Gençlerle Diyaloğumuzu Güzel Kurmalıyız

Allah’a hamd, Resûlü’ne, onun ailesine ve ashabına salât ve selam olsun.

Allah’ın rahmeti, esenliği ve selameti hepimizin üzerine olsun.

Değerli Kardeşim!

Bir önceki yazımızda “Gençlerimiz hakkın mirasçıları olmalıdır.” dedik. Bunun için bizlerin üzerine düşen farizaları zikretmeye başladık. Bunun başında da “Gençleri dinlemeli ve anlamaya çalışmayız” konusunu yazdık. Bu yazımızda ise gençlerle güzel bir diyalog kurmamız gerektiği üzerine muhabbet edeceğiz.

Rehberimiz olan Kur’ân-ı Kerim, insanlarla nasıl bir iletişim kurmamız gerektiğini, hitabımızın nasıl olacağını tafsilatıyla anlatmıştır. Amel etmek üzere, bu konudaki ayet-i kerimeye beraberce göz atalım.

“Kullarıma de ki: ‘(Birbirleriyle iletişime geçtiklerinde) en güzel olanı söylesinler. Çünkü şeytan (kullandıkları sözleri ile) aralarını bozmaya çalışır. Şüphesiz ki şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.” [1]

“(Hatırlayın) Hani biz İsrailoğullarından ‘… İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.’ diye söz almıştık…” [2]

Rabbimiz,“İnsanlara güzel söz söyleyin” diye hem emretmiş hem de insanoğlundan söz almıştır. Rabbimizin emretmesi yeterli iken neden insanoğlundan tekrar söz almıştır?

Bunun hikmeti ayet-i kerimenin içerisinde Rabbimiz tarafından zikredilmiştir.“Çünkü şeytan (kullandıkları sözleri ile) aralarını bozmaya çalışır. Şüphesiz ki şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.”

Şeytan peşimizi bırakmayan, zayıf noktalarımızı gözlemleyen en büyük düşmanımızdır. Düşmanlığının gereği olarak bizi birbirimize düşürecek ve aramızı ayıracaktır. Bunu da en kolay hâliyle, yani birbirimize olan hitabımızla yapacaktır.

Çoğu zaman müşahede etmekteyiz ki insanların küsmeleri ve öfke beslemeleri, birbirlerine karşı kullandıkları sözler sebebiyledir. Kötü söz kalbi kırar ve karşı tarafı öfkelendirir. Bu sebeple, kullanacağımız sözleri ağzımızdan çıkmadan önce kendimizi hesaba çekmeli ve “Acaba karşı tarafa zarar verir mi?” diye düşünmeliyiz. Bunun neticesine göre o cümleyi kullanmalıyız.

Konumuzun gençler olması nedeniyle şunu söylemek isterim ki gençlere karşı kullandığımız kötü hitap, dayak atmaktan daha büyük zarar vermektedir. Çünkü dayak acısı on dakika sonra geçecektir; ancak söylenen söz, kalpte acısını sürekli hissettirecek, zihinde hep canlı kalacaktır.

Maalesef bugün gençlerimizin en çok şikâyet ettikleri nokta veya abileri ile anlaşamamalarının sebebi de onlarla olan hitaplarının doğru ve güzel olmamasıdır. Keza gençlerimiz, “Büyüklerim bana karşı güzel cümleler kullanmıyorlar. Ya kalbi kıracak sert cümle kullanıyorlar ya da sürekli suçlayıcı cümleler kullanıyorlar.” diye dert yanmaktadır.

Değerli Kardeşim!

Gençlere hitap ederken kendimizi gençlerin yerine koyarak hitap edelim. Kendimize kullanıldığı zaman hoşumuza gitmeyen cümleleri gençlerimize kullanmayalım. Adalet, kendimiz için istediğimiz her şeyi kardeşimiz için de istemektir.

Gençlere hitap ederken sadece kendi hoşumuza giden şekliyle hitap etmek, her zaman eksik olacaktır. Aynı zamanda gencimizin neden hoşlanıp hoşlanmadığını öğrenmek ve o şekilde hitap etmek de gerekir. Bu şekilde olması daha tamamlayıcı ve daha etkileyici olacaktır. Örneğin, senin hoşuna giden bir espri vardır; ancak bu espri o gencimizin hoşuna gitmiyordur. Bizim üzerimize düşen, gencimizin hoşuna gitmeyen espriden kaçınıp hoşuna giden espriyi yapmaktır.

Gençlere karşı hitap ederken gururunu inciten ve kalbini kıran cümlelerden kaçınmalıyız. İnsan olmamız hasebiyle eksiklerimiz fazla olacaktır. Hayat tecrübesi olmayan ve hayata yeni tutunmaya başlayan gençlerimizde eksikler, elbette daha fazla olacaktır. Eksikleri ve hataları yüzünden gençlerimize gururunu incitecek ve kalp kıracak cümleler kurmak, gençlerimizi ıslah etmediği gibi daha fazla kendimizden uzaklaştırmamıza sebep olacaktır.

Örneğin,“Senden adam olmaz.”, “Hep aynısın, hiç değişmiyorsun!”, “Senin gibi evladım olmaz olaydı!”, “Sana baktığımda utanıyorum!” gibi kırıcı ve incitici cümleler kurduğumuzda gençlerimiz bizleri nasıl sevsinler? Hata yaptıkları zaman gelip bizden nasıl yardım talep etsinler? Bir derdi ve sorunu olduğu zaman bizimle nasıl dertleşsinler?

Özellikle gençlerimize suçlayıcı, güven zedeleyici ve başkasıyla kıyaslayıcı cümleler kurmamalıyız.“Sen zaten hep aynısın!”, “Falancanın oğluna bak, bir de sana bak! Onun gibi olamıyorsun.”, “Sen zaten ne zaman başarılı oldun ki bu işte de başarılı olasın!” gibi cümleler; gençlerimizi psikolojik hastalıklara, kendilerine karşı güvensizliğe, Müslimleri sevmemeye vb. birçok probleme sevk edecektir.

Gençlerimizin, hakkın mirasçıları olmalarını istiyorsak bir tohumu tarlaya ekerken yetiştirme evresinde gösterdiğimiz o ince hassasiyeti gençlerimize karşı kullandığımız cümlelerde de ortaya koymalıyız ki davayı bizden miras olarak alabilsinler.

Değerli Kardeşim!

Dilimizi ıslah etmek için çaba gösterelim. Yukarıda muhabbetini yaptığımız konunun ana sorunu dilimizi ıslah etmememizden kaynaklanmaktadır.

Oysa ki Kur’ân ve sünnet, bizleri dilimize karşı uyarmaktadır. İnsanları yüz üstü cehenneme götüren ve vücudumuzun her sabah“Bizim hakkımızda Allah’tan kork!” [3]diye yalvardıkları organ, dilimizdir. Dilini ıslah eden ve diline sahip çıkana Allah Resûlü (sav) cennet vadetmiştir.

Allah (cc), bizleri dilimizi ıslah eden ve kurtulan kullarından eylesin. Gençlerimizle güzel bir şekilde ilgilenmeyi ve onlara güzel hitaplarda bulunmayı kolaylaştırsın. (Allahumme âmin)

Davamızın sonu âlemlerin Rabbine hamd etmektir.

Bir sonraki yazımızda görüşme ümidi ile…

 

[1]       .   17/İsrâ, 53

[2]       .   2/Bakara, 83

[3]       .   Tirmizi, Zühd, 60

 

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver