Nasıl Bir Kitap

Kitaplara iman konusunu mücmel anlamda geçen yazımızda zikrettik. Kitapların ortak çağrılarından ve tahriften bahsettik. Bu yazımızda ise kendisinden mesul olduğumuz kitabımız Kur’ân’ı Kerim’in özelliklerine değineceğiz.

Kur’ân’ın Özellikleri

  1. Allah tarafından indirilmiştir. Bu, şüphesizdir:

“Ayetlerini tedebbür edip (iyice düşünsünler) ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye, (bu Kur’ân) sana indirdiğimiz mübarek bir Kitap’tır.”[1]

“Kur’ân Allah’tan gelmiştir” inancı bugün müşrik toplumların neredeyse tamamı tarafından kabul görmüş bir inançtır. Ancak ayetin indiği Mekke ortamını düşündüğümüzde ayetin ehemmiyetini daha iyi kavrarız. Peygamberimiz için “Kur’ân’ı uyduruyor”, “Kendi yanından yazıyor”, “Birileri ona öğretiyor” diyen bir toplum vardır müminlerin karşısında. Dolayısı ile ayetler Mekke sokaklarına, müminler için inmiş bir teselli özelliği taşımaktadır.

  1. Allah’ın (cc) kelamıdır. Bir mümin, Kur’ân’ı açıp okuduğu zaman Allah’ın kelamı/sözleri ile muhatap demektir. Rabbine yönelmiştir ve O’nunla konuşuyordur. Rabbinin istek ve emirlerini aracısız olarak O’ndan öğreniyordur. Bu yönü ile mümin, Kitab’ı okuduğu zaman elinde ne kadar değerli bir hazinenin olduğunu bilmelidir. Yüce Arşın sahibi, maliki, her şeyin mülkiyet ve otoritesini elinde bulunduran, El-Mütekebbir olan Allah, bizleri kendi kelamı ile değerli kılmıştır.
  2. Kıyamete kadar geçerlidir. İnsanlığın tümüne indirilmiştir. Tevrat ya da İncil gibi belli bir topluma ya da belli bir zamana indirilmemiştir. Mekke’de inen ayetler, Avrupa’da da geçerlidir, Afrika’da da. Hatta kutuplarda bile. Miladi 610 yılından 632 yılının sonuna kadar inen ayetler o dönem için geçerli olmakla birlikte Raşid Hilafet Dönemi’nden Emevi ve Abbasiler’e, onlardan da günümüze kadar geçerliliğini korumuştur. Günümüzden de dünyanın sonuna kadar geçerli olmaya devam edecektir.
  3. Tebliğdir. Kime ulaşmışsa, Allah’ın (cc) kelamı ona ulaşmıştır. Ulaştığı kişiler uyarılmıştır. Bilinmesi dinde zaruri olan meseleler ona ulaşmıştır. Artık dinin asıllarında “Bilmiyordum” deme hakkına sahip değildir. Ki gerçekten bilmiyor olsa bile, tevhidin asli hususlarında yine mazur olacak değildir:

“De ki: ‘Kimin şahitliği en büyüktür?’ De ki: ‘Allah benimle sizin aranızda şahittir. Sizi ve kime ulaşırsa onu uyarmam için bu Kur’ân bana vahyedildi.’ “[2]

  1. Nezirdir/Uyarıcıdır. Hayata müdahale eder. Yanlışları düzeltmek ister. Olağan seyri değiştirmek ister. Kalpleri Rahman’a çevirmek ister. Bu hayırları arzulayan insanları değiştirir, ıslah eder, temizler ve arındırır. Yüz çeviren insanlara gelince onlar, Kur’ân’ın uyarıcı özelliğini ortadan kaldırmak için onu evlerinin başköşelerine, ulaşılamayacak yüksek dolapların üzerine hapsederler. Ya da onun uyarısından rahatsız olanlar Arapçasına yoğunlaşmak sureti ile kendilerini teselli ederler. Yüzünden okumanın kâfi geleceğini düşünür ve kendisini böyle rahatlatır. Artık o, ne Kur’ân’a uzaktır ne de yakın. Ne Kur’ân’dan mahrum olur (!) ne de Kur’ân tarafından rahatsız edilir! Rahatlamıştır:

“Tüm âlemlere bir uyarıcı olması için, kulunun üzerine Furkan’ı (hakla batılı ayıran Kitab’ı) indiren (Allah) ne yüce, ne mübarektir.”[3]

  1. Beşirdir/Müjdeler. İnsanları sadece azap ile ürkütmek istemez. Orta bir yol tutar. “Allah’ın azabı vardır; ancak rahmeti daha fazladır”hakikatinin üzerine ısrarla parmak basar. Allah’a (cc) kulluk vazifesini güzel bir şekilde icra edenleri altından ırmaklar akan cennetlerle, ebedî refah ve mutlulukla müjdeler ve insana acele etmemesini öğütler. Öğütler ki insan, nefsinin arzularına ve şeytanın aldatmacalarına kanıp dümdüz yoldan sapıvermesin.
  2. Tilaveti ibadettir. Okuyan, kulluk bilincine erer; bu bir ibadettir. Allah’ı tanır; bu bir ibadettir. Amele yönelir; bu bir ibadettir. Tüm bunların yanında Kur’ân okuyan kul, ağzından çıkan her harfe karşılık on ecir/sevap alır.
  3. Muciz bir kitaptır. Aciz bırakır. Belagat ve icazı ile meydan okur. “Benzerini getirin.” der, ses çıkmaz. “Öyleyse onun benzeri, uydurulmuş on sure getirin (bakalım).” der, yine ses yok. “Onun benzeri bir sure getirin.” Tıkırtı yok. “Kur’ân’ın sözlerinden, ayetlerinden bir ayet getirin.”Sonuç elde var sıfır. Sadece Museylemetu’l Kezzab uydurur bir şeyler. Ancak beş yaşındaki çocuğa okunacak olsa kahkahaya boğulur. Çünkü bir uydurmuş, ama pir uydurmuştur!
  4. Furkan’dır. Hak ile batılı birbirinden ayırır. Hak ehli ile batıl ehlini birbirinden ayırır. Öyle ayırır ki Kur’ân ehli bir insan tereddüt yaşamaz. Kimin hak, kimin batıl olduğunun ayırdına rahatlıkla varır. Cahiliye; ilk asrın cahiliyesi de olsa, yirmi birinci asrın cahilî medeniyeti de olsa fark etmez, batılın batıl olduğunu tüm açıklığı ile serdeder. Kıyamete kadar yirmi bir asır daha geçse dahi Kur’ân’ı, sakınan bir kalp ile okuyan herkes cahiliyeyi tanır, tereddüt etmez. Çünkü çağların ya da medeniyetlerin değişmesi önemli değildir Kur’ân için. Önemli olan yaşam biçimi, Allah’a veya hayata bakış açısıdır:

“(Kur’ân inmeden evvel Tevrat ve İncil’i) insanlara hidayet kaynağı olsun diye (indirdi). Ve Furkan’ı (hakla batılı birbirinden ayıran Kur’ân’ı) da indirdi.”[4]

  1. Mevizedir/öğüttür, şifadır, hidayet ve rahmettir. Öğüt dinlemek isteyen, keşmekeşler içinde helak ettiği kalbine şifa arayan, hidayeti ve rahmeti elde etmek isteyen kimselerin kısa ve kesin sonuç alacağı yoldur:

 “De ki: ‘Ey insanlar! Şüphesiz ki size, Rabbinizden bir öğüt, sinelerde olan (manevi hastalıklara) şifa, müminler için de hidayet ve rahmet olan (bir Kitap geldi).’ “[5]

  1. Nurdur. Karanlık ne kadar zifiri olsa da onu etkilemez. Nurdur. Çünkü En-Nûr olan Allah tarafından indirilmedir. Karanlıkta yolunu kaybeden birilerine rastlayan her mümin, onun eline Kur’ân kandilini tutuşturmalı, kesin bir surette doğru yolu bulacağına garanti vermelidir:

“Ey insanlar! Rabbinizden size (hiçbir şüpheye yer bırakmayan) burhan geldi ve size apaçık bir nur indirdik.”[6]

Burada yazdıklarımızın dışında Kur’ân’ın sayamayacağımız kadar meziyetleri ve sıfatları vardır. Ancak biz bu kadar ile yetinelim. Allah (cc), öğrendiklerimiz ile bizi faydalandırsın. Allahumme âmin.

Selam ve dua ile.

 

[1]       .   38/Sâd, 29

[2]       .   6/En’âm, 19

[3]       .   25/Furkân, 1 

[4]       .   3/Âl-i İmran, 4

[5]       .   10/Yûnus, 57 

[6]       .   4/Nîsa, 174

Önerilen makaleler

İlk Yorumu Sen Yap

Cevap Ver