Sorumluluk Bilinciyle Yazmak

Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.

Rabbim bizleri nimete şükreden, dinine hizmet eden ve hayra muvaffak kıldığı kullarından eylesin. Allahumme âmin.

Kıymetli Kardeşim,

Müsaaden olursa sana yazı yazma serüvenimden bahsetmek isterim.

Her öğrencide olduğu gibi benim de yazı yazma serüvenim, kompozisyon yazmakla başlamıştı. Okul dönemimde “damlaya damlaya göl olur”, “sakla samanı, gelir zamanı”, “bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” gibi atasözleri üzerinden kompozisyon yazmışlığım oldu. Hamdolsun okul dönemimden sonraki eğitim/medrese sürecimde de buna benzer yazı yazma çalışmalarım olmuştu. En son, “Türkiye’de Davetin Önündeki Engeller Nelerdir?” başlıklı bir konu üzerine yazı yazmıştım.

Yirmi yaşlarındayken Tevhid Dergisinde düzenli olarak nasihat bahsiyle ilgili yazılar yazmaya başladım. Yazı yazmam teklif edildiğinde hem sevinmiş hem de tedirginlik yaşamıştım. Sevinmiştim, çünkü bu benim için bir hayır kapısı ve davama hizmet olacaktı. Bu yönüyle çok mutlu olmuştum.

Tedirginliğimin sebebi ise “İslam’ın bana yüklediği bu sorumluluğun hakkını verebilecek miyim?” korkusuydu. Çünkü yazarlık sadece yazı yazmak değildi. Bilakis yazarlık, yazılarla insanların duygularına, hayallerine, yaşamlarına ulaşmak; onlara yol göstermek ve doğru olanı işaret etmekti. En önemlisi ise okunduğu zaman anlaşılacak şekilde akıcı ve kolay bir üslup ile yazabilmekti.

Bu noktaları düşündükçe ve hayırdan alıkoyan şeytanın vesvesesi de üstüne eklendiğinde huzursuzluğum daha çok artıyordu. Hamdolsun ki Halis Hoca’mız -Allah ondan razı olsun, esaret bağını çözsün, bize hep önder oldu- irademi güçlendirecek, şeytanın vesveselerinden uzaklaştıracak nasihatlerde bulundu.

İlk yazımı yazarken çok heyecanlıydım. Yazımı yazıyor, okuyor, sonra “Olmadı.” deyip siliyor ve tekrar yazıyordum. Bu şekilde silip yazma durumum çok olmuştu. Şimdi o zamanları hatırlarken bile o tatlı gerginliği yaşıyorum. Rabbime hamdolsun ki bu heyecanım devam ediyor. Her yazımda okuyucularla sılayırahim yapmanın ve muhabbet etmenin duygularını yaşıyorum.

Bu konuda yazılarımda bana yol gösteren, düzelten hocalarıma ve kardeşlerime teşekkür ediyorum. Onların vesilesiyle bilmediklerimi öğreniyor, eksik kaldığım alanları tamamlıyorum. Şunu anlamış oldum ki kaygılar, üzerine gidilip azmedildikçe aşılabiliyor. Başlamadan, vesveselerle şeytana yol vermemek gerekir. Başladıktan sonra ise Allah, El-Alîm olandır.

Sözlerime son verirken seni Allah’a emanet ediyor, senin için Rabbimden hayır diliyorum.

Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdetmektir.

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver