ya hayır konuşsun ya da sussun.” (Buhari)

Çok ve gereksiz konuşmak kişide vakarın gitmesine neden olur. Çok konuşan kişiyi insanlar dinlemezler. Sözleri de insanlar üzerinde etki etmez. Az konuşmak, yerli yerinde ve makama uygun konuşmak ise insanların onu sevmesini ve dinlemesini sağlar. Çok konuşan kişi her konuşmaya müdahil olur. Konuşmaması gerektiği halde konuştuğu için ortamın ciddiyetini bozar. İnsanlarda bu nedenle kendisinden soğur.

Çok ve gereksiz konuşmak, kişide vakarın gitmesine sebebiyet verdiği gibi aynı şekilde gereksiz konuşmaların yapıldığı ortamlarda bulunmakta kişinin vakarının gitmesine sebebiyet verir. Bu nedenle ortamlarımızı, arkadaşlarımızı iyi seçmemiz gerekir.

Son olarak şunu söyleyerek bitireceğim; vakar, riya için olmamalıdır. Aksi taktirde kişiye hiçbir fayda vermez. Riya için olacaksa hiç olmasa daha iyidir.

Allah subhanehu ve teâlâ tüm Müslümanları vakar sahibi kılsın. Allahumme amin

Davamızın sonu, Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver